Mirasta Denkleştirme Davası Nedir? 2025

Mirasbırakan öldüğü zaman, tereke sadece ölümü anında mevcut olan mallardan oluşmayabilir. Mevcut mallar dışında, terekeye eklenmesi gereken, miras bırakanın sağlığında, yasal mirasçılarından biri veya birkaçına yaptığı bazı kazandırmalar da dikkate alınmaktadır. Bu kazandırmalardan biri de, mirasbırakanın hayattayken yapmış olduğu denkleştirmeye tabi kazandırmalardır.
Mirasta denkleştirme, mirasbırakanın sağken yaptığı ve malvarlığından ayırt ederek yasal bir mirasçısına vermiş olduğu malların, terekeye iade edilmesine ilişkin bir kavramdır. Gerçekten de mirasbırakan, zamanında, yasal mirasçılardan birinin evlenmesi sebebiyle çeyiz olarak veya bir iş kurması için kuruluş sermayesi olarak yasal mirasçısına belli bir ekonomik değer vermiş olabilir ya da yasal mirasçılardan birini borçtan kurtarmak için ona bir miktar ekonomik yardımda bulunmuş olabilir. Ancak mirasbırakanın yapmış olduğu bu tür sağlararası karşılıksız kazandırmalar nedeniyle terekesindeki mallar azaldığı ve yasal mirasçılarının miras haklarının eksildiği de bir gerçektir.
İçindekiler
- 1 Mirasta Denkleştirme Davasının Amacı Nedir?
- 2 Kanuni Denkleştirme- İradi Denkleştirme Nedir?
- 3 Mirasta Denkleştirme Davasının Şartları Nelerdir?
- 4 Kimler Mirasta Denkleştirme Davası Açabilir?
- 5 Kanunen Denkleştirmeye Tabi Kazandırmalar Nelerdir?
- 6 Tamamen veya Kısmen Denkleştirmeye Tabi Olan Kazandırmalar Nelerdir?
- 7 Mirasta Denkleştirme Davasında İspat Yükü Kimin Üzerindedir?
- 8 Mirasta Denkleştirme Davasında İspat Vasıtaları Nelerdir?
- 9 Mirasta Denkleştirme Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme Neresidir?
- 10 Mirasta Denkleştirme Davasında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
- 11 Mirasta Denkleştirme Davasının Sonuçları Nelerdir?
- 12 Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Mirasta Denkleştirme Davasının Amacı Nedir?
Mirasbırakanın bazı yasal mirasçıları lehine yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmaları sayesinde, bir takım yasal mirasçıları, diğer mirasçılarına oranla daha avantajlı bir konumda bulunmaktadır. Zira bunun sonunda söz konusu mirasçı veya altsoyun herhangi bir katkı ve rolü olmaksızın hayatı, ekonomik yönden hiç olmazsa bir dereceye kadar güvence altına alınmış olmaktadır. Fakat bu durum, altsoy ve mirasçılar arasındaki eşitliliği bozmaktadır.
Miras hukukunda, mirasbırakanın, altsoyunu aynı derecede ve yakınlıkta sevdiği, onları farklı muameleye tabi tutmak istemediği, yani mirasbırakanın altsoyunun miras payları arasında bir adaletsizlik yaratmak istemediği kabul edilir. Bu düşünceden hareket eden kanun koyucumuz da, mirasta denkleştirme kurumu ile mirasbırakanın bu soyut iradesini somutlaştırarak mirasbırakanın bazı yasal mirasçıları lehine yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmaların mirasın paylaşılması sırasında gözetilmesini ve böylelikle yasal mirasçıların miras payları arasındaki eşitsizliğin giderilip mirasçılar arasında adaleti sağlamayı amaçlamıştır.
Kanuni Denkleştirme- İradi Denkleştirme Nedir?
Türk Medeni Kanunu, denkleştirme yükümlülüğü bakımından mirasbırakanın mirasçıları arasında ayrım yapmıştır. Mirasbırakanın altsoy mirasçıları ile altsoyu dışındaki diğer mirasçıları denkleştirme konusunda farklı hükümlere tabidirler. TMK m.669/2’de ifade edildiği üzere, mirasbırakanın altsoy lehine yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denkleştirmeye tabi olacaktır. Yani kural olarak altsoyun denkleştirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu husus öğretide “kanuni denkleştirme” olarak adlandırılmıştır.
Mirasbırakanın altsoyu dışındaki diğer mirasçılarının ise kural olarak denkleştirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Çünkü mirasbırakanın bu kişileri altsoyu gibi aynı derecede sevdiği söylenemez. Dolayısıyla, bunlardan birine yaptığı kazandırma ile mirasbırakanın, bu mirasçıyı diğerlerinden farklı görmek istediği kabul edilmektedir. Diğer mirasçılar ancak mirasbırakanın buna ilişkin açık bir irade beyanı varsa denkleştirme yükümlüsü olacaktır. Başka bir deyişle, altsoy dışındaki diğer mirasçılar için denkleştirme yükümlülüğü, mirasbırakanın bu yöndeki iradesi ile aktif; altsoy için ise yine mirasbırakanın bu yöndeki iradesi ile pasif hale gelmektedir. Altsoy dışındaki diğer mirasçıların denkleştirme yükümlülüğü kanundan değil, mirasbırakanın iradesinden doğduğundan bu hususa öğretide “iradi denkleştirme” adı verilmiştir.
Mirasta Denkleştirme Davasının Şartları Nelerdir?
TMK m.669/1 şu şekildedir: “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.” Bu madde hükmündende anlaşılacağı üzere mirasbırakanın yaptığı her kazandırma denkleştirmeye tabi olmamaktadır. Bu kazandırmaların ne zaman yapıldığı, ne amaçla yapıldığı karşılıksız olup olmadığı ve kimin lehine yapıldığı mirasta denkleştirme için önem arz etmektedir. Tüm bu açıklamalardan sonra mirasta denkleştirmenin şartları şu şekilde sıralanabilir:
- Mirasbırakanın sağlararası kazandırmada bulunması,
- Kazandırmanın karşılıksız olması,
- Kazandırmanın yasal mirasçı lehine yapılması,
- Kazandırmanın miras payına mahsuben yapılması,
- Kazandırmanın mirasbırakanın malvarlığından yapılması gerekir.
Konula alakalı Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2009/14753 E. 2009/21912 K. 17.12.2009 tarihli kararı şöyledir: ” Mirasbırakan tarafından, yasal mirasçılara yapılan sağlararası karşılıksız kazandırmalar denkleştirmeye tabidir (TMK m. 669). Mirasbırakanın sağlığında üçüncü kişiye icara verdiği 388 parsel numaralı taşınmazın icar bedelinin, mirasbırakanın ölümünden sonra 08.10.2004 ve 21.10.2004 tarihinde davalı tarafından alınmış olması, davalıya yapılan sağlararası karşılıksız kazandırma niteliğinde değildir. Davalının mirasbırakanın ölümünden sonra almış olduğu icar bedelinin denkleştirmeye tabi tutulması usul ve yasaya aykırıdır.”
Kimler Mirasta Denkleştirme Davası Açabilir?
Mirasta denkleştirme davası, sadece yasal mirasçılar tarafından açılabilir. Yasal mirasçı olmayan kişiler bu davayı açamazlar. Bu kapsamda atanmış mirasçıların denkleştirme davası açabilmeleri mümkün değildir. Mirastan çıkarılanlar, mirastan yoksun olanlar, mirastan feragat edenler ve mirası reddedenler mirasta denkleştirme davası açamazlar.
Kanunen Denkleştirmeye Tabi Kazandırmalar Nelerdir?
TMK m. 669/II’de, mirasbırakanın altsoyuna yaptığı birtakım sağlararası karşılıksız kazandırmaların miras payına mahsuben yapıldığı belirtilmese bile aksi mirasbırakanın iradesinden anlaşılmadıkça denkleştirmeye tabi olacağı düzenlenmiştir. Bu kazandırmaların çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılıksız kazandırmalar şeklinde olduğu örnekseyici olarak kanun maddesinde sayılmıştır.
Çeyiz
Çeyiz, mirasbırakanın evlenen altsoyuna evlenmesi sebebiyle yaptığı ve altsoyunun eşiyle ortak bir hayat kurmasını kolaylaştırmaya yarayan kazandırmalardır.
Çeyiz verildikten sonra evlenmenin gerçekleşmemesi ya da evlenmenin sona ermesi veya çeyizin evlendikten belli bir süre sonra verilmesi altsoyun denkleştirme yükümlülüğünü etkilemez. Henüz evlenmemiş olan altsoyuna çeyiz verilmesi de mümkündür. Burda önemli olan husus, mirasbırakanın bu kazladırmayı altsoyu evlendiği takdirde veya evlenmesine takiben bir ev kurmasını kolaylaştırmak kastıyla verilmesidir.
Altsoy evlenirken yalnızca yeni bir ev kurup bağımsız bir hayat yaşamasıyla ilgili harcamalar yapılmaz. Bunun dışında başka bazı masraflar da söz konusu olur. Örneğin düğünün gerçekleşmesi için yapılan masraflar, düğünde takılan altın ve takılar, balayı için yapılan harcamalar da evlilikle ilgilidir. Fakat mirasbırakanın kendi altsoyu için yaptığı bu harcamalar çeyiz olarak değerlendirilemez. Her ne kadar bu gibi masraflar evlilik sebebiyle yapılmışsa da bunlar yeni evlenen çiftin ev kurması için yapılmamıştır. Bu masraflar TMK m.675/1 hükmüne tabidirler ve eğer geleneğe uygun oldukları kabul edilirse denkleştirmeye tabi olmayacaklardır.
Kuruluş Sermayesi
Kuruluş sermayesi, toplum içinde bağımsız bir ekonomik durum kazanmak isteyen altsoya, mirasbırakan tarafından yapılan karşılıksız kazladırma olarak tanımlanabilir. Kuruluş sermayesine örnek olarak mirasbırakanın avukat olmak isteyen kızına bir ofis tahsis etmesi ya da berber olmak isteyen oğluna dükkan açması için belli bir sermaye yardımında bulunması verilebilir. Mirasbırakan bu kazandırmayı bizzat ofisi, dükkan vb. Temin ederek hazırlaması gerekmez. Tarafların bu maksatla kullanmak üzere verdiği hususunda anlaşmış olmaları kaydıyla, altsoya doğrudan verilen paralar veya sair mallar da kuruluş sermayesidir.
Kazandırmada, altsoyun ekonomik bağımsızlığını sağlamaya yönelik kalıcı bir tesis kurma amacı bulunmalıdır. Eğer altsoya verilen para veya diğer bir şey, onun ekonomik bağımsızlığına yönelik kalıcı bir tesis kurmak için değil de sadece geçinmesi, harcaması için verilmişse veya bu şey gereğinde satması için yahut hatıra olarak saklaması için verilmişse ortada kuruluş sermayesi yoktur.
Konula alakalı Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/3084 E. 2010/11268 K. 08.06.2010 Tarihli kararı şöyledir: “Mirasbırakanın 1990 yılında Merter’deki taşınmazını satıp parasını karşılıksız olarak davalı oğluna verdiği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Miras bırakanın çehiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir (TMK. md. 669/2). Yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlama yükümlülüğü kazandırmadan yararlanan altsoya düşer. Davalı, yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlayamamıştır.
O halde davalıya yapılan bu kazandırma iadeye tabidir. Yapılan kazandırmanın miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş, miras bırakanın Güngören-Davutpaşa (Merter)’daki 10713 parsel numaralı taşınmazı sattığı Kasım 1990 tarihi itibarıyla bu taşınmazın sürüm değerinin tespit edilmesi, davalıya yapılan kazandırmanın taşınmazın satışından elde edilen para olduğu kabul edilerek belirlenen bu paranın ölüm tarihine kadar ulaştığı değerin bu konuda uzman bilirkişiye hesaplattırılması ve Türk Medeni Kanununun 671 ve 673. maddeleri çerçevesinde denkleştirmeye gidilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”
Malvarlığı Devri
Malvarlığı denilince her ne kadar akla sadece kişinin sahip olduğu haklar gelse de aslında malvarlığı, kişinin hem haklarını hem de borçlarını içeren, aktifiyle ve pasifiyle bir bütündür. Dolayısıyla TMK m.669/2’de denkleştirmeye tabi olan kazandırmalardan sayılan malvarlığı değeri, pek çok hakkı ve bazen de bunlara ek olarak borçları içeren toplu bir devir olarak tanımlanabilir. Şayet devredilen malvarlığında borçlar da varsa, denkleştirmeye tabi kazandırma sadece hakların bu borçlardan fazla kısmı yani malvarlığının pasifinin aktifinden çıkarılması üzerine kalan kısım kadar olacaktır.
Borçtan Kurtarma
Denkleştirmeye tabi kazandırmalardan biri olan borçtan kurtarma, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinde “borçtan ibra” olarak düzenlenmiştir. Oysa borçtan ibra, borçtan kurtarmaya nazaran daha dar bir kavramdır. Borçtan ibra, borç ilişkisinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun aralarında anlaşarak borcun ifa edilmeksizin sona ermesini sağlamalarıdır. Yani 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi m. 603/2 anlamında borçtan ibra, mirasbırakanın, altsoyunu kendisine olan borcundan kurtarmasını, yani altsoyundan olan alacağından vazgeçmesini ifade eder.
Buna karşılık borçtan kurtarma, mirasbırakanın altsoyundan olan alacağından vazgeçmesi anlamına gelebileceği gibi altsoy mirasçısının üçüncü bir kişiye olan borcunu ödemesi anlamına da gelebilir. Fakat altsoy mirasçının üçüncü kişiye olan borcunun mirasbırakan tarafından ödemesi halinde, şayet mirasbırakan yaptığı ödeme sonucu TBK m. 127 uyarınca üçüncü kişiye halef olmuşsa veya borcunu ödediği mirasçıya karşı sebepsiz zenginleşmeden (TBK m. 77 ve devamı) yahut vekaletsiz işgörmeden (TBK m. 526 ve devamı) kaynaklanan bir talep hakkına sahip olmuşsa; bu haklar da terekede yer alarak diğer mirasçılara geçeceğinden artık denkleştirmeye tabi bir karşılıksız kazandırmanın varlığından söz edilemeyecektir.
Zira her şeyden önce böyle bir halde zaten miras hukukuna yönelik bir tasarruf değil alelade bir sağlararası işlem vardır. O halde, mirasbırakanın, altsoyunun üçüncü kişiye olan borcunu öderken mirasçısına bir karşılıksız kazandırmada bulunmak istediği, bir başka deyişle herhangi bir karşılık beklemeden altsoy mirasçısının borcunu ödediği hallerde söz konusu kazandırma denkleştirmeye tabi olabilecektir.
Diğer Benzeri Kazandırmalar
TMK m. 669/2, altsoyun, mirasbırakanın sağlığında ondan aldığı karşılıksız kazandırmaları çeyiz, kuruluş sermayesi, malvarlığı devri ve borçtan kurtarma olarak sırayla saydıktan sonra “ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yaptığı kazandırmalar” ifadesini kullanmıştır.
Tamamen veya Kısmen Denkleştirmeye Tabi Olan Kazandırmalar Nelerdir?
Alışılmış Sınırlar İçinde Yapılan Eğitim Ve Öğrenim Giderleri
Kanun koyucu, çocukların olağan eğitim ve öğrenim giderlerinin anne ve baba tarafından karşılanmasının normal olduğunu düşünmüş ve aksi mirasbırakan tarafından belirtilmediği takdirde bu giderler denkleştirmenin kapsamı dışında bırakılmıştır. Eğer bu giderler alışılmış sınırları aşıyorsa denkleştirmeye tabi olacaklardır.
Eğitim Ve Öğrenimini Tamamlamamış Olan Veya Engelli Bulunan Çocukların Özel Alacak Hakkı
Mirasbırakanın çocukları arasında bedensel veya zihinsel engeli bulunan kimseler de olabilir. Kanun koyucu da sağlıklı bireylere nazaran dezavantajlı konumda bulunan, kendi başlarına hayatlarını sürdürme imkanı olmayan bu çocukların desteğe ve yardımı ihtiyacı
olduğu düşüncesiyle bu çocuklar lehine TMK m. 674/2’de özel bir alacak hakkı tanımıştır. Buradaki alacak hakkı, mirasta denkleştirme esaslarına veya eşitlik prensibine değil, insani bir düşünceye ve hakkaniyet esasına dayanır. Söz konusu hükümden sadece mirasbırakanın çocukları yararlanabilecek olup mirasbırakanın başka mirasçılarının fiziksel veya zihinsel engeli bulunsa bile onlar lehine böyle bir alacak hakkı kanun tarafından tanınmamıştır.
Olağan Hediyeler
TMK m.675/1’de olağan hediyelerin denkleştirmeye tabi olmadığı düzenlenmiştir. Bu hüküm adet üzerine verilen hediyelerin tenkise tabi olmadığını düzenleyen TMK m.565/1-b.3 de paralellik taşımaktadır. Olağan hediyeler, doğum günü, bayram, mezuniyet, yılbaşı gibi çeşitli olaylar sebebiyle verilen, değer itibariyle mirasbırakanın ekonomik durumunu sarsmayan ve karşı tarafında ekonomik bakımdan zenginleşmesine neden olamayacak miktardaki hediyeler olarak tanımlanabilir.
Evlenme Giderleri
TMK m. 675/1’de, olağan hediyelerle beraber evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderlerin de denkleştirmeye tabi olmadığını düzenlenmiştir. Evlenme giderleri, çeyiz ile karıştırılmamalıdır. Daha önce de ifade edildiği üzere çeyiz, mirasbırakanın evlenen altsoyuna evlenmesi sebebiyle yaptığı ve altsoyunun eşiyle ortak bir hayat kurmasını kolaylaştırmaya yarayan kazandırmalardır. Evlenme giderleri ise, gelin veya damada takılan takılar, düğünün gerçekleşmesi için yapılan masrafları ve balayı masrafları gibi evlilik sebebiyle yapılan harcamalardır. Mirasbırakan tarafından yapılan bu evlenme giderleri, miktar ve nitelik olarak, gelenek ve göreneklere uygun kabul edilebiliyorsa bu giderler “olağan” sayılacak ve denkleştirmeye tabi olmayacaktır.
Altsoya Alışılmış Ölçüler İçinde Yapılan Çeyiz Giderleri
TMK m. 669/2’de altsoy lehine yapılan çeyiz niteliğindeki karşılıksız kazandırmaların kanunen denkleştirmeye tabi olduğu, TMK m. 675/2’de ise altsoy hısımlarının evlenmelerinde, alışılmış ölçüler içinde yapılan çeyiz giderleri hakkında mirasbırakanda bu giderleri denkleştirmeye tabi tutmama arzusunun bulunduğunun asıl olduğu düzenleme altına alınmıştır. Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde şu sonuca varılmaktadır: Çeyiz masrafı niteliğindeki bir karşılıksız kazandırma, ancak alışılmış ölçüler içinde değilse ya da alışılmış ölçüler içinde olsa bile, mirasbırakanın iradesinin söz konusu kazandırmayı denkleştirmeye tabi tutma yönünde olduğu ispat edilebilirse denkleştirmeye tabi olacaktır.
Mirasta Denkleştirme Davasında İspat Yükü Kimin Üzerindedir?
Altsoya yapılan sağlararası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, kural olarak denkleştirmeye tabi olmadığından denkleştirmeye tabi olduğu iddiasını davacı ispatlamakla yükümlüdür.
Mirasta Denkleştirme Davasında İspat Vasıtaları Nelerdir?
Mirasta denkleştirme davası, mirasbırakanın sağlığında yasal mirasçılara yaptığı karşılıksız kazandırmaların tespiti ve bu kazandırmaların miras paylarına etkisinin belirlenmesi amacıyla açılır. Bu kapsamda davacının hem karşılıksız kazandırmayı hem de bu kazandırmanın miras paylarına etkisini ispat etmesi gerekir. Bu hususların ispat edilmesi için sunulabilecek deliller ise şunlardır:
Resmi Senetler: Bağış ve diğer karşılıksız kazandırmaların gerçekleştirildiğine dair resmi senetler (tapu kayıtları, noter onaylı sözleşmeler vb.) sunulabilir.
Tanık: Mirasbırakanın yasal mirasçılarına karşılıksız kazandırmada bulunduğuna dair tanık beyanları önemli deliller arasındadır.
Banka Kayıtları Ve Hesap Hareketleri: Mirasbırakanın yasal mirasçısına para transferi veya maddi destek sağladığına dair banka kayıtları ve hesap hareketleri sunulabilir.
Yazılı Belgeler: Mirasbırakanın sağlığında yasal mirasçısına yaptığı kazandırmaları gösteren yazılı belgeler (mevduat makbuzları, hediye makbuzları vb.) delil olarak kullanılabilir.
Bilirkişi Raporları: Denkleştirme davasında, yapılan kazandırmaların değeriyle ilgili bilirkişi raporları önemli deliller arasındadır. Taşınmaz malların değeri, emlak değerleme uzmanları tarafından belirlenir.
Mirasta Denkleştirme Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme Neresidir?
Mirasta denkleştirme davasında yetkili mahkeme mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirasta Denkleştirme Davasında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Mirasta denkleştirme davalarında, genel zamanaşımı olarak 10 yıllık zamanaşımı vardır. 10 yıl içinde açılmayan denkleştirme davası zamanaşımına uğrayacaktır. 10 yıllık zamanaşımı süresi, terekenin açıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
Konuyla alakalı Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2016/15900 E. 2019/5589 K. 23.09.2019 tarihli kararı şöyledir: “Somut olayda, davacı mirasta denkleştirme talebinde bulunmuş olup, mirasta denkleştirme istemi mirasın paylaşılması tamamlanana kadar gerçekleştirilebilir. Başka bir anlatımla mirasta denkleştirme, mirasın paylaşılmadığı süre boyunca zamanaşımına uğramaz. Mirasın paylaşıldığı ve murisin öldüğü tarihten dava açma tarihine kadar yasal zamanaşımı süresi tamamlanmadığından mahkemece esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın tenkis isteği olarak değerlendirilip, bu itibarla hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.”
Mirasta Denkleştirme Davasının Sonuçları Nelerdir?
Mirasta denkleştirme davası, bir kazandırmanın denkleştirmeye tabi olduğu kanundaki şartlar doğrultusunda belirlendikten sonra, terekeye iade edilmesi söz konusu olacaktır. Bu kazandırmanın hangi şekilde ve surette iade edileceği ise TMK m.671’de düzenlenmiştir. Buna göre geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verir; dilerse payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirir.
Konuyla alakalı Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2016/9034 E. 2019/3584 K. 18.04.2019 tarihinde verdiği kararı şöyledir: “. İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez.”
Avukat vekalet ücreti ne kadardır?
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
İlgili yazılarımız;
- Mirasta Denkleştirme Davası Nedir?
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.
AV. İREM BİKE DEMİRHAN