Tüketici Davaları
Tüketici davalarını, tarafların tüketici ve satıcı / sağlayıcının oluşturduğu hukuki ilişkide, taraflar arasında bir hakkın varlığı, varlığı, kapsamı ve sonuçları üzerindeki anlaşmazlıklar, tüketici uyuşmazlıklarını oluşturur. Her türlü tüketici işleminin kanun kapsamına gireceği belirtilmiş ve tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem, olarak ifade edilmiştir. Yargıtay, taraflardan birinin tüketici olduğu sözleşmeden doğan tüm uyuşmazlıkları kanun kapsamında ve tüketici mahkemesinin görev alanında görmektedir.
İçindekiler
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti
Tüketiciler için mahkeme yoluyla sağlanacak olan korunma, yargının yeteri kadar hızlı olmaması, tüketici açısından kolay ve basit bir başvuru imkanı sağlayamaması nedeniyle yeterli görülmemiş; tüketici haklarının gereği gibi korunabilmesi, özel bir düzenlemeyi gerektirmiştir. Mahkemelerdeki şekli kurallarla bağlı olmaksızın, daha basit, daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde tüketicinin korunması amacıyla, tüketici mahkemeleri yanında tüketici sorunları hakem heyeti kurulmuştur. Büyükşehir statüsünde bulunan illerde kurulan il hakem heyetleri, mal ve hizmet bedeli bakanlıkça her yılbaşında belirlenecek tutarın üzerindeki uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkilidir. Bu bedelin altındaki uyuşmazlıklara büyükşehir belediyesi sınırları dahilinde kurulu ilçelerdeki hakem heyetlerince bakılır.
Tüketici Tarafından Açılabilecek Davalar
Tüketici tarafından açılabilecek tüketici davalarına bakmak gerekirse;
Ayıplı Mal ve Hizmet Nedeniyle Açılan Davalar
Tüketiciler tarafından açılan tüketici davaları, genellikle ayıplı mal ve hizmete ilişkin davalardır. Daha önce de belirtildiği gibi, tüketiciler, ayıplı mal ve hizmetlere karşı, ayıplı mal ve hizmetin teslim edildiği veya ifa edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı ayıbı bildirmek şartıyla, birtakım seçimlik haklara sahiptir. Buna göre, ayıplı mallarda bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarına sahiptir. Ayrıca bu haklardan biri ile birlikte tazminat da istenebilecektir. Yüksek mahkeme içtihatlarına göre, davacı, bu seçimlik haklardan sadece birini kullanarak talebini açıkça belirtmeli, başka bir anlatımla terditli dava şeklinde bir talepte bulunmamalıdır.
Ayrıca tüketiciler, ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Garanti kapsamındaki bir malın ayıplı olması durumunda ise, Kanun’un 13. Maddesine göre tüketici, onarım hakkını kullanmış olsa bile, malın garanti süresi içinde sık arızalanması sebebiyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi, tamiri için gereken azami süresinin aşılması veya tamirin mümkün olmadığının anlaşılması hallerinde diğer seçimlik haklarını kullanabileceklerdir.
Menfi Tespit Davaları ve Alacak Davaları
Uygulamada, tüketicilerin satıcıya veya sağlayıcıya karşı borcunun bulunmadığını tespit amacıyla tüketici mahkemelerinde menfi tespit davası açtıkları görülmektedir. Menfi tespit davasında, davacı davalının var olduğunu iddia ettiği bir hukuki ilişkinin bulunmadığının tespitini ister. Bu tür davalarda, davalı bir şeyi yapmaya, bir şeyi vermeye ya da bir şeyi yapmamaya mahkum edilmez; sadece tüketici ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin tereddütlü olan içeriği tespit edilir.
Uyarlama Davaları
Tüketiciler tarafından açılan uyarlama davalarına sıklıkla rastlanmaktadır. Uyarlama, sözleşme kurulduğu zaman mevcut olan şartlarla sonradan ortaya çıkan şartların birbirine uymaması, şartların önemli ölçüde değişmesi, yani işlem temelinin kısmen veya tamamen çökmesi halinde, doğruluk ve dürüstlük kurallarına dayanarak sözleşmenin değişen şart ve durumlara uyulması, uyarlanmasıdır. Sözleşmenin değişen şartlara uyarlanmasıyla edimler arasındaki denge yeniden kurulmuş olur.
İfa Etmeme Nedeniyle Sorumluluk Davaları
Satıcının veya sağlayıcının, mal ve hizmeti tüketiciye hiç veya gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle tüketiciler, uygulamada sıklıkla hakem heyetine veya tüketici mahkemelerine başvurmaktadırlar. Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Borcun ifa edilmemesi ve sonuçları Borçlar Kanunu’nun 96 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, satıcının malı veya hizmeti tüketiciye ifa etmemesi nedeni ile açılacak davalarda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un bu konuya ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde Borçlar Kanunu 96 ve davamı maddelerinde uygulama alanı bulacaktır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da Düzenlenen Sözleşmelerle İlgili Davalar
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen kampanyalı satış, kapıdan satış, taksitle satış, paket tur, devre tatil sözleşmeleriyle ilgili uyuşmazlıklardan kaynaklanan çeşitli davalar açılmaktadır. Tüketiciye cayma hakkının tanındığı sözleşmelerde tüketici, belirtilen süre içinde hiçbir gerekçe göstermeksizin ve hiçbir yükümlülük altına girmeksizin mal veya hizmeti reddetmekte serbesttir. Bu süre, devre tatil sözleşmelerinde sözleşmenin imzalanmasından itibaren on gün; kampanyalı satışlarda, mal veya hizmetin teslim ve ifa edilmesinden önce; kapıdan satış ve mesafeli sözleşmelerde malın tesliminden itibaren yedi gün, hizmet sunumlarında sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren yedi gündür.
Tüketici Örgütleri Tarafından Açılabilecek Davalar
Tüketici örgütleri tarafından açılabilecek tüketici davalarına bakmak gerekirse; tüketicinin korunması hakkında kanunda tüketici örgütleri tüketicinin korunması amacıyla kurulan dernek vakıf veya bunların üst kuruluşları şeklinde tanımlanmıştır. Tüketici örgütlerine, münferit tüketici sorunu olmayan ve genel olarak tüketicileri ilgilendiren hallerde kanunun ihlali nedeniyle kanuna aykırı durumun ortadan kaldırılması için tüketici mahkemelerinde dava açma hakkı tanınmıştır. Bir başka deyişle, tüketici örgütlerinin üyelerinin kişisel yararlarını ilgilendiren konularda dava açma hakkı yoktur; burada amaç kolektif yararın sağlanmasıdır.
Satıcı/Sağlayıcı Tarafından Açılabilecek Davalar
Satıcı tarafından açılabilecek tüketici davalarına bakmak gerekirse; değeri belli bir miktarın altında kalan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetine başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Bu uyuşmazlıklarda hakem heyetinin vereceği kararların tarafları bağlayacağı ve bu kararların İcra İflas Kanunu’nun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirileceği belirtilmiştir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz etme hakkına sahiptirler. Buna göre, tüketici ve satıcı arasındaki belli bir değerin altındaki uyuşmazlıklarda, hakem heyetinin vereceği karara karşı hem tüketici hem de satıcı tüketici mahkemesine itiraz edebilirler.
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Tüketici hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Tüketici davaları
- Tüketici hukuku
- Ayıplı mal
- Ayıplı hizmet
- Tüketici sözleşmeleri
- Taksitle satış sözleşmesi
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN