Yasa Yararına Bozma

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Yasa Yararına Bozma

Yasa Yararına Bozma

yasa yararina bozma

Yasa yararına bozma, eski deyimiyle yazılı emir veya olağanüstü temyiz; 5271 sayılı CMK’ nin 309 ve 310 maddelerinde düzenlenmiştir. İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen, hakim veya mahkeme kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Kararlarda hukuka aykırılık bulunması halinde, kural olarak Adalet Bakanlığı’nın talebi ve bazı hallerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi ile ilgili hükmün ilgili ceza dairesi tarafından incelenmesidir.

Yasa Yararına Bozma Başvurusunun Şartları Nelerdir?

Yasa yararına bozma yoluna gidilebilmesi için, hakim veya mahkemenin verdiği karar sonrası, ceza davasından elini çekmesi sebebiyle, artık bir karar vermesinin imkansız hale gelmesi, karardaki hukuka aykırılığın ciddi boyutlarda olması ve yasaya aykırılığın ortadan kaldırılabilmesi için yasa yararına bozma yoluna başvurulmasından başka olanak kalmaması gerekmektedir. Normal koşullarda; usul hatalarından dolayı yasa yararına bozma yoluna gidilmemekle beraber, yapılan usul hatası, esas ve hükmü etkili ise, kanun yararına bozma yoluna gidilebilecektir.

Cumhuriyet savcılığına gönderilen ilamların incelemesinde, yasaya aykırılık tespit edilmesi halinde, karara karşı infaz edilen mahkemenin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet savcılığınca yasa yararına bozma yönündeki başvuru Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ ne gönderilecektir. Adalet Bakanlığı başvuruda belirtilen sebepleri yerinde gördüğü takdirde, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir.

Yok hükmündeki kararlara karşı yasa yararına bozma isteminde bulunulamaz. Hakimin takdirine bağlı olan hallerde de karara karşı yasa yararına bozma yoluna gidilmez. Mesela, yasanın zorunlu kıldığı hallerin haricinde cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmemesi, HAGB kararı verilmemesi veya ertelenmemesi gibi takdirde bağlı halleri sıralayabiliriz.

Yasa yararına bozma başvurusu hükümlü lehine yapılabileceği gibi aleyhine de yapılabilir

Yasa Yararına Bozma Başvurusunun İnfaza Etkisi Nedir?

Yasa yararına bozma yoluna başvurulduğu takdirde, o kararın ve hükmün infazının durdurulup durdurulamayacağı veya ertelenip ertelenmeyeceği hususunda kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.

Yasa Yararına Bozma Başvurusunun Hazırlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar

Yasa yararına bozma yoluna başvuracak olan Cumhuriyet Başsavcılığına gerekçeli başvuru yazısı Adalet Bakanlığı CİGM’ nün genelgesinde, başvuruda hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği ayrıntıları ile belirtilmiştir. Buna göre;

Öncelikli olarak hakim veya mahkeme kararlarına karşı süresinde istinaf veya temyiz kanun yollarına başvuru yapılması gerekmekte olup, yasa yararına bozma olağanüstü kanun yolu olduğundan, istinaf veya temyiz hakkı kullanılmadan yasa yararına bozma yoluna başvuru yapılmamalıdır.

Kararların usulüne uygun kesinleşmiş olması gerekmektedir. Usulüne uygun kesinleşmemiş kararlara karşı istinaf veya temyiz gibi kanun yolları açık olduğundan, yasa yararın bozma yoluna gidilmeyecektir. Bu sebeple kararların 5375 sayılı CGTİHK ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’ndaki düzenlemelere uygun olarak kesinleştirilmesinin yapılıp yapılmadığının iyi incelenmesi gerekmektedir.

5271 sayılı CMK’nın 310. maddesi uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 309/4-d . maddesinde belirtilen hallerle sınırla olmak üzere yasa yararına başvurabileceğinden, cezanın kaldırılması veya dana az bir cezaya hükmedilmesini gerektirecek durumlarda, başvurular değerlendirilmek üzere bakanlık aracı kılınmaksızın, doğrudan Yargıtay Cumhuriyeti Başsavcılığına gönderilmelidir.

Yasa yararına bozma talebine konu dosya dizi pusulasına bağlanmalı, dosyada eksik bilgi ve belgeler varsa tamamlanmalı, üst yazı ile Ağır Ceza Cumhuriyet Başsavcılığı aracı kılınarak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ ne gönderilmelidir.

 Yasa yararına Bozma Başvurusunda Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı

Yasa yararına bozma başvurusunda yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, kararı infaz edilen mahkemenin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet savcılığıdır. Hükümlünün infaz aşamasında kararını veren mahkemenin bulunduğu yerden başka bir yerde cezasını infaz etmesi halinde, gerek ilamın infazını yapan Cumhuriyet savcısının yaza yararına bozma başvurusunun, gerekse hükümlünün bu yöndeki başvurusunun, değerlendirme yapılmak üzere kararı infaz edilen mahkemenin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi gerekmektedir. Bu durumda kararı infaz edilen mahkemenin bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı yasa yararına bozma talebi ile ilgili görüş yazısını olumlu veya olumsuz görüşle Bakanlığa gönderecektir.

Yasa Yararına Bozmada Bir Süre Var Mıdır?

Yasa yararına bozma başvurusu yapılabilmesi için kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir. Hüküm infaz edilmiş olsa bile, hukuka aykırılığın tespiti halinde, yasa yararına bozma yoluna gidilebilir.

İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 7. CD E:2017/76 K:2017/1250 KT:16.02.2017:

Dava ve Karar: …. Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/12/2015 tarihli ve 2015/815 değişik iş sayılı kararı aleyhineYüksek Adalet Bakanlığından verilen 19.12.2016 günlü kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.12.2016 gün ve KYB. 2016-400600 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

5607 sayılı Kanun’un 13/1. madde ve fıkrasında yer alan “1) Bu Kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümleri uygulanır…” şeklindeki hüküm ile 5237 sayılı Kanun’un 54/1-2. madde ve fıkralarında yer alan “(1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsız kılınması hâlinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.” şeklindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu aracı eşinin hastanede yatması ve yanında refakatçi olarak kalması sebebiyle servis bakımını yaptırması için halasının oğlu diğer sanık …’ye veren ve işlenen suç ile ilgisi bulunmayan iyiniyetli üçüncü kişi …’ye ait … Plakalı aracın müsaderesine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231/12. madde fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulması mümkün olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları dava konusu el konulmuş eşya ve nakil aracının müsaderesine ilişkin kararları da kapsayacağından yapılan itiraz üzerine Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddedildiği böylece itiraz yasa yoluna ilişkin inceleme tamamlanmış olup, 5271 sayılı Yasa’nın 231. maddesinin 5. fıkrası “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder şekilde düzenlenmiş olup,

bu hükmün içinde yer alan müsadere kararında uygulanma imkanının bulunmadığı, ancak açıklanması halinde hükümle birlikte değerlendirilebileceği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29.06.2010 gün ve 11/70-159 sayılı kararlarında açıkça vurgulandığı gibi, Açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların yasa yararına bozma yasa yoluyla denetlenme olanağının da bulunmadığı cihetle yasa yararına bozma isteminin REDDİNE, 16.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

 Yargıtay 15. CD E: 2017/14677 K: 2017/6659 KT:27.02.2017:

Dolandırıcılık suçundan şüpheliler…… Yapı Koop. yetkilileri, …. Bilg. İnş. …..Nak. Gıda Tic. San. A.Ş. yetkileri ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/12/2015 tarihli ve 2015/169545 soruşturma, 2015/100945 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 02/11/2016 tarihli ve 2016/5333 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/12/2016 gün ve …..-105-06-14632-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası … Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2017 gün ve 2016/401783 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği,

buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin müracaatında belirttiği dolandırıcılık iddiaları üzerine herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiği, müştekinin dilekçesinde geçen iddialara ilişkin araştırma yapılması,

şüphelilerin beyanlarının alınması, ilgili şirket ve kooperatife müşteki tarafından para yatırılıp yatırılmadığı, yatırılmış ise ne amaçla yatırıldığına ilişkin kayıtların getirtilerek incelenmesi, dolandırıcılık suçu yönünden başka mağdurlar olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Gereği düşünüldü:

5271 sayılı CMK’nın 173/1. maddesinde, suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içerisinde bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı yeri çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebileceğinin öngörülmüş olmasından hareketle yapılan incelemede; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11.12.2015 gün ve 2015/…. sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının, 21.12.2015 tarihinde şikâyetçiye tebliğ edildiği ve karara on beş günlük yasal süresinden sonra 01.09.2016 havale tarihli dilekçe ile itiraz edildiği dosya içeriğinden anlaşılmakla,

merci tarafından verilen itirazın reddine ilişkin kararda sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığından, Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02.11.2016 gün ve 2016/5333 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 27.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

Avukat Vekalet Ücreti Ne Kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  İcra hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?