Yardım Nafakası
Yardım nafakası, TMK m.364 ila m.365.inci maddelerinde düzenlenmiş olup, üstsoy ve altsoy ile kardeşlere (refah içinde bulunmak kaydıyla) süresiz olarak verilen nafaka türüdür.
İçindekiler
- 1 Nafaka Nedir?
- 2 Nafaka Türleri Nelerdir?
- 3 Bakım Nafakaları
- 4 Yardım Nafakası
- 5 Yardım Nafakası İle Yükümlü Olanlar Kimlerdir?
- 6 Yardım Nafakasını Kimler İsteyebilir?
- 7 Yardım Nafakası Koşulları Nelerdir?
- 8 Yardım Nafakasının Özellikleri Nelerdir?
- 9 Yardım Nafakasının Miktarı, Ödeme Biçimi ve Zamanı
- 10 Yardım Nafakasının Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması
- 11 Yardım Nafakasının Başlangıcı ve Sona Ermesi
- 12 Eğitimine Devam Eden Ergin Çocuğa Ödenen Nafaka
- 13 Nafaka Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?
- 14 Nafaka Taleplerinde Zamanaşımı
- 15 Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
- 16 Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Nafaka Nedir?
Nafakanın hukuki anlamı, kanuni şartlar sağlandığı takdirde yükümlü olarak kanunda belirtilen kimselerin, yoksulluk içinde olan ve mahkeme kararıyla kanunen geçindirmek durumunda bulunduğu kişilere yaptığı yardım ya da ödediği aylık olarak ifade edilir. Nafaka yardımı ile giyecek, yiyecek, mesken, yakacak gibi zaruri ihtiyaçların para veya eşya olarak karşılanması amaçlanır.
Nafaka Türleri Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan nafaka türleri bakım nafakaları ve yardım nafakası şeklinde iki grupta incelenir. Bir grupta tedbir nafakası (TMK m. 169, m. 197/2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175), iştirak nafakası (TMK m. 182/2) gibi bakım nafakaları; diğer grupta ise yardım yükümlülüğünü ihtiva eden yardım nafakası (TMK m. 364, m. 365, m. 366) bulunur.
Bakım Nafakaları
Bakım nafakaları, evlilik hukukunun sonucunu teşkil eden yükümlülük olarak ifade edilebilir. Anne ve babanın çocuklarına karşı bakım ödevi, eşlerin birbirlerine ve çocuklarına bakma ve geçindirme yükümlülüğü bakım nafakası olarak belirtilir.
Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası boşanma veya ayrılık davası açıldığı zaman davanın devamı sürecinde ayrı yaşamakta olan eşin, kendi imkânları ile geçimini sağlayan diğer eşe yapacağı yardımdır. Türk Medeni Kanunu m. 169 hükmünde “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” denilerek hakimin tedbir nafakasına kendiliğinde karar vereceği belirtilmiştir. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davasının açıldığı tarihten başlayıp hükmün kesinleşmesiyle de sona erecektir.
Yoksulluk Nafakası
TMK m.175’te düzenlenen yoksulluk nafakası bakım nafakalarının diğer bir türüdür. Buna göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Kanun koyucu, eşlerin boşanmaları durumunda sosyal ve ahlaki düşüncelerle, boşanma yüzünden yoksulluğa düşerek geçimlerini bizzat temin edemeyecek olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın diğer taraftan süresiz olarak malî gücü oranında nafaka isteyebileceğini düzenlemiştir.
İştirak Nafakası
Türk Medeni Kanunu m. 182/f.2’de iştirak nafakası, boşanma veya ayrılık durumunda velayet hakkı kendisine tanınmayan eşin çocuğun ihtiyaçlarına, mali gücü de dikkate alınarak hâkimin belirleyeceği oranda katılma zorunluluğunu ifade etmektedir. Hâkim iştirak nafakasına nafaka ödeyecek olan kişinin mali gücünü, çocuğun ihtiyaçlarını ve çocuğun velayetine sahip eşin ekonomik durumunu gözetilerek herhangi bir talep olmasa dahi kendiliğinden karar verir. İştirak nafakası, mahkemenin velayet kararının kesinleştiği tarihten başlayıp çocuğun ergin olduğu zamana kadar devam edecektir. Bununla birlikte her ne kadar bu hususta farklı görüşler olsa da bir görüşe göre, çocuk ergin olsa dahi eğitimi devam ediyorsa, anne ve babanın mali koşullarına eğitimi sona erinceye kadar müşterek çocuğa bakma yükümlülükleri sürecektir. (TMK m. 328/2).
Yardım Nafakası
Yardım nafakası yoksullaşan veya yoksullaşmaktan kurtulamayan, geçimini kendi imkânlarıyla sağlayamayan kimselere diğer aile üyelerinin güçleri oranında yaptığı mali yardımı ifade eder. Yoksulluğa düşen veya düşmekten kurtulamayana yapılan yardım ahlaki bir görev olup, zamanla kanunlarda yerini almıştır.
Yardım nafakası, üstsoy ve altsoy ile kardeşlere (refah içinde bulunmak kaydıyla) süresiz olarak verilir. TMK.m.365/f.4’e göre yardım nafakası alacaklısına bakan resmi veya kamuya yararlı kurumlarca nafaka yükümlüleri aleyhine yardım nafakası davası açılabilir. Nafaka talep eden kendi kusuru ile yoksul duruma düşmüş ise, nafaka borçlusu bu mükellefiyetinden kurtulur. Aile ilişkilerinin güçlü olmaması mükellefiyeti bertaraf etmez. Nafaka borçlusunun mali durumuna ve iyi niyet kuralına uygun bir oran tayin edilmelidir.
Yardım Nafakası İle Yükümlü Olanlar Kimlerdir?
Kanunumuzda yardım nafakası yükümlüsü sayılabilecek kişiler sınırlı tutulmuştur. TMK.m.364’e göre, üstsoy ve altsoy kan hısımları ile kardeşler yardım nafakası yükümlüsüdür. Nafaka yükümlülüğü çift yönlüdür; ebeveynler çocuğuna veya evlat edinen evlat edinilene karşı nafaka ödemekle yükümlü olduğu gibi çocuk da ebeveynlerine veya evlat edinilen de evlat edinene nafaka ödemekle yükümlüdür.
Netice olarak zarurete düşmüş olan nafaka alacaklısı yukarıda bahsettiğimiz gibi üstsoyuna başvurabilir. Kardeşlerin birbirlerinden nafaka isteyebilmesi için TMK.m.364/2 uyarınca refahta bulunma koşulu aranmaktadır.
Yukarıda sayılanlar dışında kalan diğer kan hısımlarının nafaka yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra kayın hısımları arasında da yardım nafakası yükümlülüğü yoktur.
Yardım Nafakasını Kimler İsteyebilir?
Yardım nafakası yükümlülüğü karşılıklı olup, üstsoy-altsoy kan hısımları kardeşler refahta olma koşuluyla birbirlerinden nafaka isteyebilirler. Hal böyle iken “yansoy hısımlığı” sadece kardeşler açısından söz konusu olup, amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenlerinden nafaka isteyemez.
Çocuk için yardım nafakası hükmedilebilmesi için zarurete düşmüş olması gerekir. Oysa çocuk yararına hükmedilecek bakım nafakasında böyle bir şarta lüzum yoktur.
Yardım Nafakası Koşulları Nelerdir?
Nafaka Alacaklısı Açısından Koşulları
Hakimden Talep Edilmesi
Yardım nafakası, medeni yargılama hukukunda tasarruf ilkesi gereğince talebe bağlıdır. Yetkili ve görevli mahkeme kendi imkânlarıyla geçimini sağlayamayan ve yoksulluk içinde bulunan kişiye re’sen nafaka bağlamayacaktır, o şahsın mahkemeden talep etmesi gereklidir. Dolayısıyla nafakaya, ancak muhtaç durumda olan kişi ya da onun yetkili temsilcisi tarafından talep edildiğinde hükmedilebilir.
Yoksulluk Hali
Türk Medeni Kanunu m. 364/f.l hükmüne göre, yardım nafakası talep edebilmenin şartlarından biri de hak sahibi yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşülecek olması gerektiğidir. Dolayısıyla hak sahibinin yoksulluk içinde olması şartı nafaka talebinde bulunan için öncelikle incelenir.
Yoksulluk Halinin Tespiti
Yardım nafakası tespitinde, objektif anlamda talepte bulunanın geçinebilmesi için gerekli temel vasıtalara sahip olup olmadığı araştırılmalıdır. Yardım nafakası talep eden kişinin, çok rahat ya da lüks bir yaşam sürmek için talepte bulunması mümkün değildir. Ancak nafaka talep edenin temel ihtiyaçları kendisinin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sağlık durumu gibi faktörlere göre farklılık gösterebilir.
Yardım nafakası talebinde bulunmak için, talep anında zarurete düşülmesi şart olmayıp yardım edilmemesi durumunda yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunması açıkça anlaşılması yeterlidir.
Kişinin malvarlığını tüketmiş olması
Yardım nafakası talep edebilmek için, talepte bulunanın tüm imkânlarına başvurmuş olmalıdır veya hısımlarına müracaat etmeden geçimini temin edecek malvarlığına sahipse bunu tüketmiş olmalıdır.
Malvarlığını tüketmiş olma hali, hak ve nefaset kuralları çerçevesinde değerlendirilerek bu tüketimin istenmesinin yoksulluk nafakası isteyen kimseden beklenebilir olması ve adalete aykırı olmaması gerekir.
Düzenli bir gelire sahip olması hali
Bir kimsenin düzenli gelire sahip olsa dahi elde edilen bu gelirin kişinin geçinmesi yeterliliğine ve onu yoksulluktan kurtarma seviyesinde olup olmadığına bakmak gerekir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunmasının yoksulluğu ve zarureti kaldıran bir olgu olmadığı kabul edilmektedir. Keza 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’na göre verilen yaşlılık maaşı da yoksulluktan kurtarmayacaktır.
Bir işte çalışmayan ergin kişinin yardım nafakası talep etmesi hali
Muhtaç durumdaki kişi şartlar elveriyorsa, öncelikle kendi çalışma yeteneğinden yararlanmak mecburiyetindedir. Ancak kişinin bedensel veya ruhsal durumu açısından çalışamayacak halde olan ve geçimini sürdürecek malvarlığı yoksa, bu durumunu hastane ya da ilgili kuramlardan alacağı raporla ispat etmesi halinde yardım nafakası talebinde bulunabilir.
Çalışma yeteneği bakımından cinsiyet ayrımı
Yoksulluk hali belirlenirken cinsiyetin, yani kadın veya erkek olmasının çalışma imkânı bakımından fark yaratması söz konusu olmaz.
Yoksulluk halinin tespitinde kişisel ihtiyaçların dikkate alınması
Yoksulluk hali tespitinde, nafaka alacaklısının kendisinin ihtiyaçları ve yoksulluk durumu dikkate alınıp onun bakmakla yükümlü olduklarının ihtiyaçları dikkate alınmayacaktır.
Nafaka alacaklısının kendi kusuru sebebiyle yoksulluğa düşmesi
Yoksulluğa düşülmesi hali, kişinin kendi iradesi dışında veya kendi kusuru sebebiyle gerçekleşebilir. Örneğin, kişi yoksulluğa içki, kumar, israf, bilinçli yanlış yatırımlara sonucu malvarlığını kaybetmesi gibi sebeplerle kendi kusuru ile düşerken; maluliyet, ihtiyarlık ve doğal afetler gibi sebeplerle kendi iradesi dışında da düşebilir.
Kural, nafaka alacaklısının yoksulluk halinin iradesi dışında veya kendi kusuruyla meydana gelmesinin nafaka talep hakkını etkilemeyip nafaka yükümlüsü borcundan kendiliğinden kurtulamayacaktır.
Kişi ancak başkalarını kasten zor duruma düşürmedikçe nafaka talep edebilecektir. Zira kötü niyetli hareket etmesi sırf hısımlarını kasten zor durumda bırakarak zarara sokma amacı olan kişinin bu davranışı Türk Medeni Kanunu m. 2/f.2 hükmüne göre dürüstlük kuralına göre hukuk düzenince korunmayacağından nafaka isteme hakkı yoktur.
Eğitimi devam eden ergin kişinin yardım nafakası talep etmesi
Kural olarak çalışma gücü olan ergin herkes, bizzat kendi ihtiyaçlarım temin ederek yoksulluğa düşmekten kurtulabilir. Ancak istisnai hallerde ergin ve çalışma gücüne sahip kişiler de yardım nafakası talep edebilirler. Nitekim Türk Medeni Kanunu m. 328/f.2 hükmüne göre; “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” Bu sebeple kanunda belirtildiği üzere yoksulluk hali geniş kapsamda yorumlanır.
Nafaka Borçlusu Açısından Koşulları
Ödeme kabiliyeti (altsoy-üstsoy hısımlığında)
Türk Medeni Kanunu m. 365/f.2 hükmüne göre, “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir. “ Dolayısıyla nafaka borçlusunun ödeme gücü yani borcunu ifa sırasındaki ekonomik durumu dikkate alınarak yardım nafakası talep eden nafaka alacaklısı lehine hüküm kurulur. Altsoy veya üstsoy hısımlarından ödeme gücünün olması yardım nafakası yükümlülüğü için yeterlidir. Ödeme gücü, zorlamadan ve sıkıntıya düşmeden yardım nafakası karşılanabiliyorsa var; ancak nafaka yükümlüsü çalışamayacak derecede hasta ve hiçbir gelire de sahip değilse yok kabul edilir.
Kardeşlerin refah içinde bulunması
Kanun koyucu, kardeşleri kendi hayat tarzlarını değiştirmeye mecbur bırakmadan nafaka ile yükümlü olmalarını arzulamaktadır. Türk Medeni Kanunu m. 364/f.2’ye göre, “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır”. Buna göre, kardeşin kardeşten nafaka talebinde bulunabilmesi ödeme gücünün varlığının yanı sıra nafaka yükümlüsü kardeşin de refah içinde bulunmasına bağlıdır. Dolayısıyla nafaka talebinde bulunan kendisine yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olmasını ve davalı kardeşin de refah içinde olduğunu birlikte ispat etmek mecburiyetindedir.
Yardım Nafakasının Özellikleri Nelerdir?
Yardım nafakasının taliliği
Yardım nafakası, tali niteliktedir. “. Nafaka talebinde bulunan kişiye bakmakla yükümlü bir kimse yani karı ya da koca eşinden, ergin olmayan çocuk baba ya da annesinden bakım nafakası alma imkânına sahipse yardım nafakası talep edemez. Dolayısıyla nafaka alacaklısı, bakım yükümlülüğü olan kimseden önce bakım nafakası talep edip sonuç alamadığı takdirde yardım nafakası talebinde bulunmalıdır. Bu sebeple yoksulluk içinde olan eş, önce bakım yükümlüsü eşinden nafaka isteminde bulunacak, fakat eş acze düşüp bakım borcunu yerine getiremediği takdirde diğer nafaka yükümlülerine başvuracaktır.
Yardım nafakasının karşılıklı oluşu
Yardım nafakası, kanunda sayılan kişiler arasında çift yönlü olup karşılıklıdır. Türk Medeni Kanunu m. 364/f.l hükmüne göre sayılan üstsoy, altsoy ve kardeşler birbirlerine karşı hem yardım nafakası verme yükümlülüğüne hem de birbirlerinden yardım nafakası talep etme hakkına sahiptir. Evlatlık ilişkisi süresince, evlatlık ile evlat edinen arasında karşılıklı olarak nafaka yükümlülüğü devam edecektir.
Birden fazla nafaka yükümlüsü arasındaki sorumluluk sırası
Birden fazla kişinin nafaka yükümlüsü olması halinde bu kişiler arasındaki sorumluluk sırası, Türk Medeni Kanunu m. 365/f.l gereğince mirasçılıktaki sıraya göre tespit edilir. Ancak birden fazla mükellefin sorumluluğunda eşitlik ve mirastaki payları esas alınmaz. Bununla birlikte aynı miras sırasında olan veya ayrı miras sırasında olmalarına rağmen şartlar gereği birlikte takip edilen mirasçılar arasındaki durumun ayrıca incelenmesi gerekir.
Nafaka yükümlüleri arasında müteselsil sorumluluk olmadığından aynı derecede birden fazla yükümlü varsa nafakanın tamamı bunların birinden istenemez.
Hâkim, yükümlülerden birini daha çok diğerini daha az olmak üzere birden fazla nafaka yükümlüsünün sorumlu olduğu nafaka miktarını kendi mali durumlarına uygun olacak şekilde kararlaştırabilir. Nafaka yükümlülerinin bazılarından nafaka istenmesi durumunda diğerlerinin sorumlu olacağı nafaka miktarı dikkate alınarak nafaka miktarı takdir edilmelidir.
Yardım nafakasının sınırlılık ve yasallık ilkesine tabi oluşu
Nafaka yükümlülüğü, sınırlı bir yükümlülük olması nedeniyle Türk Medeni Kanunu m. 364 hükmünde hangi dereceden hısım olanların birbirine nafaka yükümlüsü oldukları ayrıca belirtilmiştir. Dolayısıyla kanundaki sayım sınırlıdır ve yorum yoluyla genişletilemez. Yani Türk Medeni Kanunu m. 364/1 hükmünde sayılanlar dışındaki kan hısımlarının ve sıhri hısımların nafaka ödeme yükümlülükleri ve nafaka talep etme hakları yoktur.
Yardım Nafakasının Miktarı, Ödeme Biçimi ve Zamanı
Yardım nafakasının miktarı, TMK.m.365/2 uyarınca, nafaka alacaklısının geçimi için gerekli ve karşı tarafın ekonomik gücüne uygun bir yardım nafakası istenmelidir. Nafaka miktarının belirlenmesinde hâkime geniş takdir yetkisi tanınmıştır. Belirlenecek olan miktar bir tarafı zenginleştirmemeli iken diğer tarafı da yoksulluğa düşürmemelidir.
Yardım nafakasının ödeme biçimi, Yardım nafakası borcu nakden ve peşin olarak ödenebilmektedir. Kural olarak Türk Parası ile ödenebileceği gibi anlaşma halinde yabancı para ile de ödenmesi kabildir. Aynî olarak ödenebileceğinin yanı sıra nafaka alacaklısının istemesi halinde nafaka yükümlüsünün “yanında bakılarak” yardım nafakasının ifa edilebilir. Yalnız bu husus istisnai bir durum olup, başka bir çözüm yolu bulunamadığında başvurulur.
Yardım nafakasının ödeme zamanı, Nafakanın ödenme zamanı da Kanunumuzda belirtilmiş değildir. Taraflar kendi aralarında ödenme zamanını kararlaştırabilirler. Aksi takdirde hâkim, her iki tarafın durumunu nazara alarak ödeme zamanına hükmeder. Uygulamada genellikle her ay peşin olarak ödenmesine hükmedilir.
Yardım Nafakasının Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması
Hâkim, değişen durumları nazara alarak nafaka miktarını artırabilir, azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Bu durumlara örnek olarak nafaka borçlusunun mali durumunun kötüleşmesi, ödeme gücünün azalmış veya tamamıyla tükenmiş olması hallerinde nafaka miktarının azaltılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir. Nafaka alacaklısının kendi geçimini sağlayabilecek araç ve imkânlara sahip olacak hale gelmesiyle de nafaka tamamen kaldırılabilir.
Nafaka alacaklısının daha fazla yardıma ihtiyaç duyması halinde nafaka borçlusu da ödeyebilecek güçte ise, nafaka artırımı yapılabilir.
Yardım Nafakasının Başlangıcı ve Sona Ermesi
Nafakanın başlangıç tarihi, davanın açıldığı tarih olup, nafakanın artırılması veya azaltılması hallerinde de istemde bulunma tarihi esas alınır.
Nafaka alacaklısı veya borçlusunun vefatı halinde nafaka kendiliğinden ortadan kalkarken; yoksulluk halinin veya bakım gücünün son bulması hallerinde mahkeme tarafından karar verilmelidir.
Yardım nafakası alacaklısının evlenmesiyle nafaka sona erer. Nafaka alacaklısının yeni eşi ona bakmakla yükümlüdür. Dolayısıyla bakım nafakası, yardım nafakasından önce gelmektedir.
Eğitimine Devam Eden Ergin Çocuğa Ödenen Nafaka
TMK m. 327/f.1 hükmü uyarınca, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için yapılması gerekli olan masrafların karşılanması, ana ve baba bakımından bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük, ana bakımından çocuğun doğumuyla, baba bakımından ise soybağının kurulmasıyla başlar5 ve çocuk ergin oluncaya kadar devam eder. Ancak yeni kanunda yer alan düzenlemeye göre, ana ve babanın bakım borcunu, ergin çocuğun eğitiminin sona ereceği zamana kadar uzatmaktadır. Buna göre, eğitimi devam eden ergin çocuk, ana ve babasından nafaka talep edebilir. TMK m. 328/f.2 hükmü uyarınca eğitimi devam eden ergin çocuğa ana ve babası tarafından ödenen nafakaya, doktrinde eğitim nafakası da denmektedir. Bu ifadenin Yargıtay tarafından da benimsendiği görülmektedir. Bakım borcunun bir uzantısı olduğu için, bu nafaka bir bakım nafakası niteliğindedir.
Nafaka Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?
Taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi “yetkili mahkeme” olarak kabul edilir. Alacaklılar, dilerlerse kendi yerleşim yerleri mahkemesinde, dilerlerse nafaka borçlusunun ikametgâhı mahkemesinde dava açabilecektir.
Aile mahkemesi davaya bakmakla görevli olup; aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi davaya bakmakla görevlidir.
Nafaka Taleplerinde Zamanaşımı
Nafaka alacaklısı, nafaka borçlusuna karşı dava açarak nafaka ilamı veya İİK.m.38’de sayılan belgeler dışında anlaşma vb. nafakaya hak kazanmış olmasına binaen icra takibi başlatmaz veya temerrüde düşürmez ise, 5 yıl geriye dönük olarak nafaka talep edemez. Nafakanın, muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı vardır.
Konuya İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2002/2-880 K. 2002/910 T. 17.05.2002:
“…Hukuk Genel Kurulu 14/5/1997 gün ve 32/422 sayılı kararında da açıklanan gerekçelerle karar düzeltme de bağlanan aylık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır aylık nafaka miktarıyla belirlenmelidir.
Somut olayda aylık nafaka da istemin reddedilen bölümü 20.000.000.- TL. lirayı aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir.
2- S. D.’in temyizine gelince; U. Üniversitesi İ. ve İ. B. Fakültesi Dekanlığının dosyadaki yazısına göre S. D. diğer öğrencilik haklarını kaybetmekle beraber başarısız olduğu derslerden ek sınav hakkı olduğu ve ek sınavlara girdiği, öğrenci katkı payını da ödemeye devam ettiği anlaşılmaktadır. Mezun olmak için sınavlara girmekte olmasına nazaran öğrenci olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu kararları Açık Öğretimde okuyanların Medeni Kanunun 315. maddesi uyarınca diğer şartlarda varsa yardım nafakası isteme hakları vardır. (HGK. 25/11/1992, 1992/2-548-710). O halde S. D.’in davasının reddi doğru değildir. Uygun miktarda nafakaya karar vermek gerekir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2017/9752 K. 2017/11174 T. 06.07.2017:
“…Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
TMK 364/1 maddesine göre; Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. yardım nafakası karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması ve somut olayda olduğu gibi bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir. Zira mevcut ekonomik ve sosyal durumda davacının yoksulluk içinde olduğu kabul edilemez. Bütün bu yönler göz önünde tutulmadan yardım nafakası amacını aşar bir yorumla davacı lehine yardım nafakası karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Yardım Nafakası
- Boşanmada Eşlerin Eşit Kusuru
- Eğitim Nafakası
- Nafaka Davası
- Nafaka Artırım Davası
- Nafaka Azaltım Davası
- Soybağının Kurulması
- Mal Rejimi (Mal Tasfiyesi)
- Anlaşmalı Boşanma Davası (TMK M.166/3)
- Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Davası (TMK 166)
- Boşanma Davası Nedir?
- Boşanma Hukuku
- Babalık Davası Nedir?
- Babalık Davası
- Soybağının (Nesebin) Reddi Davası
- Boşanma Davası
- Çekişmeli Boşanma Davası
- Anlaşmalı Boşanma Davası
- Velayet Davası
- Mal Rejimi Tasfiyesi Davası
- Ziynet Davası
- İddet Müddetinin Kaldırılması Davası
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN