Tasarrufun İptali Davası
Tasarrufun iptali davası, gayrimenkul veya menkul mallarına ilişkin mal kaçırmak için yapmış olduğu tasarruflarını iptal etmek amacıyla, borçluya ve malı devralan üçüncü kişiye karşı açtığı bir dava türüdür. Borçlular mallarına haciz konulmadan veya haklarında iflas kararı verilmeden önce malları üzerinde diledikleri şekilde tasarrufta bulunabilirler. Bu nedenle, iflas etmek üzere olan veya yakında mallarına haciz konulması ihtimali bulunan borçluların, mallarını alacaklılardan kaçırmak için, bazı şüpheli tasarruflarda bulunması çok sık rastlanan bir durumdur.
Alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapılan bu şüpheli tasarrufların, tasarrufun iptali davası yolu ile iptal etmek mümkündür. Alacağını icra takibi yoluyla borçludan tahsil edemeyen alacaklının, borçlunun son 5 yıl içerisinde gayrimenkul veya menkul mallarına ilişkin mal kaçırmak için yapmış olduğu tasarruflarını iptal etmek amacıyla, borçluya ve malı devralan üçüncü kişiye karşı açtığı bir dava türüdür. Kural olarak cebri satışlar hakkında iptal davası açılamaz. Ancak borçlu hakkında muvazaalı borç oluştur, aleyhinde takip yaptırdığı, ihale ile bedelini ödeyerek malı yakınları üzerine aldırdığı iddiasıyla tasarrufun iptali davası açılabilecekti.
İçindekiler
- 1 Tasarrufun İptali Davası Nedir?
- 2 Tasarrufun İptali Davasının Şartları Nelerdir?
- 3 Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikası Nedir?
- 4 Tasarrufun İptali Davasında Taraflar Kimlerdir?
- 5 Tasarrufun İptali Davasında İspat
- 6 Tasarrufun İptali Davasında Hak Düşürücü Süre
- 7 Tasarrufun İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 8 Tasarrufun İptali Davası İle İlgili Örnek Yargıtay Kararları
- 9 Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası ile hedeflenen borçlunun kaçırmak için mal varlığından çıkardığı şeyler üzerinde, sanki bunlar borçluya aitmiş gibi cebri icraya devamla alacağını almaktır. Bu tür davalar ayni değil şahsi davalardır. Tasarrufun iptaline karar verildiği takdirde kayıt iptal ve tesciline gerek olmaksızın alacaklı sanki o mal borçluya aitmiş gibi cebri icraya devam edebilecektir.
Tasarrufun İptali Davasının Şartları Nelerdir?
Tasarrufun iptali davasında İİK’ nun 278,279 ve 280. Maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı incelenmeden önce birtakım ön şartların bulunması gerekmektedir. Bunlar:
- Tasarrufu iptal edilecek borçlu/ davalı ile alacağın gerçek olması
- Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması
- Borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması
- İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması
Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikası Nedir?
İİK 277’de tasarrufun iptali davasını elinde kesin veya geçici aciz belgesi bulunan alacaklının açabileceği düzenlenmiştir. Aciz vesikası, haczedilen malların paraya çevrilmesi sonunda, alacağı tamamen ödemeyen alacaklıya icra dairesince verilen ve alacaklının alacağının ödenmemiş kısmını belirten belgedir. Kesin aciz vesikası İİK m. 143 veya geçici aciz vesikası İİK. M. 105/2 de düzenlenmiştir. Madde 105 e göre hacze konu malı bulunmayan borçlu için tutulan haciz tutanağı 143. Maddedeki geçici aciz vesikası hükmünde olup tasarrufun iptali davasında kullanılabilir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir.
Tasarrufun İptali Davasında Taraflar Kimlerdir?
Tasarrufun iptali davasının “kimler tarafından” açılabileceği, İİK. Mad. 277’de, “kimlere karşı” açılabileceği ise İİK. Mad. 282’de düzenlenmiştir. Tasarrufun İptali davalarında en az üç taraf mevcut olup, alacağını icra takibi ile tahsil edemeyen ve borçlu hakkında aciz vesikası alan alacaklı davacı sıfatına sahip olur. Alacaklıdan mal kaçırma saiki ile hareket ederek mallarını devreden borçlu kişi ise davalı sıfatı ile yer almaktadır. Tasarrufun iptali davasına konu edilen malı elinde bulunduran ve davalı borçlu ile aralarında mal devir işlemi yapan üçüncü kişi ise davalı üçüncü kişi davalı olarak davada muhatap olmaktadır
Tasarrufun İptali Davasında İspat
Bu durumda, itiraz eden davalı mı alacağın gerçek bir alacak olmadığını ispat etmek zorunda kalacak yoksa böyle bir itirazın ileri sürülmesi halinde davacı tarafın mı gerçekten gerçekten alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekecektir. Yargılama esasında bu durum oldukça önem teşkil eden bir meseledir. Bu durumu menfaat dengesi bakımından ikiye ayırarak incelemek gerekir.
irinci durumda, davalılar birlikte hareket etmekte ve davacının gerçekten alacaklı olmadığını birlikte ispatlamaya çalışmaktadırlar. Yani davalılardan üçüncü kişi, davacı ile borçlu arasında bir alacak borç ilişkisinin mevcut olmadığını ileri sürmekte, borçlu da davacıya karşı borçlu olduğunu kabul etmemektedir. Bu ihtimali davalılar arasında menfaat birlikteliği ihtimali şeklinde adlandırabiliriz.
İkinci durum ise, davalılardan yalnızca üçüncü kişinin bu iddiayı ileri sürmesidir. Bu ihtimalde, davalılardan yalnızca borçlu ile işlem yapan üçüncü kişi, davacı alacaklının gerçekten alacaklı olmadığını, davacı ile diğer davalı borçlunun muvazaalı bir şekilde kendisine zarar verme kastı ile borç ilişkisini kurduğunu iddia etmektedir. Bu ihtimalde davalılardan borçlu, davacının alacak iddiasına karşı koymakta kabul etmektedir. Bu ihtimal ise davalılar arasında menfaat çatışması olarak adlandırılabilir.
Tasarrufun İptali Davasında Hak Düşürücü Süre
Tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süre vardır. İİK 278. ve devamı maddelerine göre borçlu tarafından, “ivazsız” veya “aciz halinde” yapılan tasarrufların butlan kabul edilmesi; borçlunun aciz halinin doğmasından veya iflasının açılmasından geriye doğru aciz haline veya iflas etmesine sebep olan tasarrufa kadar olan süre içerisinde yapılan tasarrufları kapsar. Ancak bu süre 2 yılı geçemez. İİK 280. maddesince, borçlu tarafından alacaklıya zarar verme kastıyla yapılan tasarruflara karşı dava açma hak düşürücü süresi; tasarruf işlemin alacaklı tarafından bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde bu tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine iptal davası açılabilir.
Tasarrufun İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tasarrufun iptali davaları özünde genel haksız fiil teşkil ettikleri ve yasa da genel olarak mahkeme ibaresi bulunduğundan Asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Ancak İİK’nin 97. Maddesinde açılan istihkak davasına karşılık dava olarak açılan iptal davası İcra mahkemesinde görülür. İptal davası sıra cetveline itiraz davası şeklinde açılmış ise, o zaman bu davaya Ticaret mahkemesi bakar.
Yetkili mahkeme genel hükümler uyarınca borçlunun ya da üçüncü kişi davalının ikametgahı mahkemesidir. Tasarrufun iptali davasında, tasarrufun alacaklıları zarara sokmak gayesiyle yapıldığı, ileri sürülüyorsa bu kez haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde dava görülür. Alacak bir sözleşmeden doğuyorsa, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesi de, tacir ile tacir veya kamu tüzel kişisi arasında akdedilmesi kaydıyla yetkili olur.
Yetki itirazında yetkili mahkemenin doğru biçimde gösterilmesi, zorunlu dava. arkadaşı olan borçlu ile tasarruf lehtarının ikisinin de yetki itirazını usulünce ileri sürmeleri gerekir. Aksi durumda itiraz geçersiz olacaktır.
Tasarrufun İptali Davası İle İlgili Örnek Yargıtay Kararları
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas 2021/23220 Karar: 2023/4197 Karar Tarihi: 22.03.2023:
“Tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği, aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek/haciz nedeni ile cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulacağı, dava konusu…mahallesinde kain 21 pafta, 864 ada, 183 parsel sayılı 0532 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmaz tasarruf tarihinden önce tesis edilen ipotek nedeniyle; 09/03/2000 tarihinde yani davadan önce cebri icradan dava dışı … A.Ş’ye satıldığı,
bu durumda; söz konusu taşınmaz dava açılmadan önce cebri icradan satıldığına göre davanın açıldığı tarihte dava konusu olmadığından mahkemece verilen kararın infaz kabiliyetinin de bulunmadığı\” denilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma sonucu kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas 2021/21418 Karar:2023/1767 Karar Tarihi: 14.02.2023:
“Mahkemece, …İnşaat Ltd. Şti. ile Çapoğlu İnşaat şirketinin tam isminin taraflardan öğrenilerek, ortaklık yapısının, ticaret sicil ve ticaret odasından tesbit edilerek, bu şirketlerin ortakları ile borçlu ve üçüncü kişi arasında organik bağ olup olmadığı, birlikte iş yapma durumları araştırılarak, İİK’nın 280/1 .madde kapsamında üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı tesbit edilerek ve bu yönde elde edilen deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Kabule göre ise; mahkemece tazminata hükmedildikten sonra bu bedelin borçludan da tahsiline karar verilmiştir. İİK’nın 283/2.maddesine göre tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde bu bedelin sadece üçüncü kişilerden tahsiline karar verilmesi gerekir. Zaten borcu ödeme yükümlülüğü altında olan borçluya bir kez de bedelden sorumlu tutularak mükerrer ödemeye neden olacak şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmakla birlikte, borçlu tarafından yapılmış bir temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamış, sadece eleştirmekle yetinilmiştir.”
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas 2021/24725 Karar: 2022 / 5399 Karar Tarihi: 21.03.2022:
“İİK’nun 282. maddesi gereğince tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Buna göre borçlu ile onunla hukuki muamelede bulunun kişi zorunlu hasım konumundadır. Somut olayda, borçlular … ve … ile bu kişilerle hukuki muamelede bulunan … davalı olarak gösterilip, mahkemece açılan davada bu davalılar arasındaki tasarruf yönünden davacının haklı olduğuna karar verildiğine göre yargılama giderinin bu davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken ilgili şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlıklığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. İcra hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Tasarrufun iptali davası
- Menfi Tespit Davası Nedir? (İİK m.72)
- İstirdat Davası (İİK m.72)
- İtirazın İptali Davası (İİK m.67)
- Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar
- İhtiyati haciz
- İtirazın iptali davası
- Ödeme emrine itiraz
- Konkordato
- Delil tespiti davası
- Tasarrufun iptali davası
- Alacak tahsili
- İcra takip işlemleri
- İhtiyati haciz
- İcra takibine itiraz
- İmzaya itiraz
- Maaş haczi
- Cari hesap alacağı takibi
- İtirazın kaldırılması davaları
- Menfi tespit davaları
- İstirdat davaları
- İstihkak davası
- Karşılıksız çek davaları
- İflas yolu ile takip
- Konkordato başta olmak üzere icra ve iflas hukuku kapsamında düzenlenen dava ve takip işlemlerini yürütmekteyiz.
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)
AV.İREM BİKE DEMİRHAN