Satıcının Zapttan Sorumluluğu | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Zapt hususu, Türk Borçlar Kanunu’nun 214 ile 218. maddeleri arasında düzenlenmektedir.

    Satıcının Zapttan Sorumluluğu Nedir?

    Satıcının zapttan dolayı sorumluluğunu, üçüncü bir kişinin satış sözleşmesinin kurulmuş olduğu sırada sahip olduğu üstün bir haktan dolayı, satış konusu malı alıcının elinden alması veya mülkiyet hakkını sınırlandırması karşısında satıcının sorumluluğudur. Başka bir ifadeyle, satılan şey üçüncü kişi tarafından elinden alınan veya satılandaki hakları sınırlanan alıcıya karşı satıcının sorumluluğunu, zapttan sorumluluk şeklinde incelenir.

    Satıcının Zapttan Sorumluluğunun Şartları Nelerdir?

    Alıcı ile Arasında Geçerli Bir Satış Sözleşmesi Olmalı

    Satıcının zapttan sorumluluğuna gidilebilmesinin ilk şartı, alıcı ile satıcı arasında geçerli olarak kurulmuş bir sözleşmenin varlığıdır. Buna göre, satış sözleşmesinin geçersizliği durumunda alıcı, zapta karşı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacaktır.

    Satılan Alıcıya Teslim Edilmiş Olmalı

    Zapttan sorumluluğun doğabilmesi için öncelikle, satılanın alıcıya teslim edilmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan satış sözleşmesinin kurulmuş olması ve ardından teslim olmaksızın dolaylı zilyetliğin sağlanmasının yeterli olmayacağı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, teslimden önce üstün hak iddiasında bulunulması ve satılanın zapt edilmesi durumunda, zapttan sorumluluk hükümleri değil, borcun hiç veya gereği gibi ifa edilememesi söz konusu olacaktır.

    En Geç Satış Sözleşmesinin Kurulduğu Sırada Üçüncü Kişinin Zapta İmkân Veren Üstün Bir Hakkı Var Olmalı

    Üçüncü kişi için zapta imkân veren üstün nitelikteki hakkın bulunması ve bu hakkın sözleşmenin kurulduğu anda var olmasıdır. Buna göre, alıcının zapta ilişkin hükümlere başvurabilmesi için, satılan alıcıya teslim edilmiş olmalı ve bunun yanında sözleşmenin kurulması anında üçüncü kişinin üstün bir hakkı var olmalıdır.

    Sözleşmenin Kuruluşunda Alıcı Zapt Tehlikesini Bilmiyor Olmalı

    Alıcının, sözleşmenin kurulması aşamasında, üçüncü kişiden gelebilecek böyle bir zapt tehlikesini bilmiyor olması gerekmektedir. Zapt tehlikesinin bilinmesi, zapttan sorumluluğu engeller. Buradaki bilmenin, (örneğin satıcı tarafından verilen belgelerin okunmaması halleri gibi ağır kusur içeren haller dışında) bilmesi gerekme veya ihmalen bilmeme değil, doğrudan bilme olarak değerlendirilmesi ve ancak fiilen bilme şartının aranması gerektiği ifade edilmektedir.

    Satılan Zapt Edilmiş Olmalı

    Satıcının zapttan sorumluluğu için zapt tehlikesinin varlığı yetmemektedir. Buna göre satıcının sorumluluğuna gidebilmek için, satılanın üçüncü kişi tarafından fiilen zapt edilmiş olması da gerekecektir. Buradaki zapt, “tam zapt” yani satılana tümüyle el konulması şeklinde olabileceği gibi, “kısmi zapt” yani satılandan alıcının yararlanmasının kısmen engellenmesi şeklinde de olabilecektir. Ayrıca, zaptın mahkeme kararıyla gerçekleşmesinin yanında, dava olmaksızın alıcının üçüncü kişinin hakkını tanıması şeklinde de gerçekleşebileceğini ifade etmek gerekir.

    Taraflar Arasında Satıcının Zapttan Sorumlu Olmayacağına Dair Bir Sorumsuzluk Anlaşması Olmamalı

    Son olarak, satıcıyla alıcı arasında bir sorumsuzluk anlaşması bulunmaması gerekmektedir. Başka bir ifade ile, zapta ilişkin hükümler emredici hükümler olmadığından, alıcı ile satıcının yapacakları anlaşma ile, satıcının zapttan sorumluluğunun sınırlandırılabileceği veya kaldırılabileceği ifade edilmektedir. Böyle bir durumda alıcı, zapta ilişkin sorumluluğa gidemeyecektir. Ancak, üçüncü kişinin hakkının satıcı tarafından bilerek gizlenmiş olması durumunda, sorumluluğun kaldırılmasına ya da sınırlandırılmasına ilişkin anlaşmalar geçerli olmayacaktır.

    Zamanaşımı Süresi Dolmamış Olmalı

    Zapttan sorumlulukta bir diğer husus ise zamanaşımı süresine ilişkindir. Kanun incelendiğinde, zapttan sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, zapttan sorumluluğun zamanaşımının, on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olacağı belirtilmektedir.

    Zaptın Sonuçları Nelerdir?

    Tam Zapt Halinde

    Tam zapt halinde alıcının hakları, TBK m. 217’de sayılmıştır. Belirtmek gerekir ki satıcı, 4 bent olarak sayılmış olan talepler karşısında, kusuru aranmaksızın sorumlu olacaktır. Diğer bir ifade ile satıcı, zapttan sorumluluk bakımından kurtuluş kanıtı getiremeyecektir. Ancak dolaylı zararlardan sorumluluk için satıcının kusurlu olması gerekecektir; ki düzenlemede, satıcının aleyhine bir kusur karinesinin kabul edildiğini ifade etmek gerekir. Tam zapt halinde satıcının sorumlu olduğu veya alıcının talep edebileceği hususları saymak gerekirse; alıcı,

    - ödemiş olduğu satış bedelinin faiziyle birlikte iadesini,

    -satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderlerini,

    -satıcıya bildirimle kaçınabileceklerinin dışındaki yargılama ve yargılama dışı giderlerini,

    -satılanın elinden alınmış olmasından dolayı uğramış olduğu doğrudan zararlarını,

    satıcının kusuru olmaksızın talep edebilecektir.

    Bunların yanında alıcı, satıcı kusursuz olduğunu ispat etmediği sürece, satılanın elinden alınmasından dolayı uğradığı diğer zararlarını da talep edebilecektir. Bu noktada dolaylı zararların ilk, yani doğrudan zararı oluşturan sebebin sonucu olduğu ve ilk sebebe eklenen başka bir sebep neticesinde oluşan zararlar olduğunu belirtmek gerekir.

    Kısmi Zapt Halinde

    Kısmi zapt hali ise satılanın bir kısmının üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınması veya satılanın sınırlı ayni bir hakla yüklenmiş olması durumlarında söz konusu olacaktır. Kısmi zaptta sözleşme, tam zapttan farklı olarak kendiliğinden değil, alıcının açacağı bir dava ve hâkimin bu yöndeki kararıyla sona erecektir. Bunun için ise alıcının eğer durumu bilseydi satış sözleşmesini yapmayacak olmasının, durum ve koşullardan anlaşılması şartı aranacaktır. Bu şartın gerçekleşmemesi halinde ise alıcı, satıcıdan kısmi zapt nedeniyle uğramış olduğu zararların giderilmesini isteyebilecektir. Kısmi zapt halinde şartlar oluşup sözleşmenin sona erdirilmesine karar verildiği takdirde, alıcının elindekileri geri vereceği ve tam zaptın söz konusu olduğu hallerde isteyebileceği giderlerini ve menfi zararlarının tazminini isteyebileceği belirtilmelidir.

    Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

    ''Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2004/4841 K. 2004/14134 T. 11.10.2004''

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım akdinden kaynaklanan, zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan 463 nolu parselde özel parselasyon sonucu oluşan 53 nolu parseli, tapuda kayden 10.06.1996 tarihinde satın aldığı, ancak taşınmazın kadastro mahkemesinde görülen dava sonucu dava dışı Ahmet adına tesciline karar verilerek zapt olunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK'nın 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir.

    Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK'nın 1020. maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur. BK'nın 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, ""alıcı zapt tehlikesinden satımın inikadı zamanında haberdar ise satıcı tahsisen iltizam ettiği kefalet dolayısıyla mesul olur"" hükmü getirilmiştir. Kaldı ki, uyuşmazlıkta, satıcı konumundaki davalının satım akdinin inikadından önce kendisi hakkında açılan men'i müdahale ve kal davasından alıcıyı haberdar etmemesi BK'nın 189/son maddesinin uygulanmasını zorunlu kılar.

    Ne var ki, bu hususlar gözetilmeden mahkemece dinlenen şahit beyanlarına göre davacının akdin inikadından önce 3. kişinin zapt tehlikesini bildiğinin kabulü mümkün değildir. Zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK'nın 192. maddesi de, taşınmazın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır. Bu bentlerde hükme bağlanan zarar ve ziyanlar da, satıcının kusurlu olmasını gerektirmez. Satıcı, her halükarda bu bentlerdeki zarar ve ziyandan sorumludur. Ancak anılan maddenin son fıkrasına göre, satıcı kendisine kusur isnat edilemeyeceğini ispatlamadıkça, satılanın zaptından kaynaklanan her türlü zarardan da sorumludur.

    Mahkemece, yasanın bu hükümleri nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    ''Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2007/223 K. 2007/5390 T. 17.04.2007''

    2- Dava, satılanın zaptından dolayı tazminat davasıdır. davacının davalı adına kayıtlı otoyu geçerli satış sözleşmesi ile satın aldığı ancak dava dışı ara­cın ilk malikinin eylemleri nedeniyle araç hakkında müsadere kararı verilerek aracın davacının elinden alındığı hususları dosya kapsamı ile sabittir. Bu du­rumda; davacı alıcının akidi olan satıcı davacının zararını karşılamak zorunda­dır. Davacının zararı ise; satılanın zaptından dolayı aracın elinden alınması nedeniyle uğradığı zarardı ki bu da aracın el konulma tarihindeki rayiç bedeli­dir. Öyle ise, mahkemece aracın el konulma tarihindeki rayiç bedeli belirlene­rek bu bedele hükmedilmesi gerekirken, taraflar arasında düzenlenen noter satış sözleşmesindeki kasko bedeli olarak gösterilen satış bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

    Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

    İlgili yazılarımız;
    • Satıcının Zapttan Sorumluluğu


    AV. İREM BİKE DEMİRHAN


    Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258