İntifa Hakkı
İntifa hakkı, Türk Medeni Kanunu madde 794 ve devamında düzenlnemiştir.
İçindekiler
İntifa Hakkı Nedir?
Belirli bir gerçek ya da tüzel kişiye, intifa hakkının konusunu oluşturan ve başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde, belirli bir kişiye tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi veren, ne var ki el değiştirme ve miras yoluyla intikal etme olanağı bulunmayan bir nesnel (ayni) haktır.
İntifa Hakkının Unsurları Nelerdir?
Hakkın kullanılması
İntifa hakkının lehtarı olarak gerçek veya tüzel kişi adına kurulabileceği gibi paylı-elbirliği halinde de sahip olunabilir. Burada önemli olan nokta intifa hakkının sahibinin belirli olmasıdır. Belirli olmasından kasıt somut olarak hakkı kullananın bu hak kurulduğu anda kesin belirlenebilirliğidir. Şöyle ki; intifa hakkı makama bağlanır bir hak değildir. Adi bir ortaklıkta şirket ortağı kim olursa olsun intifa hakkı sahibinin bu şahıs olacağı kararlaştırılamaz. Bahsi geçen durumda hak sahibi belirsiz ve değişkendir. Aynı şekilde bir tüzel kişiliğin gelecekteki üyeleri de belirsiz olduğundan muhtemel üyeler adına intifa hakkının kurulamayacağı açıktır.
Hakkın konusu malvarlığı değerleri
İntifa hakkının konusu malvarlığı değerleri özetle taşınırlar, taşınmazlar, alacaklar, manevi değer taşıyan eşyalardır. İntifa hakkının konusunun ticari değer taşıması önem arz etmemektedir. İntifa hakkının konusunun önemli olan unsuru devredilmezliği ve yararlandırıcılığıdır.
Taşınırlar
Taşınırlar üzerinde intifa hakkı kurulabilmektedir. Taşınırın tüketilir olup olmaması da önemli değildir. Taşınır kapsamına nelerin girdiğinin tespiti yapılırken eşyanın taşınmaz mülkiyeti kapsamına girmemesi esas alınır. Taşınmaz mülkiyeti dışında taşınır kapsamına giren tüm eşyalar taşınır sayılabilmelidir. Medeni Kanunun 762. maddesindeki tanım oldukça açıklayıcıdır. Madde hükmü şu şekildedir: “Taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir” denilmektedir. Taşınmazlar yanında, taşınırlar üzerinde söz konusu olabilen tek irtifak türü intifa hakkıdır.
Taşınmazlar
Taşınmaz kapsamına nelerin gireceğinin açıklaması Medeni Kanun çerçevesinde yapılmalıdır. Medeni Kanun nelerin taşınmaz mülkiyetine konu olacağını 704. maddesinde saymıştır. Buna göre: arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler taşınmazın konusu olabilmektedir.
İntifa hakkının taşınmazlar açısından tapu kütüğüne tescili, şart bir işlemdir. İntifa hakkının ana taşınmaz üzerine kurulabilmesi için de tapuya tescili zaruridir.
Hakkın taşınır ve taşınmaz dışındaki kapsamı
Bütünleyici parçalar intifa hakkı kapsamında yer almaktadırlar. Bütünleyici parçalar asıl eşyadan bağımsız olarak ayni haklara konu olamayacaklarından bütünleyici parçaların intifa hakkının kapsamında sayılması gerekecektir. Dolayısıyla bütünleyici parça üzerinde bağımsız intifa hakkı kurulmasından bahsedilemez. Bütünleyici parçanın eşyadan bağımsız kalması durumunda intifa hakkının konusu olması mümkündür.
Eklentiler de bütünleyici parçalar gibi asıl eşyalar üzerinde kurulan intifa hakkından yararlanmaktadır. Asıl eşyalar üzerinde kurulan intifa hakkının eklentileri üzerinde de hakim olması aksi kararlaştırılmadıkça kural olarak kabul edilmektedir. Aksine anlaşma yapılmadıkça uyuşmazlık durumunda eklentinin intifa hakkına dahil olduğu kabul edilerek çözüm aranmalıdır. Eklentinin intifa hakkının tescili anında var olması ve malikine ait olması gerekmektedir. Malike ait olmayan eklentiler iyi niyetle ayni hak kazanılması ilkeleri gereğince intifa hakkının kapsamına girebilmelidir.
Hak sahibi dışında başkasına ait malvarlığı değeri üzerinde kurulması
Medeni Kanunumuzun intifa hakkını düzenleyen hükümlerine göre malik lehine intifa hakkının kurulması ilk bakışta mümkün değil gibi görünmektedir. Ancak değişen ekonomik ve sosyal yaşam bazı hallerde malik lehine de intifa hakkının tesisini mümkün kılmaktadır. Bu nedenle malikin lehine intifa hakkı kurulamayacağını salt reddetmek hayatın olağan akışı içinde ortaya çıkabilecek fiili durumları çözümlemekten uzak kalacaktır. Şöyle ki; Malikin kendini güvenceye almak için taşınmazını devretmeden önce kendisine oturma hakkı kurmak istemesi, ipotek hakkı kurmadan önce kendisini sıra bakımından öncelikli duruma sokmak istemesi, intifa hakkıyla kayıtlı taşınmazın miras yoluyla intifa hakkı kullanıcısına geçmesi durumu gibi birçok fiili durum ortaya çıkabilecektir.
Yasanın bu gibi fiili durumları çözmekten uzak olduğu belirtilmelidir. Medeni Kanunun 784. maddesinde “Yüklü ve yararlanan taşınmazlara aynı kimse malik olursa, bu kişi, irtifak hakkını terkin ettirebilir…” demekle irtifak hakkı sahibinin malikle aynı sıfatta birleşebileceğini kabul etmiştir
Hakkın konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlaması
Tam yararlanma yetkisi ürün elde etme durumunu ve mümkün olan en fazla çıkarı sağlama şeklinde karşımıza çıkmaktadır. İntifa hakkının özelliği gereği eşya yarar elde etmeye elverişi olmalıdır. İntifa hakkı devam ettiği süre boyunca hakka konu eşyadan elde edilen ürünler intifa hakkı sahibinin mülkiyetine girecek ayrıca medenî ürünleri talep etme hakkı da kendisine ait olacaktır. İntifa hakkı sahibi intifa hakkını kullanırken eşyanın zilyetliğini elinde bulundurmalıdır. Bu anlamda eşyadan tam yararlanabilecektir. İntifa hakkı sahibi elinde bulundurduğu eşyayı korumak ve muhafaza etmek zorundadır. Malik ise intifa hakkı sahibinin eşyadan yarar sağlamasına katlanmalıdır.
İntifa Hakkı Nasıl Kurulur?
Yasanın intifa hakkının doğumunu mecbur kılmadığı durumlar dışında intifa hakkı, intifa hakkını verenle intifa hakkı lehtarı arasında karşılıklı yükümlülüklerin üstlenildiği rızai bir durumdur.
Eşya Malikinin Tek Taraflı İrade Beyanı Sonucu
Taşınmaz üzerinde yukarda bahsedildiği üzere malik lehine intifa hakkı kurulması mümkündür. Malikin kendi lehine intifa hakkı tesis etmesi tek taraflı irade beyanına dayanmaktadır.
Ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetname ile de malik bir kişi lehine intifa hakkı kurulmasını isteyebilir. Bu durumda da malikin iradesi tektir ve karşı taraf bu irade beyanına dayanarak kendi lehine intifa hakkı kurulmasını isteyebilir.
Eşya Malikiyle Hakkı Kazanması Mümkün Olan Lehdar Arasında Yapılan Sözleşme İle Hakkın Kurulması
İntifa hakkının kurulmasının sözleşme ile yapılması bakım ve gözetim amacıyla gerçekleşmektedir. Bunun dışında mirasçının saklı payından feragat etmesi karşılığında kendisine bazı mallar üzerinde intifa hakkının kurulmasına ilişkin sözleşme yapılması da söz konusu olabilir. Sözleşme konuları sınırlı değildir. Taraflar sözleşme yaparak intifa hakkı kurulması ile eşyadan yararlanmayı ve eşyayı kullanmayı bir ayni hak olarak güçlendirmek istemektedirler.
Yasal Hakkın Bulunması Halinde Bu Hakkın Talebi Sonucu Hakkın Kurulması
Medeni Kanunumuz evlilik ilişkisinin ölümle sonuçlanması halinde sağ kalan eşe intifa hakkını talep etme yetkisi vermiştir. Medeni Kanunun 240. maddesi şu şekildedir; “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Hakkın Hakim Kararıyla veya Açık Yasa Hükmüyle Kurulması
Hakkın zamanaşımıyla kazanılması
Taşınırlar açısından intifa hakkının zaman aşımı yoluyla kazanılmasına ilişkin olarak; Medeni Kanunun 795. maddesi; “Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır.” demekle Medeni Kanunun taşınırların mülkiyetinin kazanımına ilişkin 777. maddesine atıf yapmıştır.
Taşınmazlarda intifa hakkı hem olağan hem de olağanüstü zamanaşımıyla kazanılabilir.
İntifa hakkının taşınmaz üzerinde olağan zamanaşımıyla kazanımı için zilyetliğin on yıl davasız, aralıksız, iyiniyetle sürdürülmesi gereklidir. Ayrıca tapu kütüğünde geçerli bir hukuksal sebep olmaksızın intifa hakkı sahibi şeklinde yolsuz bir tescil olmalıdır.
İntifa hakkının olağanüstü zamanaşımıyla kazanılmasında tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
Malvarlığı unsurunun yerine geçen değerler üzerinde yasa gereği kazanım
Medeni Kanunun 798. maddesi uyarınca intifa hakkıyla kayıtlı malvarlığı değerlerinin yerine geçen değerler üzerinde intifa hakkı kendiliğinden kazanılır. Maddeye göre, “Malik, yararlanılamayacak derecede harap olan intifa konusu malı yararlanılacak hale getirmekle yükümlü değildir; getirirse intifa hakkı yeniden kurulmuş olur. Sigorta ve kamulaştırma gibi durumlarda intifa hakkı, hakkın konusu yerine geçen karşılık üzerinde devam eder.”
Hakkın hâkim kararıyla kazanılması
Medeni Kanunun 716. maddesine göre; “Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir…” Yine yukarda bahsi geçen sağ kalan eşin aile konutu üzerinde intifa hakkının kurulması için hâkimden talep etmesi ve bu karara istinaden hakkı kullanması gerekmektedir.
İntifa Hakkı Sahibinin Hakları
Hak Sahibinin Eşyaya yönelik Hakları
Hak sahibinin yararlanma ve kullanma yetkisi
İntifa hakkı sahibi tam yararlanma yetkisine istinaden kanuni ve hukuksal işlemle getirilen sınırlamalara uymak kaydıyla eşyayı bütünüyle kullanabilecektir. İntifa hakkı sahibi bu tam yararlanma yetkisini malike en az zarar verecek şekilde kullanmalıdır.
Hak sahibinin eşyadan oluşacak doğal ürünleri elde etme yetkisi
Konuya ilişkin yasa hükmü Medeni Kanunun 804. maddesinde yer almaktadır. Madde hükmüne göre; “İntifa hakkı süresi içinde olgunlaşan doğal ürünler, intifa hakkı sahibine aittir. Ekimi veya dikimi yapan malik veya intifa hakkı sahibi, olgunlaşan ürünleri toplayan diğer taraftan, yaptığı giderler için ürünün değerini aşmamak üzere uygun bir bedel isteyebilir. Nitelikleri itibarıyla malın doğal verimi veya ürünü sayılmayan bütünleyici parçaları malike aittir.” denilmektedir.
Doğal ürünlerden ne anlaşılması gerektiği konusunda Medeni Kanunun 685. maddesi de yorumlamaya dahil edilmelidir. 685. maddeye göre; ürünler, dönemsel olarak elde edilen doğal veya hukuki ürünler ile bir şeyin özgülendiği amaca göre adetler gereği ondan elde edilmesi uygun görülen diğer verimlerdir…” olarak belirtilmiştir. Eşyanın özünün eksilmesine yol açan ve zaman içinde tekrarlanmayan ürünlerin doğal ürün sayılması için, örf ve âdetin bu türü ürünlerin elde edilmesini uygun görmesi gereklidir. Ayrıca bu verimlerin elde edilmesi eşyanın özgülenme yönüne aykırı olmamalıdır.
Hak sahibinin hukuki ürünleri elde etme yetkisi
Medeni Kanunun 805. maddesine göre; “İntifa hakkına konu olan sermayenin faizleri ve diğer dönemsel gelirleri, daha geç muaccel olsalar bile, intifa hakkının başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar intifa hakkı sahibine ait olur.” demektedir.
Hak sahibinin eşyayı yönetme yetkisi
İntifa hakkı konusunu yönetmek, intifa hakkı sahibi için bir hak olduğu gibi, aynı zamanda bir yükümlülüktür. İntifa hakkı sahibinin intifa hakkı konusunu yönetmek ve bu yönetimi gerçekleştirirken, özenli bir yönetimin gereklerine uygun davranmak yükümü altında olduğu söylenebilir. Yasada aksi öngörülmedikçe, intifa hakkı sahibi, eşyayı bağımsız olarak yönetmeye yetkili olup, yönetimle ilgili davranışları için malikin onayını alması gerekmez. İntifa hakkı sahibi hakka konu olan şeyin yönetimini kendisi yapabileceği gibi, sorumluluğu kendine ait olmak üzere bir başkasına da verebilir. Medeni Kanunun 803. maddesine göre intifa hakkı sahibi eşyayı yönetirken iyi bir yönetici gibi özen göstermek zorundadır. Malik, yasada ve sözleşmede aksi belirtilemedikçe yönetimden uzaklaştırılmış durumdadır.
Hakkın Kullanılmasının devredilme yetkisi
Medeni Kanunun 806. maddesine göre “Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir…” denilmektedir. Hükümden anlaşılacağı üzere intifa hakkı devredilememektedir. Ancak intifa hakkının kullanılması devredilebilir niteliktedir.
Malikin Hakları
Malikin Gözetim Hakkı
Malikin gözetim hakkı Medeni Kanunun 807. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak maddenin kendi lafzında bu ibareye yer verilmemiştir. M.K.’nın 807. maddesi şu şekildedir; “Malik, hakkın konusu olan malın hukuka aykırı ya da niteliğine uygun düşmeyen kullanılış biçimine itiraz edebilir.” Malikin gözetim hakkı eşyanın ve bu eşyanın maliki olarak kendi durumunun tehlikede olup olmadığını bilme maksatlıdır.
Malikin gözetim hakkı bulunması aynı zamanda bir gözetim yükümlülüğünü getirmez. İntifa hakkına konu eşyanın olağan bakım, onarımını sağlamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak intifa hakkı sahibinin yükümlülüğüdür. Ayrıca malikin yükümlülüğü altında olan önlemlerin alınması gereken bir durumun oluşması halinde, intifa hakkı sahibi bu durumu derhal malike bildirmek zorundadır. Malikin gözetim hakkını kullanmaması, intifa hakkı sahibini bu tür zorunluluklardan ve bunlara ilişkin sorumluluktan kurtarmaz.
Malikin İtiraz Hakkı
Malikin itiraz hakkı Medeni Kanunun 807. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; “Malik, hakkın konusu olan malın hukuka aykırı ya da niteliğine uygun düşmeyen kullanılış biçimine itiraz edebilir.” İntifa hakkı sahibi malik ile kararlaştırdıkları eşyayı ekonomik özgülenme amacına aykırı olarak kullanıyorsa yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa malik bu fiillere karşı itiraz hakkını kullanabilecektir.
Malikin Güvence İsteme Hakkı
Malikin güvence isteme hakkı Medeni Kanunun 808. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre malik haklarının tehlikeye düştüğünü ispat ederse, intifa hakkı sahibinden güvence isteyebilir. Maddenin hükmünden çıkan sonuç gereği malik hakkın kurulumu aşamasında intifa hakkı sahibinden güvence istemeden de intifa hakkını tesis edebilir. Malikin haklarının tehlikeye düşürülmesi, intifa hakkı sahibinden veya intifa hakkının kullanılmasını Medeni kanunun 806. maddesi gereğince devralan kişiden kaynaklanabilir.
Malikin Hak Konusunun Kayyıma Bırakılmasını İsteme Hakkı
Medeni Kanunun 810. maddesi ; “İntifa hakkı sahibi, kendisine tanınan uygun süre içinde güvence göstermez veya hakkın konusu olan malı malikin itiraz etmesine rağmen hukuka aykırı şekilde kullanmaya devam ederse; sulh hakimi, yeni bir karara kadar intifa hakkı sahibinin zilyetliğini kaldırarak hakkın konusunu atayacağı bir kayyıma tevdi eder.” demektedir.
İntifa Hakkının Sona Erme Sebepleri Nelerdir?
Hakkın Süresinin Bitmesi
İntifa hakkı belli bir kişiye yarar sağlama amacına dayanır. İntifa hakkı gerçek bir kişi lehine kurulmuş ise bu kişinin, birden fazla gerçek kişi lehine kurulmuşsa sonuncu kişinin ölümü ile sona erer.
Gerçek kişiler bakımından azami süre öngörülmemiştir. Kişinin yaşam süresi intifa hakkının süresini belirleyecektir.
Tüzel kişilerde ise Medeni Kanunun 797. maddesinin 2. fıkrasına göre en fazla yüz yıl olarak belirtilmiştir. İntifa hakkının tesis edildiği taşınmaz üzerinde var olan işletmenin çalışma şeklinin değiştirilmesi durumunda da sürenin sona ermesinin beklenmesi gerekecektir.
Hakkın Konusunun Yok Olması
İntifa hakkının konusu tamamen yok olursa intifa hakkı da sona erecektir. Üzerinde intifa hakkı tesis edilmiş olunan şey eğer taşınmaz ise o taşınmaza ait tapu kaydında bulunan her türlü tescil anlamını kaybedecektir. Böylelikle intifa hakkı da sona erecektir.
Hak Sahibinin Hakkını Kullanmaktan Vazgeçmesi
İntifa hakkı sahibi intifa hakkını kullanmaktan vazgeçebilir. Bu vazgeçme çeşitli nedenlere dayanabilir. İntifa hakkına konu eşya intifa hakkı sahibine yararından çok zarar getirebilir. Bu gibi nedenlerle intifa hakkı sahibi intifa hakkına konu eşyayı kullanmaktan vazgeçebilir. Taraflar vazgeçme konusunda her zaman anlaşma yapabilirler.
Taşınmazlar açısından intifa hakkından vazgeçilmesi için tapuda bunun terkin edilmesi gerekir. Doğal olarak nasıl ki intifa hakkı tapuda tescille kuruluyorsa haktan vazgeçmenin de tapudan terkinle son bulması gerekecektir. Medeni Kanunun 194. maddesine göre intifa hakkı aile konutu üzerine kurulmuşsa intifa hakkından vazgeçilebilmesi için diğer eşin onayı gerekmektedir.
Malik Sıfatı ile İntifa Hakkı Sıfatının Birleşmesi
Taşınır üzerinde intifa hakkı sahibi olan kişinin daha sonradan taşınırın maliki olursa taşınır üzerinde intifa hakkının devam etmesi için malik sıfatını kazanan kişinin yararının bulunması gereklidir. Buna göre malik sıfatı kazanan intifa hakkı sahibinin intifa hakkının devamında özel bir yararı varsa intifa hakkı devam edecektir. Eğer malikin yararı söz konusu değilse zaten eşyanın maliki olan kişi açısından intifa hakkının sona ereceğini kabul etmek gerekecektir. Taşınırın yeni maliki olan intifa hakkı sahibi taşınır üzerinde kendi lehine sınırlı hakkından sonra başkaca bir sınırlı ayni hak sıradaysa doğal olarak intifa hakkının devamı kendi lehine olacaktır.
Taşınır üzerinde lehine intifa hakkı tesis edilen kişi birden fazla kişi ile birlikte o taşınırın maliki olurlarsa taşınır üzerinde intifa hakkının devamı kendi lehine olur.
Taşınmaz malikin kendi lehine intifa hakkı kurabilme olasılığı olduğuna göre intifa hakkı sahibinin taşınmaza malik olabilmesi mümkündür ve malik sıfatının kazanımından sonra intifa hakkı devam edecektir.
Hak Konusunun İcra Yoluyla Satılması
Mükellefiyetler listesinde görünmeyen intifa hakkının kurulu bulunduğu taşınmaz icra yoluyla satılmışsa intifa hakkı sona erecektir.
Üzerinde intifa hakkı tesis edilmiş taşınmaz malikin borcu nedeniyle icra marifetiyle ihale suretiyle satışa çıkartıldığında taşınmazın kaydında intifa hakkının tesis edildiği belirtiliyorsa yeni malik bu intifa hakkı ile taşınmazı satın almış demektir. İhalenin kesinleşmesi ile birlikte icra müdürü ihale sonrasında yeni malikin bilgilerini ilgili tapu sicil müdürlüğüne bildirecek ve taşınmaz yeni malik üzerine kaydedilecektir.
Hak Konusu Taşınmazın Kamulaştırılması
İntifa konusu taşınmazın kamulaştırılması halinde taşınmaz üzerindeki intifa hakkı da son bulacaktır. İntifa hakkı Medeni Kanunun 798. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamulaştırma bedeli üzerinde devam edecektir.
Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2011/15573 K. 2012/570 T. 20.01.2012:
“Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.
Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur (TMK.m.795).
İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796)
Somut olayda; dava konusu 16 parsel sayılı taşınmaz 27.12.1931 tarihli 80 ada 28 parsel sayılı taşınmazdan gelmektedir. İntifa hakkı tespitin yapıldığı dayanak kayıtlarda yer almakta olup kadastro tespitinde de tutanağa işlenmiştir. Davacı, intifa hakkı sahibinin tanınmadığı ve ölmüş olabileceği iddiasıyla terkin talep etmiş, hak sahibine kayyum atanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkeme intifa hakkı terkin koşullarının oluşmadığını kabul etmiş ise de; Yukarıda değinilen Türk Medeni Kanununun 796. maddesi uyarınca hak sahibinin ölümü ile intifa hakkı sona erer. Terkini istenen intifa hakkının tesis tarihi 01.01.1900 olup 112 yıl önce tesis edilmiştir. Bir insanın olağan yaşam süresi nazara alındığında 100 yılı aşan bir süre istisna olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayatın olağan akışına göre intifa hakkı tesis edildiği tarihte de yaşadığı anlaşılan hak sahibi Ş. İ.’in en az 112 yılı aşan bir süredir yaşadığının kabulü mümkün değildir.
Yaşadığı ileri sürüldüğü takdirde de bunun davalı yanca kanıtlanması gerekir. Nitekim, hak sahibinin kimlik bilgileri ve yaşayıp yaşamadığı saptanamadığı için eldeki dava nedeniyle kendisine kayyumda atanmıştır. Mahkemece artık hak sahibinin öldüğünün karine olarak kabul edildiği bu durumda aksi de kanıtlanamadığından davanın kabulü gerekirken reddi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, hükmün bozulması gerekmiştir.”
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2002/6540 K. 2002/7505 T. 23.06.2003:
“Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı Büyük Şehir Belediyesi ile dahili davalı Petrol ofisi A.Ş arasında imzalanan sözleşme uyarınca dava konusu taşınmazın intifa hakkının petrol ofisine devrine ilişkin tapuda şerh bulunduğu,davalının da çekişmeli taşınmazı intifa hakkı sahibi ile yaptığı kira sözleşmesine dayanak tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı intifa hakkı sahibi Petrol ofisi A.Ş’nin Medeni Kanunun 803 ve 806 maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullandığı davacı tarafından Medeni Kanunun 807.maddesinde öngörüldüğü biçimde kullanım aykırılığı ispat edilemediğine intifa hakkı sözlemesi ve bundan kaynaklanan hakların geçerliliğini koruduğu düşünülmeksizin davanın kabulü doğru değildir.”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- İntifa Hakkı
- Genel İşlem Koşulları
- Taşkın yapı
- Geçit Hakkı Davası
- Şufa Hakkı Davası
- Şufa Hakkı (Önalım Hakkı)
- Önalım hakkı (şufa) davası
- Mühalenin men-i (Elatmanın önlenmesi) davası
- Ortaklığın giderilmesi/İzale-i şuyu davası
- İstihkak davası
- Ecrimisil davası
- Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası
- Sınır ve yüzölçümü düzeltilmesi davası
- Taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası
- Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi
- Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin Tapuya Şerhi
- Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptal ve Tescil Davası
- Muris ve Mirasçı
- Ortaklığın giderilmesi davası nedir?
- Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davasının Açılamayacağı Durumlar
- İnançlı işlem davaları
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN