İletişime geçin
+905455880258Mal Değişim Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu madde 283 vd. düzenlenmektedir.
Trampa sözleşmesi, taraflardan birinin diğer tarafa bir veya birkaç şeyin teslim ve mülkiyetini geçirmeyi, diğer tarafın aynı şekilde başka bir veya birkaç şeyin teslim ve mülkiyetini geçirmeyi taahhüt etmesi karşılığında borçlandığı bir sözleşmedir.
Bir başka tanıma göre; mal değişim sözleşmesi, bir hak veya bir malın, başka bir hak veya mal ile değiştirilmesini amaçlayan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin satıştan farkı, satışta karşılık para olduğu halde, mal değişim sözleşmesinde mal veya haktır. Mal ile malın değişimi (trampa) öyle bir sözleşmedir ki, bu sözleşme gereğince taraflar karşılıklı olarak bir malla başka bir malı ya da hakları değiştirerek zilyetlik ve mülkiyetini karşı tarafa geçirmeyi üstlenmektedir.
Mal değişim sözleşmesi, değişim aracı olarak mal değiş tokuşunun yapıldığı ve hukukî adı olarak mal mukabilinde mal mübadelesi veya mal değişimi yapılması konusunda tarafların anlaşmasıdır. Trampa ve trampa sözleşmesi, uygulamada satımın bir çeşidi sayılmaktadır. Trampada mal, para ile değil, başka bir mal ile değiştirilmektedir.
Mal değişimi en az iki malın mülkiyetinin karşılıklı olarak geçirilmesini sağlayan tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Malın malla değişimini içeren rızai bir sözleşmedir. Sözleşmenin geçerliliği için iradelerin kesişmesi yeterli görülmüştür. Ayrıca malların teslimi şart değildir. Trampa sözleşmesinde mübadele ilişkisi içinde olan karşılıklı edimlerden her ikisi de paradan başka bir şeydir. Bu sebeple trampa sözleşmesinde taraflardan her ikisi de satım sözleşmesindeki terimlerle ifade edilmek gerekirse hem satıcı hem de alıcı durumundadır; sözleşmenin kendisine yüklediği şeyin teslimi ve mülkiyetini geçirmeyi borçlanma açısından satıcı, kendisine teslim ve mülkiyetinin geçirilmesi gereken şey açısından alıcı durumunda olunmaktadır.
Mal değişim sözleşmesi, satış sözleşmesine çok benzemektedir. Mal değişim sözleşmesinin satış sözleşmesinden ve satıştan farkı, mal ile malın değişimi sözleşmesinde, mal karşılığında satışta olduğu gibi para değil, başka bir malın mülkiyetinin ya da hakkın geçirileceğinin üstlenilmesidir.
Mal değişiminde, değiştirilecek hak ya da malların değeri arasında yaklaşık olarak bir denklik ve denge olması gerekir. Değerler arasında bir denklik olmadığı takdirde, fazla değerli edimi karşılamak üzere denklik parası denilen bir miktar para ödenmesi söz konusu olur. Edimlerden bir tanesinin para ödenmek suretiyle denkleştirildiği bu durumda, sözleşme karma bir sözleşmeye dönüşmüş olur. Şeye ilişkin edime mal değişimi, paraya ilişkin edime satım sözleşmesinin hükümleri uygulanır; her iki sözleşmeye ait hükümlerin birbiriyle bağdaşmadığı durumlarda, edimlerden hangisinin asli, hangisinin fer'i olduğuna bakılmalı ve asli edime ilişkin hükümler bütün sözleşmeye uygulanmalıdır.
Satım sözleşmesinde amaç sahip olunan mal ya da hakkı bir miktar para karşılığında elden çıkarmak olup önemli olan o miktar parayı elde etmektir. Mal değişim sözleşmesinde ise hem elde edilmek istenen belli bir mal ya da hak vardır, hem de bunun karşılığında elden çıkarılan bir mal ya hak söz konusudur. Elden çıkarılan mal ya da hak karşı edime kavuşmak amacıyla elden çıkarılmıştır. Bu nedenle trampa alacaklısı, belki de satım sözleşmesinde alıcı konumunda olan mal alacaklısından daha çok özenle korunmayı hak etmiştir.
Kural olarak, mal değişim sözleşmesine satışa ilişkin kurallar uygulanır. Yalnız ayıba ve zapta karşı sorumluluk hakkında, Türk Borçlar Kanunu’nun 284. maddesinde özel bir düzenleme yer almıştır. Satım akdine ilişkin hükümler trampada uygulanır.
Taraflar malın tesliminde temerrüde düşerlerse, belirli satış sözleşmesinde temerrüdü düzenleyen TBK 212. ve 213. madde hükmünün ve adi mal değişiminde TBK 125 madde hükmünün, yani satıştaki satıcının temerrüdüne ilişkin kuralların uygulanacağı kabul edilir. Mal değişim sözleşmesinde para ödeme amacı olmadığından; alıcının temerrüdüne ilişkin kurallar ve TBK m. 235 hükmü mal değişim sözleşmesinde uygulama alanı bulur. TBK m. 212'de satıcının temerrüdünün sonuçlarına ilişkin kural ve bunun istisnası, TBK m.213'te de temerrütten doğan zararın hesaplanması düzenlenmiştir. TBK m. 212/1'e göre, "Satıcının temerrüdü halinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır".
Türk Borçlar Kanunu'nun Borç İlişkisinin Hükümleri kısmında yer alan genel hükümleri düzenleyen 117. m. vd. maddelerinde temerrüdün şartları ile temerrüdün hüküm ve sonuçları düzenlenmiştir. TBK m. 123 ile 125. Madde hükümlerine göre, satıcının temerrüde düşmesi halinde, alıcı her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle uğradığı zararlar için tazminat isteme hakkına sahiptir. Alıcı, borcun aynen ifasından vazgeçtiğini hemen bildirmek suretiyle, müspet (olumlu) zararının tazminini isteyebileceği gibi, sözleşmeden de dönebilir (TBK m. 125). TBK m. 124’teki hallerin bulunması halinde, süre verilmesine gerek yoktur.
Trampa sözleşmesinde hasarın ve yararın sözleşme ile değil, mülkiyetin devri ile geçtiğini kabul etmek gerekir. Trampa sözleşmesinde hasarın sözleşme ile değil, mülkiyetin devri veya malların teslimi ile geçmesi hakkaniyete ve toplumdaki genel düşünüşe daha uygundur. Ancak satım hükümlerinin trampa sözleşmesinde uygulanacağı hükmü karşısında ifa imkânsızlığı ve beklenmeyen hallerin kıyasen mal değişim sözleşmesine uygulanacağı savunulabilir.
Bu durumda borçlanılan edimle ve ifa imkânsızlığı ile ilgili olarak "halin icabından ve işin niteliğinden" kaynaklanan durumları mümkün olduğunca geniş bir yelpazede düşünerek çözüme varmak gerekmektedir. TBK 284. madde uyarınca, zapta karşı ve ayıba karşı tekeffülün maddi ve şekli şartları konusunda satım sözleşmesine ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. Trampa sözleşmesinde özel olarak Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği şekliyle zapta ve ayıba karşı tekeffül borcunun ihlali halinde, sözleşen dilerse zararın tazminini ister, dilerse sözleşmeden döner.
''Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2006/5769 K. 2006/7248 T. 21.06.2006''
Dayanılan sulh anlaşması incelendiğinde tarafların miras bırakanlarından kalan bazı taşınmazlardaki haklarını ve yine bazı taşınmazları tarafların bazılarına devri ve ivaz ilavesi suretiyle temlikini öngördükleri görülmektedir. Tarafların bu anlaşmayı yapmaktaki amaçları ise dava konusu yapılan taşınmazların temlikini sağlamak ve mevcut izale-i şuyu davasındaki çekişmeyi ortadan kaldırmaktır. Hukukça nitelendirmek gerekirse tarafların yaptıkları işlem düzenlenmesi Borçlar Yasasının 232’de yapılan bir trampa işlemidir. Trampadan maksat bir malın başka bir malla değiştirilmesidir.
Dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı oldukları için trampa akdinin biçim koşuluna uyularak resmi biçimde yapılması zorunludur. Davada biçim koşuluna uyularak yapılmış bir trampa sözleşmesi bulunmadığından, dayanılan sulh sözleşmesi de mahkeme dışında yapıldığından mahkeme önünde yapılanlar gibi ilam niteliği olmadığından mülkiyetin nakline ait eldeki davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece açıklanan bütün bu yönler göz önünde tutularak istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
AV.İREM BİKE DEMİRHAN
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz? Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
İletişime geçin
+905455880258