İletişime geçin
+905455880258Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) madde 33 ve devamında incelenmektedir.
SMK 34 üncü maddesinde coğrafi işaret tanımlanmıştır. Buna göre; Coğrafi işaret, Belirgin bir niteliği, ünü ya da diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir.
Coğrafi işaretler, özelliklerine göre menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilmektedir. Bu özellikleri;
Coğrafi bir yer adı içermese de yukarıda belirtilen koşulları taşıyan bir ürünü belirtmek için geleneksel olarak kullanılan, günlük dilde yerleşmiş ve coğrafi bir yer adı içermeyen adlar da menşe adı ya da mahreç işareti olabilir.
Menşe adı ya da mahreç işareti kapsamına hiç girmeyen ve ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az (otuz) yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar, aşağıda belirtilen koşullardan en az birini sağlamaları durumunda geleneksel ürün adı alarak tanımlanmaktadır. Bu koşullar;
Coğrafi işaret olarak tescil edilememektedir.
Geleneksel ürün adı olarak tescil edilmeyecekler;
tescil için başvurma hakkına sahip bulunmaktadır .
Coğrafi işaret başvurusu için;
Geleneksel ürün adı başvurusu için;
Yabancı ülke kaynaklı coğrafi işaret ya da geleneksel ürün adı başvurularında aşağıdaki koşullar aranmaktadır.
Başvuru yapan, başvurusu reddedildiği takdirde, ret kararı kendisine kurumca bildirilmektedir. Bu bildirim gününden itibaren (iki) ay içinde kuruma itirazda bulunabilmektedir. İtiraz dilekçesi gerekçeli olacaktır. İtirazın yazılı olması zorunludur. Sözlü itiraz geçerli değildir.
Tescil isteminin bu kanunun 33 ila 37. maddeleri uyarınca uygun bulunmadığı iddiasıyla üçüncü kişiler ya da önceki tarihli herhangi bir hak sahibi başvurunun bültende yayımlandığı tarihten itibaren (üç) ay içinde kuruma itirazda bulunabilmektedir. Bu itiraz da yazılı olacak ve gerekçeli bulunacaktır. İtiraz yapıldığı, başvurana bildirilmekte ve görüşü istenmektedir.
İtiraz yapıldığında itiraza ilişkin ücretin itiraz süresi içinde ödenmesi gerekmektedir. Alınacak bilgi ve belgenin de bu itiraz süresi içinde kuruma sunulması gerekmektedir. Aksi takdirde itiraz yapılmamış sayılmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan itirazlar ücrete bağlı bulunmamaktadır. Yani ücret alınmamaktadır.
Kurul, yapılan itirazları Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 33 ila 37 ve 39. maddeleri ile 48. madde hükümlerini de göz önünde tutarak incelemektedir. Kurul, itirazla ileri sürülen hususların değerlendirilmesi için ilgili kurum ya da kuruluşlardan görüş isteyebilir. Bu görüşler dolayısıyla ücret talep edilmesi halinde bu ücretler itirazda bulunan tarafından ödenecektir. Kurum tarafları uzlaşmaya davet edebilir. Uzlaşma ile ilgili 6325 sayılı kanun kuralları göz önünde tutulmaktadır. İtirazın incelenmesi sonucunda başvurunun biçim veya kapsamında değişiklik yapılması halinde başvurunun son hali, değişikliğe uğrayan kısmı ayrıca belirtilmek suretiyle bültende yayımlanmaktadır. Bu yayıma artık itiraz edilememektedir. İtiraz üzerine tescil başvurusunun reddedilmesi kararı da Bültende yayımlanmaktadır.
Bültende yayımlandığı tarihten itibaren (üç) ay içinde bir itiraz olmadığı takdirde ya da itiraz yapılmış ve reddedildiği takdirde veya itirazların değerlendirilmesi sonucunda değişikliğe uğramış başvuru, bildirim tarihinden itibaren (iki) ay içinde tescil ücretinin ödenmesi ve ödendiğine dair bilginin aynı süre içinde kuruma sunulduğu takdirde tescil edilmekte, sicile kaydedilmekte ve Bültende yayımlanmaktadır.
Başvurunun kaydedildiği sicil alenidir. Yani herkese açıktır. Talep edilmesi halinde de, sicil örneği verilmektedir.
Tescil edilen coğrafi işaretin ya da geleneksel ürün adının tescile konu özelliklerinde değişiklik olması halinde değişiklik talebi, ücreti ödendiği takdirde yararı bulunanlar tarafından yapılabilmektedir.
Değişiklik talebi usulüne uygun incelenmekte ve uygun bulunan değişiklikler Bültende yayımlanmaktadır. Bu değişikliğe yayım tarihinden itibaren (üç) ay içinde gerekçeli ve yazılı olarak itiraz edilebilmektedir.
İtirazlar incelenir, itiraz olmaması ya da inceleme sonucunda itirazın ret olunması halinde değişiklikler Bültende yayımlanmakta ve yayım tarihi itibariyle de kesinleşmektedir.
Tescil edilen coğrafi işaretin ya da geleneksel ürün adının tescile konu özelliklerinde yapılan değişiklikler ilgililer tarafından Bültende yayım tarihinden itibaren en geç (bir) yıl içinde uygulanmaktadır.
Coğrafi işaret ya da geleneksel ürün adı başvurusu yapanların veya tescil ettirenlerin, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yukarıda açıklanan 36 ve 49. maddelerinde öngörülen koşulları yerine getirmedikleri kurumca resen incelemede anlaşılması ya da bu hususun mahkemece tespit olunması yahut başvuru yapan veya tescil ettiren kişiler tarafından değişiklik bildiriminin kuruma yazılı olarak sunulması halinde bu karar, tespit ya da bildirim Bültende yayımlanmakta ve yayım tarihinden itibaren (üç) ay içinde ilgililer tarafından başvuru veya tescil kayıtlarında değişiklik talebinde bulunabilmektedir.
Talep olmaması ya da yapılan taleplerin uygun bulunmaması halinde, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı hakkı sona ermekte ve bu durum Bültende yayımlanmaktadır.
Başvuru yapan ya da tescil ettiren ile Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 36. ve 49. maddelerinde belirtilen şartları sağlayanın anlaşmaları halinde, kayıtlardaki değişiklik istemi; belgelerin sunulması ve ücretinin ödenmesi durumunda kuruma yapılmakta ve istem kabul edildiği takdirde de, değişiklik Bültende yayımlanmaktadır.
Coğrafi işaret ya da geleneksel ürün adı başvurusu yapan veya tescil ettiren kişilerin, a) isim, b) adres, c) ünvanı ya da d) nev’inde meydana gelen değişiklikler sicile kaydedilmekte ve Bültende yayımlanmaktadır.
Coğrafi işareti tescil ettiren ile tescil edilmiş coğrafi işaretin kullanım hakkına sahip kişiler;
Coğrafi işaretin ya da geleneksel ürün adının hükümsüzlüğü menfaati olanlar tarafından mahkemeden istenebilir. Mahkemece;
hallerinde tescilli coğrafi işaret ya da geleneksel ürün adının hükümsüz sayılmasına karar verilmektedir.
Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının hükümsüzlüğüne ilişkin dava, sicilde tescil ettiren olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Yani davalı bu kişidir. Bu davalarda kurum taraf göstertilmez, davalı durumunda bulunmaz.
Tescilli coğrafi işaretin aşağıda belirtilen biçimdeki kullanımları coğrafi işaret hakkına tecavüz sayılır:
ç) Coğrafi işarete ilişkin amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde kullanımı
Tescil edilmiş geleneksel ürün adının aşağıda belirtilen biçimdeki kullanımları, geleneksel ürün adı hakkına tecavüz sayılmaktadır.
1- Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini taşımadığı hâlde, kullanılması öngörülen amblemin tescilli ürün adı ile birlikte kullanılması suretiyle, ürünün ününden herhangi bir biçimde yarar sağlayacak kullanımı veya tescil kapsamındaki ürünleri andıran ürünlerle ilgili olarak tescilli ürün adına tahsis edilen amblemin ticari amaçlı kullanımı.
2- Amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde kullanımı.
3- Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini ve tescilli ürün adı için kullanılması öngörülen amblemi taşımadığı hâlde, ürünün iç veya dış ambalajında, tanıtım ve reklamında veya ürünle ilgili herhangi bir yazılı belgede ürünün tescilde belirtilen özellikleri taşıdığına ilişkin yanıltıcı herhangi bir açıklama veya belirtiye yer verilmesi.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2008/10674 K. 2010/2689 T. 11.03.2010:
“Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının “H… Yün El Halısı” ve “B… El Halısı” ibareli coğrafi işaret tescil belgeleri ile anılan ürünlerin gerek teknik gerekse biçim özelliklerinin koruma altına alınmış olduğu, davalının ithal etmek istediği halıların motif, renk ve desen özellikleri yönünden tamamen, teknik özellikler yönünden ise kısmen anılan tescil belgelerindeki unsurları içermesinin davacının coğrafi işaret tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturacak mahiyette bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Hi… El Dokuma Yün Halısı tanıtıcı işaretini taşıyan 25 adedi H… halısının “yedi dağın çiçeği”, 10 adedinin ise B… halısının “inci çiçeği” desen özelliklerini gösteren halıların davalı tarafından ithalinin davacının coğrafi işaret tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespitine,
davalının bu şekilde yarattığı haksız rekabetin men’ine, davalının ithalini gerçekleştirmek istediği halıların üzerinde veya iş ve tanıtım evrakında “H…” markası veya bu marka ile iltibasa sebebiyet verebilecek bir işaret kullanılmadığından marka hakkına tecavüz isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile uyuşmazlık konusu halılara ait desen ve motiflerin tescil edilen coğrafi işaret konusu ürünlerin karakteristik özelliklerinden olduğunun bilirkişi raporlarında tespit edilmesi karşısında bu durumun, 555 sayılı KHK’nın 15/d maddesi uyarınca coğrafi işaret tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmesine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.”
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258