İletişime geçin
+905455880258Hırsızlık suçu başkasına ait taşınır bir malın zilyedin rızası olmaksızın kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. Bir malın alınması sırasında malın zilyedinin rızasının bulunması halinde hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Ancak söz konusu rıza en geç hırsızlık fiilinin işlenmesi sırasında verilmiş olmalıdır.
Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nun 141. Maddesinde “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir” şeklinde yer almaktadır.
Madde metninde, hırsızlığın temel şekli tanımlanmıştır. Buna göre taşınır malın alınmasının suç olabilmesi için, zilyedin rızasının bulunmaması gerekir. Rızanın geçerli olması için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil, edecek ve suç oluşmayacaktır.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için, failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir. Bu yarar, maddi veya manevi olabilir.
Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırıınca suç da tamamlanır.
Hırsızlık suçunun oluşması için işlenen fiilin bazı unsurları taşıması gerekir. Bu unsurlara bakmak gerekirse;
Hırsızlık suçunun nitelikli halleri Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesinde sayılmıştır;
“ (1) Hırsızlık suçunun;
2) Suçun;
Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(4) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
(5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.”
Hırsızlık suçunun nitelikli halleri Türk Ceza Kanunu’nun 144. Ve 145. Maddesinde sayılmıştır;
Madde 144: “(1) Hırsızlık suçunun;
Madde 145: “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
TCK’ın 168. maddesinde hırsızlık suçunu da kapsayan malvarlığına karşı işlenen suçların birçoğu için geçerli olan bir etkin pişmanlık durumu düzenlenmiştir. Buna göre “hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs ve taksirli iflâs suçlarının tamamlanmasından sonra fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin” suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirileceği” hükme bağlanmıştır.
Ceza hukukunu ilgilendiren davalarında süre mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına göre değişebilmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yargıda hedef süreler belirlenmiştir. Bu süreler davanın konusu ve niteliği uyarınca belirlenmiş olup İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
Ancak bir davanın en kısa süre içerisinde sonuçlanması doyanın yakından takip edilmesi ile birebir ilgilidir. İyi bir dosya takibi davanın gereksiz uzamasını engellemektedir.
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Ceza hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla ceza avukatı vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258