İletişime geçin
+905455880258İflas takibi yolu ile takip, 6183 Sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde cebren tahsil ve takip şekilleri açıklanmış olup (3) numaralı bendine göre, gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflası istenebilecektir. Alacaklı borçlu ilişkisinde borçlu taraf tacir veya tacir statüsünde ise alacaklı borcunu tahsil etmek için icra takibi yoluna başvurabilir.
Mahkeme tarafından iflasına karar verilen borçlunun, bünyesindeki haczedilebilen taşınır taşınmaz tüm mal varlığının ve hakların, paraya çevrilerek alacaklının alacağını tahsil etmesini sağlayan takip yoludur. İcra ve İflas kanunumuzda başlıca üç iflas yoluyla takip türüne yer verilmiştir. Bunlar;
Adi iflas, taksirli ve hileli olmayan iflastır; yani, müflisin kusuruna kastına dayanmayan iflastır. Burada müflisin iflas etmiş olması, kendi kusurunun sonucu değildir. Müflisin kusuru dışındaki bazı nedenler onun iflasına sebep olmuştur. Adi iflas yoluyla takip ise mahkeme tarafından iflasına karar verilen bir borçlunun, bünyesindeki haczedilebilen taşınır, taşınmaz tüm mal varlığının ve hakların, icra yoluyla paraya çevrilerek, alacaklının alacağını tahsil etmesini sağlayan takip yoludur.
Alacağı bir kambiyo senedine bağlanan alacaklılar, borçlunun iflasa tabi olması durumunda kambiyo senedi yoluyla iflas talebinde bulunabilir. Bu takipte, süreler daha kısa olarak belirlenmiş ve kambiyo senedinden dolayı alacaklı konumunda bulunanları kanun koyucu koruma yolunu seçmiştir.
Alacaklı, kambiyo senedine dayalı iflas yoluyla takip prosedüründe, senedin aslını ve borçlu sayısı kadar onaylı örneğini talebe ekler. İcra müdürü tarafından ilgili kambiyo senedinin bu nitelikte olup olmadığına dair inceleme yapılır. Beş gün içinde borcun ödenmesi, itiraz veya şikayette bulunulması ihtar edilir. Borçlu tarafından beş gün içinde ödeme yapılmaz, yahut itiraz/şikâyette bulunulmaz ise alacaklı ödeme emri örneği ile Asliye Ticaret Mahkemesi’nden borçlunun iflasına karar verilmesini talep eder.
Mahkeme yine on beş gün içinde diğer alacalılara itirazlarını sunmalarını ilan eder. Kusuru bulunmayan borçluya gecikmiş itiraz hakkı da verilmiştir. İtiraz edilmez yahut itirazlar yerinde görülmezse, depo kararı verilir. Bu karar da yerine getirilmezse borçlunun iflasına karar verilir. Borçlu itirazda bulunursa, bunun kaldırılmasını alacaklı Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ister ve iflas davası görülür. Davanın kabulü halinde borçlunun iflasına karar verilir.
Takipsiz iflas (doğrudan doğruya iflas), kural olarak kanunun düzenlediği hallerde herhangi bir takip prosedürüne gerek olmaksızın iflası mümkün kılar. Bu prosedürde yalnızca alacaklı değil, şartlar oluştuğunda borçlu da kendi iflasını talep edebilmektedir.
Ayrıca, kimi hallerde borçlunun kendi iflasını talep etmesi kanun tarafından zorunlu tutulmuştur.
1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3-308’inci maddedeki hal varsa;(1)
4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası burada da uygulanır.”
5-Yukarıda İcra İflas Kanunu’nun 177. maddesinde açıkça belirtildiği üzere bu dört bentte sayılan sebeplerden biri oluştuğunda, alacaklının talebiyle öncesinde takibe gerek olmaksızın borçlunun iflasına karar verilebilir. 177. maddede belirtilen şartlar göz önüne alınırsa, şu hallerde alacaklının talebiyle doğrudan doğruya iflas mümkün olacaktır:
Bu şartlardan herhangi birinin oluşması durumunda alacaklı tarafından borçlunun doğrudan doğruya iflası istenebilecektir. Bunun için borcun muaccel olmasının da önemi bulunmamaktadır.
Borçlunun talebi ile takipsiz iflas, İcra İflas Kanunu’nun 178. Maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre “haciz halinde bulunan borçlu” bizzat kendisi mahkemeye başvurarak iflasını talep edebilecektir. Taleple birlikte, tüm aktif ve pasiflerinin, alacaklılarının adları ile adreslerini mahkemeye sunmak durumundadır. Bu beyan. İflasa karar verilebilmesi için şarttır. İflas talebi üzerine mahkeme, talebi ilan eder ve alacaklıların ilanın yayımlanmasından itibaren on beş gün içerisinde davaya müdahil olmasını veya itiraz etmesini bildirir. Alacaklıların talebin reddini isteyebilmeleri için, borçlunun borçlarını ödemeyi geciktirmek ve takipleri ertelemek için bu talepte bulunduğunu ileri sürmeleri gerekir.
Borçlunun kendi iflasını isteme zorunluluğu, İİK 178/3 hükmünde düzenlenmiş bulunmaktadır. “…alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde hulul edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur.”
Yukarıda madde metninde açıkça düzenlendiği üzere, alacaklılardan birinin haciz talebi neticesinde borçlunun malvarlığının yarısı elinden çıkar, kalan malvarlığı da vadesi gelmiş ve bir sene içinde gelecek borçlarını ödemeye yetmezse borçlunun aczini isteyip iflas talebinde bulunması mecburidir.
Borca batıklık, sermaye şirketleri (ve kooperatifler) için bir doğrudan doğruya, özel bir iflas sebebidir. Ancak, şirket tarafından mahkemeye verilecek ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi sayesinde, şirket hakkında iflasın ertelenmesi istenebilir.
Alacağını tahsil edebilmek adına iflas takibi yoluna başvurmak isteyen alacaklı bu yolda icra takibini başlattığı günden itibaren 1 sene içerisinde başvurmalıdır.
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi, Esas: 2022/ 7742, Karar: 2023 / 184, Karar Tarihi: 12.01.2023:
“Taraflar arasındaki icra takibine itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Borçlular vekili dilekçesinde; 12. İcra Müdürlüğünün 2018/21504 Esas sayılı takip dosyasında aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını,
alacaklı Banka’nın talep ettiği alacağın asıl borçlusunun Petrol Şirketi olduğunu, müvekkilinin borç ilişkisinde kefil olduğunu, aynı alacakla ilgili Banka’ nın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlattığını, her iki takip dosyasındaki alacak miktarı toplamının kefil olarak sorumlu olduğu miktarın üstünde olduğunu ayrıca iki dosyada talep edilen alacağın gerçek borçtan fazla olduğunu, talep edilen borçtan sorumlu olmadığını zira aynı borçtan kaynaklı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını beyanla . 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/636 Esas sayılı dosya ile işbu dosyanın birleştirilmesini ve 12. İcra Müdürlüğünün 2018/21504 Esas sayılı takip dosyasında borca kısmi itirazlarının kabulü ile icra takibinin iptalini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğunu, borçluların borca itirazları konusunda kanuna uygun delil sunamadıklarını, alacaklının borca itirazın kabulü yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığını, borca itiraz konusunda dar yetkili icra mahkemesince alacaklı bankanın kayıtları üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmesi mümkün olmadığından davacı borçluların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.”
Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir. Bilindiği üzere her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer. Türk hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla icra avukatı vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte Baro tarafından belirtilen asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir.
İletişime geçin
+905455880258