Patent Hakkına Tecavüz

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Patent Hakkına Tecavüz

Patent Hakkına Tecavüz

patent hakkina tecavuz

Patent hakkına tecavüz halleri SMK kapsamında m. 141 kapsamında kanunen düzenlenmiştir.

Patent Nedir?

’Buluş belgesi’ olarak tanımlayabileceğimiz patent sayesinde bu fikirlerin hakları hukuki olarak 3. Kişilere karşı korunmaktadır. Buluşlar ve icatlar patent yoluyla korunmaktadır.

Patentin amacı, mucidin ödüllendirilmesi, icatların özendirilmesi, araştırmaların ve çalışmaların açıklanarak bilginin yayılması ve bütün insanlığın da bu bilgilerden faydalanmasıdır. Buluş sahibi kişiler, patent hakkı elde edebilmek için buluşla ilgili bütün bilgi ve belgeleri ayrıntılı olarak bildirmek ve teslim etmek zorundadır. Patent İnavasyonu koruma amacıdır.

Türkiye’de patent tescili konusunda yetkili olan kurum Türk Patent ve Marka Kurumu’dur. Kurum, başvuruları inceler ve araştırma yapar. Değerlendirme sonucunda, buluşun daha önce keşfedilmemiş, farklı ve yeni bir ürün olduğu tespit edildiği takdirde patent başvuruları onaylanır. Aksi takdirde reddedilir. Patenti alınan ürünü bulan kişi, söz konusu ürünün başkaları tarafından kullanılmasını engeller. Ürününü yetkisiz ve izinsiz kullanan kişiler hakkında hukuki yollara başvurabilir. Her buluş için patent almaya zorunlu bir gereklilik bulunmamaktadır. Çünkü patent buluşun alenileşmesidir

Patent inavasyon koruma amacıdır. Patent alarak koruma talep eden 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na m. 85’e göre belli oranda kapsama altına alınır. Patent hakkının kapsamı: ‘’Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanır. (2) Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

  1. a) Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.
  2. b) Patent konusu olan bir usulün kullanılması.
  3. c) Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi.

ç) Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.

(3) Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır:

  1. a) Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller.
  2. b) Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.
  3. c) İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.

ç) Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller.

  1. d) Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi, uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması.
  2. e) 5/6/1945 tarihli ve 4749 sayılı Kanunla onaylanan Milletlerarası Sivil Havacılık Anlaşmasının 27 nci maddesinde öngörülen ve bu madde hükümlerinin uygulandığı bir devletin hava aracı ile ilgili fiiller.

(4) 8/1/2004 tarihli ve 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanunda tanımlanan küçük çiftçinin kendi işlediği arazisinde, patent sahibi tarafından ya da onun izniyle satılan ya da başka bir ticari yolla sağlanan patentli bir ürün ile yaptığı üretim sonucunda ortaya çıkan üründen elde edeceği çoğaltım materyalini, yine kendi işlediği arazisinde yapacağı yeni üretimler için kullanabilme hakkı vardır. Bu kullanım hakkı, 5042 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.

(5) Çiftçinin, patent sahibi tarafından veya onun izniyle satılan ya da başka bir ticari yolla sağlanan patentli damızlık veya diğer hayvan üreme materyalini, tarım amaçlı kullanma hakkı vardır. Bu hak, çiftçinin kendi tarım etkinliğini sürdürme amacıyla hayvan ya da diğer hayvan üreme materyalinin kullanılmasını kapsar. Bu hakkın kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

(6) Patentin konusu kanunlara, genel ahlaka, kamu düzenine veya genel sağlığa zarar verecek şekilde kullanılamaz. Bu kullanım, mevcut veya gelecekte kabul edilecek belirli veya belirsiz süreli kanuni yasaklamalara ve sınırlamalara da bağlıdır.’’

Söz konusu madde ile patentin veya faydalı modelin sağladığı hakkın kapsamı ve sınırları düzenlenmiştir. Patent veya faydalı model sahibinin buluşu gerçekleştirmek için, koruma süresi boyunca tüm ticari çıkarlarının korunması amaçlanmıştır. Bu nedenle üçüncü şahıslara sınırlama getirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgahı olan veya sınai veya ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler korumadan yararlanabilir. Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere kanunen veya fiilen patent veya faydalı model belgesi korumasından yararlanır.

Patent Süresi

Patent belgesi, başvurunun patentlene bilirlik kriterlerine (yenilik, buluş basamağı, sanayiye uygulanabilirlik) sahip olup olmadığını gösteren bir inceleme raporuna dayanılarak verildiği için daha sağlam ve daha uzun süreli bir koruma elde edilmiş olur. Patent belgesi 20 yıl koruma sağlar. Koruma süresi uzatılamaz.

Patent Hakkına Tecavüz

Tecavüz, bir kimsenin sahibi bulunduğu hak alanına izinsiz girilmesi, hakkın izinsiz kullanılması anlamına gelmektedir. Patent hukuku bakımından tecavüz, maddi bir alana yapılan maddi bir davranış olarak değil, hukuki bir alana yönelik, hukuken haksız sayılan bir eylem olup, haksız fiil olarak değerlendirilmiştir. SMK kapsamında sağladığı haklara tecavüz sayılan fiiller detaylı şekilde kanunda sıralanmış, tescilli ve tescilsiz tasarımlarda hangi şartlar altında tecavüz davası açılabileceğine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. “Patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılan fiiller madde 141 de sayılmıştır. Buna göre,

(1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır:

  1. a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.
  2. b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
  3. c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek.

  1. d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

(2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur.

(3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.

(4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya on ikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.”

Patent Hakkına Tecavüzün Tespit Edilmesi

Patent hakkına tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için öncelikle patent kapsamı doğru şekilde belirlenmelidir. Patent kapsamına yapılan yetkisiz/haksız bir saldırı tecavüzün olup olmadığını belirleyecektir. Patentle korunan buluşun istemleri, tecavüz ettiği iddia edilen unsurla karşılaştırılır. Karşılaştırma yapılırken, mütecaviz unsurun patentle korunan unsurla aynı olup olmadığının yanı sıra eşdeğer nitelikte olup olmadığı da değerlendirilir. Karşılaştırma sonucunda, mütecaviz unsur patent istemlerinin kapsamına giriyorsa tecavüz gerçekleşmiş demektir.

Patent Hakkına Tecavüzde İzlenecek Yollar

Patent hakkına tecavüzde izlenecek yollar, SMK’nın Ortak Hükümler kısmında “sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler” düzenlenmiştir. Düzenleme uyarınca, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, patent haklarının ihlallerine karşı hem hukuk davaları hem de ceza davaları açılabilmektedir. Patent hakkı tecavüze uğrayan patent sahibi, mahkemeden,

  1. Tecavüzün Önlenmesi
  2. Tecavüzün Durdurulması
  3. Tecavüzün Giderilmesi
  4. Tecavüzün tespiti
  5. El Koyma
  6. Ürünler ve araçlar üzerinde mülkiyet hakkı tanınması
  7. Şekil değiştirme ve imha
  8. Mahkeme kararının ilgililere tebliği, kamuya ilan yoluyla duyurulması ve hükmün ilanı 9. İhtiyati tedbir
  9. Tazminat

Patent hakkı ihlal edilen patent sahibi, adli makamlara başvurup kanunda öngörülen hukuk veya ceza davalarından birini ya da her ikisini açmalıdır. Patente ilişkin haklarınızın bir başkası tarafından ihlal edildiğini düşünülüyorsa, ihtisas mahkemeleri olarak hizmet veren ‘’Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri ile Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemelerine başvurulması gerekmektedir.

Patent Hakkında Tecavüzde Zamanaşımı

Patent hakkında tecavüzde zamanaşımında, SMK m.157 uyarınca sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır. Tazminat davaları için öngörülen süre BK m.60/2’deki 1 ve 10 yıllık sürelerdir. Tecavüz fiili devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez.

Patentin Hükümsüzlüğü

Türk Medeni kanuna göre hukuki işlemlerde hükümsüzlük, kesin ve kısmi olarak karşımıza çıkmaktadır. Patent hukukunda hükümsüzlük kavramına medeni hukuktakinden öte bir işlev yüklenmiştir. Medeni hukukta hükümsüzlük kavramı ile ifade edilmek istenen yalnızca soyut olarak bir geçersizliktir. Patent hukukunda ise hem patentin soyut olarak geçersizliği hem de somut olarak patentin sicilden terkini söz konusu olacaktır. Hükümsüzlüğe dayanarak patenti sicilden sildirmek için açılmış dava, ‘hükümsüzlük davası’ olarak adlandırılır. Ancak bu davanın bir eda davası mı yoksa tespit davası mı olduğu tartışılmaktadır. Bir görüşe göre, dava sonucunda verilen kararın salt bir tespiti içermediği, bunun yanında tescilden terkini de içerdiği ve bu yüzden bir eda davası niteliğinde olduğu düşünülmektedir.

Dava sonucunda sadece patentin hükümsüz olduğu veya geçerli olduğu tespit edilmemekte aynı zamanda patent sicilinden terkini sağlanmaktadır. Ayrıca hükümsüzlük davasının bir yenilik doğuran dava olduğu düşünülmektedir. Çünkü dava sonucuna kadar patent belgesi sahibi bir mülkiyet hakkına sahipken dava sonucunda patentin hükümsüz kılınmasıyla mülkiyet hakkı geçmişe etkili olacak şekilde sona ermekte ve mevcut bir hukuki durumun değişmesi söz konusu olmaktadır. Patentin Hükümsüzlüğüne ilişkin davalar 6769 Sayılı Kanun’ un 138. Maddesinde düzelenmiş olup aşağıda belirtilen hallerin varlığı halinde patentin hükümsüzlüğüne Mahkeme tarafından karar verilmektedir. Bu haller sırasıyla;

“a) Patent konusu, patent verilebilirlik şartlarını taşımıyorsa,

  1. b) Buluş, yeteri kadar açıklanmamışsa,
  2. c) Patent konusu, başvurunun ilk hâlinin kapsamını aşıyorsa veya patentin, 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş bir başvuruya veya 110 uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre yapılan bir başvuruya dayanması durumunda en önceki başvurunun ilk hâlinin kapsamını aşıyorsa

ç) Patent sahibinin, patent isteme hakkına sahip olmadığı ispatlanmışsa,

  1. d) Patentin sağladığı korumanın kapsamı aşılmışsa, patentin hükümsüz kılınmasına ilgili mahkeme tarafından karar verilir.”

Hükümsüzlük nedenleri patentin sadece bir bölümüne ilişkinse sadece o bölüm ile ilgili istem veya istemler iptal edilerek kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Bir istemin kısmen hükümsüzlüğüne karar verilemez. Kısmi hükümsüzlük sonucu iptal edilmeyen istem veya istemler, patent verilebilirlik şartlarını taşıyorsa patent bu kısım için geçerli kalır. Bağımsız istemin hükümsüz kılınması hâlinde, bağımsız isteme bağımlı olan her bir bağımlı istem ayrı ayrı patent verilebilirlik şartlarını taşımıyorsa söz konusu bağımsız isteme bağımlı olan istemler de mahkeme tarafından hükümsüz kılınır.

Patentin hükümsüzlüğü davası, patentin koruma süresince veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde, sicile patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılabilir. Patent üzerinde sicilde hak sahibi görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca onlara tebligat yapılır.

Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları patentin hükümsüzlüğünü isteyebilir. Patent sahibinin patent isteme hakkına sahip olmadığı nedeniyle patentin hükümsüzlüğü, ancak buluşu yapan veya halefleri tarafından istenebilir. Patentin hükümsüzlüğüne ilişkin karar, zorunlu olarak ek patentlerin de hükümsüz olması sonucunu doğurmaz. Ancak, hükümsüzlük kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde, ek patentlerin bağımsız patentlere dönüştürülmesi için başvuruda bulunulmazsa, patentin hükümsüzlüğü ek patentlerin de hükümsüz olması sonucunu doğurur.

Lisans alan veya rehin alacaklısına karşı ise hükümsüzlük davası açılamayacaktır. Ancak, patent/tasarım aleyhine hükümsüzlük davası açılması halinde sicilde patent/tasarım üzerinde hak sahibi olarak görünen kişilere davaya katılabilmeleri için tebligat yapılması gerekmektedir.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Patent hakkına tecavüze ilişkin içtihatlara bakmak gerekirse;

Y.11.H.D, 10.02.2005 T., 2004/4732E., 2005/1024K:

“…Taraflar arasında görülen davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahke­mesi’nce verilen 8.7.2003 tarih ve 2001/832 – 2003/379 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dos­yası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belge­ler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalılardan…. tarafından tasarlandığı iddia edilen ve diğer davalı şirket adına tescil edilen harita katlama biçimlen tasarı­mının yeni ve ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, tescilin haksız ve yer­siz olduğunu ileri sürerek, tescilin hükümsüzlüğüne ve tescil belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılardan şirket ve….. vekili, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı TPE vekili ise, davanın husumet ye esas yönünden reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğ­rultusunda, davanın kabulü ile davalı şirket adına tescilli endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

Kararı, davalılardan TPE, vekili temyiz etmiştir.

Dava, tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terki­nine karar verilmesi istemine ilişkindir.

554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname’nin 44/4 maddesine göre, tasarımın hükümsüz­lüğü davasının, davanın açıldığı anda tasarım sicilinde tasarım belgesi sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılacağı öngörülmüştür.

Anılan KHK.nın bu açık hükmü karşısında, hükümsüzlük davasının TPE.’ne de yönetilmesine gerek yoktur. Her ne kadar, bu dava sonucu verilecek terkin hükmünü icra edecek makam TPE olması nedeniyle, O’nu da ilzam eden bir karar olması düşünülebilir ise de, 554 sayılı Ka­nunun 45/son fıkrasında bir tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleş­miş kararın herkese karşı hüküm doğuracağının açıklanmış olması ne­deniyle, bu tür davalarda TPE.nin hasım gösterilmesine gerek bulun­mamaktadır.

Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçeve­sinde mümeyyiz davalı yönünden davanın reddine karar verilmek gere­kirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”

Y.11. H.D. 13.10.2009 T. 2007/15138 E. 2009/10502 K.

“..556 S. KHK’nın 70. Md. Uyarınca marka hakkına tecavüzden doğan özel huku­ka ilişkin taleplerde, zamanaşımı süresi için, Borçlar Kanunun zamana­şımına ilişkin hükümleri uygulanır.

Davada uygulanacak zamanaşımı, mahkemece de yerinde olarak belirlendiği üzere, kural olarak Borçlar K. 60/1. Md. Öngörülen 1 yıllık ve somut olay açısından eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi sebebiy­le (818 Sayılı) BK’nın 60/2 Md. Öngörülen uzamış ceza zamanaşımı sü­resi olan 5 yıllık zamanaşımı süresidir. (818 sayılı) Borçlar kanunun 60/1. Md. Sözü edilen (mutazararın öğrenmesi gereken zarar)’ı anlamak lazımdır. Zarar veren olay devam ettiği sürece açılacak tazminat dava­sının zamanaşımı süresi cereyan etmez.

Davaya konu olan olayda, 03.02.1998- 31.12.2001 tarihleri ara­sında kalan dönem için davalı şirketin marka ihlali sayılan fiillerinin devam etmiş olması karşısında mahkemece yukarıda belirtilen hukuki esas gözetmeksizin alacağın ıslahla artırılan kesimi için ıslah tarihinden geriye doğru (5) yılı geçen zarar kaleminin zamanaşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmiş olması doğru değildir.’

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla  her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?