Marka Hukuku
Marka hukuku, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve ilgili kanunlar kapsamında tanımlanan ve korunan marka, coğrafi işaret, geleneksel ürün adı ve tasarım hakkındaki hükümlerin düzenlendiği hukuk dalı olarak tanımlanabilir.
İçindekiler
Marka Nedir?
Marka hukuku kapsamında düzenlenen marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Sınai Mülkiyet Kanunu 4. Maddesine göre, “Bir teşebbüsün Mal ve hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden Ayırt etmeyi sağlayan her türlü işarettir.”
Kısaca bir teşebbüsün Mal ve hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden Ayırt etmeyi sağlayan her türlü işarettir.
Marka Çeşitleri Nelerdir?
Marka hukuku kapsamında düzenlenen markanın çeşitlerine bakmak gerekirse;
Ticaret Markası
Ticaret markaları, belli bir işletmenin menkul niteliğindeki mallarının üzerine koyduğu, malların hangi işletme tarafından üretildiğini ve hangi işletme tarafından piyasaya çıkarıldığını gösteren marka türüdür.
Hizmet Markası
Hizmet markası, bir işletmenin hizmetlerini diğer işletmelerin hizmetlerinden ayırt etmek amacıyla kullanılan işaretler olarak tanımlanmıştır.
Hizmet markaları, çeşitli ürünlerin yapımı veya pazarlanmasında yararlanılan markalara benzer nitelikte, yürürlükte olan ticari, mali, ya da kişisel mesleki hizmetlerin ayırt edilmesinde yararlanılan işaret ve alametleri ifade etmektedir.
Hizmet markası olarak kullanılacak işaretin yalnız bir hizmet için kullanılması gerekmektedir. İşaret ile hizmet arasında zorunlu olarak doğrudan doğruya bir ilişki bulunmaktadır. Böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda hizmet markasından bahsedilemeyecektir.
Bireysel Marka
Bir marka bir gerçek veya tüzel kişiye ait olup da, sadece adına tescilli olduğu kişi/kişilere hak sağlıyorsa, bu tür markalara bireysel marka denilmektedir.
Bireysel markada en önemli faktör, bireysel marka üzerindeki mutlak hakkın belli bir kişi veya kişiler tarafından kullanılabilmesidir. Bu kapsamda, iştirak veya müşterek mülkiyet hükümleri dahilinde bir marka üzerinde mutlak hakkın kullanılması mümkündür. Kamu tüzel kişileri de bireysel marka sahibi olabilirler.
Garanti Markası
Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından kullanılan ve o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan işaretler olarak tanımlanmıştır.
Garanti markası, markanın sahibi tarafından değil, marka sahibinin belirlediği, malın kalitesine ilişkin şartları gerçekleştiren, her işletme tarafından kullanılabilen malın kalitesi hakkında garantiyi simgeleyen markadır. Kalite, bir malın özeliği, üretiliş biçimi, coğrafi kökenini veya başka bir özelliği ile ilgili olabilir. Uluslararası yün birliğine ait olan “Woolmark” markası,‘’TSE’’ markası, ‘’ISO 9001’’ vs. garanti markasına örnektir.
Ortak Marka
Ortak marka, üretim, ticaret veya hizmet işletmelerinden oluşan bir grup tarafından kullanılan ve gruptaki işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaretler olarak belirtilmiştir.
Ortak marka, markanın her bir sahibinin, markanın tümü üzerinde, diğer ortakların aynı düzeydeki haklarıyla sınırlı ve bağımsız bir şekilde hak sahibi olduğu markadır.
Ortak markayı kullanan işletme sahiplerinden her biri ortak markayı diğer ortakların aynı nitelikteki hakları ile sınırlı olmak şartıyla bağımsız olarak kullanabileceklerdir.
Topluluk Markası
Topluluk markasının amacı, tüm toplulukta geçerli olan tek bir markanın yaratılmasıdır. Bir başka değişle, topluluk markası, sahibine tek bir işlemle Avrupa Topluluğu’na üye tüm ülkelerde geçerli olacak bir marka hakkı sağlamaktadır. Topluluk marka hukuk sistemi, ülkesel hukuk siteminden bağımsız, onlarla aynı anda yürürlükte olan yeni bir hukuk sistemidir. Her ülkenin ülkesel koruması varlığını sürdürmektedir. Topluluk markası ile ilgili düzenlemeler, üye ülkelerin marka hakkı ile ilgili düzenlemelerinin yerine geçmemektedir. Her üye ülke, kendi hukuk sitemini muhafaza etmektedir.
Uluslararası Tescilli Marka
Markanın bir ülkede korunabilmesi için, kural olarak korunacağı ülkede tescil edilmesi gerekmekte ise de, markanın farklı ülkelerde ayrı ayrı tescil edilmesi bazı zorluklara, önemli ölçüde zaman kaybına ve ciddi masraflara sebebiyet vermektedir. Bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi için uluslararası tescil sistemi öngörülmüş olup, bu sisteme Madrid Sistemi, bu sistem dahilinde, belirlenen prosedür çerçevesinde tescil edilen markalara da uluslararası tescilli marka denilmektedir.
Vekil (Temsilci) Markası
Yabancı bir işletmenin, pazar şartları veya başka bir nedenden dolayı Türkiye’de kendisine ait olan markayı başka biri, temsilcisi adına tescil ettirmesi mümkündür. Vekil adına tescil ettirilen markanın sahibi vekil olarak kabul edilmekle birlikte, vekil ile markasını vekil adına tescil ettirme hususunda rıza gösteren işletmenin, aralarındaki iç ilişkiyi istedikleri gibi düzenlemeleri mümkündür. Taraflar isterlerse, vekil adına tescil edilen markanın belli bir süre sonra işletmeye dönmesini de öngörebilirler. Bu tür markalara vekil markası veya temsilci markası denilmektedir.
Tanınmış Marka
Tanınmış markanın her somut olaya göre farklılık göstermesi ve önceden belirlenmiş kriterlere uymaması dolayısıyla, genellikle tanınmış markanın tanımı kanunlarda belirtilmemiştir. Tanınmış markanın tespiti için mahkemeler ve doktrin tarafından çeşitli unsurlar tespit edilmiş ise de, bunlar arasında da bir birlik bulunmamaktadır.
Tanınmış marka genel itibariyle, tescil edildiği ülkede ve ülke dışında asgari ilgili çevrelerde bilinen, giderek bilinirlik ölçüsü ülke içinde ve dışında ilgili çevreleri de aşan, zamanla tescil edildiği mal ve/veya hizmeti ayırt etme yanında onu da aşarak başlı başına bir kalite ve reklam aracı haline gelen, kullanıldığı takdirde farklı mal ve hizmetler bakımından etkilerini doğurabilecek markadır.
Marka Hakkının Hukuki Niteliği
Marka hukuku kapsamında düzenlenen, Marka hakkı sahibine markayı kullanmada, markadan yaralanmada ve marka üzerinde tasarrufta bulunmada inhisari yetkiler vermektedir. Marka sahibinin marka üzerindeki hakkı mutlak haktır. Bir başka değişle, marka sahibi hakkını, marka hakkını ihlal eden herkese karşı ileri sürebilecektir. Marka hakkı, mutlak hak niteliğinin yanında, tescilli olduğu mal ve hizmetlere ilişkin olmak üzere markayı kullanmak hususunda sahibine münhasır bir hak da sağlamaktadır. Tescilli olmayan markalar bakımından da, marka sahibinin haksız rekabet hükümlerine dayanabilmesi mümkün olduğundan, münhasır bir hak söz konusu olmaktadır. Markanın, sahibinin izni olmaksızın kullanılması halinde, münhasır hakkın ihlali söz konusu olacaktır.
Marka hakkı herkese karşı ileri sürülebilen, mutlak ve subjektif, parayla ölçülebilen, devri, rehni, haczi ve miras yoluyla intikali mümkün, kullanımında belirli süre sınırlamaları bulunan bir haktır.
Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
Marka hukukuna ilişkin yargıtay kararlarına bakmak gerekirse;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2004/12807 K. 2005/10230 T. 24.10.2005:
“Uluslararası anlaşmalarda da tanınmış marka kavramı belirlenmeye çalışılmıştır. 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 7/1-i bendinde sahibi tarafından izin verilmeyen tanınmış markaların Türkiye’nin de katıldığı Paris Sözleşmesi’nin 1 nci mükerrer 6. maddesine göre tescil edilemeyeceği belirtilmiştir. Sözleşmenin tarafı olan bir ülkede tescilli tanınmış marka ve bu markalı ürünler Türkiye’ye hiç getirilmemiş olsa dahi, sözü edilen Sözleşme’nin 1 nci mükerrer 6. maddesi gereğince ülkemizde himaye görecektir. Anılan Sözleşmeye göre, üye ülkeler kötüniyetle tescil edilmiş olan markanın terkinini talep için süre koyamazlar. Bir markanın tanınmış sayılabilmesi için dünya markası olması, hatta birlik ülkelerinde bilinmesi gerekmez, önemli olan Türkiye’de bilinebilmesidir.
Nitekim Paris Sözleşmesinde de bir markanın herkesçe fiilen bilinmesinden değil bilindiğinin mütalaa edilmesinden sözedilmektedir. Bir markanın herkesçe bilinip bilinmediği tespit edilirken herhangi bir kişi değil bu markanın Türkiye’de hitap ettiği müşteri kitlesi dikkate alınmalıdır. Tanınmışlık, toplumun önemli bir kesiminde ve en azından genel hedef kitledeki orta düzeydeki müşterilerce bilinmeyi gerektirir.
Tanınmış marka tanımında uygulama yeri bulunan bir diğer uluslararası anlaşma da Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması TRIPS’in 16/2. maddesi olup, tanınmışlık olgusuna daha net ölçütler getirilmiş, markanın ilgili sektörde herkesçe bilinebilir olmasının tanınmış marka kabulünde etken olduğu vurgulanmıştır. Anılan anlaşmanın 16/3. maddesi ile de Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesinin uygulama alanı genişletilmiş, tanınmış markaların farklı mal ve hizmetler yönünden de korunması sağlanmıştır. “İlgili sektör” ise markanın kullanıldığı ürün ve hizmetlerin Türkiye’deki gerçek ve potansiyel alıcıları, bu alandaki iş çevreleri ve markanın kullanılacağı ürün ve hizmetlerin dağıtım kanallarında yer alan kişiler ve satıcılar olarak tanımlanabilir.
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) nezdinde oluşturulan Uzmanlar Komitesi’nce tanınmış marka konusunda ortaya çıkan terimler birtakım kriterler belirlenmek suretiyle somutlaştırılmıştır. Anılan kriterlere göre tanınmışlığın tespitinde markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yaygınlığı, reklam, temsil, promosyon, gibi tanıtım faaliyetlerinin kapsamı, mali bütçesi, süresi, ve yoğunluğu, marka hakkının hangi etkinlikte ve verimlilikte korunduğu, markaya atfedilen ticari değer, tanınmışlığa yönelik mahkeme ve diğer yetkili makamların kararları, gibi olguların dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu olgular, kamuoyu araştırması, sektörel bilgi taraması ve bilirkişi incelemesi gibi yöntemlerle belirlenebilecektir.
O halde mahkemece, anılan düzenlemeler göz önüne alındığında, uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle davacının markasının toplumun ilgili kesimlerinde yeterince bilinip bilinmediğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde Almanya’da tanınmış davacı markasının, Almanya’da yaşayan ve tatillerini ülkemizde geçiren Türk vatandaşları ve yakınları tarafından bilindiği varsayımıyla karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Marka Hukuku
- Markanın İptali
- Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı
- Patent Hakkı
- Patent Hakkına Tecavüz ve Hükümsüzlük
- Marka Başvurusu Nasıl Yapılır?
- Markada Tescil Engelleri Nelerdir?
- Marka Hakkına Tecavüz
- Markanın İptali
- Marka Hakkının Sona Erme Halleri Nelerdir?
- Tasarım Hakkına Tecavüz Halinde Açılabilecek Davalar
- Tasarım Hakkına Tecavüz
- Tasarım Hukuku
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN