İletişime geçin
+905455880258Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır,
bu fiillerden birini veya birkaçını gerçekleştiren devlet memuru uyarma cezasıyla karşı karşıya kalır.
Uyarma cezası, DMK’da düzenlenmiş memurlara verilebilecek en hafif cezadır.
Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır,
bu fiillerden birini veya birkaçını gerçekleştiren devlet memuru kınama cezasıyla karşı karşıya kalır.
Kınama cezası, uyarma cezasına göre, bir üst derece ağır bir cezadır. Uyarma cezasında, memura görev ve davranışlarında daha dikkatli olması, gerektiği bildirilirken, burada kusurla olduğu bildirilmektedir.
Kınama cezasına karşıda yargı yolu kapalıdır. Disiplin amirleri tarafından verilen kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir.
Memurun, brüt aylığından 1/30- 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır. Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır,
bu fiillerden birini veya birkaçını gerçekleştiren devlet memuru aylıktan kesme cezasıyla karşı karşıya kalır.
Kanunda tayin edilen otuzda bir oranı cezanın alt sınırıdır. Aynı zamanda asıl cezadır. Aylıktan kesme cezasının verilmesi gereken durumlarda ilk tayin edilecek ceza otuzda bir oranında aylıktan kesme cezasıdır. Eğer üst sınıra doğru ceza arttırılmak isteniyorsa bunun gerekçesi mutlaka belirtilmelidir. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.
Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır,
Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan devlet memurlarına, bu cezanın nasıl uygulanacağı yine 125. maddede düzenlenmiştir; bu durumdaki devlet memurlarının brüt aylıklarının 1/4’ü-1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, doğurduğu sonuçlar bakımından daha önce incelediğimizi uyarma, kınama ve aylıktan kesme suçlarından daha ağır olduğu için bunlardan farklı olarak disiplin amirleri tarafından değil, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde valiler tarafından verilir.
Bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır,
bu fiillerden birini veya birkaçını gerçekleştiren devlet memuru devlet memurluğundan çıkarılma cezasıyla karşı karşıya kalır.
Danıştay 12. Daire E. 2005/333 K. 2008/402 T. 01.02.2008:
“İller Bankası Disiplin Yönetmeliğinin 3 maddesinin B bendinde kınama cezasını gerektiren fiil ve haller, C bendinde ise aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller sayılmış, 20 maddesinde ise, disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın bir üst disiplin amirine yapılabileceği, verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda sürenin kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 7 gün olduğu, bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz halinde itiraz merciinin verilen cezayı aynen kabul edebileceği gibi cezayı hafifletebileceği ya da tamamen kaldırabileceği ..itiraz edilmeyen uyarma ve kınama cezası ile itiraz üzerine verilen uyarma ve kınama cezalarının kesin olup;
bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamayacağı ,itiraz merciinin 30 gün içinde kararını vermek zorunda olduğu, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma cezalarına karşı yargı yoluna başvurulabiieceği ve kaldırılan cezaların sicilden silineceği belirtilmiştir.
Aynı yönetmeliğin 17. maddesinde geçmiş hizmetleri sırasında ki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalardan bir derece hafif olanın uygulanacağı ifade edilmiştir.
2709 sayılı T.C Anayasanın Temel Hak ve Ödevler kısmının Kişinin Hakları ve Ödevleri Bölümünde yer alan “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasında “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.” kuralına yer verilmiş, 129. maddesinde de, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı belirtilmiştir. Anayasanın bu hükmü ile uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kesin olarak kapatılmış değildir.
Anayasanın 129. maddesindeki hüküm uyarınca uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimi dışında bırakılabileceği açık ise de, yukarıda anılan hak arama hürriyetine ilişkin 36. maddeye özel bir sınırlama getirilmiştir. Ancak bu sınırlamanın yalnızca yasama organı tarafından getirilebileceği de Anayasanın 13. maddesi gereğidir.
657 sayılı Yasanın 135. ve 136. maddeleri ile uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapatılmış ise de; davacının tabi olduğu 4759 Sayılı İller Bankası Kanunu’nda uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan bir hüküm bulunmaması ve davalı bankanın 657 sayılı Yasanın Ek Geçici 21. maddesi kapsamında olması nedeniyle banka personelinin özlük ve sosyal haklarla ilgili bu yasadan yararlandırılmasının, uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan hükmü kapsamadığı açıktır.
Bu durumda, üst normlara aykırı olarak düzenlenen ve uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan İller Bankası Disiplin Yönetmeliğinin 20. maddesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.”
Danıştay 12. Daire E. 2007/506 K. 2009/869 T. 18.02.2009:
“4.7.2006 gün ve 26218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanunun 1. maddesinde;
Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar veya istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlarına fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçları sebebiyle görevleriyle sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezaları ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının ( e ) ve ( t ) bentlerine göre verilmiş yer değiştirme cezaları ve 69 uncu maddesine göre verilmiş meslekten çıkarma cezaları ile emniyet hizmetleri sınıfına dahil personel ile çarşı ve mahalle bekçileri hakkında verilen meslekten çıkarma cezaları hariç olmak üzere;
kanun, tüzük ve yönetmelikler gereğince memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında 23.4.1999 tarihinden 14.2.2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedilmiştir denilmek suretiyle Kanunun kapsamı belirlenmiş, 2.maddesinde ise; bu Kanun kapsamına giren ve 23.4.1999 tarihinden 14.2.2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezalarına bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargı merciilerine başvurmuş olanlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde dosyanın bulunduğu yargı merciine müracaat etmek suretiyle davaya devam etmek istediklerini bildirmeyenlerin davaları hakkında, görülmekte olan davalarda davayı gören mahkemece,
karar temyiz edilmiş ise Danıştayca, karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına karar verilir, vekalet ücretine hükmedilmez, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde davaya devam etmek istediklerini bildirenlerin davalarının görülmesine devam olunur. Ancak, davanın davacının aleyhine sonuçlanması halinde bu Kanunla getirilen af hükümleri uygulanır hükümlerine yer verilmek suretiyle görülmekte olan davaların nasıl sonuçlandırılacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
5525 sayılı Kanunla af dışı bırakılan suçlar aynı zamanda Türk Ceza Kanununa göre de suç olduğundan, bu suçlardan dolayı yapılan soruşturma sonucu, disiplin kurulu kararı ile kurumlarıyla sürekli ilişkileri kesilen kamu görevlilerinin af yasasından yararlanabilmeleri için anılan suçlardan ceza yargılaması sonucunda hüküm giymemiş olmaları gerekir.
Esasen, 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 48. maddesinin A/5 bendi, bu suçlardan hüküm giyenlerin memurluğa alınmalarını yasaklamış ve memurlukları sırasında memur olma koşullarını kaybeden kamu görevlilerinin de memuriyetlerinin sona ereceği aynı Yasanın 98/b maddesinde belirtildiğinden, söz konusu suçlardan hükümlü bulunanların memur olarak görevlerine devam etmeleri veya memurluğa yeniden alınmaları mümkün değildir.”
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. İcra hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İletişime geçin
+905455880258