Ödünç Sözleşmesi

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Ödünç Sözleşmesi

Ödünç Sözleşmesi

odunc sozlesmesi

Ödünç sözleşmesi, kullanım ödüncü ve tüketim ödüncü sözleşmesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kullanım ve tüketim ödüncü sözleşmeleri, kira ve ürün kirasıyla birlikte Türk Borçlar kanunu madde 379 ve devamında düzenlenmiş, bir şey veya hakkın kullanılmasının devri borcunu doğuran sözleşmeler grubunu oluşturmaktadır.

Kullanım Ödüncü Sözleşmesi Nedir?

Ödünç sözleşmesinin bir türü kullanım ödüncü sözleşmesidir. TBK. m. 379’a göre kullanım ödüncü sözleşmesi, “Ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, taşınır veya taşınmaz bir şeyin kullanılmasını veya kullanmakla birlikte ondan yararlanılmasını bir karşılık almadan belirli veya belirsiz bir süreyle ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi borçlandığı ivazsız bir sözleşmedir.

Kullanım ödüncü sözleşmesi, her şeyden önce bir borç sözleşmesidir. Zira bu sözleşme ile taraflar borç altına girmektedirler. Bu sözleşme ivazsız, iki tarafa eksik borç yükleyen, rızaî ve sürekli bir sözleşmedir. Kullanım ödüncü sözleşmesiyle ödünç veren ödünç alana bir şeyin karşılıksız kullanımını devretmeyi, ödünç alan da kullandıktan sonra o şeyi geri vermeyi borçlanmaktadır. İkinci olarak, kullanım ödüncü sözleşmesi, ivazsız bir sözleşmedir. Çünkü burada ödünç veren, ödünç alandan onun şeyi kullanmasına karşılık herhangi bir karşı edim almamaktadır. Diğer taraftan, ödünç alanın ödünç verilen şeyi sözleşmenin sonunda geri verme borcu da kullanmanın karşılığını oluşturmadığı için bu sözleşme eksik iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Zira geri verme borcu, niteliği itibariyle aslî bir edim değil, talî edim yükümlülüğüdür.

Kullanım ödüncü sözleşmesi ayrıca rızai bir sözleşmedir. Çünkü bu sözleşmenin kurulması için sözleşme konusu malın ödünç alana teslimi şart değildir. Sonuç olarak, ödünç veren, borçlanmış olduğu edim konusu şeyi, sözleşme süresince ödünç alanın kullanma ve yararlanmasına elverişli bir durumda bulundurmak zorunda olduğu için kullanım ödüncü sözleşmesi zaman içinde her an ifa edilen, dolayısıyla sürekli borç doğuran bir sözleşmedir. Ödünç verenin sözleşme konusu şeyi ödünç alana teslim etmesiyle taraflar arasında sürekli bir borç ilişkisi kurulmuş olmaktadır.

Kullanım Ödüncü Sözleşmesinde Tarafların Borçları Nelerdir?

Ödünç verenin borçları

Sözleşme konusu malın kullanılmasını devir (bırakma) borcu

-Olağanüstü giderleri ödeme borcu

Ödünç alanın borçları

Ödünç alanın ödünç konusu malı; sözleşmede kararlaştırılan şekilde, sözleşmede hüküm yoksa, niteliğine ya da özgülendiği amaca göre kullanma borcu

– Ödünç alanın ödünç konusunu başkasına kullandırmama borcu

-Bakım ve koruma borcu

-Ödünç alanın sorumluluğu

-Şeyi geri verme borcu

Kullanım Ödüncü Sözleşmesinin Sona Ermesi

TBK’da açık olarak düzenlemiş olmamakla birlikte ödünç alan, devam etmekte hiçbir menfaati kalmadığı takdirde dürüstlük kuralına uymak şartıyla sözleşmeyi dilediği zaman sona erdirebilir. Kullanım ödüncü sözleşmesi de diğer sürekli sözleşmeler gibi olağan ve olağanüstü sebeplerle sona erer.

Sözleşmenin olağan sebeplerle sona ermesi

Belirli süreli sözleşmelerde:

Belirli süreli kullanım ödüncü sözleşmesi, sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erer. Bunun için taraflardan birinin bildirimde bulunmasına gerek yoktur. Sözleşmedeki belirli süre ya tarafların açık irade beyanlarından belirli bir gün olarak ya da ödünç konusu malın kullanma amacından belirli bir kullanım süresiyle anlaşılır.

Belirsiz süreli sözleşmelerde:

Taraflar, sözleşmeyi ödünç konusu malı kullanım süresini veya amacını belirlemeden yapmışlarsa, belirsiz süreli sözleşme söz konusu olur. Bu takdirde ödünç veren, TBK m.384’e göre, sözleşmeyi dürüstlük kuralına uymak şartıyla dilediği zaman feshederek şeyin geri verilmesini isteyebilir.

Sözleşmenin olağanüstü sebeplerle sona ermesi

Ödünç konusu malın sözleşmeye aykırı kullanılması:

Ödünç veren, ödünç alanın, ödünç konusu malı, sözleşmeye aykırı kullanması, onu bozması veya kullanmak için başkasına vermesi hâlinde, belirli süreyle veya kullanma amacıyla yapılmış olsa bile, sözleşmeyi feshederek malı geri isteyebilir. Sözleşmeye aykırılık nedeniyle yapılacak fesih, ödünç alanın daha önce uyarılıp, bir süre verilmesini gerektirmez.

Önceden bilinmeyen bir sebeple ödünç verenin ödünç konusu şeye ivedi olarak ihtiyaç duyması:

TBK. m. 383/2’ye göre, “…önceden bilinmeyen bir durum yüzünden ödünç verenin ivedi gereksinimi ortaya çıkarsa, ödünç veren o şeyi daha önce geri isteyebilir.” Bunun sebebi, kullanım ödüncünün ivazsız bir sözleşme olmasıdır. Bundan dolayı da hakkaniyet ve adalet kuralları, ödünç verenin vaktinden önce sözleşmeyi sona erdirmesine izin vermektedir. Burada ayrıca bir uyarlama durumu söz konusu olmaktadır.

Ödünç alanın ölmesi:

Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç alanın kişiliği esas alınarak kurulduğu için onun ölümüyle birlikte kendiliğinden sona erer. Dolayısıyla, şahsî nitelik önemli olduğu için sözleşme, ödünç alanın mirasçıları istese bile onlarla devam etmez. Buna karşılık, ödünç verenin ölmesi hâlinde sözleşme sona ermez, onun mirasçılarıyla devam eder. Bununla birlikte, taraflar her iki hâlde de bunun aksini kararlaştırabilirler. Bu takdirde, birinci hâlde sözleşme ödünç alanın mirasçıları ile ödünç veren arasında devam ederken, ikinci hâlde ödünç verenin mirasçılarıyla ödünç alan arasında sona erer.

Ödünç alanın iflas etmesi:

Ödünç alanın iflâs etmesi, ilke olarak sözleşmeyi sona erdirmez. Ancak, ödünç alanın iflâsıyla bir yandan taraflar arasında kararlaştırılan ödünç verme amacı ortadan kalkacağı, diğer yandan da ödünç alanın sözleşme konusu malı geri verme borcu tehlikeye düşebileceği için iflâs, kullanım ödüncü sözleşmesini olağanüstü fesih yoluyla sona erdiren önemli bir sebep sayılmalıdır.

Ödünç konusu malın yok olması veya kaybolması

Kullanım ödüncü sözleşmesinin konusu, belirli bir mal, yani parça mal olduğu için bu malın yok olması veya kaybolması hâlinde de sözleşme sona erer.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesi Nedir?

Ödünç sözleşmesinin bir diğer türü de tüketim ödüncü sözleşmesidir. Tüketim ödüncü sözleşmesi, TBK. m. 386’da tanımlanmıştır. Buna göre, “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı veya tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Tüketim ödüncü sözleşmesinin tarafları, ödünç veren ve ödünç alandır.

Tüketim ödüncü sözleşmesi de aslında bir şeyin kullanılmasının devri borcunu içeren bir sözleşmedir. Ancak, burada kullanılan, şeyin kendisi değil, değeridir. Bu nedenle, bu sözleşmede bir miktar para veya tüketilebilen (misli) bir şeyin değerinin kullanılmasının devri, ancak o para veya şeyin mülkiyetinin devri ile mümkün olabilir. Burada ödünç alanın sözleşme sonunda geri vereceği şey, almış olduğu şeyi tüketmiş olduğu için artık o şeyin kendisi değil, onunla aynı nitelik ve miktarda, aynı değerde başka bir şeydir. Buradan da anlaşıldığı gibi, tüketim ödüncü sözleşmesine konu olan şey, kullanım ödüncünün aksine parça malı değil çeşit malıdır.

Tüketim ödüncü sözleşmesinde de ödünç alan; aynen satış ve bağışlama sözleşmelerinde olduğu gibi, sözleşme konusu şeyin mülkiyetini kazanmaktadır. Ancak, tüketim ödüncü sözleşmesinde ödünç alan, sözleşme süresinin sonunda aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermekle yükümlü olduğu için mülkiyeti geçici bir süre için kazanmakta, satış ve bağışlamada ise, alıcı ve bağışlanan, mülkiyeti sürekli olarak kazandıkları için herhangi bir geri verme (iade) borçları bulunmamaktadır.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinde Tarafların Borçları Nelerdir?

Ödünç verenin borçları

– Para ve tüketilebilen şeyin mülkiyetini devir borcu

– Ödünç verenin ödünç konusu şeyi sözleşme süresince ödünç alanın emrinde sürekli olarak bulundurma borcu

– Zapttan ve ayıptan sorumluluk

Ödünç alanın borçları

Ödünç verilen para ve şeyi teslim alma borcu

– Ödünç alanın, ödünç alınan şeyle aynı nitelik ve miktarda bir şeyi geri verme borcu

– Ödünç alanın faiz ödeme borcu

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinin Sona Ermesi

TBK’da tüketim ödüncü sözleşmesinin sona erme sebepleri, genel olarak düzenlenmiş değildir. Ödüncün geri verilme zamanını düzenleyen TBK. m. 392’de, taraflar sözleşmede başka türlü bir çözüm öngörmemişlerse, sadece belirsiz süreli ödünç sözleşmesini olağan fesih yoluyla sona erdirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Ancak, sözleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca taraflar burada olağan fesih yanında diğer sona erme sebeplerini, özellikle olağanüstü feshi de düzenleyebilirler. Aynı şekilde taraflar, belirli süreli bir sözleşme de yapabilirler. Bu söylenenlere uygun olarak aşağıda önce olağan sona erme hâli, yani belirli sürenin sona ermesi incelenecek, daha sonra da diğer sebeplere geçilecektir.

Olağan sebeplerle sona ermesi

Tüketim ödüncü sözleşmesinin, kararlaştırılan belirli sürenin dolmasıyla sona ermesi:

Taraflarca kararlaştırılan belirli sürenin dolmasıyla sözleşme, herhangi bir bildirime gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer ve ödünç alanın ödünç alınan şey ya da parayı geri verme borcu da bu günde muaccel olur.

Fesih bildirimi:

Taraflar, sözleşmede ödünç konusu şeyin geri verilmesi konusunda bir bildirim süresi kararlaştırmışlarsa, fesih bildirimi söz konusu olduğundan, sözleşme feshin bildirildiği tarihte değil, bildirim süresinin sonunda sona erer. Ödünç alanın ödünç alman şey veya parayı geri verme borcu, bildirim süresinin sonunda muaccel olduğundan, onun da ödünç almanı bu anda geri vermesi gerekir.

Olağanüstü sebeplerle sona ermesi

Taraflar, sözleşmede bildirimsiz olağan feshi öngörebilecekleri gibi, önemli sebeplerle olağanüstü feshi de öngörebilirler.

Tüketim ödüncü sözleşmesi, sürekli bir sözleşmedir. Dolayısıyla sürekli her sözleşme gibi, ödünç sözleşmesinin de önemli sebeplerle feshi mümkündür. Bu hususta ödünç sözleşmesinin ivazlı veya ivazsız olmasının ya da tarafların bu hususu sözleşmede öngörmüş olup olmamalarının, hatta kanunda böyle bir hükmün bulunup bulunmamasının önemi yoktur. Değişen şartlar nedeniyle sözleşmenin devamının taraflardan biri için dürüstlük kurallarına göre çekilmez hâle gelmesi, sözleşmenin önemli sebeplerle feshini haklı kılabilir.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2004/1441 K. 2004/12392 T. 14.12.2004:

“ÖZETİ: Taraflar arasındaki sözleşme, ödünç sözleşmesi olup, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Öte yandan, “Bu senet anahtar tesliminde ödenecektir” kaydının iptali, davalının davacıya cirosundan önce olup, keşideciye karşı ileri sürülebilecek olan bu kaydın, davalı tarafından davacı hamile karşı ileri sürülmesi mümkün bulunmamaktadır.

Davalı vekili, dava konusu senetlerin zamanaşımına uğradığını, protesto edilmeyen senetlerden dolayı müvekkiline müracaat edilemeyeceğini, müvekkilinin davacıya bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 6.4.1998, 27.07.1998 vade tarihli bonolardan dolayı karz akdine dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğu, BK.nun 309. maddesi gereğince davanın süresinde olduğu gerekçesiyle, 76.000.000 TL.nın 5.7.2001 tarihinden, 1.500.000.000 TL.nın 01.08.1998 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve taraflar arasındaki sözleşme ödünç sözleşmesi olup, BK.nun 125. maddesi hükmü gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, işbu davanın da süresinde açıldığının anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı vekilinin temyizine gelince; Davacı vekili, taraflar arasındaki ödünç sözleşmesi gereğince, davacının davalıdan olan alacağının tahsilini istemiş, kanıt olarak da, davalının keşide ettiği bonolar ile davacıya davalı tarafından ciro edilen bonoları ibraz etmiştir. Dava konusu bonolardan 10.09.1998 keşide, 15.12.1998 vade tarihli, 1.000.000.000 TL bedelli olan bonoyu dava dışı Z. keşide etmiştir. Lehtarı davacı H. olan bononun arka yüzünde yazılı “Bu senet anahtar tesliminde ödenecektir” ibaresi “karalanmak” suretiyle iptal edildikten sonra, davacıya ciro edilerek teslim edilmiştir.

Görüldüğü üzere, bu kaydın iptali, davalının davacıya cirosundan önce olup, keşideciye karşı ileri sürülebilecek olan bu kaydın, davalı tarafından davacı hamile karşı ileri sürülmesi mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece, 1.000.000.000 TL.lık bono yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu talebin reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.”

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla  her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?