İletişime geçin
+905455880258Önalım hakkı diğer adıyla şufa davası, kişinin paydaşı olduğu taşınmazın diğer paydaşça malik olunan payının üçüncü bir kişiye satılması durumunda öncelikle o payı satın alma hakkı veren önalım hakkına dayanarak açılan yenilik doğuran bir dava türüdür.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlardaki payın üçüncü bir kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Eş deyişleri bu hak, paydaşa, taşınmazın herhangi bir paydaşının üçüncü bir kişiye sattığı payı, satış bedeli ile harç ve masrafları toplamını ödeyerek satın alma hakkıdır.
Satış dışı temliklerde bu hakkın kullanılması mümkün değildir. Ancak anılan temlikin muvazaalı olduğu, gerçek işlemin satış olduğu iddiası ve ispatıyla bu hakkın kullanılması olasıdır.
Önalım hakkı Türk Medeni Kanunu madde 732,733,734 ve 735’te düzenlenmiştir.
Madde 732 “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.”
Madde 733 “Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Önalım hakkından feragatin resmî şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle tâbidir ve satıştan önce veya sonra yapılabilir. Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.
Madde 734 “Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hâkim tarafından belirlenen süre içinde hâkimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür.”
Madde 735 “Tapu kütüğüne şerh verilen sözleşmeden doğan önalım hakkı, şerhte belirtilen sürede ve belirtilen koşullara göre her malike karşı kullanılabilir. Kütükte koşullar belirtilmemişse taşınmazın üçüncü kişiye satışındaki koşullar esas alınır. Şerhin etkisi her durumda, şerhin verildiği tarihin üzerinden on yıl geçmekle sona erer. Yasal önalım hakkının kullanılmasına ve vazgeçmeye ilişkin hükümler sözleşmeden doğan önalım hakkında da uygulanır.”
Şufa davası, hak sahibi olduğu belirlenen kişinin ilgili ve yetkili mahkemede, süresi içerisinde önalım hakkının kullandığına ilişkin açılan bir davadır.
Şufa davasının ön şartı geçerli bir taşınmaz satışının varlığıdır. Diğer deyişle şufa davasının kabulü için paydaş(satıcı) ile üçüncü şahıs(alıcı) arasında taşınmaz satış sözleşmesinin varlığı zorunludur. Taşınmaz satışlarının geçerli olabilmesi için satış sözleşmesinin resmi şekilde yani ilgili tapu müdürlüğünde yapılması şarttır.
Şufa davasının şartlarına bakmak gerekirse;
Önalım hakkının kullanılamayacağı eş deyişle şufa davası açılamayan bazı haller bulunmaktadır. Bu hallere bakmak gerekirse;
Şufa davası için görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Taşınmazın bulunduğu asliye hukuk mahkemesi şufa davalarında yetkili mahkeme olacaktır.
Şufa davasını açabilecek olan davacı payını satan paydaş dışındaki diğer paydaşlar olabilecektir. Yasal önalım hakkının birden çok paydaş tarafından kullanılması halinde önalım konusu payın mülkiyeti paydaşlara eşit olarak bölünecektir.
Şufa davası, paylı mülkiyete tabi taşınmazdan payı satın alan üçüncü kişiye karşı açılır. Dava sürerken taşınmazın üçüncü kişiye satılması halinde şufa davasını açmış olan davacı, davayı payı satın alan üçüncü kişiye teşmil edebilir yada eski malik olan davalı aleyhine tazminata dönüştürebilir.
Yasal önalım hakkının kullanılabilmesi için pay satışının diğer paydaşlara bildirilmiş olması gerekir. Yapılan satış alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilir. Bu bildirim önalım hakkının kullanılması için yasal sürenin başlangıcına esas olur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinde üç ay ve her halde satışın gerçekleşmesinden iki yıl geçmekle düşecektir.
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Türk hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla Gayrimenkul avukatı vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258