Nemo Tenetur Seipsum Accusare İlkesi
Temel amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ceza muhakemesi hukukunda, sanık bu amaca katkıda bulunmak istiyorsa bunu özgür iradesiyle gerçekleştirmelidir. Nemo tenetur seipsum accusare ilkesi uyarınca, hiç kimse kendisini veya yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Bu evrensel ilkenin temelini kişinin kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyeti oluşturmaktadır. Ceza muhakemesi işlemlerine aktif katılmaya zorlanma yasağının içeriğinde bir tereddüt olmamakla birlikte, pasif katlanma yükümlülüğünün kapsam ve mahiyeti bu ilke karşısında tartışmalıdır.
Sanığın susma hakkı ve kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyetinin, devletin güç kullanması yoluyla ortadan kaldırılmasına karşı korunması gerektiği İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarında vurgulanmaktadır. Ceza yargılamasında bireysel savunma makamını temsil eden süje olan şüpheli/sanığın maddi bir obje gibi değerlendirilip rızası hilafına delil aracı olarak işlemlere tabi tutulması nemo tenetur seipsum accusare ilkesinin içeriğinin sadece susma hakkı kapsamına indirgenmesine neden olacaktır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin “kişinin iradesine bağlı bilgi/iradesi dışında bilgi” ayrımı da iradeden bağımsız ispat vasıtalarının (vücuttan örnek alınması gibi) adli mercilere her durumda verilmesi zorunluluğunu doğurması nedeniyle bizi nemo tenetur ilkesi ile uyumlu sonuçlara götürmemektedir. Ceza muhakemesi işlemlerine pasif katlanma yükümlülüğünün, ancak ölçülülük ve insan onurunun dokunulmazlığı ilkeleri çerçevesinde yorumlanması halinde modern bir ceza ve ceza muhakemesi hukuku ile bağdaşır sonuçlara ulaşılabileceği düşüncesindeyiz.
İHAM kararları incelendiğinde, katlanma yükümlülüğü kapsamında delil elde etmek amacıyla zor kullanılabileceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak şüpheli/sanığın susma hakkı ve kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyetinin, devletin güç kullanması yoluyla ortadan kaldırılmasına karşı korunması gerektiği İHAM içtihatlarında vurgulanmaktadır. Ceza yargılamasında bireysel savunma makamını temsil eden süje olan şüpheli/sanığın maddi bir obje gibi değerlendirilip rızası hilafına delil aracı olarak işlemlere tabi tutulması nemo tenetur ilkesinin içeriğinin sadece susma hakkı kapsamına indirgenmesine neden olacaktır. Katlanma yükümlüğünün sınırlarının hukuk devleti ilkesi, ölçülülük ilkesi ve insan onurunun dokunulmazlığı ilkeleri çerçevesinde somut olay kapsamında belirlenmesi gerekmektedir.
Yürütülen soruşturmanın önemi, kamusal yararın ve öngörülen cezanın ölçülülük ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi, alternatif ve daha hafif bir müdahale imkânı var ise mutlaka dikkate alınması önem arz etmektedir. Tabi ki, en önemli husus kişinin sağlığı yönünden herhangi bir risk oluşturmaması gerektiğinden emin olunmasıdır. Yapılacak müdahalenin şüpheli/sanıkta fiziksel ya da zihinsel olarak büyük bir ıstıraba neden olmaması gerekmektedir. Somut olay kapsamında asgari eşiğin aşılması durumunda, yapılan işlemin insanlık dışı ve onu kırıcı bir muamele olarak değerlendirilebileceğinin göz önüne alınması gerekmektedir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları çerçevesinde nemo tenetur ilkesi ve dolayısıyla adil yargılanma hakkı bakımından yapılan incelemede dikkate değer diğer husus ise şüpheli ve sanığa yeterli usuli güvencelerin sağlanmış olması gerektiğidir. Özellikle soruşturma evresinde zayıf bir konumda olan şüpheliye avukata erişim hakkı gibi temel hakların bu zayıflığın telafisi kapsamında mutlaka sağlanması önem arz etmektedir. Sonuç olarak; susma ve kendini suçlamaya zorlanamama hakkı çerçevesinde katlanma yükümlülüğün, ancak kamu yararının ağırlığı gözetilmek suretiyle, ölçülülük ve insan onurunun dokunulmazlığı ilkeleri çerçevesinde yorumlanması halinde modern bir ceza ve ceza muhakemesi hukuku ile bağdaşır sonuçlara ulaşılabileceği düşüncesindeyiz. (Ali Tanju SARIGÜL, (2021),Şüpheli ve Sanığın Ceza Muhakemesi İşlemlerine Katlanma Yükümlülüğüne Getirilen Sınır -NEMO TENETUR SEIPSUM ACCUSARE İLKESİ, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, sayı 153, 39-64, özetidir.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN