Yazımlar

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar (Page 18)

Avukat Kararı “Yargıtay’da Bozduracağım” Beyanı Veya Bozdurma Şartı İle Dava Alabilir Mi?

Kesinlikle alamaz, almamalı, sonucunu öngöremeyeceği bir iş hakkında müvekkile yalan beyanda bulunmamalıdır. Eylem aynı zamanda suçtur. Hukuka aykırılıktır, disiplin cezasını gerektirir. “Denize düşen yılana sarılır” atasözü belki de doğrudur. Ancak avukat asla yılan olmamalı, binlerce yıllık meslek etik ilkelerine ihanet etmemelidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.06.2014 gün ve E. 2013/4. MD-423, K. 2014/328 sayılı kararı; “…Sanığın mahkeme başkanı olarak çalıştığı adliyede, tarafların bir kısmının hemşehrisi, bir kısmının ise avukat olan kızının müvek kili olduğu dosyalarda hâkim ve Cumhuriyet savcılarını arayarak, ya iyi kişiler olduğunu belirttiği tutuklu sanıkların tahliye edilmesi ya dosyalara iyi bakılması ya da eylemlerin suç oluşturmayacağı ve kızının vekaletnamesinin gözden...

Devamını Gör

Avukatlık Sözleşmesini Kefil Olarak İmzalamak Mümkün Müdür?

Mümkündür, ancak BK’nun 583/1. maddesi uyarınca kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin sözleşmede mutlak olarak gösterilmesi gerekir. Çünkü 583. maddede “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır” hükmünü amirdir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 17.09.2013 gün ve E. 2013/27497, K. 2013/21572 sayılı kararı; “...

Devamını Gör

Avukatlar Hasılı Davaya İştirak Sözleşmesi Yapamaz

Avukatlık Yasası’nın 164/3 fıkrası, “İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.” hükmü ile sözleşme yasağı getirildiği gibi Avukatlık Yasası’nın 47. maddesi; “Avukat el koyduğu işlere ait çekişmeli haklar edinmekten veya bunların edinilmesine aracılıktan yasaklıdır. Bu yasak, işin sona ermesinden itibaren bir yıl sürer. Birinci fıkra hükmü, avukatın ortaklarını ve yanında çalıştırdığı avukatları da kapsar. Ancak, 164. madde hükmü saklıdır” hükmü ile de sözleşme yapılmamış, fiilen dava konusu mal edinilmiş ise bu edinmenin yasa dışı olduğu düzenlenmiştir. “Hasılı davaya iştirak” veya “dava sonucuna katılma” yasağı olarak da tanımlanan...

Devamını Gör

İzale-i Şuyu(Ortaklığın Giderilmesi) Dava Dilekçesi Örneği

NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE                                                                                       SİVAS DAVACILAR : VEKİLİ :AV.İREM BİKE DEMİRHAN DAVALILAR : KONU :ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASIDIR. AÇIKLAMALAR : Müvekkillere ait Sivas ili, Merkez ilçesi, Bingöl köyü, ...

Devamını Gör

Kısıtlanan Kişi Lehine Nafaka Artırım Davası Açılabilmesi İçin Vesayet Makamının İzni Gereklidir

Vesayet makamı görevini üstlenen sulh hukuk mahkemesince kişi çeşitli sebeplerle kısItılanarak kendisine vasi ataması yapılmış olabilir. Nafaka talep hakkı ve nafaka hakkından doğan nafaka artırım davası hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, vasi ya da yasal temsilci tarafından (vesayet makanından izin alınmaksızın) kullanılamayan haklar arasında yer almaktadır. Ancak iş bu davanın açılabilmesi maksadıyla vasi tarafından avukata genel vekaletname verilmiş ve "vesayet makamından İZİN ALINMAKSIZIN" kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar arasında bulunan nafaka artırım davası açılmıştır. TMK'nın amir hükümleri dikkate alındığında kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar vasi ya da yasal temsilci tarafından "doğrudan" kullanılmasına kati suretle cevaz verilmemekte, ayırt...

Devamını Gör

Ölüm Aylığının Kesilmesi (Yetim Aylığı)

Sosyal güvenlik mevzuatında aylıkların bağlanma şartları ve kesme nedenleri düzenlenmiştir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Gelir ve Aylık Bağlanmayacak Haller” kenar başlıklı 56. maddesine göre; “Ölen sigortalının hak sahiplerinden; … Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır (son fıkra).” EŞİNDEN BOŞANDIĞI HALDE, BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞAYAN EŞLERİN önceki eşlerinden veya anne, babalarından gelir ve aylık almaya devam etmeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun dikkatini çekmekteydi. Söz konusu yasal düzenleme ile Sosyal...

Devamını Gör

Apartman Yönetimi Tarafından Apartmana Ait Ortak Yer Apartman Sakinlerinden Bir Kişiye Ve Yahut Üçüncü Bir Kişiye Kiraya Verilebilir Mi?

Kat Mülkiyeti Kanunu Açısından “Ortak Yer” Kavramı: Apartmanların ortak yeri veya yerleri denildiği zaman neler olduğu 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu yasal belirlemeye göre; temeller ve ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvaletler ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar, her kat malikinin...

Devamını Gör

Nemo Tenetur Seipsum Accusare İlkesi

Temel amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ceza muhakemesi hukukunda, sanık bu amaca katkıda bulunmak istiyorsa bunu özgür iradesiyle gerçekleştirmelidir. Nemo tenetur seipsum accusare ilkesi uyarınca, hiç kimse kendisini veya yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Bu evrensel ilkenin temelini kişinin kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyeti oluşturmaktadır. Ceza muhakemesi işlemlerine aktif katılmaya zorlanma yasağının içeriğinde bir tereddüt olmamakla birlikte, pasif katlanma yükümlülüğünün kapsam ve mahiyeti bu ilke karşısında tartışmalıdır. Sanığın susma hakkı ve kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyetinin, devletin güç kullanması yoluyla ortadan kaldırılmasına karşı korunması gerektiği İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarında vurgulanmaktadır. Ceza yargılamasında bireysel savunma...

Devamını Gör
Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?