İletişime geçin
+905455880258Boşanma davası, eşlerin boşanma sebeplerinden en az birini ileri sürerek açtığı davadır. Türk Medeni Kanunu’nda boşanmanın sebepleri sayılmıştır. Boşanma davası ancak bu sebeplere dayanabilir. Bu sebeplere dayanan boşanma sadece dava şeklinde mahkeme tarafından yerine getirilebilir.
Boşanma, geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin sağlığında kanunda öngörülen sebep ve koşullara dayanarak mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir.
Boşanma davasının konusu düzenleme konusu düzenleme konusu yapılmıştır. Boşanma davası açmaya hakkı olan eş boşanma, ya da ayrılık isteyebilir. Boşanma davasının konusu;
Tarafların boşanmasından sonra kadın eşin yeniden evlenmek için bekleme süresi bulunmaktadır. Bekleme süresi durumu yalnızca kadınlar için geçerli bir durumdur. Kadınlar için boşandıktan sonra getirilen bekleme süresi, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 gündür. Kararın kesinleşmesinden itibaren 300 gün bitiminde evlenebilmektedir. Bu süre içerisinde boşandığı eşinden başka bir eş ile evlenmek istiyor ise bekleme süresinin kaldırılması için dava açması gerekmektedir.
Boşanma davası açma hakkı, evlilik birliği içerisindeki tarafların sahip olduğu bir haktır. Boşanma hakkı ancak dava yoluyla kullanılabilir. Dolayısıyla boşanmadan söz edebilmek için hakim kararı bulunmalıdır.
Boşanma davasının açılabilmesi için talebin kanunda yazılı sebeplerden birine dayanması gerekmektedir. Kanun’da boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Bunlar;
Eşlerden birisinin evlilik birliği içerisinde isteyerek ve bilerek evlilik dışı cinsi münasebette bulunması nedeniyle açılan davadır. Zinayı öğrenen eşin dava açma süresi sebebin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde, her halde beş yıl geçmekle dava hakkı düşmektedir. Zina nedeniyle boşanma özel boşanma sebebidir. Aldatılan kişi, açmış olduğu davada eşinin zina nedeniyle kendisine olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak evlilik içerisinde eşinin zina eylemini bilen ve daha sonra bu eylemi affeden tarafın dava açma hakkı bulunmamaktadır.
Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Pek kötü davranış sebebiyle boşanma özel boşanma sebeplerindendir.
Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur özel boşanma sebebidir.
Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açılabileceğine ilişkin hüküm Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde düzenlenmiştir. “Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Haysiyetsiz hayat sürme özel boşanma sebebidir.
Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda akıl hastalığı dışında başka hiçbir hastalık boşanma sebebi sayılmamıştır. AİDS kanser, cüzzam, frengi gibi hastalıklar boşanma sebebi olamaz. Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için akıl hastalığının evlenmeden önce ya da sonra gerçekleşmesinin bir önemi bulunmamaktadır.
Evlilik birliğinin temelden sarsılması genel boşanma sebebidir. Tarafların evlilik birliği dava açan ya da taraflar açısından artık çekilmez hale geldiğinden evlilik birliğinin temelden sarsılması davası açılmaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık ve geçimsizlik şiddeti boşanmaya karar verebilecek durumda bir anlaşmazlık olmalıdır. Davayı açan taraf, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında diğer eşin kusurlu olduğunu ispatlamakla mükelleftir. Davayı açan taraf, evlilik birliğinde davacı daha ağır kusurlu ise açılan davaya itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hukukumuzda anlaşmalı boşanma davalarında, kısmen irade ilkesi, kısmen de evlilik birliğinin sarsılması ilkesi kabul edilmiştir.
Çekişmeli boşanma davası eşlerin boşanma konusunda veya fer’ileri olarak adlandırılan boşanma yanında mal paylaşımı, velayet, tazminat, nafaka gibi konularda anlaşmaması hallerinde açılır. Taraflar boşanma, mal paylaşımı, velayet ve nafaka gibi konularda çekişerek mahkemece kendi lehlerine karar verilmesini hedefler. Anlaşmalı boşanma davalarında her iki taraf da boşanmak için başvuruda bulunurken, çekişmeli boşanma davasında tek taraflı dava açılması söz konusu olur.
Manevi tazminat talepleri boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biridir. Manevi tazminat, kişilik hakkı saldırıya uğrayan eşin, iradesi dışında boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden acı, ızdırap ve eleme bağlı olarak bozulan manevi dengesinin yeniden kurulması için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir. Manevi tazminatın amacı boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden bozulan manevi dengesinin yeniden kurulması için araç olan manevi tazminat eş üzerinde oluşan intikam arzularını dindirmek ve bir çeşit ödün vermek amacını taşır.
Türk Medeni Kanununa göre boşanmada maddi tazminat, evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesi neticesinde, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır.
Tedbir nafakası, boşanma davasının açılmasından sonuçlandığı ana kadar süren geçici bir nafaka türüdür. Boşanma davasının sonuçlanmasının ardından nafaka ödeyen eşin yükümlülüğü kendiliğinden ortadan kalkar. Boşanma davasının açılması sebebiyle yoksulluk yaşayacak eşin mağduriyetinin önlenmesi için verilir.
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katıldığı nafaka türü iştirak nafakasıdır. İştirak nafakası bakımından da tarafların kusur durumu önem arz etmez çünkü m nafaka türü çocuğun barınma, eğitim, yetiştirilme vb giderlerine ilişkindir. Madde uyarınca iştirak nafakası çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Buradan anlaşılması gereken çocuğun 18 yaşını doldurması, mahkeme kararı ile ergin kılınması ya da evlenmesidir. Ancak çocuk ergin olsa bile eğitimine devam ediyorsa çocuğun eğitimi sona erene kadar nafaka yükümü devam eder.
Yoksulluk nafakası, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eşten kusuru daha az olması koşuluyla talep ettiği nafakadır. Yoksulluk nafakası süresizdir. Boşanma davası açarken talep edileceği gibi, boşanma davası kesinleştikten sonra da ‘ilk kez’ istemesi koşuluyla yoksulluk nafakası talep edilebilir. Nafakanın ödeyecek eşin maddi durumu ile orantılı olması gerekir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi sebebiyle ya da eşler birlikte yaşarken eşe verilen bağımsız tedbir nafakası denilmektedir. Uygulamada gerek eş ve gerekse ergin olmayan çocuklar için hakim tarafından belirlenen bu parasal katkıya bağımsız tedbir nafakası denilmektedir. Ancak, eş için bağımsız tedbir nafakasına karar verilebilmesi için açılan davada nafaka isteyen eşin ayrı yaşamda haklı olduğunu kanıtlaması gerekir.
Boşanma davası, aile mahkemesinde açılır. Çekişmeli boşanma davasında ise bazı yetki kuralları vardır. Çekişmeli boşanma davasına bakmaya yetkili mahkeme ise şu şekilde belirlenir:
Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Aile hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258