Tasarım Hakkına Tecavüz
Tasarım hakkına tecavüz, münhasıran tasarımın hak sahibi olmayan kişi veya kişilerce gerçekleştirilen fiilerdir. SMK m. 59 f. 1’e göre, tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Maddeden anlaşıldığı üzere tasarım hakkı, tasarım üzerinde tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış bir mutlak haktır. Bu kapsamda tasarım hakkı sahibine tasarım hakkının kullanılması, ekonomik olarak yararlanması, tasarım üzerinde tasarrufta bulunulması gibi olumlu yetkiler sunacağı gibi, tasarım hakkını ihlal edenlere karşı ileri sürebileceği tecavüzün durdurulması, tecavüzün ortadan kaldırılması gibi olumsuz nitelikte de yetkiler sunmaktadır.
İçindekiler
- 1 Tasarım Hakkına Tecavüz Nedir?
- 2 Tasarım Hakkına Tecavüz Halleri Nelerdir?
- 2.1 Üretmek
- 2.2 Piyasaya Sunmak
- 2.3 Satmak veya Sözleşme Yapmak İçin Öneride Bulunmak
- 2.4 İzinsiz Olarak Tasarımın Ticari Amaçla Kullanılması ve Bulundurulması
- 2.5 İthal İşlemine Tabi Tutmak
- 2.6 Başka Bir Şekilde Ticaret Alanına Çıkarmak
- 2.7 İzinsiz Olarak Lisans Hakkının Genişletilmesi veya Devredilmesi
- 2.8 Gasp
- 3 Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
- 4 Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Tasarım Hakkına Tecavüz Nedir?
Tasarım hakkına tecavüz tasarım sahibinin rızası olmaksızın mevzuatta belirtilen fiillerden birinin işlenmesiyle tasarıma yapılan müdahaleyi ifade eder. SMK m. 81’de sayılan bu fiiller haksız fiil niteliğindedir.
Tasarım hakkına tecavüz fiillerinde genel haksız fiil ve tazminat hukukuna nispeten, tecavüzün boyutu kusur ve zararın belirlenmesi daha zordur. Bunun nedeni ise ihlalin soyut bir hakka yönelik olması ve bu soyut hak ihlalinden doğan zararın mevcut olmasıdır.
SMK m. 81’de tasarım hakkına tecavüz halleri sınırlı sayı (numerus clausus) ilkesine göre tek tek sayılmıştır. SMK m. 81’in dışında kalan eylemler tasarıma tecavüz teşkil etmez. Koruma altındaki bir tasarıma maddedeki fiillerden birisi işlenerek müdahale edilirse söz konusu tasarıma tecavüz edilmiş olur. Türk ve Topluluk hukukunda tasarımlara tecavüzün doğrudan yahut dolaylı olarak gerçekleştirilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Lakin bu ayrım tazminat taleplerinde dikkate alınacaktır. Bunun nedeni tazminat taleplerinde kusurun belirleyici olmasıdır.
Tasarım Hakkına Tecavüz Halleri Nelerdir?
Tasarım hakkına tecavüz halleri; üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla bulundurmak, ithal etmek, gasp etmek, lisans sözleşmesini genişletmek vb olmak üzere kanunda örnekleyici olarak sayılmıştır.
Üretmek
SMK’da tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek tasarıma hakkına tecavüz hali olarak düzenlenmiştir.
SMK’da üretmek tek başına tecavüz hali olarak sayıldığından üretilen ürünün piyasaya sunulması yahut pazarlanması gibi haller tecavüz fiilinin oluşması için aranmaz. Üretime hazırlık faaliyetleri ticari kullanım kapsamında değerlendirilmediğinden tecavüz hali olarak sayılmamıştır. Lakin üretime hazırlık faaliyetlerinin tasarıma tecavüz tehlikesine çok yakın olduğu görülüyorsa ve hazırlık faaliyetleri bu nedenle bir adım öteye geçmişse, örneğin üretim için siparişler verilmiş, çizim ve teklifler yapılmışsa artık tecavüzün varlığı kabul edilebilir.
Tasarıma üretim yoluyla tecavüzün gerçekleşmiş sayılabilmesi için tecavüzün tasarımın tamamının üretilmesi suretiyle gerçekleştirilmesine gerek olmayabilir. Bu durumda somut olaya göre tasarımın genel görünümündeki esaslı unsurların üretimi de kısmi üretim olarak tecavüz teşkil edebilir.
Piyasaya Sunmak
Piyasaya sunmaktan anlaşılması gereken, ürünün Türkiye sınırları içerisinde ticari dolaşıma sokulmasıdır.
Bu açıdan ürünün nerede üretildiği önem arz etmemektedir. Kanun maddesindeki ifadeden de anlaşıldığı üzere, piyasaya sunmak fiilinin tecavüz halini oluşturması için fiilin yoğunluğunun derecesi fark etmeksizin, bir kez dahi fiilin işlenmesi tasarım hakkına tecavüzün varlığı için yeterlidir.
Satmak veya Sözleşme Yapmak İçin Öneride Bulunmak
SMK m. 81/1-a’da koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini satmak ve sözleşme yapmak için öneride bulunmak da tecavüz halleri içerisinde sayılmıştır. Lakin buradaki satmak ifadesi TBK’da kullanılan satmak fiilinden daha geniş bir anlam taşımaktadır. Buradaki anlamı ile satış korunan tasarım üzerindeki hâkimiyet ve yararlanma yetkisinin devrini içeren tüm sözleşmeleri kapsayacak şekilde yorumlanmalı, TBK’daki satışa kıyasla daha geniş kapsamlı tutulmalıdır. Böylelikle kiralama yahut ödünç verme ile hükmün dolaşılmasının önüne geçilmiştir.
Aksi düşüncede kanunun amacı ile bağdaşmayacak uygulamalar ortaya çıkacak ve tasarımlar için gerekli koruma sağlanamamış olacaktır.
Sözleşme yapmak için öneride bulunmak da sadece satış sözleşmesi ile sınırlı tutulmamış, ticari kullanım amacıyla yapılan her türlü sözleşme için öneride bulunmak dahil edilmiştir. Kanunun lafzi yorumundan da bu durum anlaşılmakla birlikte, kanaatimizce ticari amaçla yapılan her türlü sözleşme için öneride bulunmanın tecavüz hallerine dahil olması isabetli olarak hükmün amacına uygundur.
Satmak fiili tecavüz olarak sayılmış fakat satış sözleşmesi yapmak tecavüz hali olarak belirtilmemiştir. Maddenin devamında sözleşme yapmak için öneride bulunmak ayrıca bir tecavüz hali olarak sayılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 1.maddesine göre sözleşme tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanıyla kurulacağından, satış sözleşmesinin varlığı tecavüzün varlığını ortaya koyar.
Kanun maddesinde sözleşme yapmak için öneride bulunmak ayrıca tasarımlara tecavüz hali olarak düzenlendiğinden, öneride bulunan tek taraflı irade beyanında bulunduğunda tecavüzün oluştuğu kabul edilir. Bu kapsamda örneğin satış sözleşmesi için öneride bulunulan ürünün henüz üretilip üretilmediği dahi önemli değildir. Tasarım hakkına tecavüz için sadece icabın yapılmış olması da yeterlidir, ayrıca satışın tamamlanmış olması aranmaz.
İzinsiz Olarak Tasarımın Ticari Amaçla Kullanılması ve Bulundurulması
Koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini izinsiz olarak ticari amaçla kullanılmak veya bulundurmak da ayrıca tasarıma tecavüz hali olarak düzenlenmiştir. Burada önemli olan husus “ticari amaç” ifadesidir. Kanun koyucu tasarımın kullanılması ve bulundurmasında özellikle “ticari amaç” ile hareket edilmesini aramaktadır.
Tasarımın uygulandığı ürünün aynısını yahut ayırt edilemeyecek kadar benzerini ticari amaçla bulundurmak da tasarıma tecavüz hali olarak sayılmıştır. Bulundurmak depolamayı da içermektedir. Bulundurmanın tasarıma tecavüz hali olarak ele alınmasında malın stoklanarak daha sonra hızlıca elden çıkarılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Fikri mülkiyet hakları ihlallerinin özellikle tecavüz edecek kişiler tarafından eylemin seri halde gerçekleştirme gayesiyle, taklit malları stoklayıp daha sonra süratle bu stoklardan satış yaptıkları görülmektedir. Düzenlemenin temel amacı bu şekilde yapılabilecek tecavüz eylemlerini engellemektir. Bu düzenleme sayesinde elinde çok miktarda tasarıma tecavüz niteliğinde ürün olan kimse, bu ürünleri kişisel ihtiyaç için elinde bulundurduğu gerekçesiyle sorunluluktan kurtulamayacaktır. Söz gelimi nakletmek için ürünü depolamak veya umumi mağazalarda bulundurmak da tasarım hakkına tecavüz fiilini oluşturduğundan hak sahibi bu eylemlere karşı da tasarıma tecavüzü ileri sürebilir.
İthal İşlemine Tabi Tutmak
İthal etmek sözlükte; bir ülkeye başka bir ülkeden mal getirmek anlamındadır. Tasarım hukuku anlamında ithal etmek, tasarım koruması kapsamındaki bir ürünün yurtdışından ülkeye getirilmesidir. Tecavüz halinin oluşması için ürünün ithal edilmesi işleminin ticari amaçla gerçekleştirilmesi gerekir. Örneğin kişisel kullanım amacıyla internet üzerinden bir ürünün ithal edilmesi işleminde tasarıma tecavüz fiili oluşmaz.
Tasarım hakkına tecavüz fiilinin oluşması için tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın ticari amaç ile ürünün ithal edilmesi gereklidir. Bir kişinin tasarım sahibinin izniyle tasarımı yurda getirmesi yahut tasarım hakkı sahibinin ürünü dolaşıma sokması halinde ürünün yurda getirilmesi halinde tecavüz fiili oluşmayacaktır.
Başka Bir Şekilde Ticaret Alanına Çıkarmak
Tasarım hakkına tecavüz halleri 6769 sayılı SMK ile sınırlı sayıda tutulmuş olsa da başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak fiili ile tecavüz hallerinin sayılanların dışında halleri de içerdiği görülmektedir. Tasarımı başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak fiili tasarıma tecavüz hallerinin örnekleme yoluyla sayıldığını göstermektedir. Bir tasarımın kullanıldığı yahut uygulandığı ürünün aynısının yahut genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticaret alanına çıkarılması yalnızca kanun maddesinde sayılan hallerle gerçekleşmemektedir. Örneğin bu nitelikteki bir malın ithal edilmesi ürünü ticaret alanına çıkması anlamına geldiğinden tecavüz halleri arasındadır.
İzinsiz Olarak Lisans Hakkının Genişletilmesi veya Devredilmesi
6769 sayılı SMK’nın 81/1-b maddesinde “Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” fiili tasarım hakkına tecavüz kapsamında sayılmıştır.
Lisans hak sahibine ait gayri maddi malı kullanma yetkisini lisans alana vermesidir. Gayrimaddi bir hak üzerinde tekel hakkına sahip olan hak sahibi, lisans sözleşmesi ile bu hakkı iktisadi açıdan en verimli ve kapsamlı açıdan kullandırmayı amaçlar. Lisans sözleşmesi tasarım hakkı sahibinin sahip olduğu korumadan yararlanma yetkisini kısmen yahut tamamen üçüncü kişiye ücret mukabilinde devrini konu alan sözleşmedir. Lisans sözleşmesi belirli bir süreliğine yahut süresiz olarak yapılabilir.
SMK’nın 148/4. Maddesi uyarınca lisans sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Yine kanun gereği devir sözleşmesinin geçerliliği ancak noter tarafından onaylanmış şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Lisans hangi şekilde verildiyse en az o kuvvetteki şekilden birisiyle genişletmeye yahut devre ilişkin izin alınması gerekmektedir.
Lisans hakkının genişletilmesi yer itibariyle genişletme, ürün yönünden genişletme, kullanım tarzı bakımından genişletme, lisansa konu tasarımın başka bir tasarımla birlikte kullanılması ve lisansın izinsiz devri şekillerinde gerçekleşir.
Lisans hakkının yer itibariyle genişletilmesinde, sözleşmede eğer lisansın belirli bir bölgede geçerli olduğunun belirlenmesi durumu söz konusudur.
Lisans hakkının ürün yönünden genişletilmesinde tasarımın sadece belirli veya birkaç üründe kullanılacağı sözleşmeyle kararlaştırılması söz konusudur. Eğer lisans kararlaştırılan ürünler dışında başka ürünlerde kullanılıyorsa lisans hakkının ürün yönünden genişletilmesi suretiyle tasarıma tecavüz söz konusudur.
Sözleşmede tasarımın tek başına kullanılacağı belirtilmiş olduğu durumda, lisans alan buna rağmen tasarımı başka tasarımla birlikte kullanıyorsa lisansa konu tasarımın başka bir tasarımla birlikte kullanılması yoluyla lisans hakkı genişletilmiş olur ve tasarıma tecavüz eylemi gerçekleşir.
Lisansın izinsiz devri halinde de tasarıma tecavüz eylemi gerçekleşir. Burada devir eylemi geniş yorumlanır. Tasarım sahibinin izni olmaksızın tasarımın üçüncü kişilere devri tasarım hakkına tecavüzdür. Tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için lisans alanla üçüncü kişi arasında mutlaka bir devir sözleşmesinin bulunması gerekmez. Lisans alan tasarımı herhangi bir şekilde üçüncü kişiye kullandırması tecavüz eyleminin varlığı için yeterlidir.
Gasp
Tasarım hakkını gasp etmek de tasarım hakkına tecavüz eden fiiller arasında sayılmıştır. Gasp gerçek tasarım hakkı sahibi dışındaki bir kişi tarafından söz konusu tasarım hakkında Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil başvurusu yapılması veya tasarımın onun adına tasarımın tescil edilmesidir.
Tescilsiz tasarımlar bakımından gasp tasarımın sahiplenilmesi şeklinde gerçekleşebilir. Tasarımın gaspı SMK m. 71’de ayrı bir başlık halinde düzenlenmiştir. Madde metni “Tasarım başvurusu gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından yapılmış veya tasarım bu kişi adına tescil edilmişse veya tescilsiz tasarım gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından kamuya sunulmuşsa, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, tasarım hakkından doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, tasarım sahipliğinin kendisine devredilmesini veya tasarım sahibi olarak tanınmayı mahkemeden talep edebilir.” şeklindedir.
Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 11.HD., T. 2.11.2015, E. 2015/4112, K. 2015/11429:
“…Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının görevinin ürünü hareket gümrük idaresinden alıp varış Gümrük İdaresine belgeleriyle birlikte teslimden ibaret olduğu, bu işlemi de gönderenle olan taşıma sözleşmesi gereğince ve gümrük kanununu beyanı düzenleyen hükümlerine uygun olarak sunmuş olduğu ve davalıya bu nedenle sorumluluk düşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar verilmiştir…”
Yargıtay 11.HD., T. 1.04.2004, E. 2003/8321, K. 2004/3406:
“…Uyuşmazlık, yurt içi piyasaya sunulma amaç güdülmeksizin transit olarak yurt dışına gönderilmek üzere gümrük işlemi yapılan taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafça, emsal olduğundan bahisle dosyaya ibraz edilen Dairemiz kararları, iki orjinal ürünle ilgili olup, malın transit olarak gönderileceği belirtilen ülkede tescilli marka sahibi firmaca serbest bölgeye getirtilmiş olması nedeniyle sahtecilik ve taklit ürünle ilgili işbu davaya emsal oluşturmaz. Ülkesellik ilkesi bakımından ilgili yasada marka hakkının kullanılması ve korunması bakımından bir muafiyet tanınmadığı açıktır.
Yine 556 sayılı KHK`nın 9/II-c maddesinde marka hakkından doğan hakların kapsamı sayılırken tescilli marka ile ilgili işareti taşıyan malın ithal ve ihracının yasaklanabileceği öngörüldüğü gibi, bu madde de sayılan tecavüz hallerinin sınırlanmadığı, marka sahibinin izni olmadan bu markayı taşıyan taklit malların transit geçişinin markaya, tecavüz oluşturacağı öğretide de kabul edilmektedir. Anılan KHK`nın 61/c maddesinde markayı veya ayırt edilmeyecek benzerini kullanarak markanın taklit edildiğini bilen veya bilmesi gerekenlerin bu ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmanın da marka hakkına tecavüz oluşturduğunu öngörmektedir. Aynı KHK`nın 64/1 maddesine göre, marka taklit edilerek üretilen ürünü ticari amaçla bulunduran kişi ayrıca tazminat ödemekle yükümlüdür.
Türkiye`nin taraf olduğu TRIPS Anlaşması`nın 41, 46 ve 50. maddeleri de taraf ülkelere marka hakkı ihlallerine neden olan malların hak sahiplerinin zarar görmesini engelleyecek biçimde ticaret kanalları dışına çıkarılması yükümlülüğü getirmektedir. Nitekim, dava ikamesinden sonra 31.5.2002 tarihli RG`de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği`nin 15/Son ve 109. maddeleriyle de bu tür eşyalara ait işlemlerin durdurulacağı öngörülmekle sözü edilen yukarıdaki değerlendirmelerin aynı amaca yönelik olduğunun benimsendiğini göstermiştir. Bütün bu açıklamalar ışığında, marka sahibinin izni olunmaksızın marka taklit edilerek üretilen sahte ürünleri bulundurmanın ve yurt dışı etme faaliyetlerinin suç ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun değerlendirilerek, davalının hukuki durumunun da 556 sayılı KHK`nın 6/c maddesi çerçevesinde düşünülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken…”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Tasarım Hakkına Tecavüz
- Tasarım Hakkına Tecavüz Halinde Açılabilecek Davalar
- Tasarım Hukuku
- Marka Hakkına Tecavüz
- Marka Hukuku
- Markanın İptali
- Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı
- Patent Hakkı
- Patent Hakkına Tecavüz ve Hükümsüzlük
- Markanın İptali
- Marka Başvurusu Nasıl Yapılır?
- Markada Tescil Engelleri Nelerdir?
- Marka Hakkının Sona Erme Halleri Nelerdir?
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN