Nafaka Artırım Davası | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Nafaka artırım davası, nafakanın irat biçiminde ödenmesine karar verilen durumlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına Türk Medeni Kanunu Madde 176/4 uyarınca hakimce karar verilmesinden ibarettir. Boşanma davası sonucu karara bağlanan nafaka miktarı değişen ekonomik, sosyal şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda yetersiz kalabilir. Mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın yetmemesi durumunda nafaka artırım davası açılabilir. Mahkeme tarafından tespit edilen nafaka miktarının günün koşullarına göre çok küçük miktarda kalması ihtimali göz önünde bulundurularak nafaka artırım davası düzenlenmiştir.


    Nafaka Nedir?

    Türk Medeni Kanunu kapsamında 4 tür nafaka düzenlenmiş olup nafakanın türüne göre talep edilebileceği şartlar farklılık arz etmektedir.

    Tedbir nafakası; Boşanma sürecinin maddi ve manevi olarak sancılı geçecek bu döneminde yükümlü olan tarafın diğer eşe ve müşterek çocuklara yaptığı ödemedir. Tedbir nafakasının belirlenmesinde mahkeme talep edilen miktar ile bağlı olmayıp tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre miktarı belirlemekle görevlidir.

    İştirak nafakası; Boşanma gerçekleştikten sonra çocukların velayetinin taraflardan birine verildiğinde diğer tarafın çocukların bakım, eğitim ve sağlık giderleri için gücü oranında aylık ödemesi gereken paraya iştirak nafakası denir.

    Yoksulluk nafakası; Boşanma gerçekleştikten sonra evlilik birliği içerisinde eşe sunduğu maddi olanaklardan yoksun kalacak eşin mağduriyetin önlenmesi adına ödenen nafakadır.

    Yardım nafakası; Bir kişinin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu, altsoyu ve kardeşlerine (refah içinde bulunmak koşulu ile), herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın talep edilmesi halinde verilmesi lazım gelen nafaka çeşididir.

    Nafaka Artırım Davasının Şartları Nelerdir?

    Eşlerin mali gücü nafaka miktarının tayin edilmesinde rol oynar. Hükmünden yola çıkılarak nafaka ödeyen kişinin maddi durumunda artış olması halinde ve nafaka alacaklısının maddi durumunun kötüleşmesi halinde nafaka davasının açılması söz konusudur. Nafaka artırım talebinin hakim tarafından göz önüne alınabilmesi için bazı şartlar aranmaktadır.

    • Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması,
    • Mevcut nafakanın giderleri karşılayamaması,
    • Nafaka borçlusunun ekonomik gücünde önemli artış olması gerekir.

    TMK 176. Maddesi uyarınca nafaka artırım davası açacak kişiler mahkemeden nafaka miktarının ileri ki yıllardaki artış oranının belirlenmesini de talep edebilirler. Böylece kişiler tekrar tekrar dava açmak durumunda kalmazlar.

    Nafaka artış oranlarının belirlenmesinde Türkiye İstatistik Kurumunca açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranları da belirleyici olmayacaktır. Nafakanın miktarının belirlenmesinde belirleyici ölçütlerin yanında her zaman çocuğun üstün yararı ve taraflardan yoksunluk içerisinde bulunan eşin durumu her somut olaya göre ayrı olarak değerlendirilir.

    Nafaka Artırım Davası Nasıl Açılır?

    Nafaka artırım davası, değişen ihtiyaçlara karşı maddi imkanlarının yetersiz kaldığına ilişkin delillerin de eklenerek, uygun bir dava dilekçesi ile aile mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme ise; davalının yerleşim yeridir. Bu davayı lehine daha önce nafaka hükmedilmiş taraf açabilir. Her şeyden önce bu dava dilekçesinin HMK bakımından gerekli şartları taşıması gerekir, aksi durumda dilekçede eksiklik ya da yanlışlık olması halinde dava usulden reddedilebilir ve geri dönülmez sonuçlarla karşılaşılabilir.

    İlgili dilekçenin esasında ise nafaka artırım talebini haklı kılacak açıklamalar yapılmalı, maddi imkanlar, değişen koşullar ve ihtiyaçlar sıralanmalıdır. Nafaka artırım talebinin; gerçek ve somut gerekçelere dayandırıldığı takdirde, özellikle ülkemizde enflasyonun çok yüksek olduğu bu süreçte kabul edilme ihtimali çok yüksektir. Ayrıca ilgili dilekçede daha önce hükmedilen nafakanın hangi mahkeme tarafından karara bağlandığı, dosya ve karar numarasına da yer verilmelidir. Tüm bu sürecin etkin, hızlı ve profesyonel şekilde ilerlemesi için aile hukuku ile ilgilenen tecrübeli bir avukattan destek alınması önemlidir.

    Nafaka Artırım Davası Ne Zaman Açılabilir?

    Nafakanın artırılması veya azaltılması için açılacak dava açısından herhangi bir süre öngörülmemiştir. Şartların oluşması halinde nafaka artırım davası açılabilecektir. Nafaka artırımını gerektirecek herhangi bir neden bulunmadığı durumlarda çok kısa aralıklara açılan davaların reddi gerekir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir. (HGK 15.07.2009 gün ve 3-352E/348 K.)

    Nafaka Arıtırım Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

    Nafaka artırım davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakabilir.

    Nafaka artırım davalarında yetkili mahkeme ise, Türk Medeni Kanunumuzun 177. maddesi gereğince nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Yargılama sürecinin gereksiz yere uzamaması adına görevli ve yetkili mahkemelerin dikkatle ele alınması ve dava açılırken ilk iş bu hususların belirlenmesi tavsiye edilmektedir.

    Örnek Yargıtay Kararları

    Nafaka artırım davası ile ilişkili örnek Yargıtay kararlarına bakmak gerekirse;

    YARGITAY 3.Hukuk Dairesi 2018/ 1094 E. 2018 / 1893 K. Sayılı 01.03.2018 tarihli ilamında:

    Dosya içeriğinden, boşanma kararı ile birlikte müşterek üç çocuktan ikisinin velayetinin davalı babaya, müşterek çocuk 1997 doğumlu …’in ise velayetinin davacı anneye bırakıldığı, müşterek çocuk … için aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının ev hanımı olup, nafaka haricinde gelirinin bulunmadığı, aylık 300 TL’ye kirada oturduğu, davalının ise okulda hizmetli olup aylık 1.453,80 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır.

    Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Boşanma davası ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık üç yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.

    Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” demiştir

    Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 26.01.2017 tarih ve 2016/10444 Esas 2017/711 Karar sayılı ilamında:

    ”Davacı, önceki nafaka arttırım davası ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık 150,00 TL’ye yükseltildiğini, kira ödediği, müşterek çocuğun büyüdüğü ve ihtiyaçlarnın artması nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 600,00 TL’ye ve müşterek çocuk için de iştirak nafakasının aylık 600,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı, maddi durumunun iyi olmadığını, yeniden evlendiğini, çocuğu olduğunu, davacının çalıştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL’ye ve iştirak nafakasının aylık 250,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafıın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

    2-) TMK’nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir.

    Somut olayda; . sayılı ve 03.04.2013 tarihli ilamı ile davacı için bağlanan 100,00 TL yoksulluk nafakasının 50,00 TL daha artırılarak 150,00 TL’ye, müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da 100,00 TL daha artırılarak 150,00 TL’ye çıkarılmasına kesin olarak karar verilmiş, eldeki artırım davası 14.08.2015 tarihinde açılmıştır.

    Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Avukat vekalet ücreti ne kadardır?


    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Aile hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258