Cinsiyet Değiştirmenin Şartları ve Hukuki Sonuçları

Av. İrem Bike Demirhan > Yazımlar  > Cinsiyet Değiştirmenin Şartları ve Hukuki Sonuçları

Cinsiyet Değiştirmenin Şartları ve Hukuki Sonuçları

Cinsiyet Degistirmenin Sartlari ve Hukuki Sonuclari

Cinsiyet değiştirmenin Türk Medeni Kanunu kapsamında şartları ve hukuki sonuçları ilgili yazımızda incelenmiştir.

Cinsiyet Değiştirme Nedir?

Cinsiyet değiştirme, kadının erkeğe veya erkeğin kadına dö­nüştürülmesini sağlayan tıbbi müdahaleye verilen isimdir. Cinsiyet deği­şikliği operasyonları, transseksüel yapıda olanlara uygulanan bir tür plas­tik cerrahi operasyondur.

Cinsiyet değiştirme operasyonu, doğrudan kişinin maddi varlığına ve beden bütünlüğüne yönelik bir müdahale olup, neredeyse geri dönüşü veya telafisi imkânsız sonuçlar meydana getirmektedir. Bu sebeple de sıkı hukuki şartlara bağlanmıştır.

Cinsiyet Değiştirmenin Şartları Nelerdir?

Cinsiyet değiştirme işleminin yapılabilmesi için bazı şartların varlığı gerekir.

Ameliyat İzni İçin Gerekli Şartlar

  1. 18 Yaşının Doldurulmuş Olması

Cinsiyetini değiştirmek isteyen kişi izin için mahkemeye başvuru yapabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olması gerekir. Kanun koyucu burada erginlik değil özellikle 18 yaşın doldurulması şartını aradığı için mahkeme kararıyla rüşt olunması veya evlenme sebebiyle rüşt olunması bu kapsamda değerlendirilemeyecektir.

Mevcut düzenlemenin doğal sonucu olarak cinsiyet değiştirme ta­lebinde bulunan kişinin ayırt etme gücüne sahip bulunması gerekmekte­dir. Kişilik üzerinde doğrudan etkileri olan bu konuda kişinin serbest iradesi ile karar vermesi gerekir. Bunun için de kişi en başta ayırt etme gücüne yani temyiz kudretine sahip olmalıdır.

2.Evli Olmamak

Cinsiyetini değiştirmek isteyen kişi izin için mahkemeye başvuru yapabilmesi için evli olmaması  gerekir. Evli olmama şartı kanuna alınırken aile kurumunun kutsallığı göz önüne alınmıştır. Nitekim madde gerekçesinde de bu husus “toplumun temeli olan aile kurumunun cinsiye­ti belirsiz kişiler nedeniyle sarsılmasını önlemek amacıyla öncelikle kişi­nin evli olmaması öngörülmüştür. Bu koşul kişinin bir yandan evlili­ğini sürdürmesi öte yandan da evlilik devam ederken cinsiyet değişik­liğine gitmesi bunu eşinin ya da çocuklarının ortak yaşantıları içinde yapması­nın psikolojik ve ahlaki tersliklerinin önüne geçmek üzere konulmuştur” olarak belirtilmiştir.

3.Transseksüel Yapıda Olmak

Cinsiyet değiştirmek isteyen kişinin transseksüel yapıda olması ge­rekmektedir. Bu husus izin için mahkemeye başvurulduğunda mahke­mece talep edilen ve bir diğer şart olarak aşağıda detayları açıklanacak resmi sağlık kurulu raporunda belirtilmelidir. Transseksüellik daha önce açıklandığı gibi kişinin kendini biyolojik olarak sahip olduğu cinsiyetin karşıt cinsiyetine ait hissetmesidir. Travestilik ya da diğer cinsel kimlik bozuklukları ile karıştırılmamalıdır. Kanun cinsel kimlik bozuklukların­dan sadece transseksüelliğe yönelik olarak bu hakkı kabul etmiştir.

Ayrıca, kanunun bu maddesi hüsna yani çift cinsiyet durumunda da uygulanabilecektir. Yukarıda bahsi geçen Yargıtay kararında ve diğer birçok Yargıtay kararında da belirtildiği üzere aslında bu düzenleme öncesinde de çift cinsiyet durumunda cinsiyet seçimine yönelik bu ame­liyatlara ve nüfus siciline ilişkin düzenlemelere izin verilmekteydi. Bu madde ile daha net bir hukuki dayanak sağlanmıştır.

  1. Ruh Sağlığı Açısından Zorunluluk

Cinsiyet değiştirme operasyonları geri dönüşü olmayan operasyon­lar olduğu için, psikiyatri hekimi ve cinsel terapist gözetiminde uzun süreli bir takipten sonra yapılır.

Transseksüel düşüncelerin bir ruhsal bozukluk sonucu mu oluştuğu yoksa sağlıklı bir ruh hali içinde mi verildiğinin tespit edilmesi önemli­dir. Çünkü şizofreni gibi bazı psikiyatrik hastalıklar kimi zaman cinsel kimlikle ilgili algı ve düşünce sistemini bozabilmektedir[29]. Kişinin çal­kantılı, gelgitli ve tutarsız bir ruh hali içerisinde cinsiyet değiştirme iste­ği içerisine girmesi de muhtemel bir durumdur.

Bu sebeplerle cinsiyet değiştirmenin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğu kanaatine varabilmek adına birçok kıstas ve farklı parametrelerde değerlendirmeler ve incelemeler yapılmalıdır. Zira, cinsiyet değiştirme­nin hukuki boyutu, sağlam ve tutarlı tıbbi ve psikolojik veriler doğrultu­sunda şekillenmekte ve sonuca varmaktadır.

  1. Resmi Sağlık Kurulu Raporu

Cinsiyet değiştirme operasyonları geri dönüşü olmayan operasyon­lar olduğu için, psikiyatri hekimi ve cinsel terapist gözetiminde uzun süreli bir takipten sonra yapılır.

Transseksüel düşüncelerin bir ruhsal bozukluk sonucu mu oluştuğu yoksa sağlıklı bir ruh hali içinde mi verildiğinin tespit edilmesi önemli­dir. Çünkü şizofreni gibi bazı psikiyatrik hastalıklar kimi zaman cinsel kimlikle ilgili algı ve düşünce sistemini bozabilmektedir. Kişinin çal­kantılı, gelgitli ve tutarsız bir ruh hali içerisinde cinsiyet değiştirme iste­ği içerisine girmesi de muhtemel bir durumdur.

Bu sebeplerle cinsiyet değiştirmenin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğu kanaatine varabilmek adına birçok kıstas ve farklı parametrelerde değerlendirmeler ve incelemeler yapılmalıdır. Zira, cinsiyet değiştirme­nin hukuki boyutu, sağlam ve tutarlı tıbbi ve psikolojik veriler doğrultu­sunda şekillenmekte ve sonuca varmaktadır.

Mevcut kanuni düzenleme, cinsiyet değiştirme ameliyatına izin ve­rilebilmesi için talepte bulunan kişinin endikasyonu resmi sağlık kurulu raporu ile kanıtlamasını istemektedir. Mezkur rapor kişinin transseksüel yapıda olduğunu ve cinsiyet değiştirmenin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğunu göstermelidir.

Cinsiyet değişikliğinin sağlık yönünden zorun­lu olduğuna dair eği­tim ve araştırma hastanesinden alınmış resmi sağlık kurulu raporu ge­rekmektedir. Madde hükmünde sağlık kurulu raporundan bahsedildiği için tek bir doktorun verdiği rapor hukuken yeterli değildir.

Bununla beraber kanun, kurulun kaç hekimden ve hangi uzmanlık alanlarından oluşması gerektiğini de düzenlememiştir. Böylece bu husus tıp bilimine bırakılmıştır.

Transseksüeller açısından endikasyon daha çok ruhsal endikasyon olduğundan özellikle psikiyatristin kurulda bulunması zorunluluk arz etmektedir.

Aslında, her hal ve şartta ruhsal durumun birinci dereceden önem arz ettiği bir husus olduğu göz önüne alındığında endikasyon türü değer­lendirilmeksizin psikiyatristin bulunması zorunlu olmalıdır.

Bu rapor verilmeden önce kişi cinsiyet değiştirmenin fizyolojik ve psikolojik etkileri, sonuçları, gerçekleşecek operasyonun tıbbi aşamaları sonuçları, riskleri konusunda kişi tam olarak aydınlatılmış olmalıdır. Her tıbbi müdahalede büyük önem arzeden aydınlatma ve buna dayalı rıza bu ameliyatlarda sonuçları göz önüne alındığında bir derece daha önemli hale gelmektedir.

Cinsiyet değiştirmek isteyen kişi önce mahkemeye başvurup mah­kemenin talebiyle de rapor için sağlık kuruluna başvurabileceği gibi, kanunun aradığı şartları taşıyan bu raporu temin ettikten sonra da izin için mahkemeye başvurabilir.

Cinsiyet değiştirme talebinde bulunan kişinin alacağı sağlık kurulu raporunda, transseksüel yapıda olduğu ve cinsiyet değiştirmenin ruh sağ­lığı açısından zorunlu bulunduğu açıkça tespit edilmeli ve belirtilmelidir.

Cinsiyet Değişikliğinin Nüfus Siciline İşlenmesi

Cinsiyet değişikliğinin nüfus siciline işlenebilmesi için TMK m. 40’ta yer alan ilk iki aşamanın gerçekleşmesi gerekmektedir.

Öncelikle cinsiyet değiştirme operasyonu için mahkemeden izin alınması

Kanuna uygun olarak alınan izin sonucunda cerrahi operasyonun gerçekleştirilmesi gereklidir.

Bu iki şart dahilinde gerçekleşen operasyon sonrası kişi tekrar mahkemeye başvurarak bu sefer nüfus sicilindeki düzeltmelere karar verilmesini talep etmelidir.

Mahkeme nüfus sicili düzeltilmesine ilişkin karar verebilmek için cinsiyet değiştirme operasyonu öncesinde gerekli iznin alınıp alınmadı­ğına, bu izine bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir ameliya­tın yapılıp yapılmadığına bakmak zorundadır.

Cinsiyet değiştirme ameliyatının amaç ve tıbbi yöntemlere uygun olduğu ve kişinin biyolojik cinsiyetinin değişmiş olduğu yine resmi sağ­lık kurulu raporuyla kanıtlanmalıdır. Söz konusu ameliyat sonrası biyo­lojik cinsiyetin tam anlamıyla değişmemiş olması halinde mahkeme ta­lebi reddedecektir.

Cinsiyet Değiştirmenin Hukuki Sonuçları

Cinsiyet değiştirme ameliyatı sonrasında kişi yeni kimliğini alana kadar eski kimliğine göre hukuki işlemlerde bulunacaktır. Cinsiyet ve nihayetinde kimlik de değiştikten sonra kişi yeni kimliğine göre hukuki işlemlerde bulunacak, yeni cinsiyetinin gerektirdiği hak ve yükümlülük­lere kavuşacaktır. Örneğin askerlik yükümlülüğü, emeklilik yaşı yeni cinsiyete göre yeniden belirlenecektir.

Kişi ismini değiştirmek zorunda olmamakla birlikte değiştirmek için mahkemeye talepte bulunursa mahkeme tarafından cinsiyet değiş­tirme isim değişikliği için geçerli sebep olarak kabul edilecektir.

Hısımlık ilişkisi bakımından ise kişinin hısımlık bağlarında her­hangi bir değişiklik olmayacaktır. Kişi kiminle kaçıncı dereceden hı­sım ise aynı hısımlığı devam edecektir.

Hukuka uygun bir cinsiyet değiştirmede kişi evli olmayacağı için evlilikle alakalı bir sorun çıkmayacaktır. Ancak her nasıl olduysa kişi evli olduğu halde cinsiyet değiştirdiyse evliliğin durumu ne olacaktır. Hukuken nüfus kaydı değişikliğine böyle bir durumda mahkemece zaten izin verilmeyecektir. Kimlik değişimi olmayacağı için de evlilik resmi olarak varolmakla birlikte fiili durumda aynı cinsten iki kişinin evli ol­ması söz konusu olacaktır. Eski Medeni Kanunu’nun 29 maddesi sonra­sında oluşan görüş ayrılıkları burada da devam etmekte, evliliğin sona ereceği kesin olmakla birlikte kendiliğinden mi yoksa boşanmayla mı sona ereceği tartışma konusu olmaktadır.

Hukuken ve fiilen bir anlamda çıkmaza sürükleyen bu durumun oluşmaması için izinsiz ameliyatların önüne geçilmelidir. Bu yolda izin­siz ameliyat yapan doktorların ağır maddi, mesleki ve cezai yaptırımlara maruz bırakılması bir çözüm olabilir.

Aile hukuku açısından tartışılacak bir diğer sonuç da kişinin ço­cuklarının velayetidir. Kanunen cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmiş kişinin çocuğunun velayet hakkını almasına engel bir durum yoktur. Velayet konusunda genel hükümler ve kıstaslar çerçevesinde hareket edilmelidir. Menfaati korunmak istenen küçük, söz konusu cinsiyet de­ğiştirmeyi anlamış algılamış ve bilinçli olarak kabul etmiş olabilir. Böyle bir durumda diğer şartların da mevcudiyeti halinde cinsiyet değiştiren bireyin çocuğunun velayetine sahip olması bir sakınca barındırmamak­tadır.

Ayrıca transseksüel yapıda bulunduğu için evliliğini sona erdiren taraftan, diğer eşin bu sebeple manevi tazminat talep etme hakkı yok­tur.

Konuya İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2017/7453 K. 2018/2260 T. 15.02.2018:

    Dava dilekçesinde, cinsiyet değişikliğine izin verilmesi, yasal koşullar gerçekleştiğinde de nüfus kaydında buna uygun cinsiyet ve isim düzeltiminin yapılması istenmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi kapsamında cinsiyet değişikliği için izin verilmesi ve cinsiyet değişikliğinin nüfusa tescili istemine ilişkindir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 40.maddesinde cinsiyet değiştirme ve cinsiyet değiştirme için aranan şartlar düzenlenmiş olup buna göre; cinsiyet değiştirmek isteyen kimse mahkemeye şahsen başvurarak cinsiyetinin değiştirilmesini talep edebilecektir. Mahkeme bu istem karşısında cinsiyet değişikliğine izin verebilmek için istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş olması, evli olmaması, transseksüel yapıda olup cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemiş olması şartlarını arayacaktır. Bu şartların yerine gelmesiyle cinsiyet değişikliği için izin kararı verilecek ve verilen izin kararı doğrultusunda kişi cinsiyet değişikliği ameliyatı olabilecektir.

Cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde ise bu defa mahkemeden nüfus kaydının düzeltilmesi talebinde bulunularak yeni durum nüfus siciline işlenebilecektir.

Cinsiyet değiştirme kanundaki düzenlemeye göre iki aşamadan oluşmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasında tahdidi olarak sayılan şartların varlığı halinde mahkemece cinsiyet değişikliği için izin kararı verilecek, maddenin ikinci fıkrasında ise; birinci fıkra gereği verilen ve kesinleşen cinsiyet değişikliğine izin kararına bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilecektir.

Yani cinsiyet değişikliği için; ilk önce cinsiyet değişikliğine dair mahkemece izin kararı verilmeli ve bu izin kararına istinaden gerekli cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılmalıdır. Daha sonra açılacak davada ise mahkemece, cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilecektir. Özetle; TMK 40. maddesine göre, iki ayrı dava mevcut olup, birinci fıkrada cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası, ikinci fıkrada ise cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davası düzenlenmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının iddiası Almanya’da cinsiyet değişikliği için ameliyat olduğu ve bu ameliyatlara dair rapor suretlerinin tercümelerini dosyaya sunmuştur. Ancak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 29.01.2016 tarih ve 242 sayılı raporuna göre davacının sunulan belgelere göre cinsel değişiklik ile ilgili bir cerrahi işlem uygulanmadığı bildirilmiştir. Dolayısı ile Kanunun 40. maddesindeki cinsiyet değişikliği için ameliyat aşamasının geçildiği kabul edilemez. Ancak mahkemece davacının durumu ile ilgili iki ayrı sağlık kurulu raporu alınmış, sunulan raporlar Kanunun aradığı hususları ihtiva etmemektedir.

Şöyle ki; cinsiyet değişikliğine izin için ilk raporda olması gereken hususlar; cinsiyet değişikliği talep eden kişinin transseksüel yapıda olup olmadığı, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı hususları açıkça raporda belirtilmelidir. İlk aşama yani cinsiyet değişikliği ameliyatı tamamlandıktan sonra ikinci aşamada ise, nüfus kaydında düzeltme yapılabilmesi için cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması gerekmektedir.

Buna göre mahkemece yapılacak iş; cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davasının eldeki dosyadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydı yapılarak cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası ve izin verilecekse tıbbi yöntemlere uygun cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin “Resmi Sağlık Kurulu Raporu” sunması için imkan tanınıp, bunun sonucuna göre karar verilmesi; cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası yönünden ise, davacının bizzat yurt dışı tedavi belgeleri ile birlikte bir eğitim araştırma hastanesine sevki sağlanarak;

1-Transseksüel yapıda olup olmadığı,

2-Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı,

3-Üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınıp oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermekten ibarettir.” 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2005/17485 K. 2006/1343 T. 13.02.2006:

Davacı Türk Medeni Kanununun 40. maddesi uyarınca kadın olan biyolojik cinsiyetin erkek olarak değiştirilmesine izin verilmesini, yasal koşullar gerçekleştiğinde de nüfus kaydında buna uygun cinsiyet ve isim düzeltiminin yapılmasını istemiştir.

Yerel mahkeme bu isteği; dosyada bulunan raporda davacının ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip bulunmadığı gerekçesiyle reddetmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının dava tarihinde onsekiz yaşından büyük, bekar, kadın olarak nüfusta kayıtlı bulunduğu, transseksüel yapıda olup Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğinde dört yıllık izleme sonucunda cinsiyetinin erkek olarak değiştirilmesinin ruh sağlığı açısından zorunlu bulunduğu dosyadaki tıbbi belge ve raporlardan anlaşılmaktadır.

Mahkeme Türk Medeni Kanununun madde 40/1 uyarınca davacıya kadın olan cinsiyetinin erkek olarak değiştirmesi için 23.11.2004 tarihinde izin vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacının, izin kararından sonra geçirdiği tıbbi operasyon sonucu düzenlenen raporda: “Labium minuslarının” çıkartıldığı, vajinanın kapalı olduğu, ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip olmadığı, bununla birlikte kadın cinsel organlarına da sahip olmadığı, üreme fonksiyonlarının bulunmadığı, genital bölgesinin kadın görünümüne sahip olmadığı, biyolojik cinsiyetinin psikolojik cinsel kimliğine uygun olarak değiştirilmesinin ruh sağlığı açısından gerekli olduğu açıklanmıştır.

Dosyadaki raporlar Türk Medeni Kanununun madde 40’a uygun nüfus sicilinde cinsiyet değişikliği yapılması için yeterli değildir. Ancak davacının sunduğu Şişli Eftal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Uzman Doktoru imzalı yazıda: “Davacının kadın cinsiyetinden erkek cinsiyetine geçebilmesi için gerekli ameliyatlardan birincisini olduğu, kadınlık iç ve dış organlarının alınarak fiziksel kadın kimliğinin sonlandırıldığı, kadından erkeğe cinsiyet dönüşümünün ikinci aşama ameliyatının hastaya erkek cinsel organının takılması olduğu, bunun da tıbbi açıdan mümkün bulunduğu” ifade edilmiştir. Davacıya, cinsiyet değişikliğinin ikinci aşamasının da yapılıp Türk Medeni Kanununun 40/2. madde uyarınca tıbbi yöntemlere uygun “Resmi Sağlık Kurulu Raporu” sunması için imkan tanınıp, bunun sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Avukat vekalet ücreti ne kadardır?

Avukat vekalet ücreti, hakkınızda yürütülecek işlem ve dava üzerinden belirlenmektedir.  Bilindiği üzere her yıl  Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yasalaşarak yürürlüğe girer.  Aile hukuku kapsamında görülen davalarda avukat vekalet ücreti, bu tarifede belirtilen ücretin altında bir tutar olarak belirlenemez. Dolayısıyla avukat vekalet ücreti her zaman sabit ve kesin değildir. Bununla birlikte asgari ücret tarifesinin üzerinde bir avukatlık ücreti belirlenmesi mümkün olabilir. (2023 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi için tıklayınız.)

İlgili yazılarımız;
Bizimle nasıl iletişime geçebilirsiniz?

Her türlü avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetleri hakkında bilgi almak için 0545 588 0258 numaralı telefondan numarası üzerinden tarafımıza ulaşabilir, her türlü sorunuz için irembikedemirhan@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz. Ücretli danışmanlık veya avukatlık hizmeti almak için tarafımız ile iletişime geçebilirsiniz. (Avukatlık Kanunu uyarınca ücretsiz danışmanlık ve bilgi verme hizmetimiz bulunmamaktadır.)

AV.İREM BİKE DEMİRHAN

Sivas Avukat Irem Bike Demirhan

Sohbeti Aç
Hemen iletişime geç
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?