Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davası | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Kamulaştırmasız hukuki el atma davası, idare tarafından özel mülkiyete tabii taşınmazların kullanımının imar planına göre kamulaştırmadan fiilen ve sürekli̇ engellenmesi sonucunda malikin uğradığı zararları ve taşınmazın bedelini istemek adına açılan davadır.


    Kamulaştırmasız El Atma Nedir?

    İdareler gerekli görüldüğü takdirde özel mülkiyete tabii taşınmazları kullanabilmek adına kamulaştırırlar. Bu kamulaştırma, hukuken kamulaştırma yapıldıktan sonra taşınmazın sahibine bedeli ödenerek tamamlanır. Fakat kamulaştırmasız el atma olarak açıkladığımız durumda, idare kamulaştırma prosedürüne uymadan bedel ödemeyerek malikin malını kullanmasını fiilen veya hukuken engellemektedir.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma ve Fiili El Atmanın Farkı Nedir?

    Kamulaştırmasız el atmanın iki türü vardır; hukuki ve fiili el atma. Bu iki el atmayı birbirinden doğru bir şekilde ayırt etmek gerekir.

    Kamulaştırmasız fiili el atma, idare kamulaştırma usullerine uymadan malikin özel mülkiyete tabii taşınmazı kullanmasını fiilen engellemesidir. Özel mülkiyete tabii bu taşınmazın zilyetliğine el koyarak malikin taşınmaz üzerinde fiil ve işlem yapmasını engellenir.

    Kamulaştırmasız hukuki el atma ise yazımızın devamında daha detaylı açıklanacak olmakla beraber, idarenin kamulaştırma usullerine uymadan özel mülkiyete tabii taşınmazın malik tarafından kullanılmasını hukuken engellemesidir. Söz konusu hukuki el atmada, idarenin taşınmazın kullanılmasını fiilen engellemesine gerek yoktur.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Nedir?

    Kamulaştırmasız hukuki el atma davasının dayanağını, Kamulaştırma Kanunu Ek 1.Maddesi oluşturur. İlgili hükme baktığımızda;

    Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.” hükmüne havidir.

    Kamulaştırmasız hukuki el atma davası, idare tarafından özel mülkiyete tabii taşınmazların kullanımının imar planına göre kamulaştırmadan fiilen ve sürekli̇ engellenmesi sonucunda malikin uğradığı zararları ve taşınmazın bedelini istemek adına açılan davadır.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davasının Şartları Nelerdir?

    Kamulaştırmasız hukuki el atma davasının şartlarına bakmak gerekirse;

    • Taşınmaza dair bölgede imar planı yapılmalı ve taşınmaz kısmen/tamamen bu bölgenin içinde kalmalıdır.
    • İmar planı kesinleştikten sonra 5 yıl içinde ilgili kamu kurumu tarafından kamulaştırılmamış olmalı ve bu 5 yıl içinde imar planı değişikliği veya takas yapılmamış olmalıdır.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davasının Tarafları

    Davacı, davayı açabilecek kişi, taşınmazın maliki veya maliki ölmüşse mirasçılarıdır. Mirasçıların veya hissedarların davayı birlikte açma hakları olmasına karşın ayrı ayrı da açabilirler.

    Davalı, ilgili idaredir. Davalı idareyi doğru belirleyebilmek hem zaman hem ekonomik açıdan çok önemlidir. Hak kaybı yaşamamak adına dava açılacak idare dikkatle araştırılıp incelenmelidir. Bu inceleme yapılırken dava açılacak tarih esas alınmalıdır.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davası Yargılama Usulü Nedir?

    2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu 37.Maddesi’nde kamulaştırma kapsamındaki davaların asliye hukuk mahkemelerinde ve basit yargılama usulü ile görüleceği belirtilmiştir. Taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerine verilecek dava dilekçesi ile dava açılır. Dava açılmadan öne idare ile uzlaşma yoluna gitme şartı Anayasa Mahkemesi kararı ile kaldırılmış olup artık dava açmadan önce uzlaşma başvurusuna gerek yoktur.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davasında Zamanaşımı Hak Düşürücü Süre Var Mıdır?

    Kamulaştırmasız hukuki el atmanın söz konusu olduğu olaylarda Anayasa tarafından güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olup herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabii değildir.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

    2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu Ek 1.Maddesi’ne göre kamulaştırmasız hukuki el atmadan kaynaklanan uyuşmazlıklar adli yargıda görülür ve HMK’nun 2.Maddesi gereğince görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir fakat yerleşik içtihat kararlarına bakıldığında görevli mahkemeyi idari yargı mahkemeleri olarak belirlemektedir.

    Yetkili mahkeme ise dava konusu ayni hak olan mülkiyet hakkı olduğundan uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleridir.

    Kamulaştırmasız Hukuki El Atma Davası Ne Kadar Sürer?

    Bu hususta verilebilecek net bir cevap yoktur. Davaya konu teşkil eden somut olayın koşullarına göre bu süre değişkenlik göstermektedir. Davadan en kısa sürede doğru sonucu alabilmek için bu sürece hakim bir avukatla çalışmanız tarafımızca önerilmektedir.

    Konuya İlişkin İçtihatlar

    Anayasa Mahkemesi 25/09/2013 Tarih ve 2013/93 E. 2013/101 K.

    ”… Davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanması, idarenin bir eyleminden değil, idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklanmaktadır. Olayda, idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmamakta, aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliği söz konusudur. Öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Oysa, mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamalarında taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalması söz konusu olmaktadır.

    Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “dere mutlak koruma alanında” bırakılması nedeniyle, tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan dava, itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmemektedir. Nitekim, Anayasanın 158. maddesi ile, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatları da bu yöndedir…”

     İZMİR BİM 4. İdari̇ Dava Dai̇resi̇ 25.05.2017 Tarih 2017/1067 E. 2017/975

    “… 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Kamulaştırma” başlıklı 15. maddesinin (a) bendinde ” Taşınmaz kültür varlıkları ve bunların korunma alanları, aşağıda belirlenen esaslara göre kamulaştırılır: Kısmen veya tamamen gerçek ve tüzelkişilerle mülkiyetine geçmiş olan korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanları Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanacak programlara uygun olarak kamulaştırılır. Bu maksat için, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konur. (Ek: 17/6/1987 – 3386/5 md.; Değişik:14/7/2004 – 5226/7 md.) Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, il özel idareleri ve mahalli idare birlikleri tescilli taşınmaz kültür varlıklarını, koruma bölge kurullarının belirlediği fonksiyonda kullanılmak kaydıyla kamulaştırabilirler.”; (f) bendinde;

    ” Sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller, (…) başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilir. Sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin talepleri değerlendirilmez. Ancak, Bakanlık izniyle gerçekleştirilen kazıların yapıldığı alanlarda bulunan parsellerde, maliklerin başvurusu ve kabulüne ilişkin koşul parsele yönelik uygulanır ve 1/1000 ölçekli onaylı koruma amaçlı imar planı şartı aranmaz. Bu parsellerin üzerinde bina veya tesis varsa malikinin başvurusu üzerine rayiç bedeli, 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesi hükümlerine göre belirlenerek ödenir. Bu bentle ilgili usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

    Bu hükümle ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir, hükmü yer almaktadır. 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 17. maddesinin (a) bendinin ikinci fıkrasında ise “Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. (değişiklik öncesinde bu süre iki yıl olarak düzenlenmişti) Üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu süre uzatılabilir. Uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları uygulanır.” hükmüne; aynı maddenin (b) bendinde

    ” Koruma amaçlı imar plânlarıyla kesin yapılanma yasağı getirilen sit alanlarında bulunan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar malikin başvurusu üzerine, belediye ve il özel idaresine ait taşınmazlarla takas edilebilir.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, kısmen veya tamamen özel mülkiyete geçmiş olan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve koruma alanlarının Bakanlığın hazırlayacağı bir program dahilinde kamulaştırılacağı, uygulama imar planına göre hazırlanacak projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla kamulaştırma yapılacağı, ayrıca bu statüde bulunan taşınmazların kullanılmasından yararlanmak hususunda yasal sınırlamalar yanında belli koşullar dahilinde kullanıma izin verildiği, sit alanı ilan edilen ve koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen taşınmazlar için takas talebinde bulunulabileceği,

    takas işlemine ilişkin usul ve esasların yönetmelikte düzenleneceği, takas talebinin kabul edilebilmesi için taşınmazın sit alanında olması ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı bulunmasının gerektiği, kanun hükmü gereği plan yapmaya yetkili idarelere sit alanı ilanından itibaren belirli bir sürede koruma amaçlı imar planını yapma zorunluluğu getirildiği görülmektedir. Öncelikle, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanları, sit alanlarından farklılık arz etmektedir. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı örnekleri 2863 sayılı Kanun’un ilgili maddesinde ayrı ayrı sayılarak (örneğin, kaya mezarlıkları, höyükler, tümülüsler) somutlaştırılmıştır.

    Sit alanları ise koruma statü ve dereceleri farklılık arz etmekle birlikte hazırlanacak bilimsel raporlar doğrultusunda tarihi, kültürel veya tabiat güzelliklerinin alanın bütünselliğiyle beraber koruma altına alındığı alanı ifade etmektedir. Bu ayrımın bir sonucu olarak gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetine geçmiş olan korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları için Kanun’un 15. maddesinin a fıkrasında taşınmazların program dahilinde kamulaştırılması esası getirilmiş; ancak sit alanında bulunan ve gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetine geçmiş olan taşınmazlar için kamulaştırma esası benimsenmemiş, bunun yerine aynı maddenin (f) bendinde takas imkanı getirilmiştir. …”

    Avukat vekalet ücreti ne kadardır?


    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Türk hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258