İhtiyati Haciz Nedir?

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > İhtiyati Haciz Nedir?

İhtiyati Haciz Nedir?

Ihtiyati Haciz

İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunun 257 vd. Maddelerinde incelenmektedir.

İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut ve gelecekte bir takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına haciz konulmasını sağlayan geçici bir hukuki korumadır.

İhtiyati Haczin Sebepleri Nelerdir?

İhtiyati hacze karar verilebilmesi için öncelikle rehinle temin edilmemiş bir alacağın bulunması gerekli olmakla birlikte, geçici bir koruma olan ihtiyati hacze esas teşkil edecek, onu haklı kılacak bir durumun bulunması gerekir ki, buna ihtiyati haciz sebebi diyoruz. Kanunumuz genel anlamda alacağın tehlikede bulunmasını yeterli görmeyip, genel bir ihtiyati haciz sebebi düzenlememiş, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için aranması gereken sebepleri özel olarak belirtmiştir. İhtiyati hacze karar verilmesi için tahdidi olarak kanunun saymış olduğu sebeplerin mevcudiyeti aranır.

Vadesi Gelmiş Alacaklarda İhtiyati Haciz İstenmesi

İhtiyati haciz isteyebilmek için kural olarak alacağın vadesinin gelmiş olması gerekir. (İİK md.257/1) Vadenin gelmiş olması borcun bir niteliği olmakla beraber yasada tanımlanmış değildir. Bununla beraber muacceliyet (vadenin gelmesi) alacaklının alacağını talep ve dava etme yetkisini ifade eder.73 Alacağın muaccel olduğu an ya tarafların anlaşması veya ihbar ya da kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Bu söylenenlerden hiçbiri yoksa TBK 90 maddesine göre her borç doğduğu anda muaccel olur.

Vadesi Gelmemiş Alacaklara İhtiyati Haciz İstenilmesi

Vadesi gelmemiş bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez; istenebilmesi için alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delil olacak hallerin varlığı aranır; bunlar İİK 257/2’de sayılmıştır. Buna göre vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacaktan dolayı ihtiyati haciz, ancak aşağıdaki sebeplerden birinin bulunması durumunda istenebilir.

Borçlunun Belirli Bir İkametgahının Olmaması

İkametgah, bir kişiyi toplum içinde belirli bir yerle olan ilişkisi yönüyle bireyleştirmeye yarar. Kanunda bir kimsenin ikametgahı yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir. Doktrinde de ikametgah kişinin iş ve aile ilişkilerinin odak noktası olarak seçtiği ve bu amaçla sürekli oturduğu ya da yasa gereği öyle kabul edilen yerdir şeklinde tanımlanmıştır.

Tüzel kişilerin ikametgahı kural olarak tüzüklerinde veya ana sözleşmelerinde belirtilen yerdir. Eğer belirtilmemişse yönetim işlerinin yürütüldüğü yer kanuni ikametgahları sayılır.

Hukukumuzda birçok ülkede ihtiyati haciz sebebi olarak öngörülmesinin aksine kişinin yurt dışında oturması, Türkiye dışında yaşaması bir ihtiyati haciz sebebi olarak kabul edilmemiştir. Bu sebeple borçlunun Türkiye’de oturduğu bir yer olmamakla birlikte, yurt dışında oturduğu yer biliniyorsa, ihtiyati haciz istenemeyecektir. Önemli olan borçlunun ne ülke içinde ne de ülke dışında bir meskeninin bulunmasıdır.

Borçlunun Kaçması, Mal Kaçırması veya Bunların Hazırlığı İçerisinde Olması

Müeccel olmayan borçtan dolayı ihtiyati haciz isteyebilmek için objektif unsur olarak borçlunun mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya hazırlanmış olması ya da kaçması yasada düzenlenmiştir. Kaçmak, borcu ifa etmemek için gerçekleştirilen devamlı bir davranış olabileceği gibi arızi bir davranışta olabilir. Borçlunun sadece kaçması değil, kaçma hazırlığı içinde olması da ihtiyati haciz sebebidir. Kaçmak veya buna hazırlanmak, gerçek kişilerde mümkün olabildiği gibi tüzel kişiler bakımından da gerçekleşebilir. Özellikle borçlu tüzel kişinin usulüne uygun olmayan şekilde işletme ve idare yerini değişmesi ya da Türkiye’de hiçbir şube bırakmaksızın merkezini yurt dışına nakletmesi veya merkezi Türkiye’de olmasa bile tüm şubelerini yurt dışına nakletmesi kaçmak olarak anlaşılabilir.

Malların kaçırılması veya saklanması yanında bunların hazırlığı içinde olmakta ihtiyati haciz sebebi sayılacaktır. Henüz mallar kaçırılmamış veya saklanmamış olsa da bu yönde borçlunun gayreti olması, muamelelere girişmesi, tasarruflarda bulunması hazırlık anlamına gelecektir.

İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması

İhtiyati tedbirin şartların değişmesi sebebiyle kaldırılması talep edilebilirken, ihtiyati hacizde bu yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Öğretide, durum ve şartların değişmesi halinde, ihtiyati haczin kaldırılıp kaldırılamayacağı konusunda, çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.

Öğretide ifade edilen bir görüşe göre, sonradan meydana gelen değişikliklerin dikkate alınması mümkün değildir. Önemli olan, ihtiyati hacze itiraz üzerine verilecek olan karar, sadece ihtiyati haciz kararının verildiği esnada bir ihtiyati haciz sebebinin bulunup bulunmadığıdır. Bu sebeplerin sonradan değişmiş olmasının bir önemi yoktur.

Diğer bir görüşe göre, ihtiyati haczin uygulanmasından sonra, ihtiyati haciz kararının verilmesi sırasındaki şartlarda değişiklik olmuşsa, borçluya ihtiyati hacze itiraz imkanı tanınmalı ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmelidir. Aksi düşünce ihtiyati haczin hem maksadına hem de menfaatler dengesine uygun değildir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ihtiyati tedbir kararına itirazı düzenleyen maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle, ihtiyati haczin değiştirilmesi veya kaldırılmasını talep eden taraf, dilekçesinde, bu durum ve şartların nasıl değiştiğini, örneğin borçlu, ihtiyati haczin konusunu oluşturan alacağı temin amacıyla alacaklı lehine rehin hakkı tesis ettiğini, tüm delileriyle birlikte açıkça göstermeli ve dilekçesine eklemelidir. Mahkeme, tarafları dinlemek üzere davet eder ancak taraflar gelmeseler dahi dosya üzerinden inceleme yaparak karar verir. Karara karşı itiraz imkânı bulunmaktadır. Ancak, aynı maddede, karara karşı kanun yolunun düzenlendiği, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır. Bu nedenle, tarafların; ihtiyati haczin, durum ve şartların değişmesi halinde kaldırılması talebinin reddi ya da kabulü kararına karşı itiraz imkânı bulunmakla birlikte, itiraz üzerine verilecek olan karara karşı kanun yolu kapalıdır

İhtiyati Hacizde Görevli ve Yetkili Mahkeme

Alacak Davası Açıldıktan Sonra Görevli Mahkeme

Dava açıldıktan sonra dava konusu alacak için yalnız davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Alacak davası açarken dava dilekçesi ile de ihtiyati haciz istenebilir ve bu halde de ihtiyati haciz kararı vermek görevi yalnız davaya bakan mahkemeye aittir.

Alacak Davası Açılmadan Önce Görevli Mahkeme

İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İİK md 258’de açıkça belirtilmiş değildir. Bu maddede sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre, görev konusunda HMK’nun göreve ilişkin hükümleri HMK 1-4 maddeleri uygulamak gerekir. Buna göre;

  1. 01/10/2011 tarihine kadar ihtiyati hacze alacağın miktarına göre, Sulh veya Asliye Hukuk (veya Asliye Ticaret) Mahkemesi tarafından karar verilmekte idi. (HUMK md. 8/1)
  2. 01/10/2011 tarihinden sonra alacağın miktarına bakılmaksızın ihtiyati hacze Asliye Hukuk (veya Asliye Ticaret) Mahkemesi tarafından karar verilir. (HMK md. 2) Yalnız kira ilişkisinden doğan alacaklar için ihtiyati hacze Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından karar verilir. (HMK md. 4/1-a)
  3. İhtiyati haciz isteyen alacaklının, alacağı özel mahkemenin (mesela İş Mahkemesinin) görevine giren bir alacak ise, ihtiyati haciz kararı için o özel mahkeme (misalde İş Mahkemesi) görevlidir.

Alacak Davası Açıldıktan Sonra Yetkili Mahkeme

Dava açıldıktan sonra, dava konusu alacak için yalnız davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Başka bir mahkeme ihtiyati haciz için yetkili ve görevli değildir.

Alacak Davası Açılmadan Önce Yetkili Mahkeme

Alacak davası açılmadan önce, ihtiyati hacze, İİK’nun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. (İİK md. 258/1) Yani ilamsız icra takipleri için yetkili olan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi, ihtiyati haciz talepleri içinde yetkilidir.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2001/17416 K. 2001/18367 T. 08.11.2001:

ÖZETİ: İhtiyati haczin uygulanması icra dairesinin bir işlemi olup icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında tetkik merciine şikayet olunabilir. Mercice şikayetin ihtiyati haciz kararına karşı bir itiraz gibi algılanarak ve de ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmediğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.

Mercice, şikayetin, sanki İİK’ nun 265. maddesine dayalı olarak ihtiyati haciz kararına karşı yapılan bir itiraz gibi algılanarak ve de ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmediğinden bahisle görevsizlik kararı vermesi doğru değildir.

Merciin, menemen talimat icra dairesinin yukarıda açıklanan icra işlemine dair İzmir İcra Tetkik Merciine yaptığı şikayeti; İİK’ nun 75/2. maddesine göre yetki yönünden reddetmesi gerekirken görevsizlik kararı vermesi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.11.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E. 2015/8053 K. 2016/1120 T. 18.02.2016:

“Özeti: Uyuşmazlık, ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı tarafından kusur sorumluluğuna dayalı borç nedeniyle ihtiyati hacze karar verilmiştir. İhtiyati hacze konu alacağının yargılama sonucunda kusur sorumluluğuna göre belirlenecek olması nedeniyle İİK.nun 257.maddesi koşulları taşımamaktadır. Bu nedenle ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekir.

İhtiyati haczin şartları İ.İ.K.nun 257. maddesinde sıralanmıştır. Buna göre “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”

Somut olayda, davacı tarafından kusur sorumluluğuna dayalı borç nedeniyle ihtiyati hacze karar verilmiştir. İhtiyati hacze konu alacağının yargılama sonucunda kusur sorumluluğuna göre belirlenecek olması nedeniyle İİK.nun 257.maddesi koşulları taşımamaktadır. Bu nedenle ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez, dolayısıyla  her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.(2023 -2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?