İdari Kolluk

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > İdari Kolluk

İdari Kolluk

idari kolluk

İdari kolluk hususu ilgili yazımızda incelenmiştir.

İdari Kolluğun Amacı Nedir?

Kamu düzenini korumak ve bozulduğunda eski haline getirmek kolluk hizmetlerinin konusu ve amacıdır. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse toplumun ve bireylerin barış, huzur ve güven içinde yaşamalarını sağlamak kolluk hizmetlerinin görevidir.

Kolluk, toplumdaki barış, huzur ve güvenliği sağlamak ve korumak için yeri geldiğinde, idare edilenlere karşı zor kullanarak onların temel hak ve özgürlüklerini sınırlayabilir. Fakat hukuk devletinde, temel hak ve özgürlüklerin korunması esastır ve sınırlama geçicidir. Kolluk kuvvetleri kamu düzeninin gerektirdiği hallerde temel hak ve özgürlükleri geçici olarak kısıtlayabilirler, fakat kaldıramazlar. Kolluk faaliyetinin nihai amacı diğer idari faaliyetlerde olduğu gibi kamu yararının gerçekleştirilmesidir.

Kamu Düzeninin Unsurları Nelerdir?

Kamu Güvenliği

Güvenlik, toplumu oluşturan bireylerin kişilik hakları ve insanlık onurlarının, mallarının her türlü tehlike ve kazalardan korunması anlamına gelir. Devlet burada güvenliği sağlamak için kolluk gücü aracılığıyla kişilerin can, mal ve ırz güvenliklerini sağlar; kişileri tehlike ve kazalara karşı koruyarak huzur içinde yaşamalarını temin eder.

Toplumda kişilerin yaptıkları işler ve faaliyetler, hem kendileri hem de başkaları için tehlike barındırabilir. İşte burada idari kolluk, toplumdaki çeşitli tehlikelere karşı hukuk düzeninin içinde asgari ölçüde bir güvenlik sağlamak için belirlenen kuralları, sınırlamaları ve yasakları uygulamaktadır.

Kamu Huzuru (Dirlik ve Esenlik)

Bazı kanunlarda selamet ve intizam ya da huzur ve sükûn olarak ifade edilen dirlik ve esenlik, toplumun huzuru, rahatı ve mutluluğu demektir. Bir başka deyişle toplum yaşamını olumsuz yönde etkileyecek her türlü kargaşanın, karışıklığın ve düzensizliğin yokluğudur. Kamu huzuru halkın huzur ve rahatını bozacak gürültü, toz, duman, kötü koku, görüntü kirliliği (pislik) gibi rahatsız edici etkilerden uzak yaşamalarının sağlanması demektir.

Kamu Sağlığı

Kamu hizmetinin amacına ve konusuna giren sağlık, bireylerin teker teker hastalıklardan kurtarılması ve arındırılmasıdır. Oysa kolluk faaliyetinin amacı olan ve kamu düzeninin bir amacı olarak işaret edilen sağlık ise genel sağlıktır. Kamu düzeninin bir ögesi olan genel sağlık ise toplumun bütününün bulaşıcı ve yaygın hastalıklardan uzak tutulması ve gelecek tehlikelerin bertaraf edilmesi anlamına gelmektedir. Bunun yanında her türlü gıda maddesinin üretimi ve pazarlamasının sağlık bakımından denetimi, salgın hastalıkların önlenmesi, kanalizasyon ve foseptik alt yapılarının yaptırılması ve arızalarının giderilmesi için alınan önlemler genel sağlığın bir parçasıdır.

İdari Kolluğun Çeşitleri Nelerdir?

Genel İdari Kolluk

Genel idari kolluk, genel olarak tüm ülkede kamu düzeninin sağlanması amacıyla vatandaşların her türlü faaliyetleri üzerinde yürütülen kolluk faaliyetlerini ifade etmek için kullanılmaktadır. Genel idari kolluğun adından da anlaşılacağı üzere herkesi, bütün grupları ve kamu düzenine ilişkin bütün etkinlikleri ilgilendiren kolluğu ifade etmektedir.

Genel idari kolluk kamu düzenini sağlamak amacıyla, yetkili olduğu kendi sorumluluk sahasında herkes hakkında ve her türlü faaliyet alanında kolluk tedbir ve işlemleri yapmaya yetkili ve görevlidir.

Kolluk Makamı

Kolluk gücüne sahip olan makamlar, aynı zamanda kolluk yetkisini de elinde bulunduran makamlardır.

Anayasa’nın 8. maddesi uyarınca “Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” hükmü, kanunların uygulanmasında Cumhurbaşkanına doğrudan anayasal bir yetki verdiği için Cumhurbaşkanı kolluk makamıdır. En üst kolluk makamı olarak kolluk faaliyetlerine ilişkin idari düzenleyici işlem yapma yetkisine sahiptir.

Türkiye’de yetkili olan diğer bir kolluk makamı ise İçişleri Bakanıdır. İçişleri Bakanı, ülkenin genel asayiş ve emniyetinden sorumludur. Yine PVSK’nin 22. maddesinde “… bu kanunda yazılı vazife ve salahiyetlerin yapılması ve kullanılması için en büyük mülkiye amirlerinin vereceği emirleri, Dahiliye Vekili re’sen verebilir” hükmü gereğince İçişleri Bakanı’nın kolluk amiri olduğu söylenebilir. İçişleri Bakanı bireysel ve düzenleyici kolluk işlemleri yapabilir. Anayasa’nın 124. maddesine göre İçişleri Bakanı kolluk kanunlarının uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik çıkarma yetkisine sahiptir.

5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/A maddesine göre valiler, ilde Cumhurbaşkanının temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır. Yine aynı Kanun’un 9/Ç maddesine göre valiler, “Kanun, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer mevzuatın verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.” Bu maddede geçen genel emirler çıkarabilme yetkisi, valilerin kolluk makamı olduğunu göstermektedir.

Kaymakam ilçe sınırları içinde, “suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. …ilçe sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi kaymakamın ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için kaymakam gereken karar ve tedbirleri alır.”

Genel İdari Kolluk Personelleri

Genel idari kolluk, genel olarak tüm ülkede kamu düzeninin sağlanması amacıyla vatandaşların her türlü faaliyetleri üzerinde yürütülen kolluk faaliyetlerini ifade etmek için kullanılmaktadır. Genel idari kolluğun adından da anlaşılacağı üzere herkesi, bütün grupları ve kamu düzenine ilişkin bütün etkinlikleri ilgilendiren kolluğu ifade etmektedir.

Polis

Polis, bir ülkenin iç düzen ve emniyetini, sağlık, huzur ve esenliğini sağlamak ve bireylerin kendilerine ve mülklerine karşı meydana gelebilecek saldırılardan korumak amacıyla, idare tarafından alınan ve yürütülmesi birtakım yaptırımlarla desteklenen genel ve kişisel tedbirleri ve bu amaçla yerine getirilen hizmetlerin tamamını ve bu faaliyetleri yerine getiren teşkilat ve personeli ifade etmektedir.

Polis teşkilatı, idari teşkilat içerisinde İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde teşkilatlanmış olup silahlı kuvvetler teşkilatı dışında en önemli silahlı güçtür. Belediye sınırları içinde kamu düzenini, kişilerin konut dokunulmazlığını, halkın ırz, can ve malını koruyarak kamu güvenliğini ve kamu düzenini temin eder, yardıma muhtaç olanlara yardım etmekle görevlidir.

Jandarma

JTGYK’nin 3. maddesine göre jandarma, “Emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin verdiği görevleri yerine getiren silahlı genel kolluk kuvvetidir.”

Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlıdır.

JTGYK’nin 7. maddesine göre jandarmanın görevleri, Mülki, Adli ve Askeri olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır. “Mülki görevleri, emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak, adli ve askeri görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla jandarmaya verilen görevleri yapmaktır. Adli görevleri, işlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmektir. Askeri görevleri ise; kanunlarla ve cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen askeri hizmetleri yerine getirmektir.”

Sahil Güvenlik Komutanlığı

Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün sahillerinde iç suları olan Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında, liman ve körfezlerinde, karasularında, münhasır ekonomik bölgesi ile ulusal ve uluslararası hukuk kuralları uyarınca egemenlik ve denetimi altında bulunan deniz alanlarında, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kendisine verilen görevleri uygulamak ve yetkileri kullanmak maksadıyla 9 Temmuz 1982 yılında 2692 sayılı yasa ile kurulmuĢ silahlı bir genel kolluk kuvvetidir.

2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu’nun 2. maddesine göre, komutanlık İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Seferberlik ve savaş hallerinde, Sahil Güvenlik Komutanlığının Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek bölümleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine girer, kalan bölümü normal görevlerine devam eder.

Çarşı ve Mahalle Bekçileri

7245 Sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu ise 18 maddeden oluşmaktadır. Bu Kanun’un amacı 1. maddeye göre, “Çarşı ve mahalle bekçisi olarak istihdam edileceklerde aranan şartlara, çarşı ve mahalle bekçilerinin atama ve adaylık süreçlerine, görev ve yetkileri ile çalışmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” Çarşı ve mahalle bekçileri genel kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak üzere, emniyet ve jandarma teşkilatları bünyesinde istihdam edilir.

Özel İdari Kolluk

Genel idari kolluk yanında bazı özel kanunlarda dirlik, esenlik, genel sağlığın korunması ve daha özel amaçlı konular için özel kolluk teşkilatı kurulması öngörülmüştür.

Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 3. maddesine göre özel kolluk, genel kolluk dışında kalan ve özel kanunlarına göre kurulup belirli görevleri yapan kolluk kuvvetleridir. Özel kolluğun görev alanı sınırlıdır. Özel kolluk toplumun belirli gereksinimlerini karşılamak üzere özel amaçlarla belirli faaliyetlere uygulanmaktadır.

Özel İdari Kolluk Çeşitleri Nelerdir?

-Millî İstihbarat Teşkilatı

-Özel Güvenlik Teşkilatı

-Sınır Kolluğu

-Çiftçi Mallarını Koruma Kolluğu

-Kır Bekçileri

-Gümrük Kolluğu

-Köy Korucuları

-Orman Kolluğu

-Belediye Kolluğu

-Ordu Kolluğu

-Av Kolluğu

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü E. 1998/16 K. 1998/18 T. 06.07.1998:

Dava, davacıya ait motorlu testerenin orman suçunda kullanıldığı iddiasıyla zaptedilmesinden sonra bu konuda ceza mahkemesinde görülen davanın beraatle sonuçlanması üzerine, orman zabıtasının haksız tutumu sonucunda motorlu testerenin idarece zaptedilmiş olması nedeniyle davacının iş görememesinden doğan zararların tazmini isteminden ibarettir. Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verilmiş olup kamu hizmetinin görülmesi sırasında meydana gelen zararların tazmini istemiyle idareye karşı açılan davaların; idare hukukunun “hizmet kusuru” esasına göre, veya hizmetin kusurlu işlememesi halinde dahi, zararla idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunması koşuluyla tazmini gerekeceğine ilişkin, idare hukukunda yer alan “kusursuz sorumluluk” ilkesi dikkate alınarak, idari yargı yerlerince çözümlenmesi gerekmektedir.

6831 sayılı Orman Kanunu hükümleri uyarınca, bu Yasa ile verilen diğer görevlerin yanısıra, ormanların korunması ve orman suçlarının takibine yönelik kolluk hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınan orman idaresi personeli tarafından, orman suçunda kullanıldığı iddiasıyla davacıya ait motorlu testere zaptedilmiş ise de; ceza yargılaması sonucunda verilen kesinleşmiş mahkeme kararı ile, olayda orman suçu işlenmediğinin saptanması üzerine davacının, motorlu testere ile iş görememesi nedeniyle uğradığı zararların kamu görevlisinin haksız tutumundan doğduğunu ileri sürerek dava açtığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan tam yargı davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; aynı Yasanın 12. maddesinde de, ilgililere haklarını ihlal eden bir idari işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı idari yargı yerine tam yargı davası açabilme olanağı tanınmıştır.

Bu durumda, 6831 sayılı Yasanın tanıdığı yetkiye dayanılarak orman zabıtasınca yürütülen kolluk hizmeti kapsamındaki idari yaptırımın uygulanmasından doğan zararların giderilmesi istemini içeren tam yargı davasının, yukarıda belirtilen Anayasa kuralı ve idare hukuku esaslarına göre görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu açıktır. Belirtilen nedenlerle, Gaziantep İdare Mahkemesince 2247 sayılı Yasanın 19. maddesine göre yapılan başvurunun reddi gerekmektedir.”

Avukat Vekalet Ücreti Ne Kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  İcra hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Tags:

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?