İçindekiler

    Suç, yasada yer alan tanıma uygun, hukuka aykırı ve kusurlu eylemdir. Kusurluluk ceza hukukunun en temel ilkelerinden birisi olup, tek başına eylem bir anlam ifade etmediği için, kusurluluk suçun oluşması için vazgeçilemez bir niteliktir. Modern ceza hukuku ilkelerinin geçerli olduğu tüm ülkelerde failin sorumlu tutulabilmesi açısından kusurluluk ilkesi kabul edilmiştir

    Kusurluluk Nedir?

    Kusur, failin özgür iradesiyle haksızlığı seçmiş olmasıdır. Doktrininde bazı yazarlarca kusur ve kusurluluk kavramları aynı anlamlarda kullanılmıştır. Bazı yazarlara göre ise, kusur gerçekleştirdiği haksızlıkla ilgili olarak faildeki iradenin oluşum şartlarının tespiti ve bu tespite binaen gerçekleştirdiği haksızlık (suç) dolayısıyla failin şahsen kınanması gerekip gerekmediği hususundaki yargıyı ifade etmektedir.

    Kusur yeteneği bir fiilin bir şahsa yüklenebilmesi için, hareketi yaptığı sırada o şahsın sahip bulunması gereken niteliklerin bütünü, bir başka deyişle anlama ve isteme yeteneklerinin ikisinin de birlikte bulunması demektir. Bu yeteneklerden birinin bulunmaması halinde kusur yeteneğinden bahsedilemez. Görüldüğü üzere kusur yeteneği anlama ve isteme yetenekleri üzerine kurulmuştur. Anlama yeteneğinden maksat bireyin gerçekleştirdiği sosyal değerinin farkına varabilme yeteneğidir. Bireyin hareketinin kanuna aykırı olduğunu bilmesi gerekmez, hareketin ortak hayatın gerekleriyle çatıştığını anlayabilmesi yeterlidir. İsteme yeteneği ise kişinin davranışlarını serbestçe belirleyebilmek ve kendi yargısına göre yapması gerekli olanı isteyebilmek yeteneğinden ibarettir. Nitekim öyle bireyler vardır ki, bunlar iyiyi kötüden ayırabildikleri halde, davranışlarını kendi yargılarına uygun şekilde belirleme yeteneğine sahip değildirler. İşte bu hallerde isteme yeteneğinden söz edilemez.

    Kusurluluğu ortadan Kaldıran Haller Nelerdir?

    Kaza ve Tesadüf

    Kaza ve tesadüf, öngörülebilir nitelikte bulunmayan bir sonucun gerçekleşmesi durumunda söz konusu olur. Kaza ve tesadüfün oluşmasını engellediği kusur türü taksirdir. Gerçekten taksir, dikkat ve özen gösterme yükümlülüğüne aykırılığı ifade ettiği ve bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi bir olanağın varlığına bağlı olduğu için, böyle bir olanak yoksa failin taksirli olduğu söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, bu gibi durumlarda sonuç kaza ve tesadüften doğmuş sayılacaktır.

    Kaza ve tesadüf objektif sorumluluk hallerinde de failin cezalandırılmasına engel olmaktadır. Ceza hukukunda objektif sorumluluk, bir kimsenin kaza ve tesadüf dolayısıyla sorumlu tutulmasını ifade edemez. Çünkü netice kesinlikle öngörülmesi imkânsız bir netice ise, iradi hareketle netice arasında nedensellik bağının varlığından söz edilemez.

    Zorlayıcı Neden

    Zorlayıcı neden (mücbir sebep)’den, genellikle başa çıkılması imkânsız bir güç olarak, kişiyi zorunlu ve önlenemez bir icra veya ihmal hareketinde bulunmaya götüren harici her çeşit zorlama anlaşılmaktadır. Kısacası direnmeye olanak vermeyen zor, şiddet ve cebirdir. Bu halde, kişi hareket etmemekte, hareket ettirilmektedir. Örneğin, çatı onarım mevsiminde, aniden ortaya çıkan hortum, bir evin çatısında çalışmakta olan çatı ustasını, yola geçmekte olan bir kimsenin üstüne fırlatır. Usta düşmek istememesine rağmen, üstüne düştüğü kişi ölmüş ise, fail eylem iradi olmadığından ölüm olayından sorumlu olmaz.

    Zorlayıcı nedende, netice öngörülmüş olsun veya olmasın, fail iradesine aykırı olarak hareket etmek veya hareketsiz kalmak zorunda bırakılmıştır. Zorlayıcı neden durumunda dikkat edilmesi gereken nokta, faili zorlayan gücün dışardan gelen bir güç olmasıdır; bu nedenle, failin kusuru ile oluşan durumlar zorlayıcı neden kapsamında değerlendirilemez.

    Zorlayıcı neden durumu zorda kalış(zorunluluk) benzerse de her ikisinin arasında önemli fark vardır. Şöyle ki, hukuka uygunluk nedeni olan zorda kalışta fail kendisini feda etmek suretiyle başkasına zarar vermeme olanağına sahiptir. Oysaki zorlayıcı nedende failin böyle bir seçeneği bulunmamaktadır. Belirli bir şekilde hareket etmek zorundadır. Bu nedenledir ki, zorda kalış durumunda kusurlu failin cezalandırılmamasının nedeni hukuka uygunluk olduğu halde, zorlayıcı nedende failin kusursuzluğu cezalandırılmamasının nedenidir.

    Cebir ve Şiddet

    Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı maddi bir zorlama sonucu bir suç işlemek mecburiyetinde bırakılan kimsenin içinde bulunduğu duruma cebir denir. Böyle bir durumda isteği dışında hareket etmek zorunda kalarak suç işleyen kişi kusurlu görülmez.

    O halde, her cebir ve şiddet failin kusurluluğunu etkilemeyecek, karşı koyamama veya kurtulamama olgularının varlığı araştırılacaktır. Belirleyici olan, kişinin karşı koyamayacağı kadar güçlü bir cebir ve şiddetle karşı karşıya olup olmamasıdır. Kurtulamayacağı cebir ve şiddeti, failin içinde bulunduğu koşulları göz önünde tutarak, hâkim takdir edecektir.

    Korkutma

    Kendisi tarafından bilerek sebebiyet verilmemiş olan ve başka türlü karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı halen var olan ağır ve muhakkak bir zarardan kendisini veya başkasını korumak maksadıyla kendisine işlettirilmek istenen suçu işleyen kimsenin durumuna korkutma denir. Korkutmada kusurluluğun kalkması için, ağır ve muhakkak bir zarar yoksa failin kusurluluğu etkilenmez ve işlediği suçtan sorumlu olur.

    Tehdit

    Tehditte zarar henüz gerçekleşmiş olmayıp, ilerde gerçekleşecek bir zararın gerçekleşmesinden korkutulmak için bir suç işleme durumu vardır ve bu bakımdan tehdit korkutmadan ayrılır. Henüz gerçekleşmemiş, ileride gerçekleşecek olan zarardan kurtulmak için suç işleyen kişi kusurlu sayılmaz. Ancak, bunun için tehdidin konusu ile işlenen suç arasında bir orantı bulunması gerekir.

    Hata

    Genel bir tanımla, düşüncenin gerçeğe uygun bulunmaması şeklinde ifade edebileceğimiz “hata”, gerçeğin bilinmemesi yüzünden ortaya çıkabileceği gibi, yeterli derecede bilinmemesinin bir sonucu da olabilir.

    Ceza hukuku alanında hata, belirli bir fiili cezalandıran kuralın varlığını bilmemek, yorumunda aldanmak veya hukuki kaide yönünden herhangi bir yanılma söz konusu olmamakla beraber işlenilen suçun maddi cephesi ile ilgili hususlarında yanılmak şekillerinde gerçekleşebilir.

    Ceza hukuku alanında hata niteliği itibariyle, fiil üzerinde ve kural üzerinde hata olarak ortaya çıkabilir. Bir hukuk kuralının mevcut olup olmadığında veya yorumunda yapılan hata hukuki hata, buna karşılık suçun maddi unsurlarına ilişkin hata ise maddi (fiili) hata olarak tanımlanmaktadır. Kural üzerinde hata (hukuki hata) genel olarak mazeret sayılmaz ve ceza sorumluluğunu etkilemezken, fiil üzerinde hata belirli koşulların varlığı halinde kastı kaldıran bir neden olarak kabul edilmektedir. Fiili hatanın ceza hukukunda kusurluluğu etkileyebilmesi için esaslı olması gerekir. Fail hataya düşmeseydi eylemi suç oluşturmayacak idi ise hata esaslıdır.

    Konuya İlişkin Yargıtay kararları

    Yargıtay 21. Ceza Dairesi E. 2015/8453 K. 2016/4500 T. 17.05.2016

    "Sanıkların atılı eylemi işlediklerinde ve kabul edilen eylemin TCK'nın 231. maddesinde düzenlenen "çocuğun soybağını değiştirme" suçunu oluşturacağında kuşku bulunmamakla birlikte, değerlendirilmesi gereken asıl husus, çocuğun soybağını değiştirme suçunu işleme kastı bulunan sanıkların bu suçu zorunluluk hali koşulları altında işleyip işlemediklerinin belirlenmesine ilişkindir:

    765 sayılı TCK'da, hukuka uygunluk sebeplerinden birisi olarak sayılan zorunluluk hali, 5237 sayılı TCK'da kusurluluğu ortadan kaldıran bir hal olarak 25. maddesinin 2. fıkrasında; "Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilemez." biçiminde düzenlenmiştir.

    Kusurluluğu ortadan kaldıran sebeplerden birisi olarak sayılan zorunluluk halinin bulunduğu durumlarda kast vardır ve suç oluşur, ancak bu suç sebebiyle fail kusurlu olmadığı için sorumlu tutulamaz. Eğer kişinin içinde bulunduğu şartlara göre, normlara uygun hareket etmesi kendisinden beklenemeyecekse, kişinin kusurlu olduğu kabul edilemez.

    Zorunluluk halinin koşullarını; tehlikeye ilişkin şartlar ve korunmaya ilişkin şartlar şeklinde iki grup halinde sayabiliriz:

    Tehlikeye ilişkin şartlar; halen devam etmekte olan bir tehlikenin bulunması, tehlikenin bir hakka yönelik ve ağır olması, tehlikenin meydana gelmesine bilerek neden olunmaması ve tehlikenin, göğüs germek hukuksal yükümlülüğünün kapsamına girmemesi; korunmaya ilişkin şartlar ise; başka türlü korunma olanağı bulunmaması ve korunma hareketi ile tehlike arasında denge bulunmasıdır.

    Buna göre somut olayda; çocuğun ciddi bir hastalığının bulunduğunun farkedilmesi, halen devam etmekte olan, yaşam hakkıyla ilgili ağır bir tehlikenin varlığını göstermekte olup çocuğun hastalığının farkında olmadan onu yasa dışı yoldan evlat edinmeye kalkışan sanıkların sonradan ortaya çıkan bu duruma bilerek neden oldukları söylenemeyeceği gibi, ortada göğüs germe yükümlülüğü içerisinde değerlendirilebilecek bir hal de mevcut değildir; bununla birlikte, hastalığın acilen tedavi edilme zarureti, tedavi maliyeti, tedavinin ikamet edinilen şehirde yaptırılamıyor olması ve gerçek anneye ulaşılamaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, ortaya çıkan tehlikeyi başka türlü bertaraf etme olanağının bulunmadığının da kabulü gerekir, tehlikenin yaşam hakkına ilişkin olması itibarıyla korunma hareketiyle (sahte kayıt eylemiyle), tehlike arasında bir orantının bulunduğunda ise kuşku yoktur.

    Açıklanan nedenlerle; sanıklar hakkında, unsurları oluşan "soybağını değiştirme" suçuyla ilgili olarak, koşulları bulunan "zorunluluk hali" nedeniyle, TCK'nın 25/2 ve CMK'nın 223/3-b maddeleri uyarınca "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde suç kastı bulunmadığından bahisle beraate hükmedilmesi,"

    Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2021/10680 K. 2023/19811 T. 13.06.2023

    "Tüm bu açıklamalar kapsamında, dava konusu maddi olay değerlendirildiğinde, sanığın trafikte sorun yaşadığı tanık E.Y. ile konuştuğunu düşünerek katılana hakaret etmesi şeklinde gerçekleştirdiği eyleminde, şahısta hata halinin oluştuğu, bu hata halinde failin gerçekleştirmek istediği netice, failin istediği şahıs üzerinde değil bir başka şahıs üzerinde gerçekleşmiş olup şahısta hata halinde failin hatası esaslı bir hata sayılamayacağından failin gerçekleşen netice bakımından sorumlu olacağı ancak sanığın tanık E.Y. ile trafikte tartışması nedeniyle gerçekleştirdiğini düşündüğü eyleminde, kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan bir nedenin maddi şartlarındaki yanılgı durumunda fail bu hatasından yararlanacağından, sanığın atılı suçu işlediği kabul edilerek, hakkında 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur."

    Avukat Vekalet Ücreti Ne Kadardır?

    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.

    İlgili Yazılarımız;


    AV. İREM BİKE DEMİRHAN

    Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz? Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
    Tags
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258