Evlat Edinme (TMK m.305)

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Evlat Edinme (TMK m.305)

Evlat Edinme (TMK m.305)

evlat edinme

Evlat Edinme Türk Medeni Kanunu Madde 305 ve devamında düzenlenmiş olup ilgili yazımızda evlat edinme kurumu incelenmiştir.

Evlat Edinme Nedir?

Evlât edinme, evlât edinen kişi ile evlatlık arasında sun’î nesep ilişkisi kurulması sonucunu doğuran, sadece mahkeme kararıyla kurulan ve dava yolu ile ortadan kaldırılabilen bir medeni hukuk işlemidir.

Evlat Edinmenin Türleri Nelerdir?

Tam Evlat Edinme

Bu tür evlat edinmede çocuk, evlat edinen kişilerden doğmuş çocukların hukukî statüsünü kazanır. Bunun sonucu olarak evlatlık, evlat edinenin kan ve sıhrî hısımları ile hısım olur. Evlatlığın asıl ana- babası ile olan hısımlığı, üvey çocuğun evlat edinilmesi dışında, sona erer. Bu şekildeki bir düzenlemenin amacı, çocuğun asıl ailesinden tamamen koparılarak evlat edinen aileyi benimsemesini sağlamaktır.

Sınırlı Evlat Edinme

Sınırlı evlat edinme sisteminde, bir taraftan evlatlık ile asıl ailesi arasındaki ilişkiler sınırlı olarak devam ederken, diğer taraftan da evlatlıkla evlat edinen arasında sınırlı bir hısımlık ilişkisi doğar. Bu sistemde, evlatlıkla evlat edinenin hısımları arasında herhangi bir hısımlık ilişkisi oluşmazken, evlat edinenle evlatlık arasında hısımlık ilişkisi meydana gelmektedir. Bunun sonucu olarak, evlatlık sadece evlat edinenin mirasçısı olabilmektedir. Ancak, evlat edinen evlatlığın mirasçısı olamamaktadır. Ayıca, evlatlığın ana-babasıyla hısımlık ilişkisi devam etmektedir.

Karma Evlat Edinme

Evlat edinmenin bu türünde, küçüklerin evlat edinilmesi tam evlat edinme türüne, erginlilerin evlat edinilmesi sınırlı evlat edinme türüne uygun olarak yapılmaktadır. Yani, küçüklerin evlat edinilmesinde, evlat edinenle evlatlık arasında tamamen evlilik içi soybağı gibi, tam bir hısımlık ilişkisi kurulmakta ve evlatlığın ana-babasıyla ilişkisi sona ermektedir. Erginlerin evlat edinilmesinde ise, tam bir hısımlık ilişkisi kurulmamakta ve evlatlığın ana-babasıyla ilişkisi ortadan kalkmamaktadır.

Evlat Edinmenin Şartları Nelerdir?

Evlat edinmenin şartları küçükler açısından ve evlat edinen açısından ayrı olarak incelenmiştir.

Küçüklerin Evlat Edinilmesinin Şartları

1.Küçüğün Bir Yıl Süre ile Bakılmış ve Eğitilmiş Olması

Bir küçüğün evlat edinilmesi için, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması gerekir (TMK. m. 305/I). Bu düzenleme ile bir kimsenin bakmadığı ve eğitimine hiçbir katkısı olmadığı bir küçüğü, evlat edinmesi engellenmekte ve bir çeşit deneme süresi ile tarafların birbirlerini tanımalarına imkan sağlanmaktadır.

Bakma ve eğitme olgusunun evlat edinme amacına yönelik olması mecburidir. Ayrıca, bir yıllık bakma eğitme şartının sonucu olarak, küçüğün, hüküm tarihinde bir yaşını doldurmuş olması gerekir.

2.Evlât Edinmenin Küçüğün Yararına Olması

Evlat edinmenin küçüğün yararına olması şartı, evlat edinme kurumunun temel amacını teşkil eder. Hâkim evlat edinmeyi, evlatlığa alınacak küçüğün menfaatine uygun bulmadıkça, evlat edinmeye karar vermemelidir.

Evlat edinmenin küçüğün yararına olup olmadığı, küçüğün içinde bulunduğu hayat şartları ile ilerideki tahmini şartlarının karşılaştırılması ile belirlenir. Bu anlamda evlat edinenin ve evlatlığın sağlık ve ekonomik durumları, yaşları, kişilikleri, sosyal durumları, kültür seviyeleri, manevî inançları dikkate alınmalıdır.

3.Diğer Çocukların Yararının Hakkaniyete Aykırı Biçimde Zedelenmemesi

Evlatlık ile evlat edinen arasında evlatlık ilişkisinin kurulması, tabiî olarak, evlat edinenin diğer çocuklarının beklenen miras menfaatini olumsuz yönde etkiler. Ancak evlat edinenin diğer çocukları yönünden salt miras paylarının azalması, doğrudan doğruya hakkaniyete aykırı olarak yararların zedelendiğini göstermez.

Evlat edinme ilişkisinin, diğer çocukların miras menfaatlerini azaltmak veya evlatlığın ihtiyaçlarının karşılanması söz konusu olmaksızın, evlat edinenin diğer çocuklara karşı olan ekonomik ve sosyal yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi amacıyla kurulması hallerinde, diğer çocukların yararının hakkaniyete aykırı olarak zedelenmesi söz konusu olur.

Evlat edinen, geçim sıkıntısı içinde veya evlat edinme amacıyla başvurudan sonra geçim sıkıntısı içine düşmüşse evlat edinememelidir.

4.Küçüğün Rızası

Evlat edinme ilişkisi, evlatlığın kişilik hakkı ile doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple, evlat edinme ilişkisinin kurulabilmesi için ayırt etme gücüne sahip olan küçüğün rızasının alınması gerekir (TMK. m. 308/II). Bu nedenle, ayırt etme gücü bulunan küçük hâkim tarafından dinlenmek zorundadır. Ayırt etme gücü bulunan küçük, evlatlık olarak verilmesine karşı olduğunu beyan ederse hâkim tarafından evlat edinme istemi reddedilmelidir.

5.Küçüğün Ana Babasının Rızası

Küçüğün evlatlık olarak verilebilmesi için mutlaka sağ olan ana babasının rızası alınmalıdır. Burada ana ile baba arasında bir fark görülmemiş, her ikisinin de ayrı ayrı rızaları aranmıştır. Ana-baba boşanmış olsalar veya hiç evlenmemiş olmakla birlikte soybağı, babalığa hüküm veya tanıma ile oluşmuş olsa da ana-babanın rızası aranır.

6.Vesayet Dairelerin İzni

Küçük vesayet altında ise, evlât edinilebilmesi için vesayet dairelerinin izni gerekir. Bu hususta, küçüğün ayırt etme gücüne sahip olup olmamasının bir önemi yoktur.

Vesayet altındaki küçüğün evlât edinilebilmesi, önce vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin, daha sonra da denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesinin iznine bağlıdır.

Ayırtım gücü olmayan bir kişiyi vasisi evlât edinmek isterse, küçüğe veya kısıtlıya sulh hukuk mahkemesi tarafından kayyım tayin edilmesi gerekir. Zira bu durumda vasi ile vesayet altındaki kişinin menfaatleri çatışmaktadır. Bu durumda kayyım tarafından temsil edilen çocuk, sulh hukuk mahkemesinin izni, asliye hukuk mahkemesinin onayı ile evlât edinilebilir. Evlât edinen vasi için vesayet sona erer ve evlât edinmeden sonra velayet hakkını kazanır.

Evlat Edinen Açısından Bulunması Gereken Esasa İlişkin Şartlar

  1. Evlât Edinenin Ehliyetli Olması

Evlât edinmek isteyen kişinin ayırt etme gücüne sahip, tam ehliyetli birisi olması gerekir. Çünkü, ayırt etme gücünden yoksun tam ehliyetsiz kişinin evlât edinmesi mümkün değildir. Zira, Evlât edinme kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bunun sonucu olarak, ayırt etme gücünden yoksun kişi temsilci aracılığıyla da evlât edinilemez.

Sınırlı ehliyetsizlerin evlât edinmesinde konuyu, ayırt etme gücü bulunan kısıtlılar ve ayırt etme gücüne sahip küçükler olmak üzere ikiye ayırarak incelemek gerekir. Ayırt etme gücü bulunan kısıtlılar, evlât edinebilirler. Ayırt etme gücü bulunan kısıtlının evlât edinilebilmesi için sulh mahkemesinin izni, asliye hukuk mahkemesinin onayı gerekir. Ayırt etme gücüne sahip vesayet altında değil de velâyet altında ise, sadece ana ve babasının izin vermesi yeterlidir.

  1. Otuz Yaşının Tamamlanmış Olması

Türk Medenî Kanunu, evlât edinme yaşını evli kişiler ile evli olmayan kişiler için farklı düzenlemiştir. Evli kişilerin evlât edinebilmeleri, eşlerin otuz yaşını doldurmuş olmalarına veya en az beş yıldan beri evli olmalarına bağlanmıştır. Ancak evli olmayanların evlât edinmesi için otuz yaşını doldurmuş olmaları gerekir.

  1. Evlat Edinilenin, Evlat Edinenden En Az On Sekiz Yaş Küçük Olması

Türk Medenî Kanununda, önceki Medenî Kanunda olduğu gibi, evlât edinecek kişi ile evlatlık arasındaki yaş farkı on sekiz olarak düzenlemiştir.

Yaş farkı koşulunun amacı, evlât edinenle evlatlık arasında olabildiğince tabiî bir soybağı kurulmasını sağlamaktır. Yaş farkına ilişkin hüküm emredici niteliktedir.

Birlikte Evlat Edinme

Türk Medenî Kanunu’nda, birlikte evlât edinme hakkı, kural olarak sadece evli olan eşler için kabul edilmiştir. Dolayısıyla, Kanunda sayılan istisnalar hariç evli eşlerin tek başına evlât edinmeleri yasaktır.

Birlikte evlât edinmenin kanundan kaynaklanan iki istisnası vardır. Bunlardan biri, birlikte evlât edinmenin eşlerden diğerinin evlât edinmesinin mümkün olmadığı hallerde, eşlerden sadece birine evlât edinme imkânı tanınmasıdır. İkinci istisna ise, eşlerden birinin evli olduğu eşinin çocuğunu evlât edinmesidir.

Eşlerin birlikte evlât edinebilmeleri için evlât edinme anında resmî şekilde evli olmaları gerekir. Evlilik dışı hayat beraberliği sürdüren çiftlerin, meselâ, imam nikâhı ile yaşayanların, sevgililerin birlikte evlât edinmeleri mümkün değildir.

Tek Başına Evlât Edinme

Evli Olan Kişinin Tek Başına Evlât Edinmesi

1.Diğer eşin çocuğunu evlât edinme

Eşlerden biri, eşiyle en az iki yıldan beri evli olması veya otuz yaşını doldurmuş bulunması şartıyla diğer eşin çocuğunu, yani üvey çocuğu evlât edinebilir.

2.Birlikte evlat edinmenin mümkün olmaması

Kural evli kişilerin birlikte evlât edinmesi ise de eşlerin birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığı bazı hallerde, evli kişilerin tek başına evlât edinmesi mümkündür. Evli olmasına rağmen bir kişinin tek başına evlât edinebilmesi için, diğer eşin sürekli olarak ayırt edim gücünden yoksun olması veya diğer eşin iki yıldan uzun bir süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da diğer eşle iki yıldan uzun bir süreden beri mahkeme kararıyla ayrı yaşamakta olması gerekir.

Evli kişinin tek başına evlât edinmesinde de eşin otuz yaşını doldurmuş olması gerekir. Yani, yukarıda belitmiş olduğumuz durumlarda eşler kaç yıl süre ile evli kalmış olursa olsunlar, ancak otuz yaşını doldurmuş olmak koşulu ile evlât edinebilirler.

Ergin veya Kısıtlıların Evlat Edinilmesi

  1. Evlât Edinilenin Küçüklüğünde Evlât Edinen Tarafından Bakılmış, Gözetilmiş ve Eğitilmiş Olması

Evlât edinilenin ergin olmadığı dönemden önce, beş yıl süre ile evlât edinen tarafından bakılmış, gözetilmiş ve eğitilmiş olması, ergin kişilerin evlât edinilmesine imkân sağlamaktadır (TMK. m. 313/II). Yani, küçüklüğünde beş yıl süre ile bakılmış, eğitilmiş ve gözetilmiş olmayan ergin, bu bende göre evlât edinilemez.

Bu nitelikteki bir ilişkinin varlığı için, kanunun aradığı sürede bakım, gözetim ve eğitim ilişkisinin evlât edinen ile evlât edinilenin birlikte oturması suretiyle ve süreklilik arz edecek şekilde yerine getirilmiş olması gerekir.

  1. Evlât Edinilecek Bedenî veya Zihnî Özürlünün Bakılmış ve Gözetilmiş Olması

Bedenî veya zihnî özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç kişinin evlât edinilebilmesi için evlât edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmiş olması gerekir (TMK. m. 313/I). Bakım ve gözetimin sürekli olarak, birlikte oturma şeklinde olması gerekir. Bu şekilde sürekli nitelik taşımayan, meselâ sadece hafta sonu veya haftanın belirli günlerinde gerçekleşen bakım ilişkisi yeterli değildir.

Bakma ve gözetme ilişkisinin değişik sebeplerle geçici olarak kesilmesi mümkündür. Meselâ, bakma ve gözetme ilişkisinin evlât edinenin hastalığı, meslekî ihtiyaçları gibi değişik sebeplerle kesilmesi beş yıllık sürenin işlemesine engel olmaz. Ancak bu nitelikte olmayan ara vermeler, ilişkinin sürekliliğini ortadan kaldırır.

Evlât edinilecek bedenî veya zihnî özürlünün, özrünün sürekli bakım ve gözetime ihtiyaç duyması gerekir. Bu ihtiyacın varlığını hâkim, kapsamlı araştırma yaparak ve uzman kişilerin görüşünü alarak belirler.

  1. Aile Halinde Birlikte Yaşama ve Diğer Haklı Sebeplerin Mevcut Olması

Evlât edinen, evlât edinilen ile beş yıl süre boyunca aile halinde birlikte yaşamış ve diğer haklı sebepler de bulunmaktaysa, ergin veya kısıtlılarla evlatlık ilişkisi kurabilir.

Evlât edinme ilişkisinin kurulabilmesi için sadece aile halinde birlikte yaşamak yeterli değildir. Ayrıca, diğer haklı sebeplerin de bulunması gerekir. “Diğer haklı sebepler mevcut ise” ifadesi, “yukarıda sayılanlardan başka haklı sebepler mevcut ise” anlamına gelmektedir. Diğer haklı sebeplerin var olup olmadığını hâkim araştırarak belirleyecektir. Bu araştırmayı yaparken evlât edinmek isteyen ve evlât edinilecek kişi arasındaki ilişkiyi bütünüyle değerlendirecektir. Hâkim araştırma sonucunda, amacın gerçek anlamda bir soybağı ilişkisi kurma isteği olmadığı kanaatine ulaşırsa, evlât edinme ilişkisi kurma talebini reddetmelidir.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2004/7269 K. 2004/8098 T. 21.06.2004:

Davacılar vekilince 12.07.2002 tarihli dava dilekçesiyle açılan davada, davalının vesayeti altında bulunan 04.03.1988 doğumlu küçük Soner Döger’in davacılar tarafından evlat edinilmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 463. maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup, vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi ve evlat edinilmesi hali de bunlar arasında sayılmaktadır.

Mahkemece, vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın yazılı şekilde küçüğün evlat edinilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Ayrıca, anılan Kanunu’nun 462/8. maddesindeki hüküm gereğince vasinin vesayet altındaki kişiyi temsilen duruşmalara katılabilmesi ve davayı kabul edebilmesi içinde vesayet makamından izin alınması gerekmektedir.

İncelenen dosyada, vesayet makamından vasiye husumete izin verildiğini gösteren bir belgeye rastlanılmamıştır.

Sözü edilen hüküm, vesayet altındaki kişilerin menfaatlerini korumak amacıyla getirilmiş olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan resen gözetilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem yapılmaksızın davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

Diğer taraftan; Medeni Kanunu’nun 305. maddesinin l. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.

Aynı Kanun’un evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesi uyarınca evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.

Araştırma özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.

Evlat edinenin alt soyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşüncelerinin de değerlendirilmesi gerektiği madde hükmünde belirtilmiştir.

Dava dilekçesinde, davacı Canan’ın önceki evliliğinden üç çocuğunun bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen çocukları gösterecek şekilde aile nüfus kayıt tablosu getirtilmeden sadece davacı ve davalıyı gösteren nüfus kayıt örneği ile yetinildiği görülmektedir.

Mahkemece, Medeni Kanun’un 305. maddesinin l. fıkrasındaki şartın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmeden ve 316. maddesi gereğince kapsamlı bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2004/9167 K. 2004/10742 T. 27.09.2004:

“Davacılar tarafından 27.5.2002 tarihinde Göynük Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davada, davalının velayeti altında bulunan oğlu S. A’nın evlat edinilmesine izin verilmesinin istendiği, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine Göynük Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 308/1. maddesindeki hükme göre evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır.

Dosyada mevcut nüfus kayıt örneklerinden, 20.08.1966 doğumlu F. Ç. ile 27.06.1984 doğumlu evlat edinilmek istenilen S. A. arasındaki yaş farkının onsekiz yıldan az olduğu anlaşılmaktadır.

Yasal şartın oluşmaması nedeniyle davacıların birlikte evlat edinebilmeleri mümkün olmamasına rağmen Türk Medeni Kanununun 308. maddesi hükmüne aykırı olarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Diğer taraftan; Türk Medeni Kanununun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.

Mahkemece, sözü edilen maddede öngörülen şart gerçekleşmediği halde davanın kabulüne karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.”

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Aile hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2023 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Tags:

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?