Markanın İptali

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Markanın İptali

Markanın İptali

markanin iptali

Markanın iptali, SMK’da “Hakkın Sona Ermesi” başlıklı beşinci kısım altında düzenlenmiş olup, marka hakkının sona erme hallerinden birini oluşturmaktadır. Hükümsüzlük, koruma süresinin sona ermesi ve yenilenmemesi ile vazgeçme halleri de markanın diğer sona erme halleridir. Markanın iptali, üçüncü kişiler tarafından talep olunmasıyla markanın sona ermesidir. Üçüncü kişiler tarafından talep olunarak markayı sona erdiren bir diğer hal ise, hükümsüzlüktür.

Markanın iptali, markanın tescili sırasında var olmayan fakat sonradan ortaya çıkan sebepler sonucu meydana gelmektedir. Nitekim markanın iptal halleri söz konusu olduğunda markanın tescili sırasında var olmayan bir sebep, sonradan ortaya çıkabilmekte ve iptal talebine konu olabilmektedir. Hükümsüzlük ise markanın tescili esnasında, baştan itibaren var olan sebepler sonucu ortaya çıkabilmektedir.

Markanın İptali Talebi

Markanın sona erme hallerinden iptalini düzenleyen SMK madde 26 ile iptal hallerinden biri mevcut ise talep halinde markanın iptaline karar verileceği belirtilmiştir. Markanın iptalinin söz konusu olabilmesi için öncelikle iptal talebinde bulunulması gerekmektedir. İptal talebi bulunmadıkça markanın iptaline karar verilemez.

Markanın İptalinde Yetkili Makam

SMK’nın markanın iptaline ilişkin 26.maddesinin yürürlüğe giriş tarihi olan 10.01.2024 tarihine kadar iptal davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkeme, SMK hükümlerine göre belirlenecektir. SMK madde 156 hükmünde iptal davalarına bakmakla görevli mahkeme, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (FSHHM) olarak gösterilmiştir. Aynı hükümde belirtildiği üzere FSHHM’lerin kurulmamış olduğu yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri (AHM) tarafından iptal davalarına bakılır.

FSHHM kurulmamış olan yerlerde iptal davalarına bakmakla görevli mahkeme, 1 numaralı AHM’dir. FSHHM kurulmamış olan yerlerde üç veya daha fazla AHM var ise 3 numaralı AHM, markanın iptali davalarına bakmakla görevlidir. Eğer iki tane AHM bulunan bir yerde 1 numaralı AHM’de görülmekte olan markanın iptali davası sırasında o yerde 3 numaralı AHM kurulmuşsa artık 1.AHM’nin gönderme kararı vererek dosyayı yeni kurulan 3.AHM’ye göndermesi gerekmektedir.

Yetki hususunu düzenleyen SMK’nın 156.maddesinde yer alan 5.fıkra uyarınca, sınai mülkiyet hakkı sahibine karşı üçüncü kişilerce açılacak davalarda yetkili mahkemenin, sınai mülkiyet hakkı sahibinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Söz konusu hüküm uyarınca markanın iptali davasında yetkili mahkeme, iptali talep olunan marka sahibinin Türkiye’de bulunan yerleşim yeri mahkemesidir.

Markanın İptalinde Taraflar

İptal Talebinde Bulunabilecek Kişiler

Markanın hükümsüzlüğü söz konusu olduğunda SMK madde 25/2 hükmü uyarınca menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının hükümsüzlük talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Markanın iptalini düzenleyen 26.maddenin 2.fıkrasında ise “ilgili kişiler”in, Kurum’dan markanın iptalini talep edebileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Ancak “ilgili kişiler” kavramı SMK’da tanımlanmamış olup, madde gerekçesinde de “ilgili kişiler” kavramına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Yasa koyucunun bu hususta kesin bir sınırlama getirmeyerek “ilgili kişiler” şeklinde bir düzenleme yapması ile, iptal talebinde bulunabilecek kimselerin kapsamını geniş tutulduğu söylenebilir.

İptal Talebinin İleri Sürülebileceği Kişiler

İptal talebinin ileri sürülebileceği kişiler, SMK’nın 26.maddesinin 3.fıkrasında gösterilmiştir. Söz konusu hükümde, markanın iptali talebinin, talep tarihinde sicilde markanın sahibi olarak kayıtlı kişi veya kişilere yahut hukuki haleflerine yöneltileceği düzenlenmiştir. Hukuki halefler, marka sahibinin mirasçıları olabileceği gibi markayı devren iktisap eden kişiler de söz konusu olabilir. İptal talebinin, markayı lisans alana veya rehin alacaklısına karşı yöneltilmesi ise mümkün değildir.

Markanın İptalinde Süre

İptal talebinde bulunabilme süresi hakkında SMK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. İptal halleri, markanın tescilli olduğu süre boyunca her aşamada ortaya çıkabilecek sebeplerdir. Bu nedenle iptal talebinin ileri sürülebilmesi için bir hak düşürücü süre öngörülmesi doğru olmayacağından SMK düzenlemesi yerindedir.

İptal hallerinden SMK madde 26/1(a) ile gösterilen, markanın kesintisiz olarak beş yıl kullanılmaması hali söz konusu olduğunda iptal talebinin ileri sürülebileceği süre bakımından dolaylı olarak bir süre ortaya çıkmaktadır. Kullanmama hali için beş yıllık bir kullanmama süresi öngörüldüğünden bu nedene dayalı olarak iptal talebinin ileri sürülebilmesi için tescil tarihinden itibaren beş yıllık bir süre geçmesi beklenmelidir.

Markanın diğer iptal halleri olan SMK madde 26/1(b), (c) ve (ç) bentleri ile düzenlenen markanın yaygın ad haline gelmesi, halkı yanıltıcı hale gelmesi ve garanti markası veya ortak markanın teknik yönetmeliğe aykırı kullanımı halleri ise markanın tescil tarihinden itibaren her zaman ortaya çıkabilecek durumlardır. Bu nedenle belirtilen iptal halleri söz konusu olduğunda ilgili kişilerin tescilden itibaren her zaman markanın iptali talebinde bulunabilmesi mümkündür.

İptal Talebinin Sonuçları

Markanın iptali talebi ileri sürüldükten sonra iptali istenen marka sahibine tebligat yapılarak verilen süre içerisinde marka sahibinin savunma ve delillerini sunması istenir. Gerekli görülür ise ek belge ve bilgi istenerek iptal halinin mevcut olup olmadığına ilişkin inceleme yapılır. Toplanan iddia, savunma ve sunulan deliller çerçevesinde TPMK tarafından dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verilecektir. SMK madde 26/7 son hükmünde bu husus; “Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.” şeklinde açıkça düzenlenmiştir. TPMK’nın idari iptal yetkisinin yürürlüğe gireceği 10.01.2024 tarihine dek ise iptal talepleri, mahkemeler tarafından değerlendirilerek karara bağlanacaktır.

Mahkemeler ise bu yetkisini, HMK hükümleri çerçevesinde yazılı yargılama usulüne uygun olarak ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamaları ile duruşmalı şekilde gerçekleştirerek kullanmaktadır. Markanın iptali talebinin reddine karar verilebileceği gibi, markanın tamamen iptaline yahut markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden kısmen iptaline yönelik karar verilebilir.

İptal Talebinin Reddi

Markanın iptali talebi yetkili kuruma sunulduktan sonra, toplanan iddia, savunma ve delillere göre, markanın iddia olunan iptal halinin mevcut olmadığına kanaat getirilebilir.

Markanın iptali talebinin reddedilmesi, marka korumasının devamını engelleyecek herhangi bir iptal halinin ya da iddia olunan iptal halinin mevcut olmadığı anlamındadır. Yapılan inceleme neticesinde markanın iptali halinin mevcut olmadığı sonucuna varıldığında ise 10.01.2024 tarihine dek iptal yetkisini kullanan mahkemeler, 10.01.2024 tarihinden itibaren ise TPMK tarafından markanın iptali talebinin reddine karar verilir.

İptal Talebinin Kabulü

Markanın iptali talebi yetkili kuruma sunulduktan sonra, toplanan iddia, savunma ve delillere göre, markanın iddia olunan iptal halinin mevcut olduğu, iptal talebinin yerinde olduğu kanaatine varılabilir. Yapılan inceleme sonucunda böyle bir kanaate varılması halinde markanın iptaline karar verilecektir. İptal kararı, marka örneğini değiştirecek biçimde verilemeyecektir. Marka, iptal kararı sonucunda tüm unsurları ile terkin edilecektir. Markanın içerdiği işaretlerin bölünmesi suretiyle, sadece bir kısmı için iptal kararı verilmemelidir. Zira marka, tescil edildiği tüm unsurları ile bir bütün olarak tescil edilmiş ve bir sicil numarası almıştır.

İptal Talebinin Kısmen Kabulü

Markanın iptali talebi yetkili kuruma sunulduktan sonra, toplanan iddia, savunma ve delillere göre, iptal talebine konu mal ve hizmetlerin bir kısmı üzerinde iptal halinin mevcut olduğu kanısıyla iptal talebinin kısmen yerinde olduğu ancak kısmen yerinde olmadığı kanaatine varılabilir. Yapılan inceleme sonucunda böyle bir kanaate varılması halinde markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerin bir kısmı yönünden kısmen iptaline yönelik hüküm kurulur.

Markanın İptal Halleri

Markanın Kullanılmaması

Markanın iptal hallerini düzenleyen SMK madde 26/1(a) hükmü uyarınca markanın iptal hallerinden ilki, 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hallerin mevcut olmasıdır. Gönderme yapılan SMK’nın “Markanın Kullanılması” başlıklı 9.maddesinin 1.fıkrasında ise, markanın kullanılmaması halinde iptaline karar verileceğini düzenlenmiş bulunmaktadır. Madde göndermesi neticesinde markanın iptal nedenlerinden ilkini, markanın kullanılmaması durumu teşkil etmektedir.

Markanın kullanılmaması nedeniyle iptali incelemesinde markanın kullanıldığını ispat, marka sahibine ait olduğundan marka sahibinin, gerekli koşullar altında markayı kullandığını, iptal halinin meydana gelmediğini ispat etmesi gerekmektedir.

Markanın Yaygın Ad Haline Gelmesi

Markanın iptal hallerini düzenleyen SMK md.26/1-(b) uyarınca; “Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi” markanın diğer bir iptal nedenini teşkil etmektedir. MarKHK’nın 42.maddesinde ise “Marka sahibinin davranışları nedeniyle, marka mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmiş ise” hükümsüzlüğüne karar verilebileceği düzenlenmiştir.

Markanın sahibinin fiilleri veya gerekli önlemleri almaması sonucunda jenerik ad hale gelmesinin markanın iptal sebebi olarak öngörülmesinin amacı, marka sahibi ile ticari hayattaki diğer işletmeler arasındaki dengeyi kurmak, yaygın ad haline dönüşen marka üzerinde marka sahibinin tekel hakkına son vermek ve tüketicilerin menfaatlerini korumaktır.

Markanın Halkı Yanıltıcı Hale Gelmesi

Markanın sahibi tarafından veya sahibinin izni ile kullanımı neticesinde tescilli olduğu mal veya hizmetler bakımından niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda toplumu yanıltıcı hale gelmesi, iptal sebeplerinden bir diğerini oluşturmaktadır. Markanın söz konusu iptal halini düzenleyen SMK madde 26/1(c) hükmünde de belirtildiği üzere markanın yanıltıcı hale gelmesi sebebiyle iptalinin söz konusu olabilmesi için bu durumun marka sahibi veya markayı kullanmaya yetkili hak sahibince gerçekleştirilen kullanımlar neticesinde ortaya çıkması gerekmektedir.

Markanın yanıltıcı hale gelmesi sebebiyle iptalinin talep edilebilmesi için bu durumun marka sahibi veya onun izniyle gerçekleştirilen kullanımlar neticesinde ortaya çıkması gerektiğinden kullanmaya yetkisi bulunmayan üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen kullanım neticesinde marka yanıltıcı hale gelmiş ise iptali talep edilemeyecektir. Üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen izinsiz kullanımlar haksız kullanım niteliğinde olup marka sahibi veya onun izni ile bir kullanım mevcut olmadığından iptal sebebi meydana gelmeyecektir.

Garanti Markası veya Ortak Markanın Teknik Şartnameye Aykırı Hale Gelmesi

Markanın iptal hallerini düzenleyen SMK madde 26/1 hükmünün (ç) bendi uyarınca 32.maddeye aykırı kullanım olması markanın iptal nedenlerinden birini teşkil etmektedir. SMK madde 32 hükmü ise “Garanti markası veya ortak marka teknik şartnamesi” başlıklı olup 7.fıkrası; “Marka sahibinin, garanti markası veya ortak markanın devamlılık arz eder biçimde teknik şartnameye aykırı olarak kullanılmasını engellemek için gerekli önlemleri almaması sebebiyle ilgili kişilerin, Cumhuriyet savcısının veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine tanınan süre içinde söz konusu aykırı kullanımın düzeltilmemesi hâlinde, markanın iptaline karar verilir.” şeklinde düzenlenmektedir. Söz konusu düzenlemeler uyarınca garanti markası veya ortak markanın teknik yönetmeliğe aykırı kullanımı markanın bir diğer iptal sebebini oluşturmaktadır.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2015/6865 K. 2016/1103 T. 08.02.2016:

“1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin davalılar Türkoğlu Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Z. Ö.’e yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2-) Davacı vekilinin, davalı TPE yönünden verilen YİDK kararının iptali isteminin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, yazılı gerekçe ile TPE yönünden davanın esastan reddine karar verilmişse de başvuruya konu işaret şekil unsuru ihtiva etmeyen ve büyük harflerle yazılmış “TÜRKOĞLU” kelimesinden ibarettir. Davalı TPE tarafından redde mesnet alınan 150297 Sayılı marka “Şekil+Türkoğlu Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”, 2005/53707 Sayılı marka ise küçük harflerin kullanıldığı “Şekil+Türkoğlu” unsurlarından müteşekkildir.

Bu durumda, uyuşmazlık konusu işaretler 556 Sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında aynı olmadıkları gibi açıklanan bu özellikleri itibariyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarının kabulü de mümkün bulunmamaktadır. O halde, davaya konu marka başvurusunun 556 Sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi gereğince reddine dair TPE YİDK kararının iptali gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 1975/1259 K. 1975/3463 T. 20.05.1975:

Davalı vekili savunmasında 20 Mart 1883 tarihli Paris Mukavelenamesinin Türkiye tarafından henüz imza edilmediğini, 551 Sayılı Kanunun tescil edilmiş markaları himaye ettiğini, 15/2. maddede yazılı 6 aylık sukutu hak süresinin geçmiş olduğunu, davacının ilk müracaatını 25.1.1972 tarihinde yaptığını, davayı ise 21.12. 1972 tarihinde açtığını, 551 Sayılı Kanununun 3. ve 15/1. maddelerine göre talebin yersiz olduğunu, bu konudaki 7 adet Milletlerarası Mukavelenamelerin de davacıya bir hak vermediğini, davacının 1965 tarihinden beri Türkiye’de imalat yaptığının ispatı gerektiğini, kendilerinin bütün masrafları ödediklerini, tescil edilen markanın Sınai Mülkiyet Gazetesinde neşredilmemesinde kusurları olmadığını, belirterek davanın reddini istemiş ve mukabil davasında ise, davacının bu davayı açması, markalarını iptal ettirecekleri hususunu etrafa yayması sebebile (50.000) lira manevi tazminatın davacıdan tahsilini talep etmiştir.

Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler ve mahkemece, davacının ülkesinde bu markanın tescilli olduğu ispat edilmemiş olduğu, ülkemizde davacı adına tescil yapılmadığı, 551 Sayılı Kanunun 12/A maddesine göre yabancıların tescil hakkının ülkemizde şubeleri bulunmasına bağlı olduğu, 20. maddeye göre müracaat yapıldığının ispat edilmediği, 15/2. maddesinde yazılı kıdeme dayanarak tescilli markanın iptalinin istenemiyeceği açıklanarak esas dava ve sabit görülmediğinden mukabil dava reddedilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Olayda davacı tarafın 551 Sayılı Kanunun 12. maddesinin b bendi gereğince ve Sınai Mülkiyetin himayesine mahsus 20 Mart 1885 tarihli Paris İttihadı Mukavelenamesi 6894 Sayılı Kanunla tasdik edilmiş ve Fransa bu mukavelenin taraflarından bulunmuş olması itibarile davacının kural olarak dava hakkı mevcut ise de aynı kanunun 20. maddesinin birinci fıkrası hükmüne müsteniden haiz bulunduğu rüchan hakkını ikinci fıkrada yazılı 6 aylık hak düşürücü süre içinde kullandığı sübuta ermediğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.”

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla  her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?