İletişime geçin
+905455880258İptal davası, idarenin tesis ettiği hukuka aykırı bir idari işlem ile menfaati ihlal edilen kimsenin, hukuka aykırı işlemin ortadan kaldırılması için açabileceği bir idari davadır. İptal davası sonucunda idari işlemin iptaline karar verilmesi halinde idari işlem geriye etkili olarak baştan itibaren ortadan kalkar.
İdare hukukunda iptal davası; idari yargı yolunda açılan ve idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan bir davadır. İptal davası, idari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olmaları nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan bir idari dava türüdür.
İdari eylem; ya idari bir işlemin uygulanmasını ya da hiçbir hukuksal işleme dayanmadan doğrudan doğruya yapılan eylemler biçiminde kendini gösterir. İdari eylem sebebiyle hak ihlali olması durumunda, davadan önce eylemin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde ve her durumda eylemden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurularak zararın tazmini istenmelidir. Başvuru kısmen ya da tamamen reddedilmişse ya da idare 30 gün boyunca sessiz kalmışsa ret tarihinden ya da sessiz kalma süresinin sonundan itibaren dava süresi içinde dava açılmalıdır.
İdari işlemler ise; tarafların kamu hukuku uyarınca tek taraflı olarak tesis edilen ve resen uygulanabilir nitelikte olan idare tasarrufudur. Hakkın ihlal edilmesi durumunda tam yargı davası açılabilir. İptal ve tam yargı davası birlikte açılabilir. Önce iptal davası açılabilir, dava sonunda verilecek kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açılabilir.
İdarenin hukuka aykırı işlemi ile menfaati ihlal edilen herkes iptal davası açabilir. Yani idari işlemle ilgisi olmayan ya da idari işlemle menfaati ihlal edilmeyen kimse iptal davası açamaz. Söz konusu menfaat güncel, meşru ve kişisel olmalıdır. Kişinin menfaati, maddi menfaat olabileceği gibi kişinin manevi varlığını ilgilendiren bir menfaat de olabilir.
İptal davası idari işlemin öğrenilmesinden itibaren Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde 30 gün içerisinde açılmalıdır. Dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar.
İlgililer tarafından idari işlemin iptali davası açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 30 gün sessiz kalan idare başvuruyu reddetmiş sayılır. Talebin reddedilmesi ya da reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlar.
İlgililer dava konusu olabilecek idari işlem ya da bir eylemin yapılması için idareye başvurabilirler.
Yürütmenin durdurulması; hukuka aykırılık iddiası ile iptal davasına konu olan bir idari işlem hakkında yetkili yargı yerinin dava konusu idari işlemi geçici olarak durdurmasıdır. İdari işlemin iptali davasının en önemli unsuru tedbir niteliğindeki yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, aleyhine iptal davası açılan işlemin idare tarafından davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanması halinde kişilerin zarara uğramasını engellemek amacıyla verilen geçici nitelikte bir karardır. Yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden verilmez talep davacı tarafından ayrıca istenmelidir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir
Şartları varsa davalı idarenin savunmasından ya da savunma süresi geçtikten sonra gerekçeli yürütmenin durdurulması kararı verebilir. Yürütmenin durdurulması kararı teminat karşılığında verilir. Ancak idare YD talep ediyorsa ya da kişi adli yardımdan yararlanıyorsa teminat istenmez.
İdare ve vergi mahkemelerinin YD kararlarına karşı BİM’e, BİM’in YD kararlarına karşı en yakın BİM’e, Danıştay dava dairelerinin YD karalarına karşı idari veya vergi dava daireleri kurullarına kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
İdari işlemlere karşı açılacak iptal davalarında hangi mahkemenin görevli olduğu: dava konusu işlemin türüne göre tespit edilir. Buna göre iptal davalarında görevli mahkemeler, idare mahkemesi, vergi mahkemesi ve Danıştay olabilir.
Bu davalarda, İdari Yargılama Usulü Kanunu veya özel Kanunlarda aksi gösterilmedikçe, iptal istenen idari işlemi oluşturan idari merci bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Özel yetki kuralları öngörülmeyen hallerde genel yetki kuralı geçerli olacaktır. Kamu görevlileri ile ilgili olarak bazı özel yetki kuralları
* Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.
*Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
* Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
* Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali ve sosyal haklarına ve sicillerine ilişkin konularla, müfettiş hal kâğıtlarına karşı açacakları ve idare mahkemelerinin görevine giren davalarda yetkili mahkeme, hâkim veya savcının görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesine en yakın bölge idare mahkemesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.
İdare hukukunu ilgilendiren davalarında süre mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına göre değişebilmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yargıda hedef süreler belirlenmiştir. Bu süreler davanın konusu ve niteliği uyarınca belirlenmiş olup İstinaf ve Danıştay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
Ancak bir davanın en kısa süre içerisinde sonuçlanması doyanın yakından takip edilmesi ile birebir ilgilidir. İyi bir dosya takibi davanın gereksiz uzamasını engellemektedir.
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. İdare hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258