Hizmet Tespiti Davası | Av. İREM BİKE DEMİRHAN

İçindekiler

    Hizmet tespiti davası, 5510 sayılı Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’un 86. Maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre; aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilmeyen sigortalıların, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak prim ödeme gün sayılarının tespiti için açılan davadır.

    Hizmet tespiti davası nedir?

    Hizmet tespiti davası, primi ödenmeyen süreler olan “hizmet tespiti” adı verilen işçi tarafından işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine iş mahkemelerinde açılan tespit davasıdır. Dava dilekçesinde iddia edilen ve ispat sonucu mahkemece belirlenen hizmet süresi ve ücret miktarına göre prim belirlemesi yapılarak bu primler işverenden tahsil edilecektir.

    Hizmet tespiti davasının şartları nelerdir?

    Hizmet tespiti davasının açılabilmesi için, davacı işçinin sigortalılığının ortaya koyan iş sözleşmesine bağlı çalıştığı ispat edilmelidir. İşçi ile işveren arasında hizmet sözleşmesinin bulunması, işçinin hizmet ilişkisi kapsamında iş görme borcunu yerine getirmiş olması ve işçinin sigortasız çalıştırıldığının veya sigorta primlerinin eksik ödendiği durumunun SGK tarafından daha öncesinden tespit edilmemiş olması gerekmektedir.

    Hizmet tespiti davalarının kabulü için, davacının sigortalılığını ortaya koyan hizmet akdine dayalı eylemli çalıştığı, ileri sürülen çalışmaların geçtiği kapsamda olan veya kapsama alınması mümkün bir işyeri bulunmalı, işverence; aylık sigorta bildirgeleri ile dört aylık dönem bordroları verilmemeli veya sigortalının çalıştığı bir nedenle kurumca tespit edilememiş olması ve en önemlisi davanın hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması şarttır.

    Davacı ile birlikte çalışan kişiler ve bordro tanıkları resen tanık sıfatı ile dinlenir, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilir, tanıkların sözleri değerlendirilirken verdikleri bilgiye nasıl sahip oldukları, işveren işçi ve işyeri ile ilişkileri araştırılarak mahkemece bir karara ulaşılır.

    Hizmet tespiti davası nasıl açılır?

    Hizmet tespit davalarında İş Kanunu uyarınca iş mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise genel kural uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi olacaktır. Bunun dışında işçinin işyerinin bulunduğu yer de bu dava açısından yetkilidir. Davacı sigorta primleri hiç ödenmemiş işçi iken Davalı sigorta prim ödemelerini ve bildirimlerini yapmayan işveren ve Sosyal Sigortalar Kurumu’dur. Hizmet tespitine ilişkin iddia ve ispat araçlarının yer aldığı dava dilekçesi yetkili iş mahkemesine verilmek suretiyle hizmet tespiti davası açılacaktır.

    Hizmet tespit davasında arabuluculuğa başvuru zorunlu mudur?

    İş Kanunu uyarınca bazı davalar zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil edilmiştir. Bu davalar açısından arabuluculuk yoluna başvurmadan dava açmak mümkün değildir. Hizmet tespiti davası, niteliği gereği zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil değildir. Bu nedenle dava açmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır.

    Hizmet tespiti davasının sonuçları nelerdir?

    Hizmet tespiti davası sonucunda mahkemece tarafların sunduğu ve resen getirilen deliller incelendikten sonra işçinin eksik bildirilen sigorta primlerinin işverenden tahsili ile eksik sigorta günlerinin tamamlanması yönünde karar verilecektir.

    Hizmet tespiti davasında zamanaşımı veya hak düşürücü süre var mıdır?

    İşçi veya ölümü halinde hak sahipleri hizmet tespiti davasını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde iş mahkemesine başvurularak açılması gerekir. Kanunda gösterilen süre hak düşürücü süre olup bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenmez. Ancak hizmet tespiti davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı bazı istisnai haller mevcuttur.

    İlk istisna Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde sayılan ve Kurum’a verilmesi gereken belgelerden herhangi birinin kuruma verilmiş olması halidir. Söz konusu belgelerden birinin Kurum’a verilmiş olması halinde hak düşürücü süre işlemeyecektir. Bu kapsamda kabul edilen belgeler şunlardır:

    • İşe giriş bildirgesi ( Yönetmelik’in 27. Maddesi ),
    • Dört aylık sigorta primleri bordrosu (Yönetmelik’in 17. Maddesi ),
    • Aylık sigorta primleri bildirgesi ( Yönetmelik’in 17. Maddesi ),
    • Sigortalı hesap fişi (Yönetmelik’in 18. Maddesi )’dir.

    Diğer istisna hali ise kurumca işçinin, işveren yanında iş akdine tabi olarak çalıştığı tespit edilmesi halidir. Bu haller;

    • Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
    • Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,
    • İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,
    • Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa, işe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
    • İşçilik hakları ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararlarının mevcut olmasıdır.

    Söz konusu hallerde hizmet tespit davasında 5 yıllık hak düşürücü süre işleyemeyecektir.

    Özetle sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir.

    Hizmet tespiti davaları ne kadar sürer?

    Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen ve işçiyle işveren arasında devam eden davaların maksimum 540 gün içinde sonuca bağlanması hedeflenir. İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;

    • Dilekçelerin tam ve eksiksiz olması
    • Tebligat süreleri
    • Varsa tanıkların dinlenmesi gibi süreçler dava içeriğine göre değişiklik gösterir.

    Genel ortalamalara bakıldığı zaman iş mahkemelerinde görülen davaların 12 ila 18 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir. İlk derece mahkeme kararının ardından başlayan İstinaf ve Yargıtay aşamaları hesap edildiğinde bir davanın 3-4 yıla kadar uzaması mümkündür.


    Avukat vekalet ücreti ne kadardır? İş hukuku avukatı ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Türk hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla İş hukuku avukatı vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
    Yardım lazım mı? Bizimle İletişime Geç!
    Hukuk iyi ve adil olanın sanatıdır.

    İletişime geçin

    +905455880258