İletişime geçin
+905455880258Organ ve doku ticareti suçu, TCK m.91’de “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Organ ve doku ticareti, insan vücut parçalarının ticari amaçlarla alınıp satılması veya değiştirilmesi anlamına gelir. Doku ticareti sadece etik ve hukuki sorunlar yaratmakla kalmaz, aynı zamanda sağlık riskleri de taşır. Sağlık standartlarının düşük olduğu veya denetlenmediği durumlarda, organ ve doku nakilleri komplikasyonlara yol açabilir ve hastaların hayatını tehlikeye atabilir.
Organ ve doku ticareti suçu TCK madde 91’de şu şekilde tanımlanmıştır;
“(1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Dünyada birçok ülkede organ ticareti yasaklanmıştır. Canlı vericilerden alınan organların ticaretini önlemek amacıyla yapılan yasal düzenlemelere göre, bedel karşılığı organ veya doku verilmesi yasaklanmıştır. Söz konusu suçun oluşabilmesi açısından kişiden veya ölüden organ veya dokunun, hukuka uygun bir şekilde alınmış olup olmamasının önemi yoktur. Burada önemli olan, organ veya dokunun para veya sair bir maddî menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulmasıdır. Suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının önemi yoktur, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek yoktur.
Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, yaşayan kişiden organ veya doku alınması, organ ve doku ticareti suçunu oluşturmaktadır. Organ veya doku verenin bazı hallerde rıza göstermesi hukuken geçerli kabul edilmektedir. Fiili suç olmaktan çıkaran rızanın hukuken geçerli rıza olması gerekir. Açıklanan rızanın hangi koşullarda hukuken geçerli olacağı Organ ve Doku Nakli Kanunu’nda düzenlenmiştir. Onsekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır. Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.
Beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların, yakınlarının rızası ile yaşamsal desteğinin kesilmesine ve yine yakınlarının rızası ile organlarının ihtiyaç sahiplerine aktarılmasına izin vermektedir. Ölüm anı olarak beyin ölümünün kabul edilir. Yasanın ilgili maddelerine aykırı olarak ölüden organ alınması, TCK’nın 91. maddesine göre, organ ve doku ticareti suçunu oluşturmakta ve bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Ölüden organ alınmasına rıza konusunda yasa, açık onay modelini kabul etmiştir.
“Bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı vasiyetle belirtmemiş bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamammış ise sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin, bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatıyla ölüden organ veya doku alınabilir. Aksine bir vasiyet veya beyan yoksa kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular alınabilir. Ölü, sağlığında kendisinden ölümünden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmişse organ ve doku alınamaz”.
Organ ve doku ticaretine yönelik ilan verilmesi de organ ve doku ticareti suçunu oluşturmaktadır. Çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verilmesi veya yayınlanması bu kapsamda bağımsız bir suç olarak cezalandırılmaktadır (TCK m. 91/6). Çıkarın para olması zorunlu değildir. Manevi çıkar da bu suçun oluşmasına neden olabilir.
Organ ticareti ve doku ticareti suçunun nitelikli hali TCK 91/4’te ve TCK 91/8’de belirtilmiştir. Buna göre organ ticaretini veya doku ticaretini yapan kimse bunu bir örgütün faaliyeti maksadıyla yapıyorsa ya da organ satan, satın alan, aracılık eden kimseler bunu bir örgütün gayesi uğruna yapıyorsa organ ticareti ve doku ticaretinin nitelikli hali kapsamında cezalandırılırlar. Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse ya da doku alan kimse, yapmış olduğu bu fiilden dolayı mağdurun ölmesi halinde kasten öldürme hükümlerine göre ceza verilir. Organ veya doku ticareti cezası neticesine göre de değişir. Burada netice şu şekilde sıralanabilir.
Tüm bu durumlar organ naklinin neticesini göstermektedir. Organ naklinin neticesi suçun durumunu ve içeriğini de ortaya koymaktadır. Burada mağdur olan kişinin organının zorla alınması söz konusu olmaktadır. Üstelik bu durum kişinin sağlığından mahrum bırakılması anlamını da taşır. Burada kasten ve fiili olacak şekilde işlenen bir suç söz konusudur. Bu yüzden ceza durumu da ağırlaşarak uygulanır.
Türk Ceza Kanunu’nun 91. Maddesine göre:
Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Organ ve doku ticareti suçundan dolayı verilecek olan hapis cezasının 5 yıldan 20 yıla kadar olduğu durumlarda dava zamanaşımı süresi 15 yıl iken, 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis cezalarında ve adli para cezalarında dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Organ ve doku ticareti suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir.
YARGITAY 12 CD Esas: 2013/ 26896 Karar: 2014 / 18492 Karar Tarihi: 23.09.2014:
“Organ ve doku ticareti yapılmasının suç olarak tanımlandığı TCK’nın ilgili maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, burada önemli olan hususun organ veya dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulması olup, suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının öneminin olmaması, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek bulunmaması karşısında, somut olayda yasa maddesinde öngörülen suçun tamamlandığı anlaşılmakla sanıklara tayin edilen cezalardan indirim yapılmak suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.”
YARGITAY 12. CD Esas. 2014/3632 Karar 2014/26400 Tarih 23.12.2014
“Organ veya doku ticareti yapılmasının suç olarak tanımlandığı TCK’nın ilgili maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, burada önemli olan hususun organ veya dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulması olup, suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının öneminin olmaması, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek bulunmaması karşısında, somut olayda yasa maddesinde öngörülen suçun tamamlandığı anlaşılmakla sanığa tayin edilen cezadan indirim yapılmak suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.”
Ceza hukukunu ilgilendiren davalarında süre mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına göre değişebilmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yargıda hedef süreler belirlenmiştir. Bu süreler davanın konusu ve niteliği uyarınca belirlenmiş olup İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
Ceza avukatı vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Ceza hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258