Haksız Rekabet

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Haksız Rekabet

Haksız Rekabet

haksiz rekabet

Haksız rekabet, Türk Borçlar Kanunu’nun 57. Maddesinde genel bir ilke olarak düzenlenmiştir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 54-63. Maddeleri arasında da Haksız Rekabete ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Haksız Rekabet Nedir?

Haksız rekabet, rekabeti tehlikeye sokan yahut rekabetten beklenilen olumlu sonuçların elde edilmesini engelleyen davranışlar bütünü olarak tanımlanabilir.

Haksız rekabet kurallarının amacı sadece rakiplerin bireysel menfaatlerinin korunması değil, piyasada bulunan tüm katılımcıların, tüketicilerin ve toplumun menfaatlerinin de korunmasıdır. TTK m. 54 gereğince haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.

TTK’nın haksız rekabet hükümlerine geniş çerçeveden bakıldığında, amacın rakiplere karşı korunmanın sağlanmasının istenildiği yönünde kanaat oluşsa da haksız rekabet hükümlerinin amacı sadece rakiplerin menfaatlerinin ve rakiplerle müşteriler arasındaki ilişkilerin korunması olmadığı açıkça anlaşılacaktır. Daha farklı bir ifade ile haksız rekabet kurallarının amacı toplumun, tüm piyasa katılımcılarının, özellikle tüketicilerin menfaatleri gözetilerek rekabetin korunmasıdır.

Haksız Rekabetin Unsurları Nelerdir?

Haksız rekabet, hukuki niteliği itibariyle haksız fiil teşkil ettiği için öncelikle haksız fiilin unsurlarını taşıması gerekmektedir.

Rekabet Eylemi

Haksız fiilin ilk unsuru zarara sebep olan bir fiilin varlığıdır. Haksız rekabet hukuku açısından rekabet fiili sorumluluğu kurmaktadır. Bu aynı zamanda haksız rekabet davasının da bir unsurunu teşkil etmektedir. Söz konusu kavram haksız rekabet hukukunun kapsamını belirleyen temel bir kavramıdır. Çünkü haksız rekabet hukuku alanına rekabet eylemleri girmekte ve rekabet eylemi rekabet hukukunun kapsamını fiiller itibariyle belirlemekte ve sınırlamaktadır.

Zarar

Haksız rekabetin oluşması için rekabet fiilinin dürüstlük kuralına aykırı şekilde rakipler, müşteriler ve diğer piyasa katılanları arasındaki ilişkiler veya sağlıklı işleyen ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisinin bulunması gerekmektedir. Zarar, zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile söz konusu olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki fark şeklinde tanımlanmaktadır. Zarar, haksız rekabetin bir unsuru olarak aranmakla birlikte diğer haksız fiillerden farklı olarak rakipler açısından zarar tehlikesinin varlığı, haksız rekabetin oluşması açısından yeterli görülmektedir.

Haksız fiil neticesinde mal varlığındaki azalma, fiili zarar ve yoksun kalınan kar şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca haksız rekabet hukukunda zararın hesap zorluğu nedeniyle tazminat olarak hâkime, haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına hükmetme yetkisi verilmesi (m 58) bir zarar tazmin usulü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak söz konusu yetkinin kullanılması için gerçek zararın araştırılması ve tespit edilememesi gerekmektedir.

Uygun illiyet Bağı

Tüm haksız fiil hallerinde olduğu gibi haksız rekabetten dolayı da bir kişinin sorumlu tutulabilmesi için rekabet eylemi ile ortaya çıkan zarar veya zarar tehlikesi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir.

Kusur

Borçlar hukukunda, kural olarak sübjektif sorumluluk yani kusur prensibini kabul edilmektedir. Kanunda belirtilen istisnalar dışında haksız fiille başkasına zarar veren kimse ancak kusurluysa söz konusu zararı tazminle yükümlü tutulmaktadır.

İktisadi Faaliyet

Kanun anlamında iktisadi rekabet, her şeyden önce gelir elde etmeyi amaçlayan bağımsız bir faaliyetin varlığını gerektirmektedir. Borçlar Kanunu düzenlemesinde yer aldığı şekilde dar anlamda rekabet eylemini (rakipler arası ilişkiler) kapsamına alan klasik haksız rekabet hukukunda rekabet ilişkisinin varlığı haksız rekabetin bir unsuru olarak aranmaktadır.

Haksız Rekabet Halleri Nelerdir?

TTK m. 54.’de önce haksız rekabet hükümlerinin amacı gösterilmiş; sonraki paragrafta ise genel tanımı yapılmıştır. TTK m. 55’de ise özel haksız rekabet halleri “Dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı altında düzenlenmiştir. TTK m. 55.’de örnekseme yoluna gidildiği için bazı fiillerin genel hükümler çerçevesinde haksız rekabet olarak nitelendirilmesi mümkün olacaktır.

Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış Yöntemleri Kullanmak

Üçüncü Kişiler Hakkında Beyanda Bulunmak ve Kötülemek

Haksız rekabet ihlallerinden ilkini TTK m. 55/1-(a).1 ‘da düzenlenen başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme oluşturmaktadır.

Bu madde kapsamında aranacak unsurlara bakılacak olursa öncelikle, başkalarının iş ürünleri, faaliyetleri ve fiyatlarına yönelik fiil bulunması; ikinci olarak bu fiilin haklılık ögesinin bulunmaması, yanlış, yanıltıcı, gereksiz veya incitici olması, son olarak da fiilin çıkış noktası başlangıçta haklı görülse de bütünsel olarak amacı aşması diğer bir ifade ile failin kötüleme amaca ile davranması gerekir.

Yanlış veya Yanıltıcı Açıklamalarda Bulunmak

TTK m. 55/1-(a).2’da kişinin kendisi; kendisini, ticari işletmesini, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek de haksız rekabet hali olarak düzenlenmektedir.

Kendini Üstün Yetenekli Göstermek

TTK m. 55/1-(a).3’ de düzenlenen bu durumda paye, diploma veya ödül almadığı halde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu imasıyla karşı tarafta bu zannı uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları veya sembolleri kullanmak yoluyla kendisini üstün yetenekli gösterme durumu söz konusudur. Bununla birlikte bu durum esasen “yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunma” şeklindeki haksız rekabet fiilinin özel halidir.

İltibas

TTK m. 55/1-(a).4’de düzenlenen bir başka haksız rekabet hali başkasının mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini veya işlerini kendisininki ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanmaktır. Uygulamada en sık görülen ve en önemli haksız rekabet halidir.

Karşılaştırma Yapmak

TTK m. 55/1-(a).5 hükmü gereğince kişinin kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı şekilde rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek haksız rekabet hallerindendir.

Tedarik Fiyatının Altında Satış Yapmak

TTK m. 55/1-(a).6’ da seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunarak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak suretiyle müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmanın haksız rekabet halli olduğu düzenlenmiştir. Bu bent, korunanın sadece rakipler, onlar bağlamında işletmeler ve soyut anlamda haklı, dürüst, hukuka uygun rekabet değil, aynı zamanda alıcılar ve dar söylemde tüketicilerin de olduğunu göstermektedir.

Ek Edimlerle Sunumun Gerçek Değeri Hakkında Yanıltmak

TTK m. 55/1-(a).7 hükmünde müşterinin ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltması da haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir. Bu fıkranın konusu, müşteriye armağanlar, pirimler ve indirimler gibi avantajlar vaat ederek veya tanıyarak müşterilerin malın kalitesi, tazeliği, defolu olup olmadığı konusunda fazla düşündürmeden, yöneltilmesidir. Bu fiilin arkasında hile ve ahlaka aykırılık vardır.

Saldırgan Satış Yöntemleri Kullanmak

TTK. m.55/1-(a).8’da saldırgan reklamları değil, saldırgan satış yöntemleri ile müşterinin karar verme özgürlüğünü sınırlanmaktadır. Madde kapsamına, kapıdan satışlar girmektedir. Bu maddede önemli olan saldırganlığın özellik taşıması ve muhatabını adeta köşeye sıkıştırmasıdır.

Gizlemek Suretiyle Yanıltmak

TTK m.55/1-(a).9’da malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltma hali de haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir. Bu fıkranın kapsamı dar olup piyasanın rakipler, ara kullanıcılar gibi diğer ara aktörlerine de yönelirken, bu bent, sadece tüketiciyi dikkate alır.

İlanlarda Eksik Açıklamalar Yapmak

TTK m. 55/1-(a).10 hükmünde taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek halleri de haksız rekabet hallerinden biri olarak belirtilmiştir. Buna göre taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmeme de haksız rekabet hallerinden sayılmıştır.

İlanlarda Açık Beyanda Bulunmamak

TTK m.55/1-(a).11 hükmünde tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak hali de haksız rekabet hallerinden sayılmıştır. Buna göre madde iki ana başlık altında incelenecek olursa; tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemenin de haksız rekabet hallerinden olduğu düzenlenmiştir.

İlanlarda Eksik veya Yanlış Bilgi İçeren Sözleşme Formülleri Kullanmak

TTK m.55/1-(a).12’ya göre işletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak haksız rekabet hallerindendir.

Sözleşmeyi İhlale veya Sona Erdirmeye Yöneltmek

Bu fıkra ile Türk haksız rekabet hukuku yeni bir boyut kazandırılarak, sözleşmenin taraflarından birinin sözleşmenin dışından gelen fiillerle, sözleşmeyi ihlâle veya sona erdirmeye yöneltilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu yeni madde ile esasen saf, bozulmamış rekabet, rakip, tüketici, tedarik eden ve genel olarak kanun korunmaktadır. Kendisi ile yeni bir sözleşme yapılmasını sağlamak için rakibinin sözleşmesini ihlale yönlendirmek haksız rekabet olarak kabul edilecektir.

Sözleşmeyi İhlale Yöneltmek

Bu fıkra ile Türk haksız rekabet hukuku yeni bir boyut kazandırılarak, sözleşmenin taraflarından birinin sözleşmenin dışından gelen fiillerle, sözleşmeyi ihlâle veya sona erdirmeye yöneltilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu yeni madde ile esasen saf, bozulmamış rekabet, rakip, tüketici, tedarik eden ve genel olarak kanun korunmaktadır. Kendisi ile yeni bir sözleşme yapılmasını sağlamak için rakibinin sözleşmesini ihlale yönlendirmek haksız rekabet olarak kabul edilecektir.

Başkalarının Yardımcılarını Görevlerini Kötüye Kullanmaya sevk etmek

TTK m. 55/1-(b).2 ‘de üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltilebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmaları haksız rekabet hallerinden kabul edilmiştir.

Başkalarının Yardımcıları Vasıtasıyla İşletme Sırlarını Ele Geçirmek

TTK m .55/1-(b).3’de işçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek haksız rekabet hallerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Sözleşmeden Caymaya veya Feshetmeye Yöneltmek

TTK m.55/1-(b).4 hükmünde kişinin kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek haksız rekabet hallerinden biri olarak belirtilmiştir.

Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanmak

Emanet Edilen İş Ürününden Yetkisiz Yararlanmak

TTK m.55/1-(c).1 hükmünde kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmanın haksız rekabet teşkil edeceği düzenlenmiştir.

Yetkisiz Olarak Tevdi Edilen veya Sağlanan İş Ürününden Yararlanmak

TTK m55/1-(c).2’de üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği halde, yararlanmak haksız rekabet olarak kabul edilmiştir. Burada haksız yararlanma fiili düzenlenmektedir. TTK m. 55/1-(c).1 hükmünden ayrıldığı nokta “bu bilgilerin kendisine yetkisiz olarak tevdi edildiğinde kullanılmış” olmasıdır.

Kendisinin Katkısı Olmaksızın Başkasının Ürününden Çoğaltma Suretiyle Yararlanmak

TTK m.55/1-(c).3 hükmünde kişinin kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanma hali haksız rekabet olarak kabul edilmiştir.

Üretim ve İş Sırlarını Açığa Çıkarmak

TTK m. 55/1-(d) hükmüne göre kişinin üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etme hukuka aykırılık teşkil eder. Burada ifşa etmeden kastedilen açıklamadır. TTK’da açıklamanın ne şekilde yapılacağı belirtilmemiştir. TTK özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren ya da bu bilgileri ticari amaçla değerlendirmenin dürüstlüğe aykırı davranmış olacağını düzenlemektedir.

İş Şartlarına Uymamak

TTK m.55/1-(e) hükmüne göre bir kimsenin iş şartlarına uymamak suretiyle özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan iş şartlarına uymayanların dürüstlüğe aykırı davranmış olduğu kabul edilecektir.

Dürüstlük Kuralına Aykırı İşlem Şartları Kullanma

TTK m.55/1-(f) hükmüne göre dürüstlük kuralına aykırı özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine işlem şartları kullanmak haksız rekabet teşkil edecektir.

Haksız Rekabetin Varlığı Halinde Hangi Davalar Açılabilir?

Rekabet edenler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklarda çoğu kez fikri ve sınai haklarla bağlantılı ve iç içe geçmiş durumlarla karşılaşılmaktadır. Bu durumda somut olaya göre özel fikri-sınai hak koruması veya haksız rekabet koruması tercih edilebilir.

Böyle bir durumda ihlal olunan haklar yarışır ancak talepler yığılmaz. Aksi halde, aynı zarardan dolayı haksız fiile ilişkin, zarar ve tazmin ilkelerine aykırı bir sonucun doğmasına yol açılmış olur. Bu nedenledir ki, hak sahibinin, belirlenecek tazminat miktarları üzerinde seçimlik hakkının olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

Haksız Rekabet Davası Açma şartları Nelerdir?

Korunacak Bir Hak Bulunması ve Buna Tecavüz Edilmiş Olması

-Zarar Tehlikesinin Bulunması

Haksız Rekabet Davasının Tarafları

Davacı, haksız rekabete dayanarak genel dava açma hakkı bulunulmamaktadır. TTK m. 56. ‘da kimlerin dava açabileceği ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre, maddenin birinci fıkrasında haksız rekabet dolayısıyla ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimselerin tüm davaları açabilecekleri düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşterilerin tüm haksız rekabet davalarını açabilecekler ancak araçların ve malların imhasını istemeyecekleri düzenlenmiştir. Son olarak üçüncü fıkrada mesleki ve ekonomik birlikler (ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar) ile tüketicinin ekonomik menfaatini koruyan sivil toplum kuruluşları ve kamusal kurumlar ise; haksız rekabetin tespitini, önlenmesini ve giderilmesi davalarını açabilecekleri düzenlenmiştir.

Davalı, Haksız rekabete dayanarak açılacak davalar zarar veren aleyhine açılır. Bununla birlikte yanında adam çalıştıran ve basın, yayın, iletişim, bilişim kuruluşları aleyhine de açılabilir.

Haksız Rekabet Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Haksız rekabette yetkili mahkeme HMK’ya göre belirlenecektir. Buna göre HMK m. 16 gereğince haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir denilmektedir. Kesin yetki kuralı olmadığı için hakimin resen bu durumu dikkate alması söz konusu olamayacaktır. Karşı tarafça yetki itirazında bulunulmazsa davanın açıldığı yer mahkemesi de yetkili hale gelecektir.

Görevli mahkeme TTK m. 4/1-a hükmüne göre TTK’da öngörülen hususlarda tarafların tacir olup olmadığına ya da uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılmıştır. Bu halde açılacak davalarda Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2014/5946 K. 2014/11805 T. 23.06.2014

“Karar: Davacı dernek temsilcisi, Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası tarafından belirlenen fiyat tarifesinde 250 gram ekmeğin fiyatının 70 kuruş olarak belirlendiğini, ekmeğin maliyetinin ise 62 kuruş olduğunu, hal böyleyken davalıların ekmeği 40 kuruştan, yani maliyetin altında satarak, düşük ücret ile hizmet vermek suretiyle haksız rekabet yaptıklarını ve büyük zarara sebebiyet verdiklerini ileri sürerek davalıların eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava tarihinde standart 250 gr beyaz ekmeğin 70 kuruş birim fiyattan satılması maliyetler gereği olduğu halde davalıların bu maliyetlerin altında 40 kuruşa ekmek sattıkları, ayrıca bunu vitrinlerine astıkları tabelalar ile çevreye duyurdukları, davalıların bu eylemlerinin 6102 sayılı TTK’nın 56. maddesinde düzenlenen haksız rekabet fiilini oluşturduğu, yargılama devam ederken davalılardan Serdar K.’ın eylemine son verdiği gerekçesiyle davalılar Serdar K. ve İsmail K.’ın eylemlerinin 6102 sayılı TTK’nın 56/1-a maddesine göre haksız rekabet olduğunun tespitine,

davalı İsmail K.’ın haksız rekabet oluşturan eyleminin TTK’nın 56/1-b maddesi gereğince men’ine, TTK’nın 56-1-e maddesine göre davacının manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına, davalı Serdar K.’ın eylemine son verdiği anlaşıldığından bu davalı hakkında haksız rekabet men’ine dair karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararı, davalılar temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve karar başlığına yanlış yazılan davacı adının mahallinde düzeltilebilecek bir maddi hata olmasına göre, davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”

Yargıtay 7. Ceza Dairesi E. 1994/7135 K. 1994/9978 T. 11.10.1994:

“…551 sayılı kanuna muhalefetten sanık , G. A. hakkında yapılan duruşma sonunda: Hükümlülüğüne ve zoralıma dair İSTANBUL 9. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 14/12/1993 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 20/6/1994 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Bir firma adına tescilli markanın hak sahiplerinden gayri kişiler tarafından aynını, benzerini veya eşini kullanarak ürünü satışa arz edenlerin eylemi markalar yasasının 51/B maddesine aykırılık teşkil eder.

TTK.nun 56. maddesinde aldatıca hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetinher türlü suiistimalinin haksız rekabet teşkil edeceği açıklanmış ve aynı yasanın 57. maddesinde de iyi niyet kurallarına aykırı hareketleri örnek olarak göstermiştir. TTK.nun 57/5 maddesinde başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları ile iltibasa meydan verecek suretle ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtım vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları durumu bilerek ve bilmeyerek satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak iktisadi rekabetin suiistimali olarak kabul edilmiştir.

Davaya konu eylemde sanık müdahil şirketin adına tescil ettirdiği “NET” sözcüğü ile kartvizit bastırıp, broşür çıkarmak olup yukarıdaki açıklamaya göre TTK’nun 57/5 maddesindeki haksız rekabet suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,”

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla  her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?