Ek Savunma Hakkı Nedir? | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Hakkında suç isnadında bulunulan şüpheli veya sanık, Anayasanın 36.maddesinin 1.fıkrasının "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü uyarınca savunma hakkına sahiptir.

    Ceza muhakemesi hukukunda kişilerin etkin bir savunma yapabilmesi, en geç yargılama başlamadan önce, suçlandığı hususların kendisine bildirilmesine bağlıdır. Cumhuriyet Savcısının iddianamede, faile isnat edilen fiili anlatması, bu fiilin hukuki nitelendirmesini yapması ve faile uygulanacak kanun maddelerini göstermesi CMK'nın 170.maddesine göre iddianamenin unsurlarındandır. Ayrıca suçun nitelikli hallerini oluşturan fiiller ile suçun unsurları dışında kalan ancak cezanın belirlenmesini veya yaptırımı etkileyecek olayların anlatılması ve bu hususlara ilişkin sevk maddelerinin de gösterilmesi gerekmektedir. Böylece fail, savunma yapmadan önce iddianamede açıklanan, üzerinde isnad edilen suçun ne olduğunu, hangi ceza normlarının uygulanacağını anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve kendisine delillerini sunma imkanı sağlanmalıdır. Aksi bir uygulama Anayasanın 36.maddesi ile AHİS'nin 6.maddesinin ihlali sonucunu doğuracaktır.

    İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen fiil veya fiillerden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması CMK'nın 225.maddesinin 1.fıkrasına aykırılık teşkil edecektir. Bu sebeple yargılama sırasında iddianamede anlatılan fiilin tamamen değişmesi veya başka bir suçun ortaya çıkması hallerinde değişen fiil veya ortaya çıkan yeni suç ya da suçların yargılamaya konu olabilmesi, haklarında yeni bir iddianame düzenlenmesine bağlıdır. Doktrin ve uygulamada bu hallerde düzenlenen yeni iddianame, " Ek iddianame" olarak isimlendirilmektedir.

    CMK'nın 225.maddesinin 2.fıkrasına göre mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalara bağlı değildir. Başka bir değişle mahkeme iddianamede anlatılan fiil ile bağlıdır ancak bu fiilin hukuki nitelendirilmesini özgürce yapabilmektedir. Nitekim iddianamede belirtilen fiil, Cumhuriyet Savcısına göre bir suçu, mahkemeye göre başka bir suçu oluşturabilir. Değişen hukuki niteliğin esas alındığı bir hüküm kurulabilmesi için sanığa, CMK'nın 226.maddesi uyarınca "Ek savunma hakkı" verilmesi zorunludur. Belirtmek gerekir ki "Fiilin hukuki niteliğinin değişmesi" durumunda, iddianamede anlatılan fiilin dışına çıkılmamakta, sadece iddianamede anlatılan fiilin nitelendirilmesi değişmektedir.

    Öte yandan ilk defa duruşma sırasında cezanın arttırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirinin uygulanmasını gerektirecek hâllerin ortaya çıkması da söz konusu olabilir. Kanun koyucu böyle durumları davasız yargılama olmaz ilkesine aykırı olarak görmemiş ve CMK'nın 226.maddesi uyarınca "Ek savunma hakkı" verilerek hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır.

    Ek Savunma Hakkının Verilmesini Gerektiren Haller Nelerdir?

    1. Fiilin Hukuki Niteliğinin Değişmesi (CMK m.226/1)
    2. Cezanın Arttırılmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkması (CMK m.226/2)
    3. Cezaya Ek Olarak Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkması (CMK m.226/2)

    Fiilin Hukuki Niteliğinin Değişmesi (CMK m.226/1)

    İddianamede açıklanan maddi olayı Cumhuriyet Savcısı "hırsızlık suçu", mahkeme ise "yağma suçu" olarak nitelendirebilir. İddianamenin uhdesinde anlatılan olayın hırsızlık suçu olarak değerlendirilmesi, sevk maddelerinin de bu suç üzerinden hazırlanması ve failin bu suç ve sevk maddeleri doğrultusunda savunmasını hazırlamasına rağmen mahkeme tarafından başka bir suçtan hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelecektir. Bu halde sanığın savunmasını "hırsızlık suçu" üzerinden yapmış olmasına rağmen mahkûmiyetin "yağma suçu" üzerinden kurulabilmesi için sanığa ek savunma hakkı verilmesi adil bir yargılamanın gereğidir.

    İddianamede anlatılan fiilin hukuki niteliğinde değişiklik olması halinde mahkemenin ek savunma hakkı vererek hüküm kurabilmesi, hakkında dava açılmış bir fiilin bulunmasına ve iddianamede anlatılan fiilin aynı kalmasına, değişmemesine bağlıdır. Bu sebeple hakkında dava açılmamış bir sebebiyle veya iddianamede anlatılan olayın dışına çıkılmak suretiyle fiilin hukuki niteliğinin değiştiğinden bahisle CMK'nın 226.maddesinin 1.fıkrası uyarınca ek savunma hakkı verilerek hüküm kurulması mümkün değildir.

    Fiilin Hukuki Niteliğinin Değişmesi Halinde Ek Savunma Hakkının Verilmesine İlişkin Yargı Kararı Örnekleri

    "CMK’nın 170, 225. maddelerindeki düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır. Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir.

    Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer v

    Buna göre, Yerel mahkemece görevi yaptırmamak için direnme suçundan dava açıldığı halde, iddianamede tarif edilen ve cezalandırılması istenen eylemin hakaret suçunu da oluşturduğu değerlendirilerek sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş ise de, iddianamede hakaret suçunu oluşturduğu düşünülen eylemin açıkça tarif edilmediği görülmektedir.

    ermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir."

    Yargılamaya konu edilen ve hüküm kurulan hakaret suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunmadığından, öncelikle Mahkemesince Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerekirken, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak, davaya konu edilmeyen eylemden dolayı yargılama yapılıp hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ... 'un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme uygun olarak başkaca yönleri incelenmeyen HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine," ( Yargıtay 18.Ceza Dairesinin 2017/2500 E. 2017/7187 K.)

    Cezanın Arttırılmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkması (CMK m.226/2)

    Duruşma sırasında iddianamede anlatılmayan, sanığın sorgusu, müşteki veya tanık ifadeleri ya da ortaya çıkan yeni deliller sebebiyle cezanın arttırılmasını gerektirecek "daha ağır cezayı gerektirecek nitelikli haller", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış haller" gibi hallerin somut olayda mevcut olduğu mahkemece değerlendirilebilir. Örneğin kasten yaralama suçu sebebiyle yargılanan sanığın fiilini silahla gerçekleştirdiği duruşma sırasında anlaşılırsa; iddianamenin sevk maddeleri ve anlatım kısmında kasten yaralamanın silahla işlendiği belirtilmemiş olsa da mahkemece sanığa CMK'nın 226.maddesinin 2.fıkrası uyarınca ek savunma hakkı verilerek kasten yaralamanın silahla işlenmesi üzerine hüküm kurulabilecektir.

    İddianamede uygulanması istenen ve daha az cezayı gerektiren hallerin mahkemece faile uygulanmaması ve böylece failin iddianamede kendisi hakkında talep edilenden daha ağır bir ceza ile karşı karşıya kalması söz konusu olabilir. İlk defa duruşmada ortaya çıkan bu durumda da cezanın arttırılmasını gerektirecek bir hal söz konusu olacağından mahkemenin hüküm kurabilmesi CMK'nın 226.maddesinin 2.fıkrası uyarınca faile ek savunma hakkı verilmesine bağlıdır. Örneğin iddianamede fail hakkında uygulanması istenen , "daha az cezayı gerektiren nitelikli hal", "haksız tahrik", "yaş küçüklüğü", "teşebbüs" ve "yardım etme" gibi hükümlerin duruşmada ortaya çıkan sebeplerle failin aleyhine olacak şekilde mahkemece uygulanmaması için öncelikle sanığa ek savunma hakkı verilmelidir.

    Cezanın Arttırılmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkmasıyla Alakalı Yargı Kararı Örnekleri

    "Suç tarihinde, güneşin yaz saati uygulamasıyla saat 18:46'da batması, mağdurun olayın saat 20:30 sıralarında gerçekleştiğini ifade etmesi karşısında hırsızlık suçunun TCK'nın 6/1-e maddesi tanımlaması uyarınca gece sayılan zaman diliminde işlendiğinden sanığa ek savunma hakkı verilerek hakkında TCK'nın 143. maddesinin uygulanması gerekeceğinin değerlendirilmemesi, hukuka aykırıdır." ( Yargıtay 13.Ceza Dairesi 2014/25417 E. 2014/27075)

    "Sanık hakkında hırsızlık suçundan dolayı dava açılırken iddianamede 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesinin uygulanması istenilmediği halde ek savunma hakkı verilmeden uygulanmasına karar verilmesi suretiyle, CMK'nın 226. maddesine muhalefet edilmesi, hukuka aykırıdır. "( Yargıtay 2.Ceza Dairesinin 2015/16379 E. 2015/20405 K.)

    Cezaya Ek Olarak Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkması (CMK m.226/2)

    Güvenlik tedbirleri, kişi hakkında kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın işlediği suçtan dolayı , koruma veya iyileştirme gibi amaçlarla hâkim tarafından hükmedilen, fiil ve failin kişiliğinden kaynaklanan tehlikelilik haline önlemeye özgülenen ceza hukuku yaptırımıdır. CMK'nın 223.maddesinin 6.fıkrasına göre, yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunur.

    Cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması durumunda, mahkemenin fail hakkında uygulanması gereken güvenlik tedbiri için hüküm kurulabilmesi sanığa ek savunma hakkı verilmesine bağlıdır. Örneğin iddianamede eşya müsaderesi veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine ilişkin bir talep bulunmadığı halde, duruşmada bu güvenlik tedbirlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması durumunda, mahkemece sanığın ek savunma hakkı verilerek ilgili güvenlik tedbirine hükmolunabilir.

    Cezaya Ek Olarak Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanmasını Gerektirecek Hâllerin İlk Defa Duruşmada Ortaya Çıkmasıyla Alakalı Yargı Kararı Örnekleri

    "3.Sanık ...'in tekerrüre esas alınan adlî sicil kaydının 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun'a muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrasına eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi,

    yine aynı Kanun'un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, iddianamede kaçak eşyanın müsaderesi talep edilmediği halde ek savunma hakkı verilmeden müsadere kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir." ( Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 2021/3499 E. 2024/740 K.)

    Ek Savunma Hakkının Verilmesi Usulü Nasıldır?

    Fiilin hukuki niteliğinin değişmesi ihtimali üzerine veya ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkan ve cezanın arttırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâllerin bulunduğunun anlaşılması durumunda mahkemece sanığa ek savunma hakkı olduğu bildirilerek, savunma hazırlayabilmesi için süre isteyip istemediği sorulur.

    CMK'nın 226.maddesinin 3.fıkrasına göre ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. CMK'nın 226.maddeinin 4.fıkrası uyarınca sanığın müdafi varsa bildirim müdafiye yapılır ve müdafi sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır. Bu sebeple sanığın hazır bulunmadığı duruşmada ek savunma hakkı müdafi tarafından kullanılabilecektir.

    Sanık veya müdafi ek savunmasını hemen yapabileceği gibi ileri bir tarihte yapabilmek için süre de isteyebilir. CMK’da ek savunma hakkı tanınması gereken hallerde süre verileceği ifade edilmekle birlikte bu sürenin ne kadar olduğu açıkça düzenlenmemiştir.

    Sanık veya müdafinin ek savunma yapmak için süre istediği halde, mahkemece bu talebin reddedilmesi veya savunma yapılabilmesi için gerekli zaman tanınmaması, Anayasa’nın 36 ncı maddesinin ve AİHS’nin 6 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasının ihlali sonucunu doğurur.

    CMK’nın 226 ncı maddesine uygun bir şekilde sanığa ek savunma hakkı tanınarak savunması alındıktan sonra mahkeme, fiilin değişen hukuki niteliği üzerinden veya ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkan ve cezanın artırılmasını gerektirecek hallere veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verebilecektir.

    CMK’nın 6 ncı maddesi “duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez” hükmünü içermektedir. Bu sebeple Cumhuriyet savcısı tarafından yağma olarak nitelendirilen fiilin, duruşmada hırsızlık suçunu oluşturduğu anlaşılırsa, yağma suçunda madde bakımından yetkili ağır ceza mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderemeyecektir.

    Bu halde mahkeme sanığa ek savunma hakkı vererek değişen hukuki nitelik üzerinden hükmünü kuracaktır. Fakat Cumhuriyet savcısı tarafından hırsızlık olarak nitelendirilen fiilin, duruşmada yağma suçunu oluşturduğu anlaşılırsa, yağma suçunda madde bakımından yetkili olmayan asliye ceza mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderecektir. Böyle bir durumda, değişen hukuki nitelik üzerinden mahkemenin hüküm kurabilmesi sanığa ek savunma hakkı verilmesine bağlıdır. Bununla birlikte Yargıtay’ın sanığa görevsizlik kararının okunması üzerine diyeceklerinin sorulmasıyla hüküm kurulabileceğine yönelik kararları mevcuttur. Kanaatimizce görevsizlik kararı okunduktan sonra sanığa diyeceklerinin sorulması üzerine ek savunmasını hazırlayabilmesi için süre isteyip istemediği de sorulmalıdır.

    Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

    Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

    İlgili yazılarımız;


    AV. İREM BİKE DEMİRHAN


    Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258