İletişime geçin
+905455880258Kambiyo senetleri, kıymetli evrak hakkında geçerli olan TTK'nın 557-565 maddelerindeki genel esaslara tâbidir, yani diğer bir ifade ile kambiyo senetleri TTK md. 557'deki anlamı ile kıymetli evraktır. Bu sebeple kambiyo senetleri, kıymetli evrakın özelliklerini taşır ve bazı ortak özelliklere sahiptir. Kambiyo senetleri kanunen emre yazılı senetlerdir. Kambiyo senetlerinin bu özellikleri sebebiyle tedavül kabiliyetleri diğer senetlere oranla son derece fazladır.
TCK 210/1.fıkrasında sayılan belgelerden (emre ve hamiline yazılı kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil, veya vasiyetname) resmi belge hükmündeki belgelerden olan emre ve hamile yazılı kambiyo senetlerinin (poliçe, bono, çek) bu kapsamda değerlendirilebilmesi için TTK md. 583, 589 ve 693 kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu unsurlar bakımından eksiksiz olması gerekir. Bu zorunlu unsurları eksiksiz olarak taşıyan emre ve hamile yazılı kambiyo senetlerindeki sahtecilik suçları resmi belgede sahtecilik ve resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçlarıdır.
"Resmi belgede sahtecilik" başlıklı TCK m.204 şu şekilde düzenlenmiştir:
1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak
düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe
aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli
olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”
Maddenin birinci fıkrasında kamu görevlisi haricindeki kişiler veya yetkisi dışında hareket eden kamu görevlileri tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçları düzenlenirken, ikinci fıkrasında kamu görevlisi tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçu düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada üç tane seçimlik harekete yer verilmiştir. Burada düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suçtur. Birinci fıkrada yer alan seçimlik hareketler; düzenlemek, değiştirmek ve kullanmaktır. İlki resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek fiilidir. Şöyle ki, gerçekte var olan bir belgenin model alınması suretiyle taklidinin yapılarak külliyen sahte olarak düzenlenmesidir. Burada resmi belgenin, düzenleyicisi olarak gözüken şahıs tarafından değil de, başkası tarafından yeni baştan düzenlenmesi, diğer bir ifadeyle taklit edilmesi söz konusudur. Sahte olarak oluşturulan belgenin suç teşkil edebilmesi için başkalarını aldatabilecek nitelikte olması gerekir. Diğer bir ifade ile sahte belgenin iğfal kabiliyetine haiz olması gerekir.
İkincisi resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi fiilidir. İlk seçimlik hareketin aksine bu seçimlik harekette kısmi bir mevcuttur. "Kısmi sahtecilik, elde mevcut bir belge üzerindeki bilgilerin tahrif yolu ile değiştirilerek kullanılmasıdır." Burada anlatılmak istenen husus var olan gerçek ve geçerli bir resmi belgenin üzerinde silme, ilave, yakma, yırtma, lekeleme veya karalama yapmak suretiyle değişiklik yapılmasıdır. Bu deşikliklerle gerçek ve geçerli belge üzerindeki anlamı değiştirilmektedir. Ancak bu değişiklikler neticesinde belgenin anlamı kaybolmuşsa, gerçek bir belgenin ortadan kaldırılması veya bozulması söz konusudur.
Üçüncüsü, sahte resmi belgeyi kullanmak fiilidir. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur. İlk iki seçimlik hareketten birini yapan kişinin sahte resmi belgeyi kullanması hareketi, ikinci bir suç oluşturmayıp tek suç işlemiş gibi düşünülmelidir. Ancak başkası tarafından düzenlenmiş sahte bir belgenin kullanılmasında, kullanan kişinin bunun sahteliğini bilmesi gerekir.
Üzerinde külli veya kısmi sahtecilik yapılmış bir belgenin, yapılan sahteciliğin herkes tarafından kolaylıkla anlaşılır nitelikte olması veya ilgili kişiler tarafından anlaşılabilir nitelikte olması bu sahteciliği yapan kişinin hukuki açıdan konumunu etkilemektedir. Bu anlaşılabilirliğin niteliğinin saptanması iğfal kabiliyeti (aldatma yeteneği) olarak değerlendirilmektedir.
Kambiyo senetlerinde sahtecilik suçundan söz edilebilmesi için, suça konu senedin sahteliğinin ilk bakışta görülen ve kolaylıkla anlaşılabilir nitelik ve özelliklerde iz ve emare taşıması gerekir. Diğer bir ifade ile, failin fiiliyle ortaya çıkan belgenin iyi niyetli kişileri aldatma yeteneğinin bulunması, suçun oluşmasında bir koşul olarak değerlendirilmektedir.
İğfal kabiliyetinin değerlendirmesini yapacak makamla ilgili olarak Yargıtay'ın görüşü şöyledir: "Sahtecilik suçlarının asıl ve öncelikli bilirkişisi hâkim olup, kandırıcılık yeteneğini takdir de yalnızca hâkime aittir. Suça konu ortasında kırık ve üzerindeki fotoğraf kendine ayrılan bölümle örtüşmeyen sürücü belgesinin aldatıcılık yeteneği karar yerinde tartışılmalıdır." Bu karar ile, sahtecilik suçlarında kandırıcılık kabiliyetinin değerlendirilmesi hususunda uzman kişilere gerek kalmadığı gibi bir yanlış anlaşılmaya düşmemek gerekir.
Nitekim kararda değinildiği gibi, sürücü belgesinin nasıl olduğu hususunu bırakınız hâkimi, sıradan bir insan da bilir, fark eder. Yargıtay bu kararı ile sahtecilik suçlarında kanunun bilirkişilerden faydalanmanın yersiz olmasından bahsetmemektedir. Bilakis iğfal kabiliyetinin değerlendirilmesinde alınan uzmanı bilirkişilerinden faydalanılmasının doğru olacağı görüşündedir.
Kambiyo senetlerindeki sahteciliklerde suçun kastla işlenebileceği hususunda görüş birliği vardır.
Kambiyo senetlerinde sahtecilik suçunun faili, bir kambiyo senedini düzenlemeye yetkili olmayan kamu görevlileri ya da üçüncü kişiler olabilir. Ayrıca TCK m. 204/1.fıkrasında zikredilen resmi belgede sahtecilik suçu ile korunan yararın kamu güveni olması sebebiyle, bu suçun mağduru da şahıslar değil kamuyu oluşturan toplumun bizatihi kendisidir.
Suçun konusunu; suçun maddi konusu ve suçun hukuki konusu oluşturmaktadır. TCK m. 204/1. fıkrasındaki suçun maddi konusunu, TCK m. 210/1.fıkrası gereği kambiyo senetlerini de içine alır mahiyette olan "Resmi belge hükmünde sayılan belge" oluşturur. Bu suçta korunan hukuki yarar ise kamunun güvenliğidir.
Suça etki eden nedenler; suçun ağırlaştırıcı nedenleri, suçun hafifletici nedenleri ve hukuka uygunluk nedenleridir. TCK m. 204/3.fıkrasına göre " Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge olması halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır." Ancak Yargıtayın kambiyo senetlerini aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden kabul etmiş olması sebebiyle, söz konusu fıkranın kambiyo senetleri açısından uygulanabilirliği yoktur. Diğer bir ağırlaştırıcı durum ise Terörle Mücadele Kanununda düzenlenmiştir. Kambiyo senetlerinde sahtecilik suçunun bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde terör amacıyla işlenmesi ile TMK m. 4/1.fıkrası gereği söz konusu suç terör suçu sayılır ve cezanın ağırlaştırılması gerekir.
Suçun hafifletici nedeni ise TCK m. 211'e göre, "Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, yarı oranında indirilir." Maddedeki hafifletici sebebin kambiyo senetlerinde yapılan sahtecilik bağlamında uygulanabilmesi için iki sebepten birinin olması gerekir. Birincisi, bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı gereklidir. İkincisinde ise gerçek bir durumun ispatı amacıyla sahte belge tanzim edilmiş olmalıdır.
Kambiyo setlerinde sahtecilik suçu ile korunmak istenen hukukî yararın kamunun güveni olduğu göz önüne alındığında, söz konusu suçla ilgili hukuka uygunluk nedenlerinin uygulanabilirliği genel kabul görmüş bir durum değildir.
Kambiyo senetlerinde sahtecilik suçları, TCK m.204/1'de tanımlanan seçimlik hareketlerden birinin yapılması ile tamamlanır. Kanaatimizce neticesi harekete bitişik ve ani suçlardan olması sebebiyle bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.
Yargıtay'ın sahtecilik suçunun icra eylemlerine doğrudan katılmamakla birlikte, sahteciliğin gerçekleştirilmesinde ikinci derecede yardımları olanlar veya sahte belgenin kullanılmasına katılanları feri fail olduklarına dair kararı mevcuttur.
Yeni 5237 sayılı TCK'da asli-feri iştirak ayrımı yapılmamasına karşın, 39.maddede yardım etme kalıbı altında feri iştirak halleri aynen korunmuştur. Bu maddeye göre suçun işlenmesine yardım etme biçiminde iştirak edenlerin cezalarında eskiden olduğu gibi indirim yapılmaktadır. 204/1.fıkrada tanımlanan sivil şahıslar tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçlarına iştirakin her şekli mümkündür.
Sahtecilik suçlarına ilişkin TCK m. 212'de özel bir içtima kuralı bulunmaktadır. "Belgedeki sahtecilik suçları için yeni kanun düzenlemesinde 212.maddede özel bir içtima hükmü getirilmiştir. Buna göre sahte belgenin başka bir suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı ceza verilecektir. Burada işlenen suçların birinin diğerinin unsuru veya ağırlatıcı sebebi olma zorunluluğu vardır. Örneğin sahte kambiyo senedinin dolandırıcılık suçunun işlenmesi sırasında kullanılması halinde hem sahtecilikten hem de dolandırıcılıktan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunacaktır. Çünkü kambiyo senedinde sahtecilik suçu senedin düzenlenmesi ile oluşmuş, sahte senedin kullanılması ile de haksız bir kazanç sağlanarak ayrıca dolandırıcılık suçu oluşmuştur.
Diğer bir hüküm ise 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda bulunmaktadır. 4926 sayılı kanunun 24.maddesine göre; "Bu kanunun suç saydığı fiiller nedeni ile Türk Ceza Kanunu veya ceza öngören diğer kanunlarda yazılı cürümleri işleyenler hakkında içtima kuralı uygulanmaksızın her cürümün cezası ayrı ayrı hükmolunur. " Örneğin bir kambiyo senedinin devlet ve kamu güvenliği aleyhine işlenene bir kaçakçılık suçunun işlenmesi sırasında kullanılması durumunda hem sahtecilikten hem de devlet ve kamu güvenliği aleyhine işlenen kaçakçılık suçundan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunacaktır.
TCK m.204/1.fıkrasındaki suçu işleyen sivil kişiler hakkında soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yapılır.
TCK m. 204/1.fıkraısndaki yer alan suçtan dolayı açılan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesinindir. Yer bakımından yetkili mahkeme ise sahteciliğin yapıldığı yer mahkemesidir.
TCK m. 204/1.fıkrasındaki suçun yaptırımı, iki yıldan beş yıla kadar hapistir. Ancak maddenin üçüncü fıkrası suçun konusu bakımından cezayı ağırlaştıran nitelikli halin mevcut olması durumunda , m.204/1.fıkrası uyarınca verilecek ceza yarısı oranında arttırılacaktır. Suçun cezasının üst sınırının 5 yıl olması son duruşmada müdafinin hazır bulundurulması zorunluluğunu doğurur.
TCK m. 204/1.fıkrasındaki suçun dava zamanaşımı süresi TCK 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır.
"Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; somut olayda sanığın savunmasında, keşideci ...'un kayınpederi olduğunu ve birlikte iş yaptıklarını, işyerinde olmadığı zamanlarda kendisinin çek keşide etmesi konusunda rızasının ve bilgisinin olduğunu, çeki tanzim ettikten sonra ekonomik durumları bozulduğu için çek bedelini ödeyemediklerini savunması;
suça konu çekte keşideci olan diğer sanık ...'un da sanığın savunması doğrultusunda, damadı ve aynı zamanda iş ortağı olduğunu, çek karnesi kendi adına olsa da damadı olan sanığın bilgi ve rızası dahilinde çeki keşide ettiğini beyan ettiği, çekin karşılıksız çıkması üzerine yapılan şikayet neticesinde alınan beyanlarda çekteki imzaya itiraz edilmediği gibi sanık ... ve keşideci..... tarafından da borcun inkar edilmemesi karşısında; çekin, sahibi tarafından rıza dahilinde verilip daha sonra düzenlenerek keşide edilmesi eyleminde sanığın sahtecilik kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceği ve bu halde suçun manevi unsurunun gerçekleşmediği gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi," ( Yargıtay 11.Ceza Dairesi 2015/3781 E. 2017/6275 K.)
"Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek" başlıklı TCK 205.madde şu şekilde düzenlenmiştir:
"Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
TCK 205'te yer alan suç seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareketler ise resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek.
Resmi belgeyi bozmak fiili Belge içerisindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılmaz hale getirilmesiyle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanılma imkanının ortadan kaldırılması olarak tanımlanır. Bir diğer ifadesi ile belgeyi bozmak fiilinde kambiyo senetlerinde silinti, kazıntı veya okunaksız hale getirme eylemleri neticesinde senedin tamamının veya bir kısmın anlamı gizlenmiş oluyor.
İkinci seçimlik hareket "Resmi belgeyi yok etmek" fiilidir. Resmi belgeyi yok etmek suçunun oluşabilmesi için fiilin hem haksız bir fiil olması hem de hukuka aykırı bir fiil olması gerekir. Örneğin, failin, bedelini tam ödemeden eline geçirdiği borçlusu olduğu bononun üzerine iptal anlamına gelen işaretle çizerek bononun hukuki değerini ortadan kaldırması ile bu suç oluşur. Resmi belgenin yok edilmesi fiilinde suç kural olarak senedin aslında yapıldığında oluşur.
Üçüncü seçimlik hareket resmi belgeyi gizlemek fiilidir. Gizleme, belgenin maddi varlığına dokunmadan faydalanma imkanlarının engellenmesi olarak tanımlanır. Kambiyo senetlerinin gizleme fiilinin uygulamada resmi evrakta sahteciliğe teşebbüs fiili olarak görenler de vardır. Yargıtayın kararı gizleme fiilinin başlı başına bir suç olduğu yönündedir.
Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu kasten işlenebilen bir suçtur.
Fail herhangi bir kişi olabilir. Ancak, suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda nitelikli hal gerçekleşmekte ve ceza arttırılmaktadır.
TCK 205.maddedeki suçun maddi konusu kambiyo senetlerini de içine alır mahiyette olan resmi belge oluşturur.
Suça etki nedenler; suçun ağırlaştırıcı nedenleri ve suçun hafifletici nedenleridir. Resmi belgenin kamu görevlisi tarafından bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Bu durumda verilecek ceza yarı oranında arıttırılır.
Suçun hafifletici nedenine gelince ; resmi belgede sahtecilik suçuna teşebbüs konusu işlenirken "Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir." sahtecilik suçuna özgü olarak daha az cezayı gerektiren nitelikli halin koşullarının bulunması halinde belirtilen suç için de uygulanır.
Söz konusu suçun tamamlanmış olması veya teşebbüs aşamasında kalması belgenin, haiz olduğu ögeleri tam veya eksik yitirmiş olmasına göre oluşmaktadır. "Eylem sonucunda belgedeki esaslı öğeler yok olmuş, hukuki değerini yitirmişse suç tamamlanır. Esaslı öğeler zarar görmüş, belgenin hukuki değer ve sonuç doğurucu etkisi devam ediyorsa suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
Bu suç iştirak bakımından ise herhangi bir özellik arz etmemektedir. Diğer bir ifadeyle suça iştirakin her şekli mümkündür.
İçtima meselesine gelince; suçta birden çok belge aynı suç işleme kararı dahilinde suçun konusu oluşmuşsa zincirleme suç kapsamında değerlendirilir.
Bu suçun soruşturması Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre re'sen yapılır. Bu suç dolayısıyla açılan davaya asliye ceza mahkemesi bakmaktadır.
Bu suçun yaptırımı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
Bu suçun dava zamanaşımı süresi TCK m. 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır.
Kanun koyucu m.210/1.fıkrasında anılan "emre ve hamile yazılı kambiyo senetleri " haricinde kalan nama yazılı kambiyo senetleri olan nama yazılı çek ve nama yazılı bonoyu resmi belge hükmündeki özel belgeler dışında değerlendirmiştir. Diğer bir ifadeyle nama yazılı çek ve nama yazılı bono özel belge niteliğinde olan belgelerdir. Ayrıca TTK m. 583, 589 ve 693 gereği kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu olan unsurlardan biri veya birkaçı eksik olduğu taktirde ya da kanuni ibraz veya protesto süreleri geçmiş emre veya hamiline yazılı kambiyo senetleri de özel belge niteliğinde olacaktır.
İşte yukarıda bahsedilen nama yazılı kambiyo senetleri ve zorunlu unsurlarda eksiklik bulunan emre veya hamile yazılı kambiyo senetlerinde sahtecilik suçları özel belgede sahtecilik ( TCK m.207), özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek (TCK m.208) ve açığa imzanın kötüye kullanılması ( TCK m.209) suçlarıdır.
Özel belgede sahtecilik başlıklı TCK m.207 şu şekildedir: "Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır."
Birinci fıkrada, iki seçimlik hareket bulunmaktadır. Birincisi bir özel belgeyi sahte olarak düzenlemek ve kullanmak, ikincisi ise gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek ve kullanmaktır. Söz konusu fıkranın seçimlik hareketli bir suç olduğu anlaşılır. Söz konusu suçta kullanmanın bir suçu meydana getirebilmesi için uygulamada iki şart önümüze çıkmaktadır.
İlki, "Kısmen sahte bir yazının tanzimi veya gerçek bir belgenin tağyiri halinde, unsurun gerçekleşmesi için kullanmanın bu sahte kısımlara ilişkin olması lazım gelir. Sahte olmayan kısımlara ilişkin kullanma "Sahte varakanın" kullanılması sayılmaz." şartıdır ve ikincisi de " Kullanmanın sırf maddi olmayıp, hukuki olması da gerekir, yani sahte varaka hangi iddianın delili olmak üzere meydana getirilmişse, o maksatla kullanılmalıdır, bu maksat dışında kalan bir kullanmanın sahtekarlık sıfatıyla cezalandırılmasına imkan yoktur." şartıdır.
Özel belgede sahtecilik suçunda genel kast yeterlidir. Fakat kastın bir belgeyi sahte olarak düzenlemenin veya gerçek bir belge üzerinde değişiklik yapmanın yanında ayrıca kullanma unsurunu da kapsaması gerekir. Failin yapmış olduğu sahte belgeyi kullanmasının üçüncü şahıslara zarara uğratma imkan ve ihtimalinin bulunması gerekmektedir.
Özel belgede sahtecilik fiili herkes tarafından işlenebilir. Bu bağlamda memuriyetine ait kuvvet ve vasıtaları kullanmadan, görev alanları dışında düzenledikleri belgeler dolayısıyla memurlar da suçun faili olabilir.
TCK 207'deki özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusunu nama yazılı kambiyo senetleri ve zorunlu unsularında eksiklik bulunan emre ve hamiline yazılı kambiyo senetlerinin de içinde bulunduğu özel evrak oluşturur. Özel belgede sahtecilik suçu ile korunan hukukî yarar kamu güvenidir.
Özel belgede sahtecilik nedeniyle cezanın arttırılmasını gerektiren özel bir neden öngörülmemiştir. Suçun hafifletici nedenleri TCK 211.maddeye göre, "Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, yarı oranında indirilir." Koşulları bulunduğu taktirde burada öngörülen daha az cezayı gerektiren hal özel belgede sahtecilik suçu bakımından da uygulanacaktır.
Özel belgede sahtecilik suçunda sahte olarak düzenlenmiş bir belgenin veya üzerinde başkalarını aldatacak nitelikte değişiklik yapılan bir gerçek belgenin kullanılması ile suç tamamlanmış olacaktır. Söz konusu suç neticesi harekete bitişik bir suçtur ve teşebbüs mümkün değildir.
Özel belgede sahtecilik suçu iştirak açısından bir özellik arz etmemektedir. Bu suça fail, azmettiren, veya yardım eden sıfatıyla iştirak mümkündür.
Resmi belgede sahtecilik suç, evrakın düzenlenmesiyle oluştuğundan diğer suçlarla birlikte işlenmesi güçtür, ancak özel belgede sahtecilik suçları kullanma ile oluşacağından ve kullanılma anında başka suçların oluşması da ihtimal dahilinde bulunduğundan bu suç ile ilgili içtima problemleri ortaya çıkabilir. Özel belgede sahtecilik suçu her defasında farklı hareketlerin yapılmasını gerektirdiğinden zincirleme suçtan söz etmek zordur.
Daha önce işlenmiş bir suç sebebiyle özel belgede sahtecilik suçu işlenmiş ise gerçek içtima kuralları uygulanacak ve ayrı bir suç ortaya çıkış olacaktır. Ancak özel belgede sahtecilik suçunun bir suçun işlenmesine vasıta olarak kullanması durumunda özellikle de özel belgede sahtecilik suçları ile dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanma suçlarının birlikte işlendiği durumlarda Yargıtay TCK m.44'ün tatbiki suretiyle her iki suçtan hangisi daha ağır cezayı içeriyorsa, o suçla bir tek ceza tayini gerekliliği görüşünde kararlar almaktadır.
Bu suçların soruşturması, genel hükümlere göre doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen yapılır. Bu suçlar dolayısıyla açılan davaya asliye ceza mahkemesi bakar. Suçların müeyyidesi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. TCK m.66/1-e bendi uyarınca bu suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
Özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek başlıklı TCK 208.maddesi şöyledir: "Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Madde 208'de tanzim edilen özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek suçu unsurları ile madde 205'te düzenlenen remi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek suçu unsurları arasındaki farklar şöyledir:
TCK 205'te suçun maddi konusunu ; resmi belge ve resmi belge niteliğindeki belgeler oluştururken, madde 208'de maddi konuyu özel belgeler oluşturmaktadır. TCK 205'te yer alan suçu kamu görevlisi tarafından işlenmesi ile suçun nitelikli hali düzenlenmiş, bu doğrultuda suçun nitelikli halinin işlenmesi ile iki yıldan beş yıla kadar olan hapis cezası müeyyidesinin yarı oranında arttırılacağına hükmolunmuştur. Sekiz yıl olan dava zamanaşımı süresi ise suçun nitelikli halinin işlenmesi ile on beş yıl olacaktır. TCK 208'de tanzim edilen özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek suçunda ise herhangi bir nitelikli hal zikredilmeyerek suç yaptırımının bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olduğu hükmolunmuştur. Suçun nitelikli hali olmadığı için dava zamanaşımı her durumda sekiz yıldır.
Yukarıda belirtilen farklar dışında madde 208'de tanzim edilen özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu unsurları ile madde 205'de düzenlenen resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu unsurları arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
"Sanığın ödemek bahanesiyle ele geçirdiği bonoyu yırttığının iddia ve kabul edilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, emanete kayıtlı senet parçaları duruşmaya getirtilip incelemek suretiyle, TTK'da sayılan unsurları taşımadığının belirlenmesi halinde eylemin özel belgeyi bozma suçunu oluşturacağı da gözetilerek, yapıştırıldığında hukuki geçerliliğininin devam edip etmeyeceği hususu araştırılıp teşebbüs hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır." ( Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 2013/14575 E. 2015/30038 K.)
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2024 -2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)
AV. İREM BİKE DEMİRHAN
Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.
İletişime geçin
+905455880258