İletişime geçin
+905455880258İtiraz Olunabilecek Kararlara bakmak gerekirse;
CMK 267. Maddeye göre, kural olarak tüm hakim kararları ile kanunun gösterdiği istisnai hallerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Hakim kararından maksat, mahkemece verilmeyen yani “toplu mahkemede kurul tarafından verilmesi gerekmeyen” kararlardır. Yasada aksi belirtilmiş olmadıkça, şu kararlar hakimlik kararıdır;
Mahkemenin itiraz edilebilen ara kararları ise son karardan önce verilen ve son karara esas oluşturmayan kararlardır. Mahkeme kararlarına itiraz edilebilmesi için o mahkeme kararına karşı itiraz yoluna gidilebileceğinin kanunda açıkça gösterilmiş olması gerekir. Bazı kararlara karşı itiraz edilemez.
Kural olarak hakimlik24 kararlarına karşı itiraz mümkündür. CMK m. 267’de “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.”
Hakim ve mahkeme kararlarına karşı; Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve katılan ile katılma talebinde bulunduğu halde katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görenler itiraz kanun yoluna başvurabilirler (CMK md.260). Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme kararına itiraz kanun yoluna hem sanık lehine hem de aleyhine başvurabilir (CMK md.260/3).
Cumhuriyet savcısının kararlarına karşı; mağdur, suçtan zarar gören ve şüpheli itiraz kanun yoluna gidebilir (CMK md. 91/5, CMK md.73)
Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla itiraz kanun yoluna başvurabilir (CMK md.261).
Şüpheli veya sanığın kanuni temsilcisi ve eşi; şüpheli veya sanığa açık olan itiraz kanun yoluna başvurma hakkını, itiraz süresi içinde bizzat kendileri kullanabilirler (CMK md.262).
Yakalama işlemi ile gözaltı kararı ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının kararına karşı; yakalanan kişi, müdafii veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir (CMK md. 91/5).
Kanun yolu başvurusu yapmaya yetkili olanlar itiraz yoluna da başvurabilir. Buna göre; cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, katılan, katılma istemi karara bağlanmamış olan, katılma istemi reddedilmiş ve katılan sıfatını alabilecek derecede suçtan zarar görmüş bulunanlar, bunlara bağlı olarak avukatlar, yasal temsilci ve eşler diğer kanun yollarına olduğu gibi itiraz kanun yoluna başvurmaya yetkilidir. Bunlar dışında kendileri ile ilgili durumlarda tanık, bilirkişi ve üçüncü kişiler de itiraz yoluna başvurabilir. İtiraz, fiili veya hukuki nedenlerle dayanabilir.
İtiraz, kararı veren merciye verilecek bir dilekçe ile veya tutanağa geçirmek koşuluyla zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyan ve imzayı hakim veya mahkeme başkanı onaylar. Tutuklunun itirazı hakkında 263. Madde hükmü uygulanır. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde incelemeye yetkili merciye gönderir.
itiraz kanun yoluna başvurulması, kural olarak kararın yerine getirilmesini engellemez. Ancak, itiraz durumunda, gerek kararına itiraz edilen makam ve gerekse itiraz edilen kararı inceleyerek merci kararın yerine getirilmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. İtirazın, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmayacağına ilişkin kuralın bir istisnasına yer verilmiştir. Buna göre, şüpheli veya sanığın gözlem altına alınma kararına karşı itiraz, kararın yerine getirilmesini durdurur.
İtirazı inceleyecek merci, yazı ile cevap verebilmesi için itirazı, Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilir, ancak bildirmek zorunda değildir. Kanun’da geçen “karşı taraf” ifadesi, “katılan”ı belirtmektedir. Merci, inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir. Zira itirazı incelemeye yetkili merci, Hukuki ve maddî sorunu birlikte ele alabilir. İtirazı inceleyecek mercii, sadece başvuruda hatalı olduğu iddia edilen noktaları inceleyecektir. İtirazı inceleme mercii, kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapmaksızın, belgeler üzerinden karar verir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet Savcısı ve sonra müdafi veya vekil dinlenebilir.
CMUK sisteminden farklı olarak CMK, itirazı incelemeye yetkili merciin gerekli gördüğünde müdafi veya vekili dinleyebileceğini de kabul etmiştir. “Dinleme”nin söz konusu olabilmesi için “duruşma” yapılmalıdır. Bu durumda CMK m. 271 hükmü bir çelişkiyi ifade etmektedir. Mahkemenin duruşma yapmadan “dinlemesi” olanaklı değildir. Bu nedenle Kanun’da geçen “dinleme” ifadesi, “görüşlerinin yazılı olarak alınması” biçiminde değerlendirilmelidir. İtirazın reddedilmesi halinde kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, itiraz kabul edildiğinde ise kararın hukuka aykırı olduğu anlaşılmış olur. Mercii, itiraz başvurusunu yerinde görürse itiraz edilen kararı kaldırarak itirazın konusunu oluşturan sorunu da çözerek bu konuda bir karar verir.
İtiraz kural olarak itiraza konu kararı veren makama, Kanun’un ayrıca hüküm koymadığı hâllerde CMK m. 35’e göre ilgililerin kararı öğrenmesinden itibaren 7 gün içinde yazılı olarak yapılabileceği gibi tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle de yapılabilir. Bu durumda tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Bir karara itiraz edilmesi o kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu yani kararın yerine getirilmesini engellemez, ancak kararına itiraz edilen makam veya kararı inceleyecek merci, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.
Kanun, itirazı incelemeye yetkili mercileri CMK m. 268’de saymıştır. Buna göre Hakimlik makamı kararlarına karşı yapılacak itirazları incelemeye yetkili makamlar şunlardır:
İş avukatı ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Türk hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla iş hukuku avukatı vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258