Tasarım Hukuku | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Tasarım hukuki, tasarımın hukuki olarak korunma şartlarını ve tecavüz hallerinde hukuki yaptırımları düzenlemektedir.

    Tasarım Nedir?

    “Bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn” şeklinde tanımlanır.

    Tasarım kavramı bir ürün ya da ürün parçasının yahut ürün ya da ürün parçasının plan ve projesinin düzenlenmesinin yanı sıra bu ürün yada ürün parçasının iç ve dış görünüm özelliklerini de içine alan geniş bir kavramı ifade eder.

    Hukuki anlamda tasarım ürünüm görünümüdür. Tasarım, bir ürünün tamamı veya bir parçasının çizgi, şekil, renk gibi insan duyularıyla algılanabilecek unsurlarının oluşturduğu dış görünümdür. Tasarım hakkıyla korunan, ürünün bu özellikleri nedeniyle sahip olduğu estetik görünümünden kaynaklanan ekonomik değerdir.

    Nitekim Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 55. maddesine göre “tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” tasarımlar ürün veya ürün parçasının görünümüne ilişkindir.

    Tasarımın Unsurları Nelerdir?

    Ürün Ya da Ürün Parçası

    Tasarım yalnızca düşünce olarak kaldığında hukuki anlamda korumadan yararlanamaz. Bunun anlamı soyut, yani üründen bağımsız bir tasarımın hukuki anlamda korunmasının mümkün olmadığıdır.

    Tasarım başvurusu tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün adı olmadan yapılamadığından soyut yani üründen bağımsız tasarımlar korumaya tabi değildir.

    Tasarım koruması için ürünün bir parçası yeterli olup, ürünün bir bütün olarak bulunması gerekmemektedir. Gerekli şartlar sağlanmak koşuluyla ürünün parçalarının tasarımı da korunur. Ürün endüstriyel yolla veya elle üretilebilir.

    Ürünün tanımı SMK’nın 55. maddesinin 2. fıkrasında “Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder” şeklinde belirtilmiştir.

    Görünüm

    Tasarım olarak kabul edilen şey ürün ya da ürün parçasının kendisi olmayıp, görünümüdür. Tasarımın görünüş şeklinin dayandığı unsurlar kanunda sınırlı sayıda olmayıp, “…çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden…” şeklinde ifade edilerek açık uçlu olarak belirtilmiştir. Bu nedenle görünümün özelliklerine kanunda sayılanların dışında başka özellikler de dâhil olabilir. Bu kapsamda tasarım ürünün görünümüne ilişkin olduğundan, görünüm kavramının açıklığa kavuşturulması önem arz etmektedir. Bu kapsamda tasarım ürünün görünümüne ilişkin olduğundan, görünüm kavramının açıklığa kavuşturulması önem arz etmektedir.

    554 sayılı KHK’da tasarım; “bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütün” şeklinde tanımlanmaktaydı. Bu tanım SMK’daki tasarım tanımıyla temelinde aynı olmakla birlikte, değişen kısım önceden “insan duyuları ile algılanma” kriterinin yerine “görünüm” ifadesinin kullanılmış olmasıdır.

    Tasarım Çeşitleri

    Tescilli-Tescilsiz Tasarımlar

    6769 sayılı SMK’da hem tescilli hem tescilsiz tasarımlar düzenlenmiştir. SMK ile hukukumuzda ilk defa tescilsiz tasarımlar özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. SMK m. 55/4’e göre “…Tasarım, bu kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur…”. Madde gerekçesinde konuya ilişkin açıklamalarda önceden genel düzenlemelerin tescilsiz tasarımlar için uygulandığı fakat bunun birtakım güçlükler oluşturduğu ifade edilmiştir. Tescilsiz tasarımlara özel olmayan bu genel düzenlemelerin, örneğin koruma süresi açısından sınır belirlemede yetersiz olduğu, yahut tescili iptal edilmiş tasarımları da kapsayabilmesi gibi sorunlara yol açtığı belirtilmiştir.

    Tasarım tescilinin masraflı ve zahmetli bir süreç olması ve bu nedenle günümüzde tasarımcıların tüm tasarımlar için tescil başvurusunda bulunmaması “tescilsiz tasarım” kavramının meydana gelmesine yol açmıştır. Tescilsiz tasarımlarda da tasarımcının emeği ve eseri söz konusu olduğundan, kanun koyucu bu tip durumları nazara alarak 6769 sayılı SMK ile tasarım korumasının tescilsiz tasarımlar için de sağlanabilmesinin önünü açmıştır. Tescilsiz tasarım koruması SMK ile kapsama dahil edildiğinden tescilsiz tasarım ihlalinden doğan davalara yine ihtisas mahkemeleri bakacaktır.

    İki Boyutlu ve Üç Boyutlu Tasarımlar

    İki boyutlu tasarımlara yüzeysel biçimler, grafik çizimler; üç boyutlu tasarımlara ise sandalye, masa, ütü gibi nesnelerin tasarımları örnek gösterilebilir. Estetik özellik hem iki hem üç boyutlu tasarımlarda bulunmakla birlikte, işlevsel (fonksiyonel) özellik yalnızca üç boyutlu tasarımlar için söz konusudur.

    Tasarımlarının yeni ve ayırt edici olması koşuluyla ürünlerin üç boyutlu görünümünün yanı sıra; desen, resim, çizgi gibi iki boyutlu görünümleri de tasarım mevzuatıyla korunur. Ürünlerin iki boyutlu tasarımlarının çeşitli kombinasyonları da tek bir tasarım olarak korunabilir.

    Estetik ve Fonksiyonel Tasarımlar

    Tasarım hem sanatsal hem mühendislik hem de tüketicinin/kullanıcının ihtiyaç ve beğenilerinin dikkate alındığı bir faaliyettir. Ürünün görünümü sadece insan duyuları ve zevkine hitap etmesi nedeniyle ürüne değer katabileceği gibi bazı durumlarda ürünün kullanım amacına hizmet eden fonksiyonel özellikler de içerebilir. Üreticiler tarafından tüketiciyi tatmin etmek ve ürünü satın almasını sağlamak için imal edilen nesnenin dış görünüşüne önem verilir.

    İnsan zevkine hitap eden tasarımlar estetik tasarım olarak isimlendirilir. İşlevsellik ise ürünün teknik işlevini anlatmaktadır. Ürünün kolay kullanımı, ergonomisi, ürünün çalışmasıyla ilgili özellikleri işlevsellik terimini ifade etmektedir.

    Estetik özellik hem iki hem üç boyutlu tasarımlarda bulunabilirken, işlevsel özellik kural olarak sadece üç boyutlu tasarımlarda bulunmaktadır. Tasarlanan ürünün türü, tasarımın işlevsel veya estetik niteliğinin yoğunluğunun belirlenmesinde önem arz eder. Örneğin endüstriyel ürünlerin tasarımında asıl amaç ürünün estetik niteliği olmayıp işlevselliği iken bir sanat eserinin tasarımında ise amaç estetik niteliktir.

    Türk tasarım hukukunda hem estetik hem fonksiyonel tasarımlar koruma görmektedir. Tasarımın korunması için estetik nitelikte olması aranmayacağı gibi, bir tasarımın fonksiyonel nitelikte olması da korumadan yararlanmasına engel değildir. Bunun anlamı estetik nitelikte olmayan tasarımların da gereken şartları sağlaması koşuluyla tasarım korumasından yararlanacağıdır. Fonksiyonel ürün tasarımları da alternatif sunmak ve görünüme katkı sağlamak koşuluyla koruma görecektir.

    Endüstriyel Olan ve Elle Üretilen Tasarımlar

    Endüstriyel yolla üretilen tasarımlara endüstriyel tasarımlar denilmektedir. Endüstriyel tasarımlar imalat sanayinde bir malın üretilmesinde kullanılan model veya diğer bir ifadeyle seri imalata konu olan ürünlerin tasarımıdır. Sanayinin gelişmesiyle birlikte makinalar aracılığıyla çok sayıda tasarım ve bu tasarımların uygulandığı ürün üretilebilmektedir. Endüstriyel tasarımın amacı sanayi için tasarım olduğundan, endüstriyel tasarım da üretilebilir olmalıdır.

    Endüstriyel tasarımlar hakkında öncelikle bilinmesi gereken ilk şey bunun yeni ürün geliştirme olarak tanımlanan endüstriyel faaliyetin önemli bir parçası olmasıdır.

    Endüstriyel tasarım kısaca ürün ile kullanıcı/müşteri arasında her türlü algısal, fiziksel ve işlevsel ilişkinin kurgulanmasını kapsayan ve yaratıcılık içeren bir endüstriyel faaliyet olarak tanımlanabilir.

    Mekanik olarak ya da seri olarak üretilmeyen, söz gelimi elle üretilen tasarımlar da endüstriyel olmayan tasarımlardır. Endüstriyel tasarımlar sanayi ile gelişmiştir fakat endüstriyel olmayan tasarımlar yani ürün tasarımları insanlığın varoluşundan beri vardır.

    Avukat vekalet ücreti ne kadardır?



    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258